IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası

Giriş

Pekala, biraz çılgınca gelebilir fakat birikimlerimden çıkan yorumlardır bunlar...
O yüzden deli veya "yok daha neler!" damgası vurmadan önce sonuna kadar okuyun öyle karar verin :p

Not: Bu yazı alıntı değildir :)

İlk Konumuz! MU ve Agarta Topluluğu

Mu Kıtasında yaşayan topluluk teknolojik olarak çok gelişmişti. Oldukça barışçıl bir toplum olup, gündüzlerin aşırı sıcak olmasından dolayı da yer altında yaşıyorlardı. Başlarda herhangi bir toplumsal ayrım olmamasına karşın, sonradan "İnsanlığın" her zamanki gibi yozlaşmasından sonra sınıf ayrımları başladı. Haklarında yalnızca genel yaşayışları hakkında bilgi sahibi olduğumuzdan tam olarak yorum yapamıyorum fakat burada benim düşüncem, Kur 'an da geçen yozlaşıp daha sonrasında Allah tarafından yok edilmiş bir kavim olabileceğidir. Bu dayanağımın en güçlü kanıtı da, yazıtlarından birinde geçmekte.

Altındaki büyük gaz havuzları yüzünden kıta yok olurken, Mu halkından bir kaçı "Ra-Mu" olarak adlandırdıkları tanrısına "Ya Ra-Mu bizi kurtar!" diye yalvarır. Ra-Mu 'da onlara "Ben size bu günün geleceğini söylemiştim! Sizler de inanmamıştınız. Şimdi yok olun!". Sanki Kur 'an da geçen sözlere biraz insan üslubu katılmış hali gibi :)

Aynı zamanda Mu kıtasındaki medeniyetin barışçıl olmasına rağmen bir takım barbar medeniyetlere karşı savaştıkları bilinmektedir. Nakal tabletlerinde geçen şekliyle MU medeniyeti bu savaşta, Atom ya da Hidrojen bombası tasvirine yakın bir silahla bu medeniyetin ordusunu yok ettikleri geçiyor. Silah kullanımı sonrasında savaş alanını incelemesi için bir heyet gönderiyorlar. Bu da aklıma şu soruyu getirmişti. "Hidrojen bombası fakat nükleer serpintisiz? Bu nasıl bir teknoloji?.."

Diğer bir mevzu da Mu kıtası yok olmadan önce 4 yöne göç olmuştu. Göçün bir bölümü Maya 'ların kökeni olduğu söyleniyor. Fakat Maya 'ların gelişmiş birer medeniyet olmasına karşın çok vahşi olduklarından (canlı canlı insanların kalplerini söküp ardından güneşe doğru tanrılarına sunmaları gibi Bknz: Mel Gibson, Apocalypto); Mu medeniyetin aslen savaş halindeki barbar kavimlerden biri mi, oldukları yönünde... Nihayetinde MU medeniyetinin teknolojik üstünlüğü çok belli. Fakat bu "Barbar" medeniyetlerinde ileri teknolojiye sahip olmadıkları anlamına gelmez. Neden? Birazdan ;)

Mu kıtasında göç eden bir takım Bilim Rahiplerinin oluşturduğu bir medeniyetin varlığından ve adına "Agarta" denmesinden söz edilir. Agarta medeniyeti kendilerini dünyevi meselelerden azad edip yer altına (eski alışkanlık olsa gerek:)) ya da dağlara çekilmiş aydınlanmış insanlar topluluğudur. Bir takım yorumcular yer altında Agarta tarafından inşa edilen koskoca bir dünya olduğunu söyler (aşağıdaki resimde göreceğiniz gibi). Pekala bunun için "yok daha neler!" diyebilirsiniz ki insan hayal gücünü andırıyor gibi :)

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

2000 Yılında, bir psikoloğun başına gelen olayın ve bununla 60 saatlik çekilmiş video kayıtlarından çekilen 4. Tür (The Fourth Kind) filmi de çok ilginçtir (Bu tür gizemlere ilginiz varsa kesinlikle izlemenizi tavsiye ederim). Bu filmde kısaca Nome (Alaska) adında bir kasabada hastalarının ve sonrasında kendisinin başına gelen uzaylı temasları ve diyaloglar geçmekte. Yönetmen ilginç olsun diye gerçek video kayıtları ve canlandırmayı aynı ekranda gösteriyor. İlginç olan kısmı da şudur ki; Dialoglarda uzaylı Sümer dilinde konuşmakta ve filmdeki Sümer dili ile ilgili çevirisinde yardımcı olan professörün (ki gerçek karakterdir) diyalogtaki kişileri Sümerlerin uzaylı tanrılarına dayandırmasıydı.

M. Ö. 4500 yıl önce, Sümer tabletinde Güneş Sistemimiz:

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Apolloya ne kadar benzemekte öyle değil mi?

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Sümerlerin Tanrı Tasvirleri

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Burada şöyle bir yorum da yapılabilir. Mu medeniyetinin savaştığı barbar kavim belki de Dünya üzerinde değildi. Agarta 'nın yer yüzünden çekilmesi ve dünya işlerine karışmama politikasından sonra, bu kavim yeryüzüne Uçan dairelerle temaslarda bulunmakta. Belki de Maya 'larla bir çeşit özel temasta bulundukları için kendi vahşiliklerini onlara da aktarmış olabilirlerdi.

Bu kadar uzun zaman dünyayı izleyip "neden hiç birşeyler yapmıyorlar? neden buradalar?" sorusuna ise hala Agarta 'dan çekiniyor olabilecekleri yorumunu da yapmak mümkün...

ve Diğeri, Agarta ve Dabbet-ül Arz İlişkisi!

Ruh bilimcileri, 2012 'de dünyanın yakınından geçecek olan bir göktaşının dünyanın manyetik alanını bozacağını ve bunun etkisi olarak insanların beyinlerinin daha büyük bir bölümünü kullanıp aydınlanmaya doğru ilk adımı atacaklarını söylerler. Bunu da her (Bilmem kaç bin) yılda bir devreden bir ruhsal evre olduğunu söylerler.

İnsanlar ruh kademesinde ki bir sonraki evreye geçtiklerinde, Agarta medeniyetinin yer yüzüne çıkıp insanlara doğruyu ve hakkı anlatacaklarını söylerler (ki bundan Biz insanların Mukayesede ne kadar ilkel olduğunu anlayalım :p Ancak bir sonraki ruhsal kademede anlatıklarına anlam verebilecek seviyeye gelebileceğiz. :)).

Bir ilginç olan mevzu da, bazı müslüman ruh bilimcilerinin de kıyametin habercisi olacak olan Dabbet-ül Arz 'ın bir insan olduğunu ve Agarta medeniyetinin ileri gelen aydınlarından biri olduğu söylenir. Eğer bu yorum doğruysa;

Alıntı:

(Kıyametin kopacağına dair) o söz başlarına gelince onlar için yerden kendilerine bir dâbbe çıkarırız. O, onlara insanların âyetlerimize kesin olarak inanmadıklarını söyler.

Neml Suresi, 82. Ayet 'e binaen Agarta 'nın dağlara değil yer altına çekildiklerini söyleyebiliriz. Fakat dini kaynaklarda;

Dabbe, Hz. Musa 'nın Asasına ve Hz. Süleyman 'ın Mührüne sahip olacak. Kıyamet günü yaklaştığında ortaya çıkıp insanları inanıyor ve inanmıyor şeklinde damgalanacağı şeklinde bilgiler geçmekte ve rivayetlere göre Dabbe 'nin bir çeşit insana benzeyen yaratık olduğunda hem fikir.

Kıyamet Günü ve Şiddeti

Dabbe 2 filmindeki yorumu pek beğendiğimi söyleyemem fakat girişte okunan parşömen çok ilgimi çekti. Parşömende geçen yazı:

Alıntı:

Ben Kufa soyundan Nusred Bin Zahir 'in oğlu Düceyye El Arabi. Çöl sırtlanlarına yem olmuş ve henüz üzerindeki kan lekeleri kurumamış ceylan derisinden parşömene yazdığım bu uyarıyı okumak seni tehlikeye düşürecektir.

Eğer ki tereddüt ediyorsan uzak dur. Ey Zat-ı meçhul, sana ötelerin sönmeye yüz tutmuş , kesif kokulu alacakaranlık mahseninden zaman kadar yaşlı cinni zındıklar tarafından apar topar hapsedildiğim bilinmeyen Azzakra diyarının yasak zindanından sesleniyorum. Aklına hakim hiç bir insanın kavramayı umut dahi edemeyeceği sinsi ve cüzzamlı ruhların tılsımlarıyla zincirlenmiş bu zifiri dehlizde çürüyüp gideğim. Biliyorum...

Lakin hiç bir mahlukata benzemeyen sivri dişli, aç Azzakra fareleri kemirmez ve ardına saklandığım küflü zindan taşları çürütmez de eline ulaşırsa... Oku, dinle ve gör!

Bütün etleri lime lime edilerek habis dehşetlere maruz kalmış pis bir kainat bizimkisi ve lanet okunacak kadar yoz kainatın unutulmuş köşelerindeki gölgelerinde saklanmışlara bir bak! Evet! Safran renkli şafakların korkunç alacasında pusuya yatmış adı zikredilmez, kafir cinnilere iyice bir bak! Ağır işkencelere maruz kalmış bulanık belleklerimiz o merhametsiz eskiler tarafından tekrar istila edilecek. Onların geri dönecekleri gün yakındır. İblise köle olmuş kadimlerin perdesi yıkılacak ve tüm o iğrenç ürpertiler, nefretli karabasanlar uyanıp hayrıkan o meşru engerekleriyle bize saldıracaklar!

Ey bu satırları okuyan merhametli Zat! Yemin olsun ki o saat yaklaşıyor. Fezanın kapkara bir ölüm gibi çökeceği ve oyulmuş tek gözüyle zındıkça sizi gözetleyeceği gün kıyamet habercisi Dabbet-ül Arz 'dan kaçış olmayacak! ve Bilki bu parşömeni okuyarak yasak bilgilere ulaştın. Dabbenin örümcek ağları seni yakalamadan, gördüğün herkese onu anlat ki sana bir kurtuluş vesilesi olsun.

Çok ilginç öyle değil mi? Bilemiyorum film için mi uyduruldu bu yazıt. Fakat hiç sanmıyorum. Parşömenin gerçek olduğuna inancım olsa da "Azzakra" diyarına ait hiç bir kayıt ve kaynak bulamadım (henüz). Parşömende anlattığı şekliyle ise Kıyamet gününü Rabbim bize göstermesin diye dua etmekten başka hiç birşey gelmiyor aklıma ve yine dikkat ettiyseniz, bu parşömen doğruysa Agarta ve Dabbe ilişkisini çöpe atabiliriz.

Bu yazıya daha devam etmek isterim ama şimdilik bu kadarı yeterli. Yorumlarınızı alalım ;) :)