IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

 Kayıt ol  Topluluk
1Beğeni(ler)
  • 1 Post By PySSyCaT

Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 10 Ocak 2016, 21:58   #1
Çevrimiçi
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Ömer Ziyaeddin Tavili




On dokuzuncu yüzyılda Irak’ta yaşamış olan evliyâdan. Osman et-Tavîlî hazretlerinin üçüncü oğludur. 1839 (H.1255) senesinde Tavila’da doğdu. 1900 (H.1318) senesinde vefât etti.

Asîl, ilim ve fazîlet sâhibi bir âileden dünyâya gelen Ömer Ziyâeddîn Efendi, bulunduğu bölgenin medreselerine devâm ederek ilim tahsîl etti. Kerkük’teki Talabânî Medresesinde okuyarak ilmini artırdı. Bu medreseyi bitirerek yüksek ilim sâhibi oldu. İlim öğretmek ve insanlara İslâmiyeti anlatmak üzere Horaman’a döndü. Ders okutup talebe yetiştirmeye başladı. Bu sırada Nakşibendiyye yoluna intisâb etti. Daha babası hayattayken, ağabeyi Şeyh Muhammed Bahâeddîn’in sohbetinde bulunarak tasavvuf yolunda ilerledi. Ağabeyinin gözetimi altında babasından Nakşibendiyye yolundan hilâfet aldı.

Ömer Ziyâeddîn hazretleri haramlardan ve şüphelilerden şiddetle kaçınarak dünyâdan uzak bir hayat yaşadı. Dergâhlar, mescidler tesis ettirdi. Dergâhların tâmiri için talebelerini durmadan teşvik etti. Hanikin’de bir medreseyi, Kızarâbâd’da Sa’diye Medresesini, Köysancak’taki bir medreseyi ve Biyara’da üniversite ayarında bir medreseyi açtı. Ayrıca zamânımızdaki okullara benzeyen birçok mektepler açtı; bu ilim yuvaları da talebelerle dolup taştı. Bu okullarda okuyan talebelerin rahatlığını ve iâşesini temin etti. Ömer Ziyâeddîn hazretlerinin kurulması ve îmârı için çalıştığı dergâh ve medreselerden bir asır boyunca binlerce âlim ve velî yetişti.

Bu dergâhlarda ve medreselerde en yüksek derecede Kur’ân-ı kerîm hâfızlığı, fıkıh, hadîs, tefsîr usûlleri öğretildi. Kelâm, sarf, nahiv (gramer), matematik, mantık, astronomi, edebiyât, münâzara gibi önemli dersler okutuldu. Böylece zâhirî ve mânevî ilimlerle ilgili eğitim yapan bu mescid, dergâh ve medreselerin sayısı arttı. Nitekim 1892 senesinde Tavila’da ve 1896 senesinde Serdüşt’te diğer bir dergâh inşâ edildi.

Ömer Ziyâeddîn hazretleri kitapların çok pahalı olduğu bir zamanda, medreselere ve dergâhlara devam eden talebelerin faydalanması için bir kütüphâne kurdu. Özellikle Biyara’da kurduğu kütüphânede değişik ilim ve fenlerle ilgili on bine yakın kıymetli ana kaynak kitap bulundurdu.

Şeyh Ömer Ziyâeddîn’in; Muhiddîn, Alâeddîn, Necmeddîn, Nizâmeddîn, Cemil, Kâmil ve Nâib adında ilim ve fazîlet sâhibi oğulları vardı. Bu oğulları ilim, ibâdet ve takvâlarıyla babalarının yolunu devâm ettirdiler.

Ömer Ziyâeddîn hazretlerinin birçok kerâmetleri görüldü. Bir defâsında Senendec kasabasına gitti. Bu beldenin müftüsü olan Molla Lütfullah Efendi, Şeyh Ömer Ziyâeddîn’i birkaç defâ evine dâvet etti. Ömer Ziyâeddîn hazretleri bir mâzeret beyân ederek dâvete icâbet etmedi. Bir gün müftünün ısrarlı dâveti karşısında onu kıramadı. Yanında bulunanlarla birlikte dâvete icâbet etti. Müftünün evinin kapısına geldiği zaman eşiğin önünde durdu ve; “Estağfirullah.” diyerek birkaç adım geri çekildi. Ev sâhibinden kazma ve kürek istedi. Onun emri üzerine eşiğin bulunduğu yer bir insan boyu kazıldı. Bu derinliğe ulaştıklarında bir mermer taşın olduğu görüldü. Taş yukarıya çıkartıldığında üzerinde “Bismillâhirrahmânirrahîm, lâ ilâhe illallah Muhammedün resûlullah” yazısının bulunduğunu hayretle gördüler. Ömer Ziyâeddîn hazretleri; “Kapı eşiği altında böyle bir yazı varken, üzerinden nasıl atlayıp geçebiliriz.” buyurarak bir kerâmetini izhâr etti.

Şeyh Ömer Ziyâeddîn hazretleri ömrünü ilim öğrenmek, öğretmek ve İslâmiyeti anlatmakla geçirdikten sonra, 1900 (H.1318) senesinde vefât etti.

Bir gün Molla Abdülkâdir, Ömer Ziyâeddin ve diğer bâzı talebeleri ile Horaman’a gitmek üzere yola çıkmıştı. Molla Abdülkâdir ilimde oldukça yükselmiş, Ömer Ziyâeddin Efendinin kerâmetini görüp öyle bağlanmak istiyordu. Yolda, ikindi vakti, yolun kenârında dokuz-on kişinin üzerinde rahatça cemâatle namaz kılabilecekleri bir kayalık yere geldiler. Ömer Ziyâeddin Efendi ikindi namazını burada kılmayı emretti. Namazdan sonra Molla Abdülkâdir’e; “Benden bir şey istemiştiniz. İşte isteğinizin vakti geldi.” buyurdu ve meâlen; “Eğer biz bu Kur’ân-ı kerîmi bir dağa indirmiş olsaydık, sen onun Allah korkusuyla, baş eğerek parça parça olduğunu görürdün.” (Haşr sûresi: 21) âyet-i kerîmesini okudu. Bu esnâda üzerinde bulundukları kaya ikiye ayrılmış, Ömer Ziyâeddîn’in oturduğu kısım diğerlerinin oturduğu kısımdan ayrılmıştı. Bunu gören Molla Abdülkâdir, özür dileyerek Ömer Ziyâeddîn Efendinin talebesi oldu.

1) Sirâcü’l-Kulûb; s.76
2) Ulemâünâ fî Hidmet-il-ilmî Ved-dîn; s.410

__________________
#MustafaKemaLAtatürkTorunuyum..ღ ❦

{22~02~`22..∞}
{09~09~`22..ღ}
 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları reklam ver Benimmekan Mobil Sohbet
Cevapla

Etiketler
tavili, ziyâeddîn, Ömer


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Hz. Ömer’in faziletleri - Hz. Ali ve Hz. Ömer’in dostluğu Seyra İslamiyet 1 19 Şubat 2022 23:46
Ziyâeddîn Nurşînî PySSyCaT İslam Alimleri 0 07 Ocak 2016 23:01
İnsanlık Ömer ve Ömer’lerini Arıyor Lcia İslamiyet 0 01 Kasım 2014 17:08
Hz.Ömer Amelia İslamiyet 0 02 Haziran 2014 14:05
Ömer Laçiner Kimdir - Ömer Laçiner Biyografisi Liaaa Edebi Şahsiyetler 0 27 Ocak 2012 11:05