IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

 Kayıt ol  Topluluk
Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 11 Temmuz 2011, 01:28   #1
Çevrimiçi
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Gençlik Ruhu




Toplumlar gençlik ruhuyla canlılıklarını korur, onunla gelişir ve onunla ihtişama ulaşırlar. Bu ruhu kaybedince de, kılcalları kesilmiş çiçekler gibi pörsür, dökülür ve ayaklar altında kalırlar.

Delikanlılık çağında ve mektep sıralarında iken hemen her genç, millete hizmet aşkı ve vatan sevgisi gibi duygularla sık sık gerilir, toplumun yaralarını sarmaktan bu ülke ve bu ülke insanını yükseltmekten dem vurur; hissizliğe ve hareketsizliğe ateşler püskürür durur...

Ne var ki, böyle yüksek duygularla şahlanan bu gençlerin pek çoğu, bir makam kapıp bir memuriyete geçdikten sonra, içlerindeki bu kıvılcımlar yavaş yavaş sönmeye yüz tutar, ruhlarında bir külleşme, gönüllerinde de bir çölleşme başgösterir. Daha sonra ise, tamamen cismanî ve bedenî hayatın tesirinde kalan böyle bir genç, o güne kadar gönülden bağlı bulunup toz kondurmadığı yüksek ideâllerinden uzaklaşa uzaklaşa tamamen sefil duyguların, pes menfaatlerin zebûnu haline gelir. Bir kere de o acayip ve öldürücü turnikeye girdi mi, gayri semâvî bir inâyet olmazsa, geriye dönmesi bütün bütün imkânsızlaşır ve bir zamanlar ateş püskürüp durduğu şeylerin azâd kabul etmez kölesi olur çıkar. O kadar esirleşir ki; vazife ve mesûliyetleriyle alâkalı bir kısım hususlarda, vicdânının ihtarlarından dahi rahatsız olmaya başlar.

Bundan böyle o, bütün düşünce kâbiliyetlerini elde etdiği mevkii muhafaza ve âmirlerinin teveccühünü kazanma gibi çok defa insan rûhunu alçaltan pes şeylerde kullanır ve bütün bütün sefilleşir. Bir de elde etdiği makam itibariyle yükselme istidâdı gösteriyorsa, artık başka şeyleri görüp gözetmesi imkânsızlaşır ve biricik totemi olan makâmını kaybetmemek için, her türlü zillete katlanır. İcâbında vicdânına ters, îmânına muhalif işlere girer; fayda umduğu herkes karşısında iki büklüm olur; dün ak dediğine bugün kara demeye başlar; birgün önce göklere çıkardığı kimseleri, ertesi gün rahatlıkla yerin dibine batırabilir.

Ve hele, onun başkalarına, başkalarının da ona riyâ ve tabasbusları, zaten yaralanmış rûhunu ve hırpalanmış irâdesini öylesine sarsar ve darbeler ki; bundan böyle onun hayır ve fazilet adına birşey yapması mümkün değildir. Ne acıdır ki o, dumura uğrayan hissiyatı, körelen zekâsı, bağlanan basiretine rağmen, hâlâ kendini en iyi düşünen, en isabetli kararlar veren, en faydalı işler yapan biri gibi görme marazî ruh haleti içindedir! Bu duruma düşmüş herhangi bir kimseye hatalarını hatırlatmak, ya da ikazda bulunmak oldukça zordur. Böyle hodbin ruhlar, hata ve yanlışlarını gösteren hemen herkese karşı gizli bir kin ve nefret duyduklarından ve en büyük yanlışlarına dahi sevap urbaları giydirerek kendilerini haklı görmeye alıştıklarından kimseden nasihat almak istemezler.

Evet, her insanda bir kısım zaaflar vardır ve bu zaafların belli iklim, belli atmosfer, belli şartlar altında hortlayıp ortaya çıkması da bir bakıma tabiidir.

Ancak, daha önceden bazı şeyler yapılarak, ruhun bu zaaflar girdabında boğulup gitmesini önlemek de her zaman mümkündür.

Öyle zannediyorum ki, her gençte, sağlam bir inanç düşüncesi, yüksek bir diğergamlık hissi, sönmez bir millet ve vatan sevgisi uyarılabildiği.. sabah-akşam mukaddes mefkûremiz etrafında ahdü peymanlarla bir araya gelinebildiği.. serâzât gönüllerin hayattan kâm alma arzularına karşı tahşidatlar yapılıp, izzet ve şeref gibi değerler üzerinde durulduğu ve mukaddes düşüncelerimiz açısından ülke ve millete hizmet sayılmayan her iş ve meşgalenin bir abes ve bu türlü abeslerle meşgul olmanın da, zaman nimetine karşı affedilmez bir nankörlük olduğu kanaati, onların kafa ve gönüllerine yerleştirildiği ölçüde, kalbî, ruhî dağınıklığa düşmeyecek ve özlerini koruyacaklardır.

Aksine, makam sevgisi, şöhret hissi, hayat endişesi ve tama’ duygusu gibi insanın iç dünyasını karartan hastalıklarla, her gün ümit semamızdaki yıldızların kayıp kayıp gittiğini görecek ve iç burkuntularıyla iki büklüm olacağız.

M.Fethullah GÜLEN Hocaefendinin “Yitirilmiş Cennete Doğru” İsimli Kitabından Alınmıştır.

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları reklam ver Benimmekan Mobil Sohbet
Cevapla

Etiketler
genclik, ruhu


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Mücadele Ruhu Kalemzede İslamiyet 0 11 Temmuz 2011 01:29
Fütüvvet Ruhu Kalemzede İslamiyet 0 11 Temmuz 2011 01:26
Takim ruhu Antéchrista Genel Paylaşım 0 14 Temmuz 2006 12:11