IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

 Kayıt ol  Topluluk
Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 25 Temmuz 2011, 14:20   #1
Çevrimiçi
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Allah Kelâmı'ndan




Hucûrât Sûresinde ezelî hüküm ve İlâhî emir:

"Ancak mü'minler birbirinin kardeşidirler. Öyle ise, kardeşlerinizin aralarını ıslâh edin."

Allah ne Türkleri, ne Kürtleri, ancak mü'minleri birbiriyle kardeş ediyor. Mü'min olmayan bir insan, mü'min babasına vâris olamıyor. İman gidince, maddî, uzvî ve ırkî bağlılık bir işe yaramıyor.

"Kendi nefsi için istediğini mü'min kardeşi için de istemeyen (kâmil) mü'min olamaz," buyuran Allah Resûlü (a.s.m.) bu âyetin amel ve his âlemimize nasıl aksedeceği hususunda yol gösteriyor bize.

Mü'minler birbirlerini böylesine sevmeleri gerektiği halde şu veya bu sebeple aralarına kin ve husumet girerse, bu takdirde ne yapılacaktır?.

Ayet-i kerimenin devamı bunu âmir:

"Kardeşlerinizin arasını islâh edin." Onları sulha, sükûna kavuşturun. Düşmanlıklarını dostluğa, muhabbete, uhuvvete çevirin.

Evet Kur'ân'ın hükmüne göre mü'minler kardeş. Hepsi bir tek âile, tek cephe. Onların arasına nifak sokanlar ise bilerek veya bilmeyerek karşı cephe nâmına çalışmış olmuyorlar mı?

Zaten tatbikat da böyle. Aramıza tefrika sokmak isteyenler tarihî hasımlarımız: Haçlı zihniyeti, küfür örgütleri, nifak locaları...

Onlar vazifelerini yapıyorlar tıpkı şeytan gibi. Ateşin vazifesi yakmaktır, ama elimizi korumak da bize düşüyor.

Bugün aramıza sokulmak istenen bu fitneye karşı çıkmak ve mü'minler arasındaki muhabbet bağlarını arttırmak büyük bir cihat. Bizi, düşman kardeşler haline getirmek isteyenlerin heveslerini kursaklarında koymak hepimiz içirı en ileri bir vecibe.

Hûd Sûresinden ulvî bir ders:

Nûh (a.s.), "Ey Rabbim! Şüphesiz, oğlum da benim âilemdendir (Benim ehlimdendir)" diye tufan hâdisesinden onun kurtulmasını istediğinde, İlâhi cevap şöyle gelir: "Ey Nûh, o senin âilenden (ehlinden) değildir" ve Nûh (a.s.) oğlunu gemiye almaktan menedilir. Demek ki; insanın inanmayan, isyan eden oğlu onun ehli sayılmıyor. Öyle ise inanmayan arkadaşı da onun dostu, kardeşi olamaz.

Bu hakikatı hiçbir tevile imkân vermeyecek kadar net biçimde ortaya koyan bir Allah kelâmı:
"Ey iman edenler, babalarınızı ve kardeşlerinizi, eğer küfrü imana tercih etmişlerse, dost edinmeyin! Sizden kim onları dost edinirse, işte onlar, zâlimlerin tâ kendisidir." (Tevbe Sûresi, 23.)
"Ancak mü'minler birbirinin kardeşidirler," âyet-i kerimesinde ders verilen ince ruhun, derin şuurun bir başka ifadesi. İnanmayan babanız sizin dostunuz değil. Ve onları dost edinmek zâlimlik. Onları dost edinen insan, hakikatı çiğnemiş, zulmetmiştir. Allah'ın ona bir ihsanı olan sevgi hissini yanlış yerde kullanmış, zulmetmiştir. Yanlış bir tercihle kendisini Cehennem'e sokmaya sebep olmuş, nefsine zulmetmiştir. Onun sevgi hanesinde küffar, mü'mine ağır basmış ve o adam bu büyük adaletsizliği işlemekle zâlim olmustur.

***

Mahşer, mutlak aziz olan Allah'ın huzurunda herkesin zilletini ilân ettiği müstesna meydan. Mâlik-i Yevmiddin olan Allah haber veriyor:
"O gün ne mal, ne evlât bir fayda vermez. Allah'a kalb-i selim ile gelenler müstesna." (Şuarâ Sûresi, 88-89.)
Irk yakınlığının en birinci basamağı, en ileri seviyesi evlâtla baba arasındaki münasebet değil midir? Bu âyet, bu yakınlığın o meydanda para etmeyeceğini haber veriyor bize. Artık hangi ırkçılıktan bahsediyoruz. O gün kimsenin ne malına, ne mülküne, ne de kazandığı evlât sayısına bakılmayacak.

O gün tek geçer akçe var: kalb-i selim.

Allah'a teslim olmuş, Onun her emrine râm olmuş, temiz ve hâlis bir kalb. Ondan başkasına bağlanmamış bir gönül. Bu gönül kimde bulunursa bulunsun; Arapta olsun, Acemde olsun makbûldür.

Ve Cennet, kalb-i selim sahiplerinin varacağı mükâfat menzili. Orada her mü'mine, ihlâsına, ameline, ahlâkına, gayretine, himmetine göre makam verilecek. Ondaki bütün tabakalar bu esaslara göre. Orada her ırkın ayrı bir makamı yok.

Irkçılığı men eden âyet-i kerimeyi bir kez daha hatırlayalım:
"Ey insanlar! Muhakkak ki Biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık. Ve sizi millet millet, kabile kabile yaptık ki, tanışıp kaynaşasınız. Allah katında en şerefliniz Ondan en çok korkanınızdır." (Hucûrât Sûresi,l3.)

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları reklam ver Benimmekan Mobil Sohbet
Cevapla

Etiketler
allah, kelâmından


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık