IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası

IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası (https://www.ircforumlari.net/)
-   IF Soruyor (https://www.ircforumlari.net/if-soruyor/)
-   -   Bilgi yüklemesinden korkmak gerekir mi? (https://www.ircforumlari.net/if-soruyor/930671-bilgi-yuklemesinden-korkmak-gerekir-mi.html)

YouMyCure 12 Ağustos 2021 09:13

Bilgi yüklemesinden korkmak gerekir mi?
 
1971’de yayımlanan The Futurist adlı dergideki bir makalede, ortalama bir kentte artık altı televizyon kanalının olduğu belirtiliyor, fakat gelecekte bu sayının 100’e, hatta 200’e tırmanabileceği uyarısı yapılıyordu. “Bunun sonu nereye varacak?” diye soruluyordu yazının sonunda.
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
Bilgiye her an bağlantılı olduğumuz bugün bu sayılar komik geliyor. Fakat aşırı bilgi yüklemesi her kuşağın sorunu gibi görünüyor. Tarihe dönüp bakarsak kitap basımına da internetin ortaya çıkışına da din adamları da politikacılar da aynı tepkiyi göstermişti: Artık daha fazlasını kaldıramayız; insanlık kapasitesinin sonuna ulaştı.

Televizyon, radyo, uygulama programları, e-kitaplar, internet hayatımızda öyle stres ve endişe yaratıyor ki artık kontrol bizde değil, makineler kazandı kanısı doğuyor. Peki, gerçekten de öyle mi?

Yeni şoku
“Aşırı bilgi yüklemesi” kavramını anlamak için yazar Alvin Toffler’in 1970’te yazdığı Gelecek Korkusu - Şok adlı kitaba bakmak gerekir. Burada yazar “geleceğin erken gelmesinin yol açtığı baş döndürücü yönelim bozukluğunun yarının en önemli hastalığı olacağına” dikkat çekiyordu.

Toffler’in 1970’lerde altı milyon adet satarak uluslararası ün kazanmış bu eseri belli ki dönemin bir kaygısına parmak basmıştı. “Nasıl ki beden aşırı çevresel uyarı altında çöküyorsa, aşırı yükleme durumunda zihin ve karar alma süreçleri de intizamsız davranmaya başlar,” diyordu.

Haberin başlığını atlayın ve okumaya devam edin
Bunlar da ilginizi çekebilir
Ankara'nın Altındağ ilçesinin Battalgazi mahallesinde salı akşamı iki grup arasında çıkan kavga sonucu yaralanan iki kişiden biri olan Emirhan Yalçın'ın hastanede hayatını kaybetmesinin ardından ortaya çıkan gerginlik çarşamba akşamı da devam etti. Mahalleden gelen görüntülerde Suriyelilere ait olduğu ileri sürülen bazı dükkanların ve araçların tahrip edildiği görüldü. Çarşamba günü BBC Türkçe muhabiri Fundanur Öztürk'e konuşan mahalle sakinlerinin çoğu, "Artık Suriyelileri burada istemiyoruz" demişti.
Altındağ’da gerilim: Valilik, Suriyelilerin evlerinin ve dükkanlarının taşlandığı olayların sona erdiğini duyurdu
Altındağ
Altındağ'da çıkan olaylarda yaralanan Emirhan Yalçın hayatını kaybetti, iki kişi gözaltında
TCMB
Merkez Bankası faiz indirebilir mi, indirirse enflasyon düşer mi?
sel
Türkiye’deki sellerin tek nedeni iklim değişikliği mi?
Haberin sonu
Bir röportajında Amerika’da insanların hoşnutsuzluğundan, panik havasından, kontrolün kendilerinden çıktığı korkusundan söz ediyordu.

Geleceğe dair
Toffler’in bu sözleri bugün bazıları için rahatlatıcı olsa da vurgulanan kaygılar 40 yıl sonra yabancı da geliyor. Nasıl ki bugün bazıları bir saniyede atılan tvit sayısına ya da internette izlenen video miktarına dikkat çekiyorsa, Toffler’in takipçileri de 1970’lerde verdikleri rakamlarla sorunun ne kadar büyük olduğuna işaret ediyordu.

Başta sözü edilen Futurist yazarı Ben Bagdikian televizyon kanallarının sayısından şikayet ederken yakında bilgisayarların da dakikada 12 milyon kelimeye denk düşecek şekilde bilgi depolayacağını, yazıcıların dakikada 180 bin kelime basacağını, insanın algılayacağından daha fazla bilgi sürümü olacağını söylüyordu.

“Makinelerin kapasitesi ile insanın sinir sistemi kapasitesi arasındaki oransızlık gelecekteki iletişim açısından azımsanacak bir sorun değildir. Bunun bireysel ve toplumsal sonuçları olacaktır; bugün bile sorun yaratan bu durum gelecekte daha da büyük bir sorun haline gelecektir.”

“Geleceğin insanı da muhtemelen bugünkü kadar uykuya ihtiyaç duyacaktır. Soyut bilgileri özümsemek için daha fazla zaman harcamak zorunda kalacaktır. Ama bunun da bir sınırı var,” diye uyarıyordu yazar.

Bugün de bu türden uyarılarda bulunanlar var.

Değişimi kabullenmek
Oysa tarih insanın bu değişim dalgalarından üstün çıktığını gösteriyor. Örneğin ben bu makaleyi laptopumda, Pasifik Okyanusu üzerindeki 15 saatlik yolculuğum sırasında yazıyorum. Bu yolculukta ayrıca birkaç film seyrettim, kitabımın yarısını okudum. Kimse beni bunları yapmaya, bu yazıyı yazmaya zorlamadı. Kendi tercihimle yaptım. İnternette aşırı bilgi yüklemesiyle ilgili bir makale okurken de insanlar kendi seçimlerini yapıyor aslında.

Toffler ve Bagidikian gibi yazarların, insanın teknoloji konusunda kaderini ellerine alması gerektiğine dair kaygıları için haksız ya da boş yere panik yaratıyorlar diyemeyiz. Medyanın hayatlarında ne kadar bir yer tutacağını insanlar kendileri belirler. Kanalı değiştirebilir, televizyonu kapatabilir, laptopu kenara bırakabiliriz.

Belki de bu konuda en mantıklı açıklamayı 1956 tarihli kitabında Victor Cohn yapıyordu. 1999: Umutlu Geleceğimiz adlı kitabında gelecekten kaçamayacağımızı, bu nedenle değişime kucak açmak gerektiğini söylüyordu. “Değişimi reddedersek onun esiri oluruz. Onu kabul edecekler ve bize dayatacaklar vardır. Onu kabul edersek kontrol da edebiliriz.”

KAYNAK: BBC


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 22:54.

Powered by vBulletin® Version 3.8.11
Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.
Search Engine Friendly URLs by vBSEO
Copyright ©2004 - 2025 IRCForumlari.Net Sparhawk