IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

 Kayıt ol  Topluluk
Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 16 Nisan 2018, 11:16   #1
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Kur'ân'ı ibret için okumak




And olsun, Biz Kur'ân'ı zikir için kolaylaştırdık. Fakat hani ibret alacak olan?
Kamer Sûresi, 54:17

Kur'ân'ın indiriliş amacını açıklayan ve bizim ona yaklaşma açımızı belirleyen âyetlerden birisi de bu âyettir. Kamer Sûresi boyunca dört defa bir nakarat gibi tekrarlanarak vurgulanan bu âyet, üç anahtar kavram ile Kur'ân'ın önemine dikkat çekmekte ve bizi ona kulak vermeye çağırmaktadır.

Bu kavramlardan biri 'kolaylaştırma'dır. Ancak bu işlem sayesindedir ki biz Kur'ân'ı dinleyebiliyor, okuyabiliyor, anlayabiliyor, ezberleyebiliyoruz. Zira Kur'ân okumak demek, Âlemlerin Rabbine muhatap olmak demektir. Bu hitabın bir tarafında yer ve gökleri yoktan yaratan, maddeden ve hür türlü kayıttan münezzeh, hiçbir benzeri olmayan bir aşkın varlık, diğer tarafında ise Onun tarafından yaratılan ve bu âlemde ancak sınırlı şeyleri görüp işitebilen, duyularının erişemediği yere aklı ermeyen fâni ve âciz bir varlık vardır. Böyle bir hitabın muhatap tarafından anlaşılabilmesi için tek yol, onu muhatabın algılama seviyesine indirecek bir şekilde kolaylaştırmaktır.

Bu, bizim güneşi inceleyişimize de benzetilebilir. Biz, en yakınımızdaki bu yıldızı doğrudan doğruya teleskoplarla incelemek bir yana dursun, çıplak gözle bile ona bakamayız; zira onda beliren tecellînin şiddeti, bizim görme sınırlarımızın çok üzerindedir. Bu durumda biz güneşin teleskoplarımıza akseden görüntüsünü bir perde üzerine yansıtır ve böylece, şiddeti bir hayli azaltılmış olan bu görüntüyü inceleme imkânına kavuşuruz. Yer ve Gökler Rabbinin yarattığı sayısız yıldızlardan bir tanesinin ışığına doğrudan muhatap olamayan insan, Onun bizzat kendi hitabına muhatap olmak için, hiç kuşkusuz, bundan çok daha ileri seviyede bir 'kolaylaştırma' işlemine muhtaçtır. İşte, Yüce Yaratan, bir yandan insana 'beyanı' öğreterek onu Kur'ân'a muhatap olabilecek bir yetenekte yaratırken, diğer yandan da Kur'ân'ı insanın anlayabileceği bir şekilde kolaylaştırmıştır.

İkinci olarak, bu kolaylaştırma işleminin amacı, Kur'ân'da 'zikir' kelimesiyle ifade edilmiştir. Hayli kapsamlı bir kelime olan 'zikir' sözcüğünün başlıca anlamları arasında 'hatırlama, ezberleme, düşünme, öğüt alma' gibi anlamlar vardır ki, âyetin gelişinden, tüm bu anlamların birden kastedildiği anlaşılmaktadır. Gerçekten de, Kur'ân, bu özelliğiyle taklidi imkânsız bir mucize olarak yüzyıllardır âleme meydan okuyagelmiş ve her çağda, her toplumda, her kesimden insanlar tarafından okunmuş, ezberlenmiş; kölelerden hükümdarlara, çocuklardan en seçkin bilgelere kadar herkes her zaman ondan dersini almıştır. Bu ise, Âlemlerin Rabbi tarafından insana bahşedilmiş pek büyük bir lütuf ve şereftir ki, 'zikir' sözcüğünün içerdiği bir başka anlam olan 'şeref' anlamında buna da bir işaret vardır.

Üçüncü olarak, Kur'ân bu beyanını bir çağrı ile noktalıyor:

'Hani ibret alan?'

Bu çağrıdaki 'ibret' sözcüğü ise, Kur'ân'a bakış açımızı son derece net bir şekilde belirliyor. Önündeki mushafın sayfalarını açan insan, eğer bu kitabın ona kim tarafından gönderildiğini ciddiyetle düşünecek olursa, kendisine düşen tavrın bir ibretten başka birşey olamayacağını pek çabuk kavrayacaktır.

Bu tespit, 'Meal veya tefsir okumalı mıyız?' şeklindeki sorulara da açıklık getiriyor. İnsanları bu konuda çekingenliğe iten şey, yanlış anlamlar ve hükümler çıkararak dinine zarar verme endişesidir. Oysa ahkâm çıkarmak çok özel bir iştir ve bunun için gerekli bir altyapıya ihtiyaç gösterir. İbret almak için gerekli olan şey ise, gören bir göz ile hakka yönelmiş bir gönülden ibarettir. Buna sahip olan bir kimse, Yer ve Gökler Rabbinin huzurunda olmanın bilinci ve edebi içinde Kur'ân'a kulağını verecek olursa, onda hayatına hayat katacak nice öğütler ve ibretler bulur.

Lâkin bu noktada insanı bekleyen tehlikeler de yabana atılacak gibi değildir. Zamanımızın hakim değerleri, özellikle dünya hayatının her konuda en önemli referans olarak alınması, Kur'ân'dan alınacak ibretlerin önünde çok büyük bir engel teşkil etmekte, hattâ Kur'ân'ın derslerini amacından saptırma istidadı taşımaktadır. Ancak bu konuda da Kur'ân'ın uyarıları mevcuttur; bu uyarılara kulak veren insan, her zaman Kur'ân'dan doğru bir şekilde dersini alabilir ve bu derslerde kendisini Rabbinin rızasına yaklaştıracak bir yol bulabilir:
'Kur'ân'ı okuyacağın zaman, kovulmuş şeytandan Allah'a sığın.'
Nahl Sûresi, 16:98.
'Kur'ân okunduğu zaman susun ve dinleyin ki rahmete erişesiniz.'
A'râf Sûresi, 7:204

__________________
Eğer "dokuz" CanLı oLsaydın biLe En fazLa "sekiz" kez kaçabiLirdin öLümden..
BiLki "
yedi" düveLe suLtan oLsan dahi Yerin "aLtı" mekan oLacak sana
En fazLa "beş" metre kumaş götürebileceksin Kapatacaksın "dört" açsanda gözünü..
Bu dünya "
üç" günLük dünya , AzraiLin yanında "iki" kat oLup yaLvarsanda nafiLe
ELbet "
bir" gün öLeceksin İşte o gün herşey "sıfır"dan başLayacak..!
 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları sohbet odaları Benimmekan Mobil Sohbet
Cevapla

Etiketler
kuran kerim


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Okumak için başörtüsünü takmamak caiz mi? Kalemzede İslamiyet 0 06 Ağustos 2011 02:20
Ya ibret alırsınız ya ibret olursunuz. Tercih sizin! Hayal IF Ekstra 1 16 Eylül 2010 17:30
Okumak için yardim istemişti kendini astı. Lucifer Haber Arşivi 0 11 Haziran 2010 15:01