IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

 Kayıt ol  Topluluk
 
 
LinkBack Seçenekler Stil
Prev önceki Mesaj   sonraki Mesaj Next
Alt 21 Ağustos 2011, 13:01   #1
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Eskişehir değil heykel şehir...




Eskişehir değil heykel şehir...
21.11.2010
Eskişehir kelimenin tam anlamıyla 'heykelşehir'e dönüştü. Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen'in atölyesinde yapıp şehrin çeşitli noktalarına diktirdiği heykelleri ziyaret etmek için şehre gittik. Öyle anlaşılıyor ki Eskişehir; met helvası, çiğ böreği ve lületaşından sonra heykelleriyle de konuşulacak. İlk konuşan biz olalım dedik ve hem heykelleri inceledik hem de Eskişehirlilerin görüşlerini aldık.


İç Anadolu'nun önemli kenti Eskişehir. Aynı zamanda sayılı üniversite kentlerinden biri. Osmangazi ve Anadolu Üniversitesi sayesinde binlerce öğrencinin de gözdesi. Son yıllarda şehri gören hemen herkes kentle ilgili övgüler yağdırıyor. Gerçekten de şehrin kenar mahallelerini görmeyip merkezi baz aldığınızda albenisi yüksek. Şehrin Avrupai bir görüntüsü var! Eskiden met helvası, çiğ böreği ve lületaşı ile meşhur olan kent artık heykelleriyle anılıyor. Çünkü şehrin ana cadde ve meydanlarının tamamı birbirinden ilginç heykellerle dolu. Şehirdeki 100 kadar heykelin hepsi Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen tarafından yapılmış.
Sanatçı kişiliği ile tanınan eski Anadolu Üniversitesi eski Rektörü Büyükerşen, mesai çıkışından sonra ve hafta sonları soluğu belediyeye ait arıtma tesislerinin yanındaki heykel atölyesinde alıyor ve saatlerce bu heykellere yenilerini katmak için uğraşıyor.
Adeta açık bir heykel müzesine dönüşen Eskişehir'de sizi neredeyse her sokak başında bir heykel karşılıyor. Şehirdeki Atatürk heykelleri başta olmak üzere Osmangazi Üniversitesi'nin önündeki kavşakta bulunan Osmangazi heykeli, Odunpazarı'nın girişindeki Malhatun heykeli, İsmet İnönü Caddesi girişindeki dere geçen kadın heykeli, nikah salonu önündeki Annelerimize Sevgi ve Saygı Anıtı, Kent Park Girişi'ndeki çiçek sunan kadın ve yıkanan kadın heykeli, aslan heykelleri ve daha onlarcası Büyükerşen'in elinden çıkma. Bu yüzden hem takdir edilen hem de eleştirilen Büyükerşen, "Eskişehir'de heykel sevgisini oluşturmak istiyorum." diyor.
Eserler arasında en çok ilgi çekeni bir otobüs firmasının da reklamlarında kullandığı Doktorlar Caddesi üzerindeki dedikodu heykeli. Şehre her gelen, dedikodu yapan iki kadının yanına oturup fotoğraf çektirmek istiyor. Bazı heykellerin altına uyarıcı mesajlar eklenmiş: "Köyümüze dönelim artık...", "Allah rızası için sigara izmariti atmayınız!"... Sanat bu heykellerin neresinde?
İki Eylül Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Can Hacıoğlu, "Kenar mahalleler de heykel istiyor. Oraya dikilen heykellerin başına hiçbir şey gelmedi, halk onları gözü gibi koruyor. Sadece Köprübaşı'ndaki balık tutan adam heykelinin oltasını beş kere kırdılar. Bu duruma Başkan çok kızıyor. Emek Mahallesi'ne geyik heykeli yaptı. Oranın sakinleri, "Biz heykel istiyoruz ama geyik olmasın." dediler ama özellikle geyik heykeli yaptı. Yine de çok iyi bakıyorlar." diyor.
Şehirdeki heykellerle ilgili geçmiş dönemde çıkan bir tartışmaya da değinen Hacıoğlu, Avrupa Yatırım Bankası aracılığıyla temizlenen derenin üzerinden geçen köprülerde Eskişehirlilerin çekirdek yediğini ve bu durumun Başkan'ı kızdırdığını belirterek, "Başkan 'bu huyunuzdan vazgeçmezseniz, çekirdek yiyen eşek heykeli yaparım' dedi. Tabii bazıları bu açıklamaya tepki gösterince vazgeçti ve halka ikili çekirdek poşetleri dağıttı." diyor.
Peki Eskişehir halkı şehirlerini süsleyen bu heykellere ne diyor? Eskişehirlilerin ne dediğinden önce Hıncal Uluç'un Sabah Gazetesi'nde yazdıklarına göz atmakta fayda var: ".....ve heykeller dostlar.. Ve heykeller.. Ben bu ülkede bu kadar heykelli kent görmedim. Aklınıza gelen her şeyin heykeli var.. Heykeli şehrin dili yapmışlar adeta.."Hadi gel köyümüze geri dönelim" heykeli.. "Porsuk'u kirletmeyelim" heykeli.. At heykeli, aslan heykeli, balık heykeli.. Heykeli dikilesi adam.. Büyükerşen.."
Hıncal Uluç'un dediği gibi bu kadar çok heykelin olması bir şehri sanat kenti yapmaya ya da albenisini artırmaya yeterli mi? Bu konuda Eskişehirliler hemfikir değil... Anadolu Üniversitesi'nde gazetecilik okuyan Mahmut Çelik, üç yıldır Eskişehir'de öğrenci olduğunu ve esasında heykel sanatını pek sevmediğini belirterek başlıyor söze: "Heykel fazlasıyla Batı imajı verir ve ben Doğu geleneğine dayanan sanat eserlerini heykele yeğlerim. Şehirlerin estetik zevkten yoksun heykel ve büstlerle donatılmasına karşıyım. Ancak Eskişehir halkının bu heykelleri benimsemiş olduğunu gözlemledim. Bizim de gözümüz alıştı. Heykelin Eskişehir'e yakıştığını söyleyebilirim." Çelik'e resim bölümünde öğrenci olduğunu belirten Filiz Doğan karşı çıkıyor: "Avrupa'da her şehirde heykel var ve bunların birçoğu da simgesel eserler. Eskişehir'de birçok heykel var ama ben bunların sanat değeri taşıdığını düşünmüyorum. Önemli olan heykel çokluğu değil, sanatsal bir anlamının olup olması." Heykellerle ilgili her kafadan bir ses çıkıyor. Kimi şehre güzellik kattığı görüşünü dillendirirken kimi her boşluğa heykel dikilmesindense şehrin kenar mahallelerinin güzelleştirilmesine kafa yorulması gerektiğini söylüyor. Bazısı ise heykeller için harcanan paranın ne kadar olduğunun açıklanmasını istiyor. Doğrusu heykellerin maliyetinin ne kadar olduğunu soruşturmamıza rağmen biz de öğrenemedik. İki Eylül Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Can Hacıoğlu, "Sonuçta heykeller bronzdan değil topraktan ya da alçıdan yapılıyor, o kadar maliyetli olduğunu sanmıyorum." demekle yetiniyor.


Peki Büyükerşen'in yaptığı heykellerin sanatsal bir değeri var mı? Yoksa şehirdeki eserler heykel enflasyonu mu? Aslına bakarsanız kentte bu kadar çok heykel olmasına rağmen Avrupa kentlerinde olduğu gibi sembolik değer taşıyan bir eser yok. Heykeller, daha çok boş alanlara serpiştirilmiş işler gibi duruyor. Eskişehirli Yüksek İnşaat Mühendisi Atilla Ölce, "Heykeller, çok ayrıcalıklı yeteneklerin yaptığı nadide sanat eserleridir. Eskişehir Büyükşehir Belediyesi'nin basit ve yapay malzemelerle ürettiği yapıtların son derece sıradan ve vasıfsız olduğu bilinmektedir. İnsanımızı ve sanat severleri tatmin etmekten uzaktır." derken, ünlü heykeltıraş Mehmet Aksoy, Eskişehir'deki heykelleri görmediği için sanatsal açıdan değerlendiremeyeceğini hatırlatarak giriyor söze ve şunları söylüyor: "Heykellerde zaman ve mekân bütünlüğü gerekir. Neyi nereye koyduğunuzu bilmek zorundasınız. Boş alanları değerlendirmek için konulan heykeller dekoratif işler olarak kalır. Böyle işlere ben heykel bile demem." Yılmaz Büyükerşen ise bütün bu tartışmaların uzağında atölyesinde yeni heykeller yapmayı sürdürüyor. Balmumu heykelleri konusunda da bilinen bir isim olan Büyükerşen, bütün Türkiye cumhurbaşkanlarının balmumu heykellerini yapmayı bitirmiş ve önümüzdeki aylarda Kent Müzesi'nde büyük bir sergi açmayı planlamış. Bir soru: Şehri gezerken gördüğümüz, Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç'ın döneminde "Uluslararası Pişmiş Toprak Sempozyumları"nda Avrupalı sanatçıların yaptığı ve birer sanat eseri sayılabilecek heykellerin bir köşede durması yerine Eskişehirlilerin göz zevkine sunulması gerekmez mi? Madem Eskişehir bir heykel müzesi oldu, bu heykeller de şehrin içinde sergilenmeyi hak etmiyor mu? Ve tabii bir de şehrin simgesi sayılan lületaşından bir heykel yapılsa hiç fena olmaz...

 
Alıntı ile Cevapla

 

Etiketler
heykel, şehir


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Şehir şehir gezip erkeklerle s*ks yapacak Seth Haber Arşivi 0 02 Kasım 2014 17:27
Üç Heykel AftieL Kıssadan Hisse 0 08 Eylül 2014 00:48
Benim şehrim... Aşk-ı Şehir Eskişehir! Bora IF Ekstra 4 28 Ocak 2012 11:04
Eskimiş Şehir Pardon Eskişehir Kan Komik Loglar 0 29 Ağustos 2008 00:38