IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 17 Mayıs 2014, 12:43   #1
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
İmanı Korumak





İMANI KORUMAK

İslâm'ın itikadî, iktisadî, içtimaî, hukukî ve ahlâkî yasalarıyla hükümran olmadığı cemiyetimiz gibi top*luluklarda mîras ve ceza hükümleri gibi tatbik olunma*ları İslâmî otoritenin varlığını zaruri kılan ilâhî emir ve yasakların bir bütün halinde yaşanamayacağı bir gerçektir.

Bu sebeple İslâm dışı toplum düzenleri içinde ya*şayan müminler, güç sınırlarını aşan konularda görevlerini yapamayabilirler.Ancak İslâm Dini'nin bütününe imanlarını korumalıdırlar. Müslüman olarak can vermelidirler.Yüce Rabbimiz böyle emreder:"Ey İman Edenler! Allah'ın emirleri ve yasaklarına aykırılıktan gerektiği şekilde korunun ve ancak Müslüman olarak can verin."

Bizler Allah'a, O'nun seçip son ve evrensel Peygamberi kıldığı Hz. Muhammed'e ve onun aracılığı ile gönderdiği Kur'ân'a inanırız. Kur'ânın içerdiği bütün iman ve hayat kurallarına da inanırız.Bu inancımızı korumakla yükümlüyüz.

Bunun için de inancımızla çelişecek ve çatışacak bütün batıl inançlar,sözler,davranışlar ve işleri bilmeliyiz.Nasıl korunabileceğimizi de öğrenmeliyiz.

Muhterem Mü'minler!

1. Allah'ı, sebep-netice kanunlarının hâlikı, bilici, işitici, görücü, dilediğini yapıcı, güçlü ve merhametli Rab kabul edip de, O'na tam anlamda güvenememek, şartlar ne olursa olsun mutluluk ve kazancın, Allah'ın emir ve yasakları çerçevesinde olduğuna itimat edeme*mek bizi inancımızla çelişkiye götürür. (2)

2. Allah'ın, kâinatın yaratıcısı ve maliki olduğuna inanırken, bütün nimetlerin Allah'tan olduğuna, O'nun takdiri ile insanlara ulaştığına, Rabbimizin ümit olun*maz yerlerden sebeplerini yaratarak insanları nimetlendirebileceğine, dolayısıyla Allah'ın haram kıldığı yol*lardan rızık aramamak gerektiğine bütün varlığımızla inanmamak da bizi inancımızla çelişkiye sürükler. (3)

3. Mü'minler arasında faizli bankacılığın, içki imal ve sa*tıcılığının, hileli imalât ve sömürünün, ikbal mevkile*ri için insanlık onurunu çiğnemenin ve daha nice hallerin görülmesi, yu*karıda açıklanan çelişkilerimizden kaynaklanmaktadır. Zira bu çelişkilerin temelinde, Allah'a isyandan çok, O'na güvenmemek vardır.

4. Zekât, hac ve de adalet-af-yardım gibi erdemlere çağrı nitelikli Allah'ın buyruğu olan görevler, vakıf çalışmaları benzeri dini nitelikli aktiviteler, başka başka amaçlarla değil,yalnızca Allah'ın rızasını kazanmak için yapılır. Aksine davranışlar inancımızla çelişki oluşturur, (4)



Mü'minin bütün söz, iş ve davranışları, tüm hayatı ve ölümü, âlemlerin Rabbi Allah içindir. Mü'min, ah*lâk, ilim, sanat, vatan ve millet için değil, yalnız Allah için, O'nun emri ve yasağı olduğu için konuşur ve su sar, yapar ve sakınır. Mü'min mezkûr değerleri ancak Allah'a kulluk için yüceltir ve uğrunda mücadele verir.

Giderilemediği takdirde yukarına değinilen çelişkilerin her biri İslâm dairesinin dışına çıkarabilir.

5. İnsan için yasa koyma hakkı onu yaratan Allah'ındır. Yaratanın emirleri ve yasaklarıyla çatışan yasalar konulamaz. İnsanlar ancak Allah'ın ve Peygamberi Muhammed'in (s.a.) belirlemediği alanlarda düzenleyici kurallar koyabilirler. İslâmî gerçek bu iken fertlerin kurumların Allah'ın buyruklarıyla çatışan kesin emirler vermek, yasaklar koymak, he*lâl kılmak, haram saymak hakkı olduğunu kabul etmek

İslâm Dini'ne aykırılığa düşürür. Güncel bir anlatımla şöyle de diyebiliriz. İslâma göre kayıtlı ve şartlı egemenlik hakları olan parlamentoların, Allah'ın açık ve kesin emirleri ve yasak*ları, helâl ve haram hükümleri ile çelişen ve çatışan karar ala*bileceğine ve bu kararların seküler sistemlerde olduğu gibi İslâm Dini zaviyesinden de meşruiyet arzedeceğine yürekten inanmak kâfirliğe götürür.(5)

Özel şartları içinde ortak akıl, ilim, ihtisas, istişare ve referandum verilerine itaat gibi, Allah'ın ve Peygamberi Hz. Muhammed'in itaat edilmesine izin verdiklerinin dışındaki düşünce
sistemlerine ve İslâm dışı kurumlara benimseyerek itaat de İslâm dışılığa yönlendirir. Çünkü Peygamberimizin ifadesiyle Allah'a isyan hususunda insanlara ve kurumlara itaat yoktur. (6)

6. İslâm‘ın iman, ibâdet, hukuk, iktisat... ve ahlâk allarına ait bir tek hükmünü dahi küçümsemek, dönemi geçtiğine inanmak, yani;

a) Artık kısas ilkesi geçerliliğini yitirdi.

b) Faiz yasağı anlamsızdır.

c) Kadınların örtünmelerine gerek yok.

d) Karşılıklı rıza oldukça zina sakıncasızdır.

e) Beş vakit namaz fazlacadır gibi yaklaşımlarımların bir tekini dahi benimsemek kişiyi kâfir kılar.Zira İs*lâm bir bütündür. O'nun bütün hükümleri yücedir ve tartışma üstüdür. (7)

7. Allah'a inanmak fakat Kur'ân'ın Allah tarafından vahiy meleği aracılığı ile Hz.Muhammed'e indirilmiş son İlahi Kitab olduğuna inanmamak veya Kurân'a inanmak ama onun bildirdiği iman esaslarının tümüne veya bir kısmına inanma*mak, me*selâ; meleklere veya cinlere yada Cehennemin varlığına inanmamak...Bütün bunlar da kişiyi kâfir kılar. (8)

8.Amel bakımından kusurlu olsalar da, mü'min iş, sanat, ilim ve siyaset adamları varken onlara ilgisiz kalıp adımıza temsil ve tasarruf yetkisini kâfir ve münafıklara vermek, yüceliği onlarda görüp onları sevmek ve de onlarla yardımlaşmak da İslâmî imanın kalbe yerleşmemiş olması anlamına kişiyi münafık eder.Münafıklık ise kâfirliğin bir türüdür.(9)

Saygıdeğer Mü'minler!

İslâm'la çelişecek,çatışacak inançlar dav*ranışlar ve işlerden kafamızı ve kalbimizi arındırmazsak, imanımızı kaybetmemiz kaçınılmaz olur.

Allah'ın inandığı emir ve yasaklarına aykırı yaşamakla örneğin zekât vermemekle ve zina yapmakla kişi günahkâr olur, inancını zaafa uğratır ama imanını yitirmez. Fakat yukarıda su*nulan misallerde olduğu gibi, İslâm Dini'nin bütününe veya bir kısmına inancından sözlü veya fiili olarak ödün verirse imanını yitirir. Hayırları neticesiz kalır. Âhiret hayatı mahvolur. Bu gerçeği Rabbimiz şöyle açıklıyor:«... İçinizden dininden dönüp kâfir olarak ölen olursa, bunların işleri dünya ve Âhirette boşa gitmiş olur. İşte Cehennemlikler onlardır. Onlar, orada ebedî olarak kalıcıdırlar.» (10)

Mü'minler!

Aziz Peygamberimiz "İslâm yücedir. O'nun üstünde yücelik yoktur." buyuruyor.

Buna inanarak, inançla*rımızı korumalıyız.Batıl inançlara ve yaşantılara karşı di*renç göstermeliyiz.Müslüman olarak can vermeliyiz.

Hutbemizi âyet anlamlarıyla bitirelim:

["Gerçek mü'minler, Allah'a ve elçisi Hz. Muhammed'e inanan ve sonrada (inancının doğruluğu ve ya*şanılması gerektiği hususunda) şüpheye düşmeyen, (bir de inancının hakimiyeti uğrunda) mallarıyla, can*larıyla mücadele vermiş olanlardır. İşte gerçek doğru*lar onlardır."

"Onların Rableri katındaki mükâfatı altından ırmaklar akan Cennetlerdir. Orada ebedî olarak kalıcı*dırlar."] (11)

1 Bakara, 217.

2 Yunus, 54; İbrahim, 31.

3 Nahl, 53; Talak, 3.

4 En'am, 162; İbn'ü Mace, Hadis No: 4205.

5 Araf, 54; Tevbe, 31; Ahzab, 67.

6 Ahzab, 48; Kalem, 9.

7 Maide, 44-45; Nisa, 14; Mücadele, 20.

8 Nisa, 136-150-151.

9 Nisa, 44; Tevbe, 23 -24,; Mücadele, 22.

10 Bakara, 217.

11Hucurat, 15; Beyine, 8.

(alirizademircan)

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları sohbet odaları Benimmekan Mobil Sohbet
Cevapla

Etiketler
korumak, İmanı


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
İmanı Ciddiyetle Düşünmek oneofgirl İslamiyet 0 23 Ağustos 2013 13:20
Maşite Hatun Ve İmanı Afrodit İslamiyet 0 30 Eylül 2012 09:50
İmanı olmayanın hayrı PopSy İslamiyet 1 11 Nisan 2010 10:26