IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

 Kayıt ol  Topluluk
 
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 13 Aralık 2014, 19:48   #1
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
“Çekip gitme hissine sıklıkla kapılıyorum”




“Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku” filminde rol alan Sezin Akbaşoğulları, Müzeyyen gibi her şeyi bırakıp, çekip gitme hissine sıklıkla kapıldığını söylüyor: “Görmediğim, yabancı bir ülkeye giderim. Kafamdaki taşlar oynuyor, iyi geliyor”

Fırat Karadeniz - Milliyet

Sezin Akbaşoğulları’nın Erdal Beşikçioğlu ile başrolünü üstlendiği “Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku” filmi bu hafta vizyona giriyor. Çiğdem Vitrinel’in yönettiği film İlhami Algör’ün aynı adlı romanından yine Vitrinel ve Ceyda Asar tarafından uyarlandı. Akbaşoğulları’nın canlandırdığı Müzeyyen karakteriyle Beşikçioğlu’nun hayat verdiği yazar Arif karakterinin ilişkisine odaklanan film buruk bir hikaye koyuyor önümüze.

Film vizyona girmeden önce bir de sürprizi oldu: Sezin Akbaşoğulları ve Koray Candemir’in film müziklerinin albümü için birlikte seslendirdikleri “Muhteşem Bir Son” adlı şarkının klibi televizyonlarda yayınlanmaya başladı. Biz de Akbaşoğulları’yla Müzeyyen’i ve müzikle olan ilişkisini konuştuk.

Bize Müzeyyen’i anlatabilir misiniz? Nasıl bir karakter Müzeyyen?

Kitabı senaryo ortaya çıkmadan altı-yedi ay önce okumuştum. Filmin yapımcısı Marsel Kalvo bana Adana Film Festivali’nde bahsetmişti böyle bir projesi olduğundan. Kitabı okuduğumda ondan nasıl bir film çıkar pek anlayamamıştım. Kitaptaki Müzeyyen biraz daha “ağır abla” bir karakter. Bir çocuğu var, taşra kasabasında yaşıyor...

Film daha farklı ama...

Filmin senaryosu geldiği zaman kitabın sadece bir esin kaynağı olduğunu anladım. Filmde daha çok şehir hikayeleri, şehirli karakterler vardı. Mesela Arif, DJ’lik yapan bir yazar. Müzeyyen mimar; tek başına yaşıyor. Çocuğu da yok. Bir Oyuncu için çok eğlenceli bir roldü. Çünkü ben Müzeyyen’in biraz da oyunucunun yorumuna kalan bir karakter olduğunu düşünüyorum.

“Erdal Beşikçioğlu ilham verici bir oyuncu”

Bu rol için özellikle dikkat ettiğiniz bir şey var mıydı?

Bence Müzeyyen canı çok sıkılan bir kadın. Aşkı bir oyun gibi kendini eğlendirmek için kullanıyor, çok ciddiye almıyor. Biraz da tramvatik geçmişi yüzünden acımasız olarak nitelendirilebilir...

Filmde Müzeyyen herkesi kendine hayran bırakıyor. Çevresindeki tüm erkekleri Müzeyyen’e çeken neydi?

Kayıtsızlığı olabilir. Maskülenlik de var. Güzel bir kadının kayıtsız ve maskülen olması bence erkeklere çekici geliyor.

Müzeyyen’in her şeyi bırakıp, çekip gitmesi gibi bir hisse siz de kapılıyor musunuz?

Sıklıkla.

Sizin kaçıp gittiğiniz yer neresi?

Hiç görmediğim, yabancı bir ülkeye giderim. Çünkü mimarisi, coğrafyası farklı olan bir yere gittiğinizde kafanızdaki bazı taşlar oynuyor. Bu da iyi geliyor size.

Erdal Beşikçioğlu’nu da sormak istiyorum. “Behzat Ç.”de de bir rolünüz vardı. Çekimler nasıl geçti?

Erdal Beşikçioğlu’nun da bu filmde yer alması benim için çok güzel bir tesadüf oldu. Erdal çok iyi ve deneyimli bir oyucu. İşini yaparken gösterdiği özen ve titizlik çok ilham verici ve öğretici. Bu filmde de öyle oldu.

“Oyunculuk dahilinde şarkı söylemek isterim”

Koray Candemir’le birlikte film müzikleri albümünde bir şarkı seslendirdiniz ve bu şarkı çok beğenildi. Sever misiniz şarkı söylemeyi?

Şarkı söylemeyi çok severim ama profesyonel bir tecrübem olmamıştı. Koray Candemir bu düeti gerçek bir şarkıcıyla yapacaktı ama birtakım teknik meseleler yüzünden olmadı. Sonra Harun Tekin aradı, ben de tam anlamıyla teklifin üstüne atladım.

Dinleyici olarak müzikle aranız nasıl?

Önemli bir rolü var hayatımda. Bir role çalışırken de müziği kullanırım.

Bu çalışma kariyerinizde müzikle ilgili bir kapı açmış olabilir mi?

Zannetmiyorum. Çok farklı bir mesleko. Başka bir motivasyon, başka bir çalışma gerekiyor. Fakat umarım buna benzer tesadüfler ilerde de olur. Oyunculuk dahilinde şarkı söylemek isterim.

“Sinemada umut vâdedici işler oluyor”

Türk sinemasının 100’üncü yılı. Siz sektörün içinden Türk sinemasının gidişatını nasıl görüyorsunuz?

Türk sinemasında umut vâdedici işler oluyor artık. Genç yönetmenler çıkıyor. Bu çok şahane. Fakat şöyle de bir durum var: Bir yönetmen filmi için para bulmakta gittikçe zorlanıyor. Bu da işin üzücü tarafı. Çünkü çok iyi projeleri olan, çok akıllı, teknolojiyle haşır neşir yeni nesil yönetmenler var.
İyi projeleri olan deneyimli yönetmenler var. Şirketler sponsorluk anlayışından farklı olarak destek için fon oluşturabilirler.

“Sofra kurmak yaşam enerjisi için birebir”

Oyuncuların hayatı genelde koşuşturma içinde geçiyor. Siz kendinize vakit ayırdığınızda neler yapıyorsunuz?

Gitmek çok iyi geliyor; bulunduğum yerden uzaklaşmak. Eğer mümkünse ilk yaptığım şey bu oluyor. Daha çok spor yapıyorum ve daha çok içiyorum. Bu ikisi birbirini dengeliyor. Boş zamanlarda kitap okumak da mümkün oluyor. Okumayı sevdiğim şeyler de ruh halime göre değişiyor. Bir de aynı anda farklı şeyler okumayı seviyorum. Arkadaşlarıma yemek yapmaktan, sofra kurmaktan zevk alıyorum. Yaşam enerjisi için birebir.

“Bu oyunu entelektüel olmayan seyircinin beğenmesi önemli”

Tiyatroya da “Soytarım Lear” ile devam ediyorsunuz... Nasıl gidiyor?

Oyun çok güzel gidiyor. Ayda dört kez Kadıköy Halk eğitim Merkezi’nde oynuyoruz. Oyunumuz çoğunlukla beğeniliyor. Özellikle entelektüel olmayan tiyatro seyircisi tarafından. Bence bu çok önemli bir şey. Oyun da enteresan. Bir performans oyunu. Biz de bu oyun için uzun bir süre çalıştık. Sanırım 8.5 ay kadar çalışma süremiz oldu. Toplu olarak denemediğimiz bir şeyi denedik. Tiyatro bölümü sınıfı gibi olduk diyebilirim. Benim için bu deneyim çok önemliydi.

Neden özellikle entelektüel olmayan tiyatro seyircisi ayrımı yaptınız?

Çünkü metni bilip geldiğinizde ya da tiyatro ilgisine sahip olduğunuzda o bilgi bir kirlenmeye sebep olabiliyor. Bir de oyun çok sembolik. Semboller ve göndermeler içeriyor. Tüm bunları yargılayabiliyorsunuz. Bu nedenle kendinizi oyunun akışına bırakmakta zorluk da yaşayabilirsiniz.
Akışa teslim olmak gerekiyor biraz da...

 

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları reklam ver Benimmekan Mobil Sohbet
 

Etiketler
gitme, hissine, kapılıyorum”, sıklıkla, “Çekip


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Gitme Başkan... Sakın gitme AngeL Spor Haberleri 0 04 Şubat 2014 16:18
Tırnaklarınıza Ne Sıklıkla Oje Sürmelisiniz? oneofgirl Güzellik, Sağlık ve Bakım Önerileri 0 21 Ağustos 2013 15:06
Bensiz gitme gitme ne olur takiLsana Şiir, Hikaye ve Güzel Sözler 0 18 Şubat 2010 19:40
Gitme!.. Gitme!.. Gitme Kal Bu Şehirde.. Nonserviάm Şiir, Hikaye ve Güzel Sözler 0 10 Ağustos 2009 07:24