IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

 Kayıt ol  Topluluk
Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 11 Temmuz 2011, 17:23   #1
Çevrimiçi
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Âyetlerin Tekrarı




Kur'ân-ı Kerim'de sözü edilen tekrar çeşitleri içerisinde belki de en meşhuru bazı âyetlerin tekrar edildiği iddiasıdır. Bu iddiaya göre, Kur'ân-ı Kerim'de bazı âyetler bir çok hikmete mebni tekrar edilmişlerdir. Kanaatimizce, meseleye öncelikle her dilin kendi ölçüleri içerisindeki karakteristik yapısı göz önünde bulundurularak bakmakta fayda vardır. Cümle, malûm olduğu üzere kelime gruplarından oluşan mânâlı sözlerdir. Duygu, düşünce ve fiili ifade eden bir cümleyi oluşturabilmek için gerekirse aynı lâfzı birden fazla kullanmak, dilin karakteristik özelliğinden olsa gerektir. Buna aceleci bir hükümle tekrar hükmü verilmesi yanlış olmalıdır. Diğer yönden, Kur'ân'ın İlâhî mesajının kendine has karakteristik üslubu da unutulmamalıdır. İlk bakışta tekrar gibi gözükse bile, tekrar gibi gözüken bu şeyde teknik olarak gizli bir sanat ve i'caz vardır. Bu hususu bazı misallerle izah etmeye çalışalım:

Tekrar olduğu iddia edilen âyetlerden biri Kâfirûn Sûresi'nde geçen 3 . ve 5. âyetlerdir. İlk bakışta lâfızlarında müştereklik görünen 3. ve 5. âyetler arasında aslında mânâ yönüyle büyük farklılık bulunmaktadır. 3. âyet, ekser müfessirlerin ittifakıyla hâli anlatmaktadır. Yani Resûlullah (s.a.s), müşriklerin vahyin indiği andaki hâllerini tasvir adına, "Sizler, benim taptığıma tapmıyorsunuz" demektedir. Lâfzen aynı görünen 5. âyette ise durum farklıdır. Burada Allah Teâlâ'nın Resûlü'ne gaybdan haber vermesi ile gerçekleşen mûcizevî "Sizler, benim taptığıma (istikbalde de) tapacak değilsiniz" ihbarı söz konusudur. Merhum Elmalılı Hamdi Yazır, bu mevzuda şöyle der: "..Siz de benim ibadet etmekte bulunduğum Ma'buduma ibadet edicilerden değilsiniz. Yahut siz de benim gibi tevhid ve ihlâs ile ibadet etmediniz, etmiyorsunuz ve etmezsiniz. Bu iki âyet ilk bakışta evvelkilerin tekrarı gibi görünür. Bunda müfessirlerin iki vechi vardır: Birisi, mahza te'kid ile takviye için tekrar edilmiş olmasıdır ki, üçüncü menfi cümle, ismiyye olarak daha kuvvetli bir surette birinciyi, dördüncü de aynıyla üçüncüyü mânâ itibariyle te'kit eder denilmiştir." Elmalılı, burada böyle te'kidli bir tekrarın dil açısından mümkün görünmediğini izah ettikten sonra şu neticeye varır: "Şu hâlde bunda lugavî mânâsıyla bir te'kit ve takviye zahir olsa da, ıstılah mânâsıyla bir te'kit zahir değildir. Bu bir atıftır, atıf ise az çok başkalık ifade eder, onun için cumhur, bu âyetlerde mânen tekrar olmadığını ve binaenaleyh sade te'kit değil, her birinin bir tesis olduğunu beyan etmişlerdir." (Yazır, 9:6224-6226)
Şimdi de, hakkında tekrar olduğu beyan edilen kıblenin tahvili ile ilgili âyetlere göz atalım;

(Ey Muhammed!) Elbette İlâhî buyruğu bekleyerek yüzünün semada aranıp durduğunu görüyoruz. Artık müsterih ol, işte memnun olacağın kıbleye seni yöneltiyoruz. Haydi çevir yüzünü Mescid-i Haram'a doğru! Siz de ey mü'minler, nerede olursanız olunuz çevirin yüzünüzü oraya doğru. Kendilerine Kitap verilmiş olanlar, kıbleyi çevirmenin gerçekten Rabbileri tarafından olduğunu bilirler. Allah, onların yaptıklarından habersiz değildir (Bakara/2: 144).

Her nereden yola çıkarsan çık, sen yüzünü Mescid-i Haram tarafına çevir. Ve siz de ey mü’minler! Her nerede olursanız yüzünüzü oraya doğru çevirin ki, halk aleyhinizde kullanacak bir delil bulamasın. Yalnız onlardan haksızlık edenler başka! Siz de onlardan değil, Ben'den çekinin ve o tarafa yönelin ki, size olan nimetlerimi tamamlayayım ve böylece siz de doğru yolu tutmuş olasınız (Bakara/2: 150).

Bu âyetlere ilk bakışta mânânın vurgulanması maksadıyla tekrar edildiği iddiasında bulunulmuştur. Buna karşılık, başka görüşte olanlar da vardır. Dikkat edilecek olursa, vurgu ile beraber her iki âyetin ayrı ayrı vazifelerinin olduğu da görülecektir. Malûm olduğu vechile, kıblenin Beyt-i Makdis'ten Kâbe'ye tahvili Resûlullah'ın (s.a.s) kalbî arzusu doğrultusunda vahiyle gerçekleşmiş, böylelikle Müslümanlar kendi ibadetlerindeki bağımsızlıklarını kazanmışlardır. Bu yönüyle ilk âyet Resûlullah'a (s.a.s) ve mü'minlere bir nevi kalblerinden geçirip arzu ettikleri kıblenin değişmesi hâdisesini, ikinci âyet ise, buna ilâve olarak, bu değişme ve yeni kıble hükmünün ebediyen kalıp, başka bir değiştirmenin mümkün olmayacağını bildirmektedir. Zira ilk âyet, “(Ey Muhammed!) Elbette İlâhî buyruğu bekleyerek yüzünün semada aranıp durduğunu görüyoruz” ihbarından hemen sonra gelmiştir. Ve tekrar edildiği iddia edilen âyet bu sibak ile irtibatlıdır (Abbas, 44-45). Öte yandan, ikinci âyetin fasılasıyla gelen ta'lil ise, bir farkıyete işaret etmektedir: "Yüzünüzü oraya (Kâbe'ye) doğru çevirin ki, halk aleyhinizde kullanacak bir delil bulamasın.."

Elmalılı da 2. âyetin tefsiri ile ilgili yaptığı yorumda; "..bununla beraber içine aldığı bazı hikmetler de açıklanmak suretiyle bu pekiştirme, ayrıca müstakil bir mânâyı da ifade edecektir. Şöyle ki: ... İşte kıblenin değişmesi emrinde önce size karşı böyle aklî ve naklî bakımdan haklı olabilecek delilleri büsbütün kaldırmak ve hasımlarınıza aleyhinizde hiç bir delil bırakmamak hikmeti vardır... İkincisi, size nimetimi tamamlamam içindir" der (Yazır, [Azim Dağıtım>, 1:442).

Üzerinde en çok konuşulan ve hakkında ekseriyetle tekrar olduğu iddia edilen bir diğer misal de Rahman Sûres'inde geçen, "Öyleyken Rabbinizin hangi nimetini inkar edebilirsiniz?" âyetidir. Burada lâfzî benzerliğin olduğu muhakkaktır. Fakat, meseleye küllî olarak yaklaşıldığında, bu her bir âyetin sibakıyla irtibatlandırılması gerektiği ortaya çıkar.

Prof. Dr. Suat Yıldırım, bu mevzu ile ilgili olarak: "Aynı cümlenin tekrarına gelince, bu bazen muteallâkın, yani ilgili olduğu yerin çokluğundan ileri gelebilir. Nitekim Rahmân sûresinde 31 kez tekerrür eden her "Öyleyken, Rabbinizin hangi nimetini inkâr edebilirsiniz?" cümlesi, kendinden önce zikredilen hususa tealluk etmektedir. Allah Teâlâ, insanlara ve cinlere hitapla, onlar için yarattığı nimetleri sayıp dökmekte ve her nimet faslından sonra onların bu nimetleri itiraf etmelerini isteyip, şükür vazifelerini hatırlatmaktadır" açılamasını yapar (Yıldırım, 153-154).

İbn Kuteybe de: "Bu tekrar, nimetlerin farklı olmasındandır, zira her değişik nimetin zikrinden sonra bu âyet gelmiştir" görüşündedir (İbn Kuteybe, 8:190). Bu durumda, "Öyleyken, Rabbinizin hangi nimetini inkâr edebilirsiniz" âyetinin tefsir ve yorumu, kendinden önce zikredilen hususlar ile birlikte yapılmalıdır. Bu her bir âyetten önce zikredilen nimetler farklı farklıdır ve onların her biri birer büyük nimet olup, karşılığında, hem nimet olduklarının vurgulanması, hem onlar için gereken şükür vazifesinin hatırlanması ve bu münasebetle Tevhid'e önemli bir gönderme daha yapılması gerekmektedir.

Bu görüşlerden ayrı olarak bu âyetler, "Allah" lâfzı yerine özellikle "Rab" kelimesinin seçilmesindeki hikmet, bu kelimenin zamire izafetindeki, yani "kümâ" zamiri ile insanlara ve cinlere muzaf kılınmasındaki hususiyet, Türkçe "nimetler" olarak tercüme ettiğimiz, "âlâ" kelimesi ile, "inkâr edebilirsiniz?" diye tercüme ettiğimiz "tukezziban" kelimelerinin hem semantik hem de işaret ettiği merciyetleri mevzuu ve benzeri noktalar açısından da ele alınabilir.

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları reklam ver Benimmekan Mobil Sohbet
Cevapla

Etiketler
ayetlerin


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Hadisler Ayetlerin Hükmünü Kaldırabilir mi? halukgta Genel İslami Konular 1 06 Şubat 2015 00:22
Beş Ayetlerin Sırları Müccerreptir Liaaa Genel İslami Konular 0 08 Haziran 2012 13:17
Bakara Suresi (197-286 Ayetlerin tefsiri) Ecrin İslamiyet 0 05 Mayıs 2011 20:54
Bakara Suresi (97-196 Ayetlerin tefsiri) Ecrin İslamiyet 0 05 Mayıs 2011 20:49
Bakara Suresi (1-96 Ayetlerin tefsiri) Ecrin İslamiyet 0 05 Mayıs 2011 20:46