Cevap: Hıncal Uluç'un tartışmalara neden olan 'Defne Joy Foster' yazısı
 

Tartışmaya Bak ;) Devam Edin Defne Geri Gelir Belki.Özgürlük Duyguları Olan Her Canlının Hakkıdır,Bir İnsanın Özeli Kendini İlgilendirir.Ölünün Arkasından Konuşmak Zayıflıktır,IF Kullanıcılarına Yakışmamış.

Alınan, Alınabilir!

Cevap: Hıncal Uluç'un tartışmalara neden olan 'Defne Joy Foster' yazısı
 

Sanırım Yazının Tamamını Ya Okumadınız Yada İdrak Edemediniz.Tekrardan Okunması Gereken Küçük Bir Cümle:
"Kerem'in adını duyunca, Gökmen Özdemir'i aradım, Vatan'dan.. Arkadaşı..
"Sor bakalım kerataya, evli barklı ve çocuklu kadını niye götürmüş evine" dedim. "Sordum bile ağbi" dedi, Gökmen.. "Vallahi daha o gece tanıştık. İkimizin de kafası iyiydi. Gittik işte" demiş, Kerem.."

Demekki Neymiş Sıkı Bir Dost Değillermiş Ha Siz Bunu O Gece Tanıştıktan Bir Gece Sıkı Bir Dostluk Çıkartıyorsanız Bilemiyorum Ama Kafası Kıyak İnsanın Gece Bekar Evinde Kalmasını Hoş Bir Davranış Değil.

Ayrıca Dini Konuyada Değinmişsiniz, Peygamber Efendimiz İlk Olarak Kendinden Geçecek Derecede Alkol Yada Başka Deyişle Şarab İçmeyi Yasaklamış İstersen O Konulara Hiç Girmeyelim. Şarapla Kalmayıp Eşler Üzerindeki Haklar Konusundada Bir Çok Hadis-i Şerifi Var.

Cevap: Hıncal Uluç'un tartışmalara neden olan 'Defne Joy Foster' yazısı
 

Samet kimse varsayımsal bişey yapmıyor yada olmayan bişeyi olmuş gibi yansıtmıyor ki iftira olsun? Adam gayet dürüst ifadesinde anlattığı şeklini röportajındada anlatmış.Karşı fikre neden tahammülsüsüz anlayamıyorum.

Cevap: Hıncal Uluç'un tartışmalara neden olan 'Defne Joy Foster' yazısı
 

Bende sadece şunu tekrarlıyorum. .

Cevap: Hıncal Uluç'un tartışmalara neden olan 'Defne Joy Foster' yazısı
 

Bende diyorumki bu benim GÖRÜŞÜM sen yada bir ayetle aynı olmak zorunda değil.Bunu anlamak bukadar mı zor.Bak şimdi o onu yapmış günahı boynunuysa bende bunu yapınca günahı bana olmuyor mu? Bana ters eleştirmek istedim eleştirdim girişi gelişmesi sonucu varı yoku bu bunda bukadar uzatıcak büyütücek birşey göremiyorum sen inançlısındır günahından korkarsn yapmazsın.Ama şuan yaptığınız fikirlerime saygısızlık Samet.Bu benim fikrim onun melek ilan edilmesi yok oğluna dans yarışmasındaki kupanın verilmesi yanlış hata Defnenin yaptığı iyi bir örnek değil taviz verilebilicek bir konu hiç değil.Kaldıki ben Hıncalın doğruları söylediğini vurgulayıp duruyorum çünkü bana uyuyor sana yada bir başkasına uymayabilir.Bak ben bana ters olan görüşlerede teşekkür ediyorum çünkü benimle aynı şeyi düşünmek zorunda değiller.He karşıt fikrimi yine söylüyorum ama polemik olsun diye değil bu.Defne iyidir kötüdür banane tanımam etmem Allah rahmet eylesin,savunduğum bunun bir ibret olması gerektiği bukadar dallandırıp budaklandırıcak birşey göremiyorum ve tekrar ediyorum farklıyız sen ben diğerleri , farklı pencerelerden bakıyoruz ve buna göre eleştiri yapıyoruz bu benim acımasızlığım yada katılığım değil GÖRÜŞÜM.,
"Tonla haber, tonla yazı.. Defne üzerine.. Ölen Defne'nin dramı üzerine..
Ama asıl ölü, hem de "Yaşayan Ölü" İlker Yasin Solmaz'la ilgili tek satır yok.. Asıl trajediyi yaşayan adamın adı geçmiyor nerdeyse, haberler ve yorumlarda..
İnsanlık ölmüş sanki..
Defne öldü.. Onun için her şey bitti..
Ama bu genç adam yaşayacak.. 18 aylık bebeği ile yaşayacak.."
Adam kalanların üzerinde duruyor ama nasıl tekdüze bir toplumsal tutturmuşuz ,Su testisi su yolunda kırılır sözcüğüne.Genel kapsamlı bakarsanız yazının amacını yazılış biçimini anlarsınız.Tekrar ediyorum Hıncal abinin okuduğum en güzel yazısıydı ilk defa sanat dünyasını bırakmış türk toplum değerlerine göre yazmış.Ve şundan eminim şurda yorum yapanların çoğu yazıyı tamamen okumamıştır bile.Tek dedikleri ölmüş kişinin arkasından eleştiri yapılmaz.Adam ölen öldü kalanlar nasıl yapıcak bunu belirtmeye çalışmış.Artık bu yazı hakkında daha fazla yorum yapmıycam yeterli görüyorum bukadarını.

Cevap: Hıncal Uluç'un tartışmalara neden olan 'Defne Joy Foster' yazısı
 

Senai Demirci'nin yazısından bir bölüm paylaşmak istiyorum.

“Ölünün arkasından konuşulmaz” sözü, görünmez bir sınırın bekçisidir. Ölü, kim olursa olsun, muhteremdir, saygıyı hak eder. Ölü acizdir; el kaldıramaz. Zayıftır; konuşup kendisini savunamaz. Savunmasız ve çaresiz olanı, konuşmaya muktedir olanın ezmemesi inceliğin gereğidir. Böylesi bir imkân bir nezaket sınamasıdır. Bu yüzden, saygılı olma erdemini ortaya koyabilmek için, acizlerle karşılaşmalarımız birer fırsattır. Muktedirler karşısında ister istemez saygılı ve naziğizdir çünkü. Nezaketimizi ancak ölüler karşısında kalite kontrolünden geçiririz.

“Ölünün arkasından konuşulmaz” sözü, “ölü gibilerin de arkasından konuşulmaz” demeye gelir.Hıncal Uluç’un farkında olmadığı, farkında olmamakla ayıplanamayacağı bir inceliktir bu: Sesimizi güçsüzlerin aleyhine –güçsüzler hatalı olsa da-kullanmamızı istemez Rabbimiz. Muktedirlerin zayıfları ezen sözlerini doğru da olsa doğru bulmaz Rabbimiz. Her sözü işiten bir Allah’a inanan için, birilerinin arkasından konuşup konuşmamak, çıtası yüksek bir ahlak testidir. “Abdestinde namazında”, “hacı hoca” nice dindar olarak bu çıtanın altında kaldığımızı çok iyi biliriz. Hemen itirafa hazırız. Eğer gıybetlerimiz alkol kadar sarhoş etseydi, namazlarımızı sallana sallana kılardık. Arkadan çekiştirmelerimiz üstümüzü başımızı açıverseydi eğer, saçlarımız da baldırlarımız da açıkta kalırdı. Saydam bir perdeyi yırtıp yırtmamakla sınanırız her an. Doğruyu söylememizin bile doğru olmadığı, dilimizin ucuna hemen ve kolayca geliveren tiksindirici bir günahla sınanırız. Soyunarak yapılan zinaya benzemez bu günah. Hapse atılmayı göze alarak işlenen cinayete benzemez. Kapıyı kırarak yapılan hırsızlığa benzemez. Her an sınanmadayız. Her an. Ama her an. Yeri gelir, susmak nice zahmetli ve yoğun konuşmalardan koşuşturmalardan daha sahih ve derin bir erdem oluverir. Allah’ın hatırına susmak, Allah’ı hatırlamanın en samimi işaretidir.

Arkadan konuşmak, modern hukukta suç sayılmaz. Arkadan konuşmaların ardına düşmez polisler. Aksine arkasından konuşulanların peşine düşer. Dedikoducular, laf taşıyanlar “onur-kıyım” yaptıkları halde, “soykırım” yapanlar gibi hesaba çekilmez.

Allah’a inanmanın kılık kıyafete dökülmeyen, camiye gitme sıklığı ile ölçülemeyen asıl özü tam da burada görünür. Bizi Allah’tan başka kimsenin hesaba çekmeyeceği yerde... Hiç görmediğimiz Allah tarafından görüldüğümüzü gözetip gözetmeyişimize göre tartılırız. Mümince yaşama inceliği, kulların duymasına göre değil, Allah’ın duymasına göre ağzını açmayı gerektirir. Herkesin doludizgin koştuğu anlarda, sıcacık bir yürek titreyişiyle, tuhaf karşılanmayı göze alarak durmaktır Allah’a göre yaşamak. Öyle çileli bir duruş ki, doludizgin koşanları da ayıplamaktan alıkoyar adamı. Çoklarının zevk içinde çığlıklar attığı yerde, nefsinin hayvanca bağırtılarını şeffaf bir zarfın içine nezaketle koyarak susabilmektir iman etmek. Öyle bir susuş ki, günaha dalanlara sövmeye kalkmaz. Kendi günah işleyebilirliğini de hatırlattığı için günahkârlardan daha çok mahcup olur. Ona buna etiket takmaya, aşağılamaya kalkmaz.

tamamını okumak isteyenler... [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Cevap: Hıncal Uluç'un tartışmalara neden olan 'Defne Joy Foster' yazısı
 

Senai Demirci herşeyi söylemiş, zamanında ve yerinde söylemiş. Bu durumda bizede yatmak düşer. Hadi iyi geceler, fazlada konuyu uzatıp eziyet çektirmeye gerek yok. Allah rahmet eylesin, mekanı Cennet olsun.