IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

Etiketlenen Kullanıcılar

13Beğeni(ler)
  • 5 Post By HerakLes
  • 1 Post By Mara
  • 1 Post By HerakLes
  • 1 Post By Togepi
  • 1 Post By Kış
  • 1 Post By Chelt
  • 1 Post By Burce
  • 1 Post By huri
  • 1 Post By huri

Yeni Makale Ekle Cevapla
 
LinkBack Makale Seçenekleri Stil
  #1  
Alt
Çevrimdışı
HerakLes
HerakLes - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Standart Zehir
Yazan; HerakLes 23 Ocak 2018, 13:07

şimdi birader, yaşarken kötü de; rakı sofrasında olsun, karıyı kızı güldürme gerekliliğinin doğduğu zamanlar olsun, bu anı dalgasının epey ekmeğini yedim allah var. olsun o kadar, bizim gibi başına olmadık her türlü iş gelen, bahtı ters dönmüşlerin hayatla pazarlığıdır bu.

vakti evvel arkadaşımla sözleştik takılmak üzere, oturdum mekanda bekliyorum, yanında bi kızla çıktı geldi bu. kuzeniymiş, evden fazla çıkamıyomuş, anca bizim çocuk olursa ya da arkadaşında kalma izni falan alabilirse takılabiliyormuş dışarıda. lan ufak tefek bişey ama, böyle bıcır bıcır, esmer güzeli, çekiyo namussuz kendine. epey muhabbet ettik; telefonlar falan alındı. zamanla hadise en nefret ettiğim ilişki tipine -telefon içerikli- kaydı. bir bakıma da iyi olmuştu, zira karı büyük dengesiz çıktı. nasıl anlatayım sana, misal yemek yiyorum, karı telefondan yazmış "iki saattir burdayım HerakLes nie yazmıosun!", canım yemek yiyodum diyorum, sadece :@ şeklindeki lanet smiley'i yolluyo ve offline oluyo, 15 dakika sonra gelip "aslında engellemiştim seni ama yine kıyamadım" falan diye dönüyo. ulan yemek be, en temel ihtiyaç. demek sıçıyodum canım kusura bakma falan desem hasbelkader, haberleşme sektörünü kökten dinamitleyecek karı. ne bileyim, şimdiye kadar kaç kız arkadaşım olduğunu soruyo bin türlü şirinlik arasında, biz de yavrum saf, bülbül gibi şakıyınca, sabahaca meşgule düşürme tonu dinler hale geliyoruz falan. muhatabımız ne tür bi psikopat anlaman için veriyorum bu örnekleri.

kız sonunda bi akşam arkadaşımda kalacağım diyerek izni kopardı, ilk kez adam gibi buluşucaz. hani, beraber mutluysan nerede olursan saraydır ora eyvallah da, takıldığın karı yollu da olsa hanımefendi de olsa özel hissetmesi için iyi mekanlara götürmek adettir, racondur bir noktada. karıdan tiksinmişim ama gece bişeyler olur diye buluştuk bakalım, yunan yemekleri yapan bi yere gidiyoruz. yolda inceden karnım ağrımaya başladı, mekana girerken artık kıvranır vaziyetteydim. hani bozuntuya vermeyim diyorum ama imkanı yok. öğle vakti 1,5 liraya bol ezmeli tavuk döner artı ayran, gecesine yunan mutfağı ha? öyle otantik dürterler adamı işte puuuşt. rengim falan atmış, bin türlü kepazelik içindeyim ama hala karının sandalyesini çekmeler garsonu selamlamalar, tiyatronun bini bir. şov mast go on hacı, hayat felsefem budur. hasstttır lan.

hani dışarıdan, bi yandan kıvranmam bi yandan bozuntuya vermemeye çalışmam falan size sevimli geliyo olabilir. gelmesin. hollywood filmlerinde olur o. zaten o filmleri kendimize uyarlayınca da bi halta benzemez; dolayısıyla bize benzemeyen taraflarını izlemeye mecbur kalırız, onlara hayran oluruz. düşün birader, carlito's way'de ölen kuzenine bakıp istavroz çıkaran al pacino karizmasını düşün. aynı al pacino'nun bok sarısı çorabıyla mescitte safları sıklaştırdığını düşün şimdi de. bitti abi herif. şu saniye bi efsaneyi bitirdim ben körpe dimağlarda.

veya adam karıyla yeni tanışmıştır, masada takılırlar inceden, ya da eski sevgilisiyle yıllar sonra karşılaşır, karşılıklı oturur muhabbet ederler; iki saniye sessizlik olmaz, asla konuşacak bişey bulamadıklarını göremezsin. göstersene herifin kızla konuşacak konu açmak için totodan ter döktüğü anları da. ben kıza maymun muhabbeti açtığımı bilirim ya.

-flashback-

arkadaşım, ben ve arkadaşımın arkadaşı felaket hoş bi hatun, üçümüz buluşmuşuz, arkadaşım tuvalete gitmek üzere masadan kalktığı an sıyırdım kafayı:

- maymun.
- ?
- maymun, maymunlar, (maymunlarımız), çok severim ben. hep beslemek istemişimdir küçüklükten beri.
- hmm, aa ben de ayıları severim.
- (dalga mı geçiyo, ciddi mi söylüyo lan ikilemi) hahah ayı ha? ayı? bildiğin ayı. hahah ne ayısı ya hahaha?
- sıcacık olur onlar bööle ya hihihi
- aaa di mi di mi? sarılcaksın ona böyle heheh.(nereye sarılıyon lan? alnıyın çatına pençeyi yiyıncı... herifin adı boz ayı bi kere)

-flashback-

şimdi, şeker kardeşim; o ağrı dolu dakikalar sana bir hugh grant'i, bir adam sandler'ı değil; sivilceleri, kılları, çizgileri, benleri, bütün yüz hatlarını ayrıntısıyla gösteren video kaset filmlerinin yegane aktörü ilyas salman'ı hatırlatsın, o derece kaydı sıfat. artık daha fazla dayanamadığımdan, kıza ben lavaboya gidiyom deyip oturdum baba klozete. "roketatarrrrr", "imparatorrrrrr", "mızzzzzzıka" gibi geniş bir skalada osuruk efektleriyle pisuvar ahalisine unutulmaz anlar yaşattıysam da, gram sıç*amadım arkadaş. zarıl zarıl osuruyoruz, kabinde fırtınalar estiriyoruz, efsane olmuşuz dilden dile konuşuluyoruz ama bunca gökgürültüsüne bir yağmur katresi ekleyebilmiş değiliz. sancıdan ciddi ciddi duvarlara kafamı vurduktan sonra, sıçamadığımı da görünce bi boklar döndüğüne uyandım. gittim kızın yanına, durumu açıkladım. ("yavrum ben pottur pottur ossuruyorum ama zerre sıçamıyorum. sanırım bi zehirlenme hadisesi"). çocukluk arkadaşım olan doktoru aradım, gece nöbetçi olduğunu öğrendim, kıza bir saat içinde döneceğimi söyleyip mağdur olmasın diye kredi kartımı da bırakıp atladım taksiye, aynen hastaneye.

kolumdan kan aldılar, plastik çay bardaklarına işettiler, ucuz pastane keşküllerinin satıldığı kaplara sıç*tırdılar, stetoskopla dövdüler, sedyeyle havaya atıp tutmayı unuttular.

doktor arkadaşım tahlil sonuçlarıyla yanıma geldi:

- HerakLes, durum fena.
- noldu be?
- yıkıcaz mideni, çok kötü durumun.
- ciddi misin ya?
- hıhahı yok bee. bağırsak enfeksiyonu. yatıcaksın serum vericez.
- kızım, arkadaşım bekliyo lan, yok mu hap map? bi vicks falan sür burnuma tamam. tylol hot getirin lan. vermidon.
- cahil cahil konuşma bee.

kızı aradım, beklememesini söyledim. yatırdılar, dayadılar yavrum tüp tüp serumu. senden pahalı o serum, o kadar söyleyim. bu arada, ara ara doktor arkadaşım da yanıma gelip sizli bizli konuşuyodu. lan arkadaş, doktorların bi espri anlayışını bi de bu sizli bizli konuşmalarını oldum olası çözmüş değilim allah seni inandırsın.

- eee nasılız bakalım?
- her zamanki sen işte. hemşire hanım da iyi. sağolsun ilgilendi.
- ya sen nasılsın diyorum.
- kafa yaptı lan bu serum. ne var bunun içinde?

15 dakika sonra

- nasıl hissediyoruz?
- ben iyiyim, seni bilmem. serap ne diyon, sizli bizli. allah allaaah...

1 saat sonra

- kalkabilecek miyiz HerakLes
- hayır sen değil benn, ben, HerakLes usta. ömründe kendi evinin dışına sıçmamış olan ben, HerakLes usta, hiç düşünmeden şuracığa sıçarım. anlıyor musun? sıçarım ve dönüp de arkamı silmem bile...

hastaneden çıktım, eve gidip yattım. şanssızlığım burada biter mi lan?

zehirlendiğimi duyan arkadaşlarım çorba falan yapmak için eve gelmeye karar verdiler. akşama doğru telefon etti çocuklar, "abi geldik kapının önündeyiz, kalkabilcen mi açmaya?" diye, kapı çalınca kalktım, gelen giden kim diye hiç bakmadan araladım kapıyı, "böyle bi acı yok baro. o karın sancısı var ya ağzıma sıctı ağzıma, sıçtı oğlum. o tavuk dönerciyi de dürtüyorum yarın" diye söylene söylene odama yürüyorum, fakat ortamda garip ve gergin bi sessizlik var. e eşşekoğlueşşek, sen hayatımda görmediğim bilmediğim karıyı çorba yapsın diye getiriyosun hiç haber neyi vermeden sonra niye ben suçlu oluyorum? lan bişey değil, kapıyı da boxer'la açtık üstelik; sıyrılmış yukarı çıkmış, toto meydanda. bizde hep böyle tabii, utanacak bişeyimiz yok. sen de gelsen, sana da öyle açacam kapıyı, samimiyet bunlar hep. haa sonradan üçüncü bi şahıstan "abi senin totoda pasparlak diyolar eki eki kikiriki" gibi bi laf işitirsem de dürterim tabiatını o ayrı... neyse, kızcağızın daha beni tanıyıp etmeden ilk bakışta halis totomla muhatap olması pek hoş olmadı tabii ilk intiba açısından. "heheh, ben bişeyler giyim. heheh, geliceğini bilmiyodum, bu hayvanlar söylemedi de heheh" falan diye boxer'dan ibaret bi herif hala saçmalıyor karşısında kızın. salla, takılma bunlara, yaptığı çorbayla öcünü aldı zaten. çorbayı ekmek arası yedim diyim anla dubarayı.

sonra arkadaşım açtı muhabbeti, ki benim aklımdan bile gitmiş:

- HerakLes, kız aradı mı lan?
- aa yok lan aramadı harbi.
- o aramıyosa sen hiç arama!
- bak bak. kardeşimin gözünden fışkıran zekaya bak. nereye aramıyon davar, kredi kartım karıda. bekle bi arayım şunu.

***

- aloo. napıyosun?
- iyiyim sen napıyosun?
- niye aramadın? insan bi merak eder.
- ya bak beni orda bıraktın resmen tek başıma, hiç hoş değildi.
- kızım hasta mısın geberiyodum lan, kaç tüp serum yedim haberin var mı senin? ölümden döndüm, neyi hoş değildi dana?
- yok yani hiç hoş değildi. bilemiorm yanii
- bak hala konuşuyo ya, gel dedim gelmedin, aramamış etmemiş hala konuşuyo yüzsüz. paçoza bak paçoza. ne kadar tuttu hesap?
- 60.
- allah belanı versin. ne yedin tek başına 60 liralık?
- fix menü gerizekalı.
- ağzını topla it. yarım saat sonra evinin ordayım, kartımı ver, defol çık git.
- sen defol pislik, bırakmış beni orda.
- hass**ktir.

***

iki düşmanın bile etmeyeceği laflarla bu muhteşem aşkı noktaladık. evinin oraya gittiğimde karı benim kartı mandalla tutturup balkondan attı, aşağı inip yüzüme bile bakmadı yemin ediyorum. "bittin sen, yakıcam burayı" gibi dünyanın en saçma tehdidini savururken, dizlerimi kırmadan sadece omzumu düşürerek kartı yerden almak gibi karizmatik bi hamle denerken belime fazla yüklenmiş olacağım, dizim ve belim büküldü; saniyesinde alaturka helaya sıç*ar pozisyona girdim.

hala da pozisyonu değiştirmiş değilim.

@[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] ve @[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] size en eski,en özel anılarımdan birini bırakıyorum. mucu mucu.
__________________
Sırf başlayıp bitirebildiğim bir hikayem olsun diye, bıktım ardımda yarım kalmış hikayeler taşımaktan. Yazmanın eziyeti öğretecek bana; Hayat sahip olduklarımızın dışında kalanlarmış meğer.
Alıntı ile Cevapla
Görüntüleme 578 Yorumlar 9
Toplam Yorum 9

Yorumlar

Alt 23 Ocak 2018, 13:08   #2
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Zehir




Geri mi döndüüüüün süper!
Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

__________________
Ey iki adımlık yerküre; senin tüm arka bahçelerini gördüm ben.
 
Alıntı ile Cevapla

Alt 23 Ocak 2018, 13:10   #3
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Zehir




yok yok. kaybolcam yine. bi ce yapıp gidiyorum.

__________________
Sırf başlayıp bitirebildiğim bir hikayem olsun diye, bıktım ardımda yarım kalmış hikayeler taşımaktan. Yazmanın eziyeti öğretecek bana; Hayat sahip olduklarımızın dışında kalanlarmış meğer.
 
Alıntı ile Cevapla

Alt 23 Ocak 2018, 13:19   #4
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Zehir




şlşişlk gidin ve bir daha gelmeyin ya slşdksdj


Konu Togepi tarafından (23 Ocak 2018 Saat 13:20 ) değiştirilmiştir. Sebep: hikayeyi kaydettim bizim kızlarında okuması lazım :d
 
Alıntı ile Cevapla

Alt 23 Ocak 2018, 13:39   #5
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Zehir




Baya eglenceli bir hayatin varmis ;d

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 23 Ocak 2018, 13:52   #6
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (1)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Zehir




HerakLes Nickli Üyeden Alıntı
Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
şimdi birader, yaşarken kötü de; rakı sofrasında olsun, karıyı kızı güldürme gerekliliğinin doğduğu zamanlar olsun, bu anı dalgasının epey ekmeğini yedim allah var. olsun o kadar, bizim gibi başına olmadık her türlü iş gelen, bahtı ters dönmüşlerin hayatla pazarlığıdır bu.

vakti evvel arkadaşımla sözleştik takılmak üzere, oturdum mekanda bekliyorum, yanında bi kızla çıktı geldi bu. kuzeniymiş, evden fazla çıkamıyomuş, anca bizim çocuk olursa ya da arkadaşında kalma izni falan alabilirse takılabiliyormuş dışarıda. lan ufak tefek bişey ama, böyle bıcır bıcır, esmer güzeli, çekiyo namussuz kendine. epey muhabbet ettik; telefonlar falan alındı. zamanla hadise en nefret ettiğim ilişki tipine -telefon içerikli- kaydı. bir bakıma da iyi olmuştu, zira karı büyük dengesiz çıktı. nasıl anlatayım sana, misal yemek yiyorum, karı telefondan yazmış "iki saattir burdayım HerakLes nie yazmıosun!", canım yemek yiyodum diyorum, sadece :@ şeklindeki lanet smiley'i yolluyo ve offline oluyo, 15 dakika sonra gelip "aslında engellemiştim seni ama yine kıyamadım" falan diye dönüyo. ulan yemek be, en temel ihtiyaç. demek sıçıyodum canım kusura bakma falan desem hasbelkader, haberleşme sektörünü kökten dinamitleyecek karı. ne bileyim, şimdiye kadar kaç kız arkadaşım olduğunu soruyo bin türlü şirinlik arasında, biz de yavrum saf, bülbül gibi şakıyınca, sabahaca meşgule düşürme tonu dinler hale geliyoruz falan. muhatabımız ne tür bi psikopat anlaman için veriyorum bu örnekleri.

kız sonunda bi akşam arkadaşımda kalacağım diyerek izni kopardı, ilk kez adam gibi buluşucaz. hani, beraber mutluysan nerede olursan saraydır ora eyvallah da, takıldığın karı yollu da olsa hanımefendi de olsa özel hissetmesi için iyi mekanlara götürmek adettir, racondur bir noktada. karıdan tiksinmişim ama gece bişeyler olur diye buluştuk bakalım, yunan yemekleri yapan bi yere gidiyoruz. yolda inceden karnım ağrımaya başladı, mekana girerken artık kıvranır vaziyetteydim. hani bozuntuya vermeyim diyorum ama imkanı yok. öğle vakti 1,5 liraya bol ezmeli tavuk döner artı ayran, gecesine yunan mutfağı ha? öyle otantik dürterler adamı işte puuuşt. rengim falan atmış, bin türlü kepazelik içindeyim ama hala karının sandalyesini çekmeler garsonu selamlamalar, tiyatronun bini bir. şov mast go on hacı, hayat felsefem budur. hasstttır lan.

hani dışarıdan, bi yandan kıvranmam bi yandan bozuntuya vermemeye çalışmam falan size sevimli geliyo olabilir. gelmesin. hollywood filmlerinde olur o. zaten o filmleri kendimize uyarlayınca da bi halta benzemez; dolayısıyla bize benzemeyen taraflarını izlemeye mecbur kalırız, onlara hayran oluruz. düşün birader, carlito's way'de ölen kuzenine bakıp istavroz çıkaran al pacino karizmasını düşün. aynı al pacino'nun bok sarısı çorabıyla mescitte safları sıklaştırdığını düşün şimdi de. bitti abi herif. şu saniye bi efsaneyi bitirdim ben körpe dimağlarda.

veya adam karıyla yeni tanışmıştır, masada takılırlar inceden, ya da eski sevgilisiyle yıllar sonra karşılaşır, karşılıklı oturur muhabbet ederler; iki saniye sessizlik olmaz, asla konuşacak bişey bulamadıklarını göremezsin. göstersene herifin kızla konuşacak konu açmak için totodan ter döktüğü anları da. ben kıza maymun muhabbeti açtığımı bilirim ya.

-flashback-

arkadaşım, ben ve arkadaşımın arkadaşı felaket hoş bi hatun, üçümüz buluşmuşuz, arkadaşım tuvalete gitmek üzere masadan kalktığı an sıyırdım kafayı:

- maymun.
- ?
- maymun, maymunlar, (maymunlarımız), çok severim ben. hep beslemek istemişimdir küçüklükten beri.
- hmm, aa ben de ayıları severim.
- (dalga mı geçiyo, ciddi mi söylüyo lan ikilemi) hahah ayı ha? ayı? bildiğin ayı. hahah ne ayısı ya hahaha?
- sıcacık olur onlar bööle ya hihihi
- aaa di mi di mi? sarılcaksın ona böyle heheh.(nereye sarılıyon lan? alnıyın çatına pençeyi yiyıncı... herifin adı boz ayı bi kere)

-flashback-

şimdi, şeker kardeşim; o ağrı dolu dakikalar sana bir hugh grant'i, bir adam sandler'ı değil; sivilceleri, kılları, çizgileri, benleri, bütün yüz hatlarını ayrıntısıyla gösteren video kaset filmlerinin yegane aktörü ilyas salman'ı hatırlatsın, o derece kaydı sıfat. artık daha fazla dayanamadığımdan, kıza ben lavaboya gidiyom deyip oturdum baba klozete. "roketatarrrrr", "imparatorrrrrr", "mızzzzzzıka" gibi geniş bir skalada osuruk efektleriyle pisuvar ahalisine unutulmaz anlar yaşattıysam da, gram sıç*amadım arkadaş. zarıl zarıl osuruyoruz, kabinde fırtınalar estiriyoruz, efsane olmuşuz dilden dile konuşuluyoruz ama bunca gökgürültüsüne bir yağmur katresi ekleyebilmiş değiliz. sancıdan ciddi ciddi duvarlara kafamı vurduktan sonra, sıçamadığımı da görünce bi boklar döndüğüne uyandım. gittim kızın yanına, durumu açıkladım. ("yavrum ben pottur pottur ossuruyorum ama zerre sıçamıyorum. sanırım bi zehirlenme hadisesi"). çocukluk arkadaşım olan doktoru aradım, gece nöbetçi olduğunu öğrendim, kıza bir saat içinde döneceğimi söyleyip mağdur olmasın diye kredi kartımı da bırakıp atladım taksiye, aynen hastaneye.

kolumdan kan aldılar, plastik çay bardaklarına işettiler, ucuz pastane keşküllerinin satıldığı kaplara sıç*tırdılar, stetoskopla dövdüler, sedyeyle havaya atıp tutmayı unuttular.

doktor arkadaşım tahlil sonuçlarıyla yanıma geldi:

- HerakLes, durum fena.
- noldu be?
- yıkıcaz mideni, çok kötü durumun.
- ciddi misin ya?
- hıhahı yok bee. bağırsak enfeksiyonu. yatıcaksın serum vericez.
- kızım, arkadaşım bekliyo lan, yok mu hap map? bi vicks falan sür burnuma tamam. tylol hot getirin lan. vermidon.
- cahil cahil konuşma bee.

kızı aradım, beklememesini söyledim. yatırdılar, dayadılar yavrum tüp tüp serumu. senden pahalı o serum, o kadar söyleyim. bu arada, ara ara doktor arkadaşım da yanıma gelip sizli bizli konuşuyodu. lan arkadaş, doktorların bi espri anlayışını bi de bu sizli bizli konuşmalarını oldum olası çözmüş değilim allah seni inandırsın.

- eee nasılız bakalım?
- her zamanki sen işte. hemşire hanım da iyi. sağolsun ilgilendi.
- ya sen nasılsın diyorum.
- kafa yaptı lan bu serum. ne var bunun içinde?

15 dakika sonra

- nasıl hissediyoruz?
- ben iyiyim, seni bilmem. serap ne diyon, sizli bizli. allah allaaah...

1 saat sonra

- kalkabilecek miyiz HerakLes
- hayır sen değil benn, ben, HerakLes usta. ömründe kendi evinin dışına sıçmamış olan ben, HerakLes usta, hiç düşünmeden şuracığa sıçarım. anlıyor musun? sıçarım ve dönüp de arkamı silmem bile...

hastaneden çıktım, eve gidip yattım. şanssızlığım burada biter mi lan?

zehirlendiğimi duyan arkadaşlarım çorba falan yapmak için eve gelmeye karar verdiler. akşama doğru telefon etti çocuklar, "abi geldik kapının önündeyiz, kalkabilcen mi açmaya?" diye, kapı çalınca kalktım, gelen giden kim diye hiç bakmadan araladım kapıyı, "böyle bi acı yok baro. o karın sancısı var ya ağzıma sıctı ağzıma, sıçtı oğlum. o tavuk dönerciyi de dürtüyorum yarın" diye söylene söylene odama yürüyorum, fakat ortamda garip ve gergin bi sessizlik var. e eşşekoğlueşşek, sen hayatımda görmediğim bilmediğim karıyı çorba yapsın diye getiriyosun hiç haber neyi vermeden sonra niye ben suçlu oluyorum? lan bişey değil, kapıyı da boxer'la açtık üstelik; sıyrılmış yukarı çıkmış, toto meydanda. bizde hep böyle tabii, utanacak bişeyimiz yok. sen de gelsen, sana da öyle açacam kapıyı, samimiyet bunlar hep. haa sonradan üçüncü bi şahıstan "abi senin totoda pasparlak diyolar eki eki kikiriki" gibi bi laf işitirsem de dürterim tabiatını o ayrı... neyse, kızcağızın daha beni tanıyıp etmeden ilk bakışta halis totomla muhatap olması pek hoş olmadı tabii ilk intiba açısından. "heheh, ben bişeyler giyim. heheh, geliceğini bilmiyodum, bu hayvanlar söylemedi de heheh" falan diye boxer'dan ibaret bi herif hala saçmalıyor karşısında kızın. salla, takılma bunlara, yaptığı çorbayla öcünü aldı zaten. çorbayı ekmek arası yedim diyim anla dubarayı.

sonra arkadaşım açtı muhabbeti, ki benim aklımdan bile gitmiş:

- HerakLes, kız aradı mı lan?
- aa yok lan aramadı harbi.
- o aramıyosa sen hiç arama!
- bak bak. kardeşimin gözünden fışkıran zekaya bak. nereye aramıyon davar, kredi kartım karıda. bekle bi arayım şunu.

***

- aloo. napıyosun?
- iyiyim sen napıyosun?
- niye aramadın? insan bi merak eder.
- ya bak beni orda bıraktın resmen tek başıma, hiç hoş değildi.
- kızım hasta mısın geberiyodum lan, kaç tüp serum yedim haberin var mı senin? ölümden döndüm, neyi hoş değildi dana?
- yok yani hiç hoş değildi. bilemiorm yanii
- bak hala konuşuyo ya, gel dedim gelmedin, aramamış etmemiş hala konuşuyo yüzsüz. paçoza bak paçoza. ne kadar tuttu hesap?
- 60.
- allah belanı versin. ne yedin tek başına 60 liralık?
- fix menü gerizekalı.
- ağzını topla it. yarım saat sonra evinin ordayım, kartımı ver, defol çık git.
- sen defol pislik, bırakmış beni orda.
- hass**ktir.

***

iki düşmanın bile etmeyeceği laflarla bu muhteşem aşkı noktaladık. evinin oraya gittiğimde karı benim kartı mandalla tutturup balkondan attı, aşağı inip yüzüme bile bakmadı yemin ediyorum. "bittin sen, yakıcam burayı" gibi dünyanın en saçma tehdidini savururken, dizlerimi kırmadan sadece omzumu düşürerek kartı yerden almak gibi karizmatik bi hamle denerken belime fazla yüklenmiş olacağım, dizim ve belim büküldü; saniyesinde alaturka helaya sıç*ar pozisyona girdim.

hala da pozisyonu değiştirmiş değilim.

@[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] ve @[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] size en eski,en özel anılarımdan birini bırakıyorum. mucu mucu.

Anılarını sonsuza kadar yaşatıcaz inşallah. [emoji3]

Huawei P10 cihazından gönderildi

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 23 Ocak 2018, 14:13   #7
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Zehir




Seni gördüğüme sevindim @[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...].anılarının devamını bekliyorum.
Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

belki sen paylaşımı arttırırsan, merak ettiğin anılarımdan bende devam edebilirim?
Misal: [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

__________________
kar havası gibisin dışarda, içimde elmanın dişlenişi.
 
Alıntı ile Cevapla

Alt 15 Mayıs 2018, 19:33   #8
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Zehir




Ah canım, yine uzun cümleler mi kuruyorsun?

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 18 Mayıs 2018, 03:25   #9
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Zehir




huri Nickli Üyeden Alıntı
Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
Ah canım, yine uzun cümleler mi kuruyorsun?


Hiç kısalmadı ki.

__________________
Sırf başlayıp bitirebildiğim bir hikayem olsun diye, bıktım ardımda yarım kalmış hikayeler taşımaktan. Yazmanın eziyeti öğretecek bana; Hayat sahip olduklarımızın dışında kalanlarmış meğer.
 
Alıntı ile Cevapla

Alt 18 Mayıs 2018, 11:01   #10
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Zehir




HerakLes Nickli Üyeden Alıntı
Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
Hiç kısalmadı ki.

Sen hep uzun cümleler kur, ben okurum. ☺

 
Alıntı ile Cevapla

Cevapla

Etiketler
doktor, hemşire, serum


Şu anda bu makaleyi okuyan kişi sayısı: 1 (0 üye ve 1 ziyaretçi)
 
Makale Seçenekleri
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Makaleler
Article Author Forum Cevaplar Son Mesaj
Zehir ! Desmont Serbest Kürsü 0 25 Ocak 2012 22:58
Zehir FrAnK}{MArtIN Şiir, Hikaye ve Güzel Sözler 0 19 Ocak 2008 23:01