IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

 Kayıt ol  Topluluk
Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 10 Temmuz 2011, 00:43   #1
Çevrimiçi
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Ne Dendi Ve Neredeyiz?




Bir bahar gibi başlar herşey; güzel tasavvurlar, tatlı düşünceler ve zümrütten hayâllerle... Her güzel başlangıç, neticeye ermenin ilk şartı ve ilk sebebi olması itibariyle de zevkli ve ümit vericidir. Ancak nice güzel başlangıçlar vardır ki “Baharı görmeden hazâna” erer ve geride kırağı vurmuş bir sürü yıkık rüya bırakır.

Başlatılan her hayırlı iş, her hayırlı teşebbüs, kadirşinâs mirasçılar ve birleri binlere ulaştırma sevdâlısı nesiller sayesinde, varlığa erer ve süreklilik kazanır. Ve şâyet o iş ve teşebbüs, serpilip bağrında gelişebileceği bu ideâl kadroyu ve bu kara sevdâlıları bulamazsa sam yeli vurmuş gibi kurur ve yerle bir olur...

Ümit herşeyden önce bir inanç işidir. İnanan insan ümitlidir ve ümidi de inancı nisbetindedir. Bu itibarladır ki, sağlam inanç mahsulü çok şeyler, bazılarınca hârika zannedilmektedir. Aslında, ümit, azim ve kararlılık, iman dolu bir kalbe girince, beşerî normlar aşılır. Ve o inançlı kalp harikalar kuşağına ulaşmış olur. Bu seviyede gönül hayatına sahip olamayanlar ise bunu fevkalâdeden sayarlar. Hele insan, inanacağı şeyi iyi seçebilmiş ve ona gönül vermişse, artık onun ruh dünyasında ümitsizlik, karamsarlık ve bedbinlikten asla sözedilemez.

Fert, ümitle varlığa erer; toplum onunla dirilir ve gelişme seyrine girer. Bu itibarla da, ümidini yitirmiş bir fert var sayılamayacağı gibi ümitten mahrum bir toplum da felç olmuş demektir.

Ümit, insanın kendi ruhunu keşfetmesi ve ondaki iktidarı sezmesinden ibarettir. Bu sezişle insan, kâinatlar ötesi Kudret-i Sonsuz’la münasebete geçer ve onunla herşeye yetebilecek bir güç ve kuvveti elde eder. Bu sayede, zerre güneş, damla derya, parça bütün ve ruh kâinatın bir soluğu haline gelir. Ümitle uzun yollar aşılır, ümitle kandan irinden deryalar geçilir ve ancak ümitle dirliğe ve düzene erilir. Ümit dünyasında mağlup olanlar, pratikte de yenilmiş sayılırlar. Ne yiğitçe ve çalımla yola çıkanlar vardır ki, iman ve ümit zaafından ötürü, yarı yolda kalmışlardır. Küçük bir zelzele, gelip geçici bir fırtına, akıp giden bir sel, onların azim ve iradelerini de beraber alıp götürmüştür. Hele kendilerine ümitle bağlanıp sonra da onlarla beraber yeis bataklığına düşüp boğulanların hâli bütün bütün yürekler acısıdır.

ÇİLE, yüce hedeflere varmanın ve yüksek neticeler elde etmenin tek yoludur. Hakikat yolcusu, çile ile günahlardan arınır; onunla saflaşır ve onunla özüne erer. Çilenin olmadığı yerde ne olgunlaşmadan ne de ruhla bütünleşmeden bahsedilemez. Ruh, çile ile kemâle erer. Gönül, çile ile inkişaf eder. Çile görmemiş ruhlar ham, gönüller de kolu kanadı kırık ve ölgündür.

ÇİLE, çalışmaya ve o yolla elde edilen şeylere kat kat değer kazandırır. Çilesiz elde edilen şeyler, mirasdan gelen mal gibidir; gelişi emeksiz, gidişi de üzüntüsüz olur. Evet, ancak binbir ızdırapla kazanılan şeylerdir ki, muhafazası uğrunda canlar feda edilir. Bir millet ve bir medeniyet, büyük muzdarip ve çilekeşlerin öncülüğünde kurulmuş ise, sıhhatli, istikrarlı ve gelecek adına ümit vericidir. Aksine, hayatında bir kere olsun ağlamamış, inlememiş ve sancı çekmemişlerin elinin altında doğmuş ve gelişmişse, zâyi olmaya namzet ve talihsizdir.

SABIR, yücelme ve fazilete ermenin mühim bir esası ve iradenin zaferidir. O olmadan, ne ruhu inkişaf ettirmeden, ne de yücelip benliğin sırlarına ermeden bahsedilemez. Sabırla insan, toprağa, ete, kemiğe bağlılıktan kurtulur ve onunla yüce âlemlere ermeğe namzet bir kutlu olur. Sabır, öteler ötesi saltanatlara ulaşmak için dar bir geçit, aşılmaz bir zirve ise, gönlünü o âlemlere kaptırmış hakikat eri de, geçilmez ve aşılmaz gibi görünen geçitlere ve şahikalara meydan okuyan bir Heraklit’dir. En sarp yokuşları dümdüz ve ovaları da pürüzsüz gören bir Heraklit...

Bütün yükseltici şeyleri, ara vermeden sürekli olarak yaşama, alçaltıcı şeylere karşı devamlı teyakkuz ve direnme, nihayet, beklenmedik anda ve beklenmedik şekilde, insanı ırgalayan ve örseleyen umum belâlara karşı yılgınlık göstermeden dayanma; evet işte acılardan acı ve neticesi itibariyle de zülâllerden zülâl sabır budur! VEFA, dost ikliminde yetişen güllerdendir. Onu düşmanlık atmosferinde görmek nâdirattan ve hatta, imkânsızdır. Vefa, duyguda, düşüncede, tasavvurda, aynı şeyleri paylaşanların etrafında üfül üfül eser durur. Kinler, nefretler, kıskançlıklar ise, onu bir lahza iflâh etmez öldürür. Evet o, sevginin, mürüvvetin bağlarında boy atar gelişir, düşmanlık ikliminde ise, bir anda söner gider.

VEFA, fertlerin birbirleriyle kaynaşıp, bütünleşmesini temin eder. Vefa sayesinde cüzler küll olur; ayrı ayrı parçalar bir araya gelerek vahdete ulaşır. Vefa duygusu varıp sonsuzluğa erince, ötelerden gelen tayflar, kitlelerin yolunu aydınlatır ve toplumun önünü kesen bütün tıkanıklıkları açar. Elverir ki, o toplum, vefa duygusuyla olgunlaşmış ve onun kenetleyici kollarına kendini teslim etmiş olsun.

Rica ederim; söyleyin! Emin misiniz size düşen herşeyi yaptığınızdan; hareket ve faâliyetlerinizi hep doğru yolda sürdürdüğünüzden; irade gücü ve iç mukavemetinizden; bayraklaştırdığınız da’va ve düşünceyi tam temsil ettiğinizden?.. Yaptığınız her işin yerinde olduğunu; düşüncelerinizin, kin, nefret, garaz gibi kötü huylarla zedelenmediğini; plân ve projenizin hata kabul etmez bir buudda tanzim edildiğini iddia edebilir misiniz..? Aman Allahım! Bu ne büyük bir çılgınlık, ne affedilmez bir kabahat olur..!

Aslında hep başkalarının eksik ve gedikleriyle meşgul olanlar, kendi hata ve kusurlarını görmeyecek kadar kör, gönüllerini coşturup ruhlarına istikamet veremeyecek kadar da iradesiz ve mefluç kimselerdir. Böyleleri her söz ve davranışlarıyla, durmadan başkalarını gayyalara yuvarlarken, firavunlaşmış egolarına göklerde bile taht bulamazlar. Nefsâniliğine (pes) demiş ve kendi içinde mağlub bu derbeder ruhlar, düşünce ve iradelerini delik-deşik eden bu türlü zaaflardan kurtulacakları âna kadar da, doğruyu göremeyecek, doğru karar veremeyecek ve hele kat’iyyen bellerini doğrultamayacaklardır.

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları reklam ver Benimmekan Mobil Sohbet
Cevapla

Etiketler
dendi, ne, neredeyiz, ve


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Kapandı dendi ama kapanmadan kurtarıldı Deep Diğer Sosyal Ağlardan Haberler 0 21 Eylül 2014 14:48
Neredeyiz.. ? Sihir Fıkra 0 09 Haziran 2011 21:01