IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 25 Temmuz 2011, 15:24   #1
Çevrimiçi
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Bediüzzaman'ın Celal Bayar ve Adnan Menderes'e Gönderdiği Mektubundan Bir Bölüm




1960 yılında vefat eden Bediüzzaman Said Nursi, vefatına yakın yıllarda yazdığı bir mektupta, zamanın cumhurbaşkanı ve başbakanına bir mektup yazar. Bu mektupta, günümüzün hâlâ halledilmemiş bazı problemlerine reçeteler bulmak mümkündür. Said Nursi, şunları söylemektedir:
"Altmış beş sene evvel Câmi-ül Ezher'e gitmek istiyordum. 'Âlem-i İslâm'ın medresesidir' diye, ben de o mübarek medresede bir ders almaya niyet ettim. Fakat kısmet olmadı. Cenab-ı Hak rahmetiyle bir fikir ruhuma verdi ki: Câmi-ül Ezher Afrika'da umumi bir medrese olduğu gibi; Asya, Afrika'dan ne kadar büyük ise, daha büyük bir dârülfünun, bir İslâm üniversitesi Asya'da lâzımdır. Tâ ki İslâm kavimlerini, meselâ Arabistan, Hindistan, İran, Kafkas, Türkistan, Kürdistan'daki milletleri, menfî ırkçılık ifsad etmesin. Hakikî, müsbet ve kudsî ve umumî hakiki milliyet olan İslâmiyet milliyeti ile Kur'anın bir kanun-u esasîsinin tam inkişafına mazhar olsun. Ve felsefe fenleri ile dini ilimler birbiriyle barışsın ve Avrupa medeniyeti, İslâmiyet hakikatleriyle tam musalaha etsin. Ve Anadolu'daki ehl-i mekteb ve ehl-i medrese birbirine yardımcı olarak ittifak etsin diye doğu illerinin merkezinde hem Hindistan, hem Arabistan, hem İran, hem Kafkas, hem Türkistan'ın ortasında Medreset-üz Zehra manasında, Câmi-ül Ezher üslûbunda bir dârülfünun; hem mekteb, hem medrese olarak bir üniversite için, tam ellibeş senedir Risale-i Nur'un hakikatlerine çalıştığım gibi, ona da çalışmışım.
En evvel bunun kıymetini -Allah rahmet etsin- Sultan Reşad takdir edip yalnız binasını yapmak için yirmi bin altun lira verdiği gibi, sonra ben 1. Dünya Savaşındaki esaretimden döndüğüm vakit, Ankara'da mevcud 200 meb'ustan 163 meb'usun imzası ile 150 bin lira, o zaman paranın kıymetli vaktinde, aynı o üniversite için vermeyi kabul ve imza ettiler. Mustafa Kemal de içinde idi. Demek, şimdiki para ile beş milyon liraya yakın bir tahsisat vermekle, tâ o zamanda böyle kıymetdar bir üniversitenin tesisine her şeyden ziyade ehemmiyet verdiler. Hattâ dinde çok lâkayd ve batılılaşmak ve geleneklerden sıyrılmak taraftarı bulunan bir kısım milletvekilleri dahi onu imza ettiler.
Yalnız onlardan ikisi dediler ki: "Biz şimdi an'anevî ve dinî ilimlerden ziyade batılılaşmaya ve medeniyete muhtacız."
Ben de cevaben dedim:
"Siz, farz-ı muhal olarak, hiçbir cihette ihtiyaç olmasa da ekser peygamberlerin Asya'da, Doğuda çıkması ve ekser feylesofların Batıda gelmelerinin delaletiyle; Asya'yı gerçek anlamda ilerletecek, fen ve felsefenin tesirlerinden ziyade din hissi olduğu halde, bu fıtrî kanunu nazara almayarak batılılaşmak namıyla İslâmi gelenekleri bıraksanız ve dine dayanmayan bir esas yapsanız dahi, dört-beş büyük milletlerin merkezinde olan doğu illerinde millet, vatan selâmeti için dine, İslâmiyet'in hakikatlarına kat'iyyen taraftar olmak, size lâzım ve elzemdir. Binler misallerinden bir küçük misal size söyleyeceğim:
Ben Van'da iken, hamiyetli Kürd bir talebeme dedim ki: "Türkler İslâmiyete çok hizmet etmişler. Sen onlara ne niyetle bakıyorsun?"
Dedi: "Ben Müslüman bir Türk'ü, fâsık bir kardeşime tercih ediyorum. Belki babamdan ziyade ona alâkadarım. Çünki tam imana hizmet ediyorlar."
Bir zaman geçti o talebem, ben esarette iken, İstanbul'da mektebe girmiş. Esaretten geldikten sonra gördüm. Bazı ırkçı öğretmenlerden aldığı aks-ül amel ile, o da Kürdçülük damarı ile başka bir mesleğe girmiş. Bana dedi: "Ben şimdi gayet fâsık, hattâ dinsiz de olsa bir Kürd'ü, sâlih bir Türk'e tercih ediyorum."
Sonra ben onu birkaç sohbette kurtardım. Tam kanaatı geldi ki: Türkler, bu İslâm milletinin kahraman bir ordusudur.
Ey sual soran milletvekilleri! Şarkta beş milyona yakın Kürd var. Yüz milyona yakın İranlı ve Hindliler var. Yetmiş milyon Arab var. Kırk milyon Kafkas var. Acaba birbirine komşu, kardeş ve birbirine muhtaç olan bu kardeşlere, bu talebenin Van'daki medreseden aldığı dinî ders mi daha lâzım? Veyahut o milletleri karıştıracak ve ırkdaşlarından başka düşünmeyen ve İslâm kardeşliğini tanımayan sırf felsefi ilimleri okumak ve İslâmî ilimleri nazara almamak olan o merhum talebenin ikinci hali mi daha iyidir? Sizden soruyorum!?
İşte bu cevabımdan sonra, an'ane aleyhinde ve her cihetle batılılaşmak fikrini taşıyanlar, kalktılar imza ettiler. İsimlerini söylemeyeceğim, Allah kusurlarını afvetsin, şimdi vefat etmişler'"
(Emirdağ Lahikası II, s. 224-225)

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları sohbet odaları Benimmekan Mobil Sohbet
Cevapla

Etiketler
adnan, bayar, bediüzzamanın, bir, bölüm, celal, gönderdiği, mektubundan, menderese, ve


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Celal Bayar Üniversitesi CERN'de! Zen Bilim Dünyasından Son Haberler 0 06 Ocak 2013 17:17