Çevrimdışı

Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Başbakan Erdoğan'ın, son açıklamalarında kullandığı "dışarıdan kışkırtılan içerideki hainler" gibi ifadeleri yurt dışında tartışma yarattı.

Financial Times, Başbakan Erdoğan'ın "Hükümetine meydan okuyan "hainler'e saldırılarına hız verdiğini" savunduğu haberinde Başbakan'ın protestocuları "terörist" ve "hainler" olarak nitelediğini, halbuki birçok göstericinin barışçıl olduğunu kaydetti.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, son açıklamalarında kullandığı "dışarıdan kışkırtılan içerideki hainler" gibi ifadeleri ve yabancı medyaya yönelik sert eleştirileri ile yurt dışında haber ve yorumlara konu oluyor.

Financial Times gazetesi, Başbakan Erdoğan'ın "hükümetine meydan okuyan "hainler'e saldırılarına hız verdiği" görüşünü savunduğu haberinde Erdoğan'ın ayrıca medya organlarını, kargaşadan önceden bilgi sahibi olmakla suçladığını da yazdı.

İngiliz ekonomi gazetesi Financial Times, Başbakan Erdoğan'ın ilk defa bu tür "iddialar"da bulunmadığını ancak artık normal söyleminin bir parçası haline geldiğini belirtirken Erdoğan'ın "sezaryenlerin nüfusu azaltmayı amaçlayan bir komplonun parçası olduğu" sözlerine de vurgu yaptı.

Erdoğan'ın "komplo teorilerine düşkün olduğu" yönündeki eleştirilere dikkat çekerken Başbakan'ın protestocuları "terörist" ve "hainler" olarak nitelediğini kaydeden gazete, halbuki birçok göstericinin barışçıl olduğunu da kaydetti.

CEO'LAR ANKETİ

FT, haberinde "gösterilerin ana akım çekiciliğinin bir ölçüsü" olarak da bu hafta 137 Türk CEO'su arasında yapılan bir anketin bulgularını gösterdi. Gazete, "CEO'ların yüzde 40'ı, protestolardan Erdoğan'ın sert tutumunu, yüzde 31'i ise, orantısız polis yanıtını sorumlu tuttu" diye yazdı.

Bazı Bakanların da Erdoğan gibi yaparak "şaşırtıcı suçlamalarda" bulunduklarını savunan gazete, bu çerçevede Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan ve Avrupa Birliği Bakanı Eğemen Bağış gibi bankaların "faiz lobisi", yabancı medya ve uluslararası "komplolar"a ilişkin sözlerine atıfta bulundu.

"PİYASALARIN SINIRLI TEPKİSİ VAR AMA HÜKÜMET KREDİBİLİTESİNİ ZEDELİYOR"

Ancak gazete, Türkiye'nin artık göreli olarak kapalı bir ekonomi olmaktan çıktığına, büyük cari açığın finansmanı için kısa vadeli yabancı sermaye bağlımlı olduğuna işaret ettikten sonra Standard Bank'tan Timothy Ash'ın değerlendirmelerine yer verdi.

Timothy Ash, piyasaların Erdoğan'ın söylemlerine ve Türkiye'deki kargaşaya tepkisinin "göreli olarak sınırlı" kaldığını kabul ederken tahvil faizlerini istikrarlaştırmak için devlet bankalarının devreye girdiğine de işaret etti.

"FAİZ LOBİSİ DİYE BİR ŞEY YOK"

Buna karşın "hükümetin inşa ettiği kreditebiliyeti zedelemekte olduğu" uyarısında yapan Ash şu görüşleri de dile getirdi:

"Piyasanın o kadar dayanıklı olmasının nedenlerinden biri, (Erdoğan'ın) yönetimine ve son 10 yılda yaptıklarına olan inançtır. Ancak daha önce asla böyle bir söylem düzeyini görmemiştik. Elbette ki faiz lobisi gibi bir şey yok."

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

 

Çevrimdışı

E tabi biz, özgürlük kolpası yapan İngilizlerin, Amerikalıların, Rusların, kendi halklarına karşı emniyet güçleriyle yaptıkları zulmü de biliyoruz. Tarihin her döneminde kayıtlarda vardır. Gaz bombası dediğin o zulümlerin yanında devede kulak. Ama tabi bizim gaza gelmeye meraklı olan insanımıza bunu anlatamazsın.

Bunların inkar politikası gelenekseldir. Ben de girdim o sözde barışçıl eylemcilerin arasına. Nedense aralarında barışa dair niyeti olan hiç kimse yoktu. Emniyet müdürü güzel bir açıklama yaptı aslında. Yüzlerce kişinin attığı taş hiç konuşulmuyor ama günlerce aç uykusuz kalıp evine bile gidemeyen polisin attığı gazlardan ötürü kıyamet kopuyor. O taş atanlara bugün polis memuru olacaksın denilse havada kapar. Eylemlerdeki polislerin yaşadığı psikolojik güçlükleri yaşasa, bu kafayla o polislerin attığı gazın 10 mislini atacak kadar güçsüz iradeye sahiptir. Bundan adım gibi eminim. Artık aralarındaki iyi niyetlilerle kötü niyetlileri ayıracak inceliğe de sahip değilim.

Çünkü bu kadarı yeter artık. Bu insanlar, dün metrobüsün trafikte sıkışık kalmasına küfreden insanlardır. Bu insanlar, avm yapılmasına küfrederken, açılan avm'leri hınca hınç dolduran insanlardır. Kimse kendini eleştirmiyor, herkes devletine nişan almış ateşliyor. Tabi hükümet yatırım ve kolaylık sağlama konuları dışında siyasette de tutarlı davranabilecek kadar iyi olabilseydi, bugün Putin'in realist icraatlarını incelemek yerine, Tayyip Erdoğan'ınkini incelerdik. Ne Tayyip'in üslubu üslup, ne de bu üslubu şikayet edenin izlediği yol doğru. Hiç kimse poliste askerde hata arayıp de devletin kutsallığını zedelemeye çalışmasın boş yere. Devlet ile hükümet ayırımını da yapabilmek gerekir tabi. Hükümete karşı mukavemet girişiminde bulunurken, devlet unsuruna zarar verdiğini bilmeyen nice kendini ilerici sayan kardeşlerimiz var.

Tencere tavayla gürültü patırtı çıkartarak daha kimlerin planına hizmet ettiğinin farkında olmayan insanlarımız olduğu gibi, hükümet mitinginde Tayyip Erdoğan'ın ukalaca "ben yaptım" başlıklı seslenişlerini duyup kendinden geçen fanatiklerin tamamından şikayetçiyim.

Benim istediğim bilinçli halk bu değil arkadaş. Benim hayal ettiğim halk, şahıslara ve örgütlere körü körüne böylesine aşık olup, tencere tava çalarak veya mitinglerde anırarak kendi insani değerlerini bu kadar küçük düşüremez. Benim halkım, insanların gelip geçici olduğunu bilmeli, hata yapmaya müsait olduğunun bilincinde olmalı, yaptığı araştırmanın doğruluğundan emin olmalı, olayları tarafsız bir zihinle değerlendirmeli. Atatürk'ün hatırı için kendi partisinin yozlaşan yanlarını görmezden gelmemeli. Din için hükümetin manevralarına kanmamalı. Kendi hareketine "halk hareketi" deyip hükümeti ötekileştirirken, hükümet unsurunu oluşturan insanların da halkın içinden çıktığını unutmamalı. Eylemciler halk iken, ötekileştirilenler bir anda uzaylı olmuyor.

Bir de yeni yeni popüler olan apolitik deyim. Kimse kendini kandırmasın. Apolitikliğin ne olduğunu bilmeden, arama motorunda sorduğun o soruya aldığın ilk cevabı benimseyip kendini öyle tanıtma artık. Kimse kendini apolitik olarak kandırmasın. İdeoloji, bazen tokalaşmadan, bazen cümlelerden, bazen bakışlardan bile belli edilir.

Kendini kandırma Türkiye'm. Siyaset sana göre değil...