IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

 Kayıt ol  Topluluk
2Beğeni(ler)
  • 2 Post By Seyra

Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 25 Ağustos 2014, 18:25   #1
Çevrimiçi
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Hîcretîn Otuzbeşîncî Senesi Hz. Osman'ın Öldürülmesi




Bu olayın sebebi şudur: Hz. Osman, Amr b. As'ı Mısır valiliğinden azl ettiği zaman oraya vali olarak Abdullah b. Sa'd b. Ebi Serh'i atadı. Zi-ra Hariciler, Mısır'da Amr b. As'm sıkı kontrolü altında olup hareket edebilecek durumda değillerdi. Onun valiliği zamanında halife ve emir hakkında kötü sözler söyleyemiyorlardı. Nihayet onu Mısır'dan alması için Hz. Osman'a şikayet ettiler. Yerine ondan daha yumuşak huylu bi-rini vali olarak atanmasını taleb ettiler. Sürekli şikayetler üzerine Hz. Osman da Amr b. As'ı savaş komutanlığından azledip namaz imamlığı görevinde bıraktı. Savaş komutanlığına ve haraç emirliğine Abdullah b. Sa'd b. Ebi Serh'i atadı. Sonra Hariciler, Amr b. Asla Abdullah b. Sa'd arasında fesatlık yaptılar. Onları birbirlerine düşürdüler. Öyle ki bu iki zat, birbirlerine çirkin sözler sarfettiler. Nihayet Hz. Osman da emir gönderip Mısır'ın bütün görevlerini Abdullah b. Sa'd b. Ebi Serh'in uh-desine verdi. Haraç işlerini, savaş işlerini ve namaz kıldırma görevini hep ona verdi. Amr b. As'a da haber göndererek: "Senden hoşlanmayan kimselerin yanında durmanda senin için bir yarar yoktur. Yanıma gel." dedi. Bunun üzerine Amr b. As da Hz. Osman'a darılarak ona karşı öfke-ye kapılarak Medine'ye döndü, içindekileri ona döktü. İkisi karşılıklı tartıştılar. Amr b. As, babasının üstünlüklerini sayarak Hz. Osman'a karşı iftiharda bulundu. Kendisinin onlardan daha güçlü olduğunu ifa-de etti. Hz. Osman da ona: "Bırak bunları. Bu senin yaptığın cahiliyet işidir." dedi. Amr b. As da insanları Hz. Osman'a karşı kışkırtmaya baş-ladı.

Mısır'da Hz. Osman'a öfke duyan ve onun hakkında çirkin sözler sarfeden bir topluluk vardı. Büyük sahabeler grubunu görevlerden az-lettiği, onların yerine daha aşağı derecedeki kimseleri ya da kendi na-zarlarında yöneticiliğe layık olmayan şahısları valiliklere ve idarecilik-lere atadığı için ona karşı düşmanca duygular besliyorlardı. Amr b. As'tan sonra vali olarak atanan Abdullah b. Sa'd, b. Ebi Serh'i de Mısırlı-lar beğenmediler. Ancak Abdullah b. Sa'd Mağriblilerle savaştığı, Ber-ber, Endülüs ve Afrika'yı feth ettiği ve bu işlerle uğraştığı için onlara al-dırış etmedi.

Ayrıca Mısır'da insanları Abdullah b. Sa'd'a karşı ayaklanmaya ye onunla savaşmaya teşvik eden bazı sahabe çocuklarından oluşan bir topluluk oluştu. Bunların bel kemiği ve elebaşıları Muhammed b. Ebi Bekir ile Muhammed b. Ebi Hüzeyfe idi. Bunlar, 600 kadar süvariyi ha-rekete geçirip receb ayında umreci sıfatıyla Medine'ye gönderdiler ki, orada Hz. Osman'ı protesto etsinler. Bu, 600 kişilik grup Amr b. Büdeyl b. Verka el-Huzaî, Abdurrahman b. Adis el-Belevî, Kinane b. Bişr et-Tecibî ve Sudan b. Himran es-Sekunî komutasında yola çıktılar. Tama-mının idaresinden de Amr b. Büdeyl b. Verka el-Huzaî sorumlu idi. Bun-larla birlikte Hz. Ebu Bekir'in oğlu Muhammed'de Medine yoluna çıktı. Ebu Hüzeyfe'nin oğlu Muhammed ise, Mısır da kalıp insanları Hz. Os-man'a karşı kışkırtmaya ve kendi grubunu savunmaya devam etti. Ab-dullah b. Sa'd b. Ebi Şerh, Hz. Osman'a mektup göndererek, 600 kişilik grubun umreci sıfatıyla Medine'ye doru yola çıktıklarını bildirdi. Bun-lar Medine'ye yaklaştıklarında Hz. Osman, karşılarına çıkıp kendileri-ni Medine'ye girmeden önce Mısır'a geri göndermesi için Hz. Ali'ye gö-rev verdi.

Başka bir rivayette anlatıldığına göre Hz. Osman, halkı onları dur-durmaya ve geri çevirmeye çağırdı. Onun bu çağrısına Hz. Ali icabet edince o da Hz. Ali'yi bu göreve gönderdi. Hz. Ali'yle birlikte eşraftan bir cemaat da bu görevi ifa etmek üzere harekete geçti. Hz. Osman, Ammar b. Yasir'i de yanına almasını Hz. Ali'ye tavsiye etti. Hz. Ali gidip Am-mar'ı çağırdığında Ammar, onunla bu göreve gitmeye yanaşmadı. Bu-nun üzerine Hz. Osman, Ammar'a gidip asîleri geri çevirme işine katıl-masını teşvik için Sa'd b. Ebi Vakkas'ı gönderdi. Sa'd b. Ebi Vakkas gi-dip kendisine bu görevi gelmesi için teşvikte bulunduysa da Ammar yi-ne yanaşmadı. Ammar, bir hadiseden dolayı kendisini cezalandırıp dö-ven Hz. Osman'a kızgındı. Ammar, Abbas b. Utbe b. Ebi Leheb'e sövdü-ğü için aralarında kavga çıkmış, Hz. Osman da ikisini cezalandırmıştı. İşte bu sebeple Ammar, Hz. Osman'a karşı öfke duymuş ve insanları ona karşı ayaklanmaya teşvik etmişti. Sa'd b. Ebi Vakkas, onu bu hareke-tinden sakındırmış ve kınamıştı. Ancak o, bu tutumundan vazgeçme-mişti.

Hz. Ali, Cühfe'de bulunan asilerin yanına gitti. Asiler, ona saygı gösteriyorlar ve aşırı derecede hürmet ediyorlardı. Hz. Ali, onları bu ha-reketlerinden vazgeçirmeye çalışarak kınadı ve ağır sözler söyledi. Bu-nun üzerine onlar kendilerini kınayarak: "Biz bu adam için halife ile sa-vaşıyoruz ve protestoda bulunuyoruz, o da kalkmış onu bize karşı savu-nuyor." dediler.

Anlatıldığına göre insanlar, Hz Ali 'ye, Hz. Osman'ın bazı arazileri koruluk haline getirdiğini, mushafları yaktığım, seferde iki rekat kılın-ması gereken namazı dörde çıkardığım, büyük sahabeleri bırakıp genç adamları valiliklere atadığını, diğer insanlara nisbetle Ümeyye oğulla-rına daha çok ihsanda bulunduğunu ileri sürdü. Hz. Ali, onların bu iti-

razlarına şu cevabı verdi: "Bazı arazileri koruluk haline getirdiğini söy-lüyorsunuz. O, semizlensinler diye zekat develeri için o arazileri koru-luk haline getirdi. Yoksa kendi develeri ve koyunları için o arazileri ko-ruluk haline getirmiş değildir. Kaldı ki, ondan önce Ömer de bazı arazi-leri koruluk haline getirmiştir. Mushafları yaktığını söylüyorsunuz. O, içinde ihtilaf görülen mushafları yakmıştır. Üzerinde ittifak edilen mushafları ise yerinde bırakmıştır. Nitekim mushafların son sunulu-şunda bu sabittir. Namazı Mekke'de iki rekat değil de dört rekat olarak kılmasına gelince; o Mekke'de evlendi, orada ikamete niyet etti. Bu se-beple namazı tam kıldı. Onun, genç adamları valiliklere getirdiğini söy-lüyorsunuz. O, sadece adaletli ve düzgün davranışlı bir adamı valiliğe atamıştır. Kaldı ki Rasûlullah (s.a.v.) da yirmi yaşındaki Attab b. Üseyd'i Mekke'ye vali olarak atamıştı. İnsanlar, Üsame b. Zeyd b. Ha-ris'enin komutanlığını eleştirdiklerinde Rasûlullah (s.a.v.), onun ko-mutanlığa layık olduğunu söylemişti. Hz. Osman'ın kendi kavmi olan Ümeyye oğullarını tercih etmesine gelince; Rasûlullah (s.a.v.) da Ku-reyşlileri, diğer insanlara tercih ederdi. Allah'a yemin ederim ki, eğer Cennet'in anahtarları benim elimde olsaydı ben Ümeyye oğullarını ora-ya kordum.

"Başka bir rivayette anlatıldığına göre halk, Hz. Osman'ı, Ammar ve Ebu Bekir'in oğlu Muhammed'e yaptıklarından ötürü kınamış, Hz. Osman da bu hususta mazeretini beyan etmiş, onlar için yapması gere-keni yaptığım söylemişti. Hakem b. Ebu'1-As'ı, Rasûlullah tarafından Taife sürgün edilmiş olduğu halde getirip yanına aldığım ve barındır-dığını söyleyerek onu kınamışlar, o da şu cevabı vermişti: "Rasûlullah (s.a.v.), onu Taife sürgün etmiş, ancak sonra Medine'ye geri getirmiş, sonra yine Taife sürgün etmişti."

Rivayet olunduğuna göre Hz. Osman, bütün bu hususları bir sahabe topluluğunun huzurunda halka irad ettiği hutbesinde açıklamış ve onla-rı bu hususlara şahid göstermiş, onlar da bildikleri hususlarda şahadet etmişlerdi. Rivayet olunduğuna göre asiler de aralarından bir grubu bu hutbeyi dinlemek üzere göndermişler, hutbeyi dinlemişler, mazeretler Hz. Osman tarafından açıklandıktan sonra artık isyan gerekçeleri orta-dan kalkmış, şüpheleri de yok olmuştu. Sahabelerden bir grup, Hz. Os-man'a bu asileri cezalandırması teklifinde bulunmuşlar, ancak o, asileri bağışlamıştı. Onları kavimlerine geri göndermiş onlar da geldikleri yer-lere ziyan içinde geri dönmüşlerdi. Umduklarını elde edememişlerdi.

Hz. Ali de, Hz. Osman'ın yanma varıp asilerin memleketlerine dön-düklerini, kendisinin nasihatlerına kulak verdiklerini söylemiş ve Hz. Osman'a bazı yakınlarını kayırdığından ötürü mazeretini beyan edici bir hutbeyi irad etmesini ve halktan özür dilemesini, kendisinin artık böyle yapmayacağına, yaptıklarından da tevbe ettiğine cemaatı şahit tutmasını tavsiye etmişti. Ebu Bekir'le Ömer'in yolundan gideceğini, onların çizdikleri yolun dışına çıkmayacağını, halka açıkça taahhüt et-mesini teklif etti. Hz. Osman, onun bu öğüdüne kulak verdi. îtaat etti. Hutbe esnasında ellerini kaldıran Hz. Osman şöyle dedi:

"Allah'ım, senden mağfiret diliyorum. Tevbe ediyorum. Allah'ım, ben, benden sadır olan hatalarımdan ötürü tevbe eden ilk kişiyim." Böy-le söyleyince gözlerinden yaşlar boşandı. Oradaki Müslümanların tü-mü de ağladılar. İmamlarına karşı halkta şiddetli bir merhamet meyda-na geldi. Hz. Osman da artık bu yolda yürüyeceğine, önceki halifelerin yolundan ayrılamayacağına halkı şahit tuttu. Yanma gelmek isteyen herkese kapısının açık olacağını, kimsenin geri çevrilmeyeceğim taah-hüt etti. inip namazı kıldırdı. Sonra evine gitti. Mü'minlerin emirinin yanına herhangi bir ihtiyaç veya birşey sormak için gitmek isteyen her-kes artık belli bir süreye kadar geri çevrilmedi.

Vakidî dedi ki: Mısırlı âsilerin memleketlerine dönmelerinden son-ra Hz. Ali, Hz. Osman'a gelip şöyle dedi:

"İnsanların senden duyacağı ve sana karşı şahit olacakları, ayrıca kalbindeki yanlış düşünceleri çıkarıp atacağına ve tevbe edeceğine Al-lah'ın şahid olacağı bir konuşma yap. Çünkü şehirlerde sana karşı komplolar hazırlanıyor. Yarın Kûfe'den başka bir grubun gelmeyece-ğinden emin değilim. Geldiklerinde sen yine: "Ey Ali, git de şunları ikna et." diyeceksin. Öbürsü gün Basra'dan bir grup gelecek, sen yine, "Ey Ali git de şunları ikna et." diyeceksin. Eğer senin dediğini yapmazsam o za-man seninle olan dostluk bağlarımı koparmış ve hakkını hafife almış olurum."

Hz. Osman, cemaatın karşısına çıktı. Onlara hutbe irad etti. Yap-tıklarından ötürü tevbe etmiş olduğunu bildirdi. Kalkıp Cenâb-ı Allah'a hamdü senada bulundu. Onu layıkı veçhiyle övdü. Sonra şöyle dedi:

"Allah'a yemin ederim ki, kişi bilmediği şeyi ayıplarsa onu ayıpla-mış sayılmaz. Ben her ne yaptıysam mutlaka bilerek yaptım. Ancak ak-lımı karıştırdım. Yolumu kaybettim. Ben, Rasûlullah (s.a.v.)'m şöyle buyurduğunu işittim:"Ayağı kayan tevbe etsin, hata yapan teybe etsin. Helakta devam etmesin.Çünkü zulümde devam eden kişi, (doğru) yol-dan çok uzaklaşır." İşte ben öğüdü alan ilk kişi oldum.Yaptığım işlerden ötürü Allah'tan mağfiret diliyor ve tevbe ediyorum. Ben minberden inince eşrafınız yanıma gesin. Allah'a yemin ederim ki, ben başkasının mülkiyeti altına girdiğinde sabreden, hürriyetine kavuştuğunda şükre-den köle gibi olacağım. Allah'ın yolu neresiyse oraya gideceğim."

İnsanlar onun bu konuşmasından ötürü ona karşı merhamete gel-diler. Birçokları ağladılar. Said b. Zeyd de kalkıp şöyle dedi:

- Ey mü'minlerin emiri! Bu söylediklerini yapmadığın takdirde Al-lah'ın azabından kork ve söylediklerini yerine getir. Hz.Osman, mescidden eve döndüğünde içerde halkan ekabirinden bir topluluk vardı. Mer-van b. Hakem de gelip kendisine sordu:

- Ey mü'minlerin emiri, konuşayım mı, yoksa susayım mı?

Hz. Osman'ın karısı Naile binti Perafise el-Kelbfye perde gerisin-den ona şu cevabı verdi:

- Hayır sus. Allah'a yemin ederim ki, insanlar Osman'ı öldürecek-ler. O, artık dönüşü mümkün olmayan birsöz söyledi. Bunun üzerine Mervan da Naile'ye şöyle karşılık verdi:

- Sana ne oluyor, bu işlere neden kanşıyorsun?Vallahi senin baban öldüğü zaman daha abdest almasını bile bilmiyordu.

- Babalardan söz etme.

Mervan, Naile'nin babasının aleyhinde konuşmuştu.Nalie'nin bu uyarısı üzerine konuşmasına son verdi ve Hz. Osman'a sordu:

- Ey mü'minlerin emiri! Konuşayım mı, yoksa susayım mı?

- Konuş.

- Anam babam sana feda olsun. Senin bu söylediklerine ilk uyan-lardan biri ben olayım. Sana bu konuda yardımcı olmayı arzu ederim. Ancak sen öyle sözler söyledin ki, artık kemer sıkılacak kadar sıkılmış, son noktasına kadar gelmiş ve akan sel çekilip gitmiş, arkasından tortu-larını bırakmıştır. Zelil ve alçak olan da artık planını kurmuş , gereken-leri söylemiştir. Daha sonra tevbe edilecek bir günahı işlemek, sürekli korku verecek bir tevbeden daha iyidir. Eğer istiyorsan tevben üzerinde dur ve günaha yaklaşma. Fakat şu anda dağlar gibi bir sürü insan ka-pında bekleyip durmaktadır.

Bu sözler üzerine Hz. Osman:

- O halde çık onlarla konuş. Ben, onlarla konuşmaya utanıyorum, deyince Mervan kapıya çıkmış ve onların Hz. Osman'ın kapısında, kala-balığın üst üste bindiği bir sırada onlara hitaben şöyle demişti:

- Ne oluyor size! Bir talan yapmak üzere gelen adamlar gibi toplan-mış duruyorsunuz. Hey yüzleri çirkin insanlar! Ne istiyorsunuz? Siz bi-zim hükümdarlığımızı elimizden almak niyetiyle mi geldiniz? Çıkıp gi-din buradan. Allah'a yemin ederim ki, bize saldırıp kastedecek olursa-nız, bizden hoşlanmayacağınız şeyler göreceksiniz. Başınıza gelecekler-den de memnun olmayacaksınız. Çekin evlerinize gidin. Vallahi biz şu anda elimizde bulundurduğumuz yönetim işini kimseye kaptırmaz ve bunda mağlub olmayız. Orada biriken halk geri dönmüş ve Hz. Ali'ye ge-lerek durumu haber vermişlerdi. Hz. Ali de bu kızgınlık içersinde kalkıp Hz. Osman'ın yanma gider ve ona şöyle der:

- Mervan'm yaptıklarından razı olan sen değil misin? Seni dinin-den saptırıncaya kadar senden razı olan da o değil mi? O seni dininden ve aklından saptırmak istiyor. Aynen sahibinin çekip götürdüğü yere yönelen deve gibi onun elinde mi kaldın? Vallahi Mervan,ne din konusunda ne de kendi nefsiyle ilgili olarak hiçbir görüş beyan edecek adam değildir. Vallahi ben, Mervan'ın seni bir bu tarafa, bir o tarafa yöneltip durduğunu görüyorum. Bu sözlerimden sonra bir daha sana geHp kına-ma ve serzenişte bulunmayacağım. İtibarını vitirdin, yönetimi elinden çıkardın. Kendi görüşüne sahip çıkamadın, mağlub oldun."

Hz. Ali, oradan çıktıktan sonra Nalie gelip Hz. Osman'a şöyle sordu:

- Konuşayım mı yoksa susayım mı?

- Konuş.

- Ali'nin şöyle dediğini işittim: Sen onu bırakıp Mervan'a uydun. Mervan da seni arzu ettiği şekilde yönlendirdi.

- Ama ne yapabilirim ki?

- Bir ve ortaksız olan Allah'tan korkar, ona karşı takvalı olur, sen-den önceki arkadaşlarının yoluna uyarsın. Sen, Mervan'a ne zaman uyarsan o senin Ölümüne sebep olur. Mervan'ın Allah katındaki kıyme-ti, itibarı ve sevgisi yoktur. Bunun için sen Ali'ye haber gönder. Onun gönlünü al ve ona yakınlığını, akrabalığım ve itaat edeceğini söyle."

Hz. Osman, Hz. Ali'ye haber gönderip onu çağırttığı halde o icabet etmez ve şöyle der: "Ben bir daha ona gitmeyeceğimi kendisine bildir-miştim."

Naile'nin söyledikleri Mervan'ın kulağına gidince o, Hz. Osman'ın huzuruna gelir ve şöyle sorar:

- Konuşayım mı yoksa susayım mı?

- Konuş.

- Ferafîse'nin sızı Naile.

- Sakın ona tek bir söz söylemiyesin ey yüzü kara adam! O, bana senden daha çok iyilik gösterir ve daha iyi nasihat eder. Hz. Osman'ın bu uyarısı üzerine Mervan susar. [23]


__________________
~ Adım YaLnızLık ~
 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları sohbet odaları Benimmekan Mobil Sohbet
Alt 21 Şubat 2022, 18:57   #2
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Hîcretîn Otuzbeşîncî Senesi Hz. Osman'ın Öldürülmesi




Peygamber efendimiz (sav) Hz Osman (ra) şunu söylüyor Rabbimiz sana bir gömlek giydirecek sakın olaki o gömleği çıkarma bana kavuşursun çıkarmazsan ve Hz Osman (ra) Bir yerde buluştukların da kim geldi denildiğin de Osman geldi Ya Resulullah dediklerin de Osmana çile yi haber verin demiştir,Hz Osman (ra) senin gibi olmayı Rabbim bize nasip etsin inşallah.

__________________

Kullanıcı imzalarındaki bağlantı ve resimleri görebilmek için en az 20 mesaja sahip olmanız gerekir ya da üye girişi yapmanız gerekir.
 
Alıntı ile Cevapla

Cevapla

Etiketler
hicretin, hz, osmanın, otuzbeşîncî, senesi, öldürülmesi


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
hicretin 10.senesi Swat İslamiyet 0 03 Mart 2012 18:31
hicretin 9.senesi Swat İslamiyet 0 03 Mart 2012 18:28
Hicretin 8. senesi Swat İslamiyet 0 03 Mart 2012 18:25
Hicretin 7. senesi Swat İslamiyet 0 03 Mart 2012 18:24
Hicretin 6. senesi Swat İslamiyet 0 03 Mart 2012 18:22