IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 17 Mayıs 2014, 13:06   #1
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Nefis Putunu Kırmalıyız




NEFİS PUTUNU KIRMALIYIZ

İnsan inkâra ve imana,şerre ve hayra eğilimli bir düzende ve irâde*sini müspet ve menfiye(olumlu ve olumsuza) yöneltebilme gücünde yaratıl*mıştır.

İnsana, insanlık hayatının her döneminde peygamber*ler aracılığı ile Hak ve Bâtıl bildirilmiştir. Nefsini ilâhî emir ve yasaklar çizgisinde terbiye ederek Hak ve Halk insanı olarak yaşaması emredilmiştir.

Rabbimizin son emirleri ve yasaklarını ihtiva eden Kur'ân'a ve onu tebliğ eden Şanlı Peygamberimiz Hz. Muhammed'in buyrukları ve öğütlerine itaat ettikçe mü'min emredildiği üzere Hak inançları ve hayırları hayatına hâkim kılmış olur. Nefsini terbiye etmiş, dünya ve Ahiret hayatını mesut edecek bahtiyarlardan olmuş olur. Şanı yüce Mevlâmız bu gerçeği şöylece açıkla*maktadır: "Nefse ve o nefsi düzenleyene ve böylece ona inkâr ve isyan duygusu yanı sıra iman ve ahlâk bilincini aşılayan (Allah')a andolsun. Şüphesiz nefsini arındırıp yücelten kurtuluşa erecek,onu alçaltan ise kaybedecektir."

Kişiliğimizin özünü oluşturan Nefis, Kur'ân ifadesiyle arındırılıp "Kendisini kınayıcı,içsel güvene/huzura erici" bir özelliğe kavuşturulabileceği gibi, "Rabbinden razı,Rabbinin de kendisinden razı" olacağı şekilde de yüceltilebilir. Ancak arındırılıp yüceltilmeyen ve de kendi haline bırakılan nefis kötülükleri emredecek şekilde karanlığa gömülebilir/ aşağılın içine düşürülebilir.(1)

İslâm Dini ile terbiye olunmayan, kendisine Al*lah'ın emir ve yasakları yaşatılmayan, fakat inkâr ve isyan içeren olumsuz arzularına evet denilen nefis, batılların davetçisi, serle*rin sevdalısı, şehvetlerin ihtiraslısı olur.

Yüce Rabbimiz bu gerçeği Yusuf Peygamberin di*linden şöyle açıklar:« Ben nefsimi temize çıkaracak değilim.Çünkü nefis hiç mi hiç durmadan kötülükleri emreder. Bu durumda ancak Rabbimin sevgisi ve şefkati ile kuşattığı kişiler kurtulabilir Gerçekten Rabbim çok bağışlayan ve pek şefkatli olandır.» (2)

İslâm terbiyesinden yoksun nefis, sadece kötülük*lerle emredici bir şer kaynağı değil, Kur'ân'da işaret edildiği gibi tanrılığını kökleştirmek isteyen inkârcı ve isyancı bir savaşçıdır.

-Salât ve Selam üzerine olsun-Aziz Peygamberimiz «Düşmanlarının en azılısı ken*di nefsindir.» (3) buyurmakla bu hakikati açıklamış*tır.

Bir savaş dönüşünde « Nefsin inkâr ve isyan türü kötü arzularıyla savaşı olan büyük cihâda döndü*nüz.»(4) buyuran Peygamberimiz, gerçek mücâhidin bu büyük cihâ*da çıkabilen kişi olduğunu da şöyle ifade buyurmuştur:«Hakiki mücâhid, nefsiyle çatışandır.» (5)

İslâmî iman ve hayat ölçüleriyle çelişen ve çatışan nefisle ciddî ve müessir bir mücâdele verilmezse, , nefis insanın yönetimini ele geçirir. O zaman da insan, nef*sini ilâh tanıyan bir zâlim olur.

İnsan nefsini nasıl ilâh tanıyabilir, nefis kendisini nasıl mabut olarak kabul ettirebilir denebilir. Ancak, nefsi ilâh tanımak onda tabiat kuvvetleri üzerinde et*kili bir güç görmeyi, onu yaratıcı bir otorite olarak ka*bul etmeyi gerektirmez.

Emrettiğini yapmak, arzularını bir kanun gibi be*nimsemek, öz ifadesiyle İslâm'la çeliştiği ve çatıştığında hakimiyeti/egemenliği onda görmek, nefsi ilâh tanı*mak olur. Nitekim Rabbimiz, Peygamberimize yönelttiği buyruğunda nefsinin batıl isteklerine uyanı, nefsini ilâhlaştıran kişi olarak yeriyor:

«Gördün mü o arzularını ilah edinen kişiyi? Şimdi onun üzerine sen mi bekçi olacaksın.»

İlâhımız Allah'ımız iken ve bizler Rabbimizin biri*cik ilah olduğunu ikrar ederken, nefsimizin hâkimi*yetine boyun eğmekle amelî hayatta nefsimizi tanrı edinmiş oluyoruz. Açıkça ifade edersek, devrimizde top*lumumuz büyük kısmıyla nefsini ilâhlaştıran fertlerden kuruludur. Cahiliye devrinin Lat, Uzza ve Menat gibi huzurunda baş eğilen büyük putların yerini, yaşadığı*mız modern cahiliyette tanrılaştırılan nefisler almakta*dır.

Peygamberimiz tanrılaştırılan nefislerle ilgili ola*rak şöyle buyurmuştur:« Allah'ın ibadet edilecek yegane mabutluğu bir tarafa sema gölgesi altında arzularına uyulan nefis*ten tapınılır daha büyük bir ilâh yoktur.»(6) Allah'ın ferdî ve sosyal hayatımızı düzenleyen emirlerine sımsıkı sarılmayışımız, örneğin namaz kılmayışımız, çıkarlarımız için adil uygulama, doğru ticaret, dürüst işçilik, sağlam imalât yapmayışımız, fert ve toplum haklarına tecâvüz edişimiz, başarılı olamayacağımız görevlere talip oluşu*muz, faiz, karaborsacılık, rüşvet, zina, içki, kumar gibi haramlar/yasaklardan kaçınmayışımız nefislerin ilâhlaştırıldığına delildir.

***

İslâm Dini'ne fiilen karşı çıkan ve onun fert ve toplum hayatında yönetici egemen otorite olmasını arzulamayan büyük putlar da nefisler*dir.

Katiyetle bilinmelidir ki, Allah'ı ilah tanımanın ilk gereği, nefsin hâkimiyetini red etmektir. Mü'minler bu gerçekten gaflet eder de, nefsî arzularını Allah'ın emir ve yasaklarına, Şanlı Peygamberin buyruklarına tercih yoluna giderlerse, Casiye Sûresi'nin 23. âyetinde açıklandığı üzere, kendi amelleri sebebiyle Allah'ın sa pıklığa uğrattığı, kulakları ve kalplerini mühürlediği, gözlerini de perdelediği bedbahtlardan olurlar.

Ancak şurası da bir gerçektir ki, -husûsiyle yaşa*dığımız toplumlarda- nefsin menfi emel ve ihtirasları*na karşı mücâdele vererek bu elem verici kayıptan korun*mak şüphesiz çok güçtür.

Sevgili Peygamberimizin, Peygamber olduğu halde sık sık «Allahım! (Beni yaşattığın sürece) göz açıp ka*payıncaya kadar olsun beni nefsimin yönetimine bırak*ma» şeklindeki duaları, yapılması gereken nefis mü*cadelesinin zorluğunu ve bu mücadelede Allahtan yar*dım istenilmesi gereğini göstermektedir.(7)

Müslüman olarak yaşamak ve can vermek isteyen her ferd, nefsinin İslâm'la çatı*şan arzularına karşı İslâm'ı rehber tutmuş aklın rehberliğinde ciddî bir mücâdele vererek, nefsini hakka ve hayra yöneltmeye çalışarak bu zorluğu yen*mek mecburiyetindedir. İman bunu gerektirir, ölümü ve ölüm sonrası hayatı tefekkür edebilen akıl bunu icap ettirir. Bunun içindir ki Peygamberimiz:«Akıllı, nefsini itaat altına alan ve ölümden sonrası için amel eden kimsedir.» (8) buyurmuşlardır.

Mü'minler!

Nefsin bâtıllara ve şerlere eğilimli ar*zularını İslâm'ayönlendirmeyi, Ahiret hayatı için ça*lışmayı, tabiî ve zarurî olan zevklerden mahrum bıra*kan donuk ve cansız bir hayata talip olmak şeklinde anlamamalıyız.

Nefsin arzuladığı, bedenî ve ruhî bünyemizi tahrip eden, zararları açık, fakat sayıları belirli haramlar bir tarafa, dünyamızdaki bütün nimetler ve lezzet*ler, ebediyete uzanan tüm arzu ve emeller biz mü'minler için*dir. Hayata maddeci bir mantıkla bakan ve onu şeh*vet yarışı ve kelle, göbek müsabakası olarak değerlen*direnlerin ve bu anlayışta ısrar edenlerin bâtıl görüşleri ve alçakça yaşayışlarına aldanmamalıyız.

Hayatlarını konumlandıramamış ve amaçlandıramamış bu zavallı tiplere Kur'ân diliyle şöyle demekten başka yapılacak bir şey yoktur:«Yesinler, içsinler, zevk etsinler, emel onları oyalaya dursun, yakında bilecekler.» (9)

Hutbemizi Nâziat Sûresi'nden âyetlerle bitiriyo*rum:« Azgınlaşan ve dünya hayatını âhiret hayatına tercih eden kişinin varacağı yer hiç şüphesiz Cehennem'dir.

Rabbinin sorgulamasından/azabından korkan ve de nefsini alıkoyan kişinin gideceği yer de mutlaka Cennet'tir.» (10)

1. Şems, 9-10, Kıyame 2,Fecr 28-29

2. Yûsuf, 53.

3. Keşfül-Hafâ, hadis No: 412.

4. C. Sağîr, 2/86.

5. Sünenüt-Tirmizî, Kitabül Fezâilil-Cihad, Bab. 2. Hn. 1621.

6. Furkan 43,M. Zevâid, 1/188.

7. C. Sağîr, 1/57.

8. Mişkâtül-Mesâbîh, Hadis No: 5289.

9. Hicr, 4.

10. Nâziat, 36-41.

(alirizademircan)

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları sohbet odaları Benimmekan Mobil Sohbet
Cevapla

Etiketler
kırmalıyız, nefis, putunu


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Çocukta Nefis efLatun İslamiyet 0 02 Aralık 2011 20:51
Nefis Terbiyesi KarakıZ Genel İslami Konular 0 03 Eylül 2011 17:19
İhtiyarda Nefis Kalemzede İslamiyet 0 25 Temmuz 2011 13:27
Gençte Nefis Kalemzede İslamiyet 0 25 Temmuz 2011 13:27
Çocukta Nefis Kalemzede İslamiyet 0 25 Temmuz 2011 13:25