IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

 
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 22 Ağustos 2013, 14:41   #1
Zen
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Şam'daki Kimyasal Silah Saldırısı




Başbakan Yardımcısı Bozdağ: "Eğer Suriye'de Esed'in kimyasal silah kullanmak suretiyle öldürdüğü kişiler gayrimüslim olsaydı veya Mısır'da Sisi'nin eli kanlı katillerinin onun talimatıyla öldürdükleri, şehit ettikleri gayrimüslim olsaydı acaba Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin 5 üyesi bir araya gelip hiçbir şey söylemeden dağılır mıydı? Zulmü, zalimi cesaretlendiren açıklamalar yapabilirler miydi? Ona destek olurlar mıydı?" "Suriye'deki durum, başka kimyasal silah kullanıldığına ilişkin bir gerçeklik var. Yalan değil, hakikat var. Yalan üzerine Irak'ı bombalayanlar, yalan üzerine İran'a ambargo uygulayanlar başka adımlar atanlar, Suriye'de yaşanan hakikat karşısında sessiz kalınca 'Biz Birleşmiş Milletler Evrensel Beyannamesini esas alıyoruz' demesine benim nasıl inanmamı beklerler" "Suriye'de olan vahşet karşısında her şey bitmiştir. Eğer dünya bu vahşete seyirci kalmayı içine sindiriyorsa artık yeryüzünde 10 milyara yakın insan da olsa bu insanlar ölmüştür demektir. Bu insanların hakkını, hukukunu temsil ettiğini söyleyen devletler yoktur demektir" "'Birleşmiş Milletlerin, uluslararası toplumun zulme, zalime dur demesi için daha kaç masum çocuğun, kadının, insanın ölmesi lazım. Suriye'de zulmün, akan kanın bitmesi için daha kaç tane sabinin, kaç tane insanın hayatını kaybetmesi lazım'. Biri çıksın bunu da açıklasın, 'Bizim şöyle bir standardımız var, bin kişi, 10 bin kişi, 100 bin kişi ölürse, Müslüman ölürse kılımızı kıpırdatmayız' diye bir kuralı mı var Birleşmiş Milletlerin"

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, "Eğer Suriye'de Esed'in kimyasal silah kullanmak suretiyle öldürdüğü kişiler gayrimüslim olsaydı veya Mısır'da Sisi'nin eli kanlı katillerinin onun talimatıyla öldürdükleri, şehit ettikleri gayrimüslim olsaydı acaba Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin 5 üyesi bir araya gelip hiçbir şey söylemeden dağılır mıydı? Zulmü, zalimi cesaretlendiren açıklamalar yapabilirler miydi? Ona destek olurlar mıydı?" dedi.

Bozdağ, Diyanet İşleri Başkanlığı Konferans Salonu'nda Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile Diyanet İşleri Başkanlığı arasında yapılan "Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesinde Din Görevlilerinin Katkısının Sağlanması İşbirliği Protokolü"nün imza törenine katıldı. Bozdağ, törende yaptığı konuşmada, Diyanet İşleri Başkanlığının İslam'ın doğru anlatılması konusunda Kur'an ve sünnetten kaynaklı büyük bir ilmi faaliyet yürüttüğünü bildirdi.

Diyanet'in her mahallede şubesi olan bir üniversite olduğunu söyleyen Bozdağ, "Biz biliriz inanırız ki bütün kitaplar tek kitabı, bütün ilimler tek kitabı, o da Kur'an'ı doğru anlamak içindir. Hepimizin gayreti tek insanı, o da Allah'ın Rasulü Hazreti Muhammed Efendimizi doğru anlamak içindir. Eğer İslam dünyası ve insanlık Kur'an'ı ve onun en birinci ve en doğru müfessiri olan İslam Peygamberini doğru anlamış olsaydı, biz bugün kadına şiddeti, biz bugün Suriye'de işlenen vahşeti konuşmuyor olurduk. Esasında bugün kadına şiddet konusunda olsun, insanlığa ölüm yağdıran yapılar, yönetimler kişiler olsun bütün bunların varlığı bir arada oluşunun ana nedenlerinden bir tanesi işte bu Kur'an ve sünnet okurunun Allah'ın kitabı ve onun Resulünü bildiğini zanneden kişiler tarafından dahi doğru dürüst bilinememesidir" diye konuştu.

Suriye'de yaşanan olaylara bakıldığında "cihat ilan ettiğini düşünen" kişilerin olduğunu ifade eden Bozdağ, "Hangi Kur'an'ı okuyorlar anlamıyorum bunlar. Hangi peygamberi takip ediyorlar ben de anlamıyorum, benim okuduğum kitaplar mı başka, benim okuduğum peygamber mi başka bunların okidukları mı başka bilemiyorum. Kur'anın neresinde Esed'in bu zulmü cihat olarak ilan ediliyor, Peygamberin hangi hadisinde var, nerede var. İslam'ın neresinde var? Hiçbir yerinde yok. Ama bakıyorsunuz kıyafetlerine, hallerine, durumlarına ondan sonra konuşuyorlar" dedi.

Suriye'de meydana gelen hadiselerin İslam'la, insanlıkla, hukukla izah edilemeyeceğini anlatan Bozdağ, şöyle devam etti :

"Suriye'de olan vahşet karşısında her şey bitmiştir. Eğer dünya bu vahşete seyirci kalmayı içine sindiriyorsa artık yeryüzünde 10 milyara yakın insan da olsa bu insanlar ölmüştür demektir. Bu insanların hakkını, hukukunu temsil ettiğini söyleyen devletler yoktur demektir. İnsan haklarına ilişkin sözleşmelerin altına imza koyan ülkeler ve bu sözleşmelerin tatbikini hayata geçirmek için var olan uluslararası örgütler yok demektir. Eğer varsa göstersinler. Binlerce insan kimyasal silah kullanımı sonucu hayatını kaybediyor. Peki dünya ne yapıyor? Hala hesap yapıyor, hala çıkar endeksli olayları değerlendiriyor. Hala 'benim ülkemin menfaati, Esed gider de yerine falancalar gelirse acaba biz ne yaparız' diye hesaplar, kitaplar yapıyorlar ."

Bozdağ, bu tür hadiseler karşısında yapılması gerekenin altına imza koyulan uluslararası insan hakları sözleşmelerinin gereğinin yapılması olduğunu ancak bunun yapılamadığını söyledi. Bozdağ, şunları söyledi :

"Bir kez de buradan ifade etmek isterim; eğer Suriye'de Esed'in kimyasal silah kullanmak suriteyle öldürdüğü kişiler gayrı müslim olsaydı veya Mısır'da Sisi'nin eli kanlı katillerinin onun talimatıyla öldürdükleri, şehit ettikleri gayrımüslim olasydı acaba Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin 5 üyesi bir araya gelip hiçbir şey söylemeden dağılır mıydı? Zulmü, zalimi cesaretlendiren açıklamalar yapabilirler miydi? Ona destek olurlar mıydı? Yoksa ona dünyayı dar edecek adımları atmak için kararlar mı alınırdı? Onun için de bütün İslam Dünyasının, bütün Müslümanların bir kez daha düşünmesi ve dinini doğru anlaması Peygamberini doğru anlaması, öyle gruplarla, grupçuluklarla, hiziplerle, fitnelerlme, fesatlarla uğraşmayı dindarlık zannedeceğine bu dinin esasına göre iman ve amel etmenin yolunu bulması lazım ."

Müslümanların birbirine hakaret ve küfür gibi konularda yarış etmemesi gerektiğini ve dini doğru anlamak hususunda gayret içerisinde olması gerektiğini dile getiren Bozdağ, İslam ülkelerindeki durumu hatırlatarak, "Hiç mi bizim suçumuz yok? Onun için bizim ideoloji pencerelerinden bakmayı bırakıp gerçeğin, vicdanın, kalbin, insanlığın penceresinden hadiselere bakmanın yolunu mutlaka ama mutlaka bulmamız lazım" ifadesini kullandı.

Irak'ta kimyasal silahlar bulunduğuna ilişkin iddiaları üzerine Irak'a 2003 yılında çıkarma yapıldığını belirten Bozdağ, İran'a da uranyum zenginleştirmesi yapıldığına ilişkin iddialarla yıllardır İran'a yaptırım uygulandığını hatırlattı. Bozdağ, şöyle devam etti:

"Ama Suriye'deki durum başka kimyasal silah kullanıldığına ilişkin bir gerçeklik var. Yalan değil, hakikat var. Yalan üzerine Irak'ı bombalayanlar, yalan üzerine İran'a ambargo uygulayanlar başka adamlar atanlar, Suriye'de yaşanan hakikat karşısında sessiz kalınca 'Biz Birleşmiş Milletler Evrensel Beyannamesini esas alıyoruz' demesine benim nasıl inanmamı beklerler. 'İnsan haklarına ilişkin uluslararası sözleşmeler bizim esas hareket noktamızdır' demelerine benim nasıl inanmamı beklerler. Acaba Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi veya insan haklarına ilişkin Avrupa sözleşmesinin hükümleri öldürülenler Müslüman olunca ihlal edilmiyor mu? Bu sözleşme hükümlerinin ihlal edilmesi için ön şart ölenlerin gayrımüslim olması mıdır? Yok eğer ön şart ölenin insan olmasıysa, eğer ön şart insan haklarının, onurunun, yaşam hakkının ortadan hukuk dışı yollarla kaldırılması haliyle, gereken müeyyideleri uygulamak için hareket etmeyi gerekli kılıyorsa o zaman Suriye'de yaşananlar Mısır'da olup bitenler karşısında bu duruşu nasıl izah edeceğiz.

O yüzden gerek Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin, gerek Birleşmiş Milletler üye ülkelerinin, gerekse Avrupa Birliği üyelerinin, gerekse başkaca uluslararası örgütlerin ve bunların üyelerinin hep beraber insan eksenli bir bakışı dünyanın neresinde olursa olsun orada hayata geçirmeye ihtiyacımız var ."

Bozdağ, bunların yapılmaması halinde Suriye ve Mısır'da meydana gelen olayların başka yerlerde de hatta batıda da olabileceğini ifade etti.

Bosna Hersek'te 90'lı yıllarda BM'nin güvenli bölge ilan ettiği Srebrenitsa'da meydana gelen ve BM himayesindeki 9 bin insanın öldürüldüğünü ve adeta soykırım yaşandığını hatırlatan Bozdağ, şunları söyledi :

"O zaman da Türkiye ayağa kalktı şimdi de ayağa kalktı. Biz yine aynı şeyi soruyoruz, o zaman da demiştik; 'Birleşmiş Milletlerin, uluslararası toplumun zulme, zalime dur demesi için daha kaç masum çocuğun, kadının, insanın ölmesi lazım. Suriye'de zulmün, akan kanın bitmesi için daha kaç tane sabinin, kaç tane insanın hayatını kaybetmesi lazım'. Biri çıksın bunu da açıklasın, 'Bizim şöyle bir standardımız var, bin kişi, 10 bin kişi, 100 bin kişi ölürse, Müslüman ölürse kılımızı kıpırdatmayız' diye bir kuralı mı var Birleşmiş Milletlerin. İnsanı yaşatmak esassa o maksatla hareket ediiyorsa o zaman bunun gereğini yapması lazım. Sadece terör örgütlerine karşı değil, bizzat devletin terör estirdiği insanlarını kurşuna dizdiği bir ortamda da bunun gereğini yapması lazım ."

Bozdağ, Türkiye'de de bazı gazetelerin Suriye'de meydana gelen olaylara ilişkin haberleri görmediklerini bazılarının ise haberleri küçük gördüklerini ifade ederek tepki gösterdi.

İmzalanan protokolün hayırlı olmasını dileyen Bozdağ, şunları kaydetti :

"Böylesi vicdansızlıkların, zulümlerin olmadığı bir dünyanın en kısa zaman içerisinde oluşmasını Cenab-ı Allah'tan temenni ediyorum. Rabbim bu zulmü yapanlara gerekli dersi kendi kudreti ilahisinden vermeye kadirdir. Çünkü hiçbir zalim zulmüyle abad olmadı, bunlar da olmayacaktır onlar da yok olup gidecektir. Tıpkı Firavunun suda boğulduğu gibi, tıpkı başka zalimler kurdukları tuzakta kaybolduğu gibi burası da kaybolacaktır, insandan ve insanlıktan yana insan onur ve haysiyetinden yana tavır koyanlar kazanacaktır." - Ankara
sondakika.com*

 

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları sohbet odaları Benimmekan Mobil Sohbet
 

Etiketler
şamdaki


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
'Polis kimyasal silah kullandı' Zen Haber Arşivi 0 19 Haziran 2013 11:54
TSK'da 'kimyasal silah' alarmı Katherina Haber Arşivi 0 25 Temmuz 2012 09:25
Esad kimyasal silah kullanıyor PassioN Haber Arşivi 0 24 Şubat 2012 20:30
Kimyasal silah yok ve kullanılmaz PuSAt Haber Arşivi 0 31 Mart 2006 07:48