![]() |
![]() |
![]() | #1 | |
Çevrimdışı ![]() IF Ticaret Sayısı: (0) | Istilâm Âbis İbnu Rebî’a (rahimehumullah) anlatıyor: “Ben Hz. Ömer (radıyallahu anh)’i Haceru’l-Esved’ öperken gördüm. Onu hem öptü, hem de: “Biliyorum ki sen bir taşsın, ne bir faydan ne de zararın vardır. Ben Resûlullah (aleyhisselâtu vesselâm)’ı seni öper görmeseydim, seni asla öpmezdim” dedi.” [Buharî, Hacc 50, 57, 60; Müslim, Hacc 248, 120; Muvatta, Hacc 36, (1367); Tirmizî, Hacc 37, (860); Ebu Dâvud, Menâsik 47, (1873); Nesâî, Hacc 147, (5, 227); İbnu Mâce, Menâsik, 27, (2943)] İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ) şöyle demiştir: “Ben Resûlullah (aleyhisselâtu vesselâm)’ı Kâ’be’den sadece iki rüknü öperken gördüm, bunlar da iki Rükn-i Yemânî’dir.” [Buharî, Hacc 59, Müslim, Hacc 242, (1267); Ebu Dâvud, Menâsik 48, (1874); Nesâî, Hacc 156, (5, 231-232)] Bir rivayette, İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ)’in şöyle dediği belirtilmiştir: “Ben, şu iki Yemânî, rükne ve Haceru’l-Esved’e Resûlullah’ın istilam ettiğini göreliden beri rahat halde de olsam, sıkışık halde de olsam istilâmda bulunmayı hiç terketmedim.” [Buharî, Hacc 60; Müslim, Hacc 245, (1268)[11]] Şeyheyn’in (Buharî ve Müslim) bir diğer rivayetinde Nâfi der ki: “Ben İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ)’i (tavaf yaparken gördüm. Haceru’l-Esved’i) eliyle istilâm ediyor, sonra da elini öpüyordu.” [Buharî, Hacc 60; Müslim, Hacc 246, (1268)] Buharî ve Nesâî’de gelen bir diğer rivayet şöyle: “Bir adam İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ)’e Haceru’l-Esved’i istilâm etme hususunda sormuştu. Şu cevabı aldı: “Ben Resûlullah (aleyhisselâtu vesselâm)’ı, onu hem istilâm eder, hem de öper gördüm…” Adam tekrar sordu: “Pekala, sıkışacak olsam, bana galebe çalacak olsalar, (ne yapayım)?” İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ) kızgın bir eda ile: “Sorusu Yemen’de batasıca. Resûlullah (aleyhisselâtu vesselâm)’ı, onu hem istilâm eder, hem de öper gördüm.” [Buharî, Hacc 60; Nesâî, Hacc 155, (5, 231)] Amr İbnu Şuayb babası tarîkiyle bildiriyor: “Abdullah’la -ki babasıdır- tavafta bulundum. Kâ’be’nin arka kısmına gelince: “İstiâzede (sığınmada) bulunmuyor musun?” dedim. “Ateşten Allah’a sığınırım!” dedi ve yürüdü. Haceru’l-Esved’e kadar gelipistilâmda bulundu. Rükn ile kapı arasında (Mültezem’de) durarak göğsünü, yüzünü, kollarını ve avuçlarını şöyle yamadı -onları iyice açarak gösterdi- ve sonra: “İşte Resûlullah’ı aynen böyle yaparken gördüm!” dedi.” [Ebu Dâvud, Menâsik 55, (1899)] Ebû’t-Tufeyl anlatıyor: “Ben Hz. İbnu Abbas ve Hz. Muaviye (radıyallahu anhüm) ile birlikte idim. Muaviye (radıyallahu anh) hazretleri her rükne uğradıkça istilâmda bulunuyordu. İbnu Abbas (radıyallahu anhümâ) kendisine: “Resûlullah (aleyhisselâtu vesselâm) sadece Haceru’l-Esved ve Rüknü’l-Yemânî’den başka yeri istilâm etmezdi” dedi. Hz. Muaviye şu cevabı verdi: “Beytullah’tan hiç bir şey ihmal edilmez.” İbnu’z-Zübeyr bütün rükünlere (köşelere) istilâmda bulunurdu.” [Buharî, Hacc 59; Müslim, Hacc 247, (1269); Tirmizî, Hacc 35, (858)] Hanzala (İbnu Ebî Süfyân İbni Abdirrahman) (rahimehumullah) anlatıyor: “Tâvus merhumu (tavaf yaparken) gördüm. Rükne gelince (Haceru’l-Esved) üzerinde izdiham bulursa sıkışıklık yapmaz, geçer giderdi; boş ve müsait bulursa üç sefer öperdi. Sonra şunu söyledi: “Ben İbnu Abbas (radıyallahu anhümâ)’ı aynen böyle yaparken gördüm.” İbnu Abbas da: “Hz. Ömer (radıyallahu anh)’i aynen böyle yaparken gördüm” dedi. Hz. Ömer (radıyallahu anh) de: “Ben Resûlullah (aleyhisselâtu vesselâm)’ı böyle yaparken gördüm” dedi.” [Nesâî, Hacc 148, (5, 227)] Urve İbnu’z-Zübeyr (rahimehumullah) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhisselâtu vesselâm) İbnu Avf (radıyallahu anh)’a: “Ey Ebû Muhammed! Rüknü’l-Esved’i nasıl istilâm ettin?” diye sordu. “İstilam ettim ve bıraktım!” deyince, Resûlullah (aleyhisselâtu vesselâm): “Doğru yapmışsın!” dedi.” [Muvatta, Hacc 113, (1, 366)] Ubeyd İbnu Umeyr anlatıyor: “İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ) iki rükne geldiği zaman (öpmek için) bunlar üzerine abanır, sıkışıklık yapardı. Kendisine: “Ey Ebu Abdirrahmân, dedim, sen Resûlullah’ın diğer ashabının hiç birinde görmediğim şekilde bu rükünlere abanıp sıkışıklık yapıyorsun (sebebi nedir)?” Bana şu cevabı verdi: “Ben böyle yapıyorsam, Resûlullah (aleyhisselâtu vesselâm)’tan şunu işittiğim içindir: “Bu iki rüknü meshetmek günahlara kefarettir.” Keza Resûlullah (aleyhisselâtu vesselâm)’tan şunu da işittim: “Kim şu Beytullah’ı bir hafta boyu tavaf eder ve sayarsa bir köle azad etmek gibidir.” Keza şunu da söylediğini işittim: “Kişi tavaf için bir ayağını koyup diğerini kaldırdıkça her adımı sebebiyle Allah onun bir hatasını siler ve bir sevap yazar.” [Tirmizî, Hacc 111, (959); Nesâî, Hacc 134, (5, 221)] Abdullah İbnu Abbas (radıyallahu anhümâ) demiştir ki: “Mültezem, Rükn ile Kapı arasıdır.” [Muvatta, Hacc 81, (1, 424)] Abdurrahman İbnu Avf (radıyallahu anh) anlatıyor: “Bir adamın şöyle söylediğini işittim: “Resûlullah (aleyhisselâtu vesselâm) Ömer İbnu’l-Hattab (radıyallahu anh)’a: “Ey Ebu Hafs, sende fazla kuvvet var. (Haceru’l-Esved’i öpeceğim diye) zaıfa eziyet vermeyesin. Rüknü boş görürsen yanaşarak istilâm et, değilse tekbir getirip geç” dedi. Sonra adam şunu söyledi: “Hz. Ömer (radıyallahu anh)’in bir adama şunu söylediğini işittim: “İnsanlara fazla kuvvetinle eziyet etme.” [Rezîn’in ilavesidir. Bu rivayeti Şafiî hazretleri Müsned’inde (2, 43) kaydetmiştir. Ahmed İbnu Hanbel’in Müsned’inde, hadîsi bizzat Hz. Ömer rivayet eder. (1, 23)] Hz. Aişe’ye hizmet eden bir kadının rivayetine göre: “Hz. Aişe (radıyallahu anhâ), kendisiyle birlikte kesintisiz, yedili dört tavaf yapmış, her bir yedinin ardından kılınması gereken iki rek’âtlık tavaf namazlarını en sonda ard arda kılmıştır. Hz. Aişe (radıyallahu anhâ) demiştir ki: “Her bir şavtın sonunda Rükn’ü İstilâm müstehabdır.” [Rezîn ilavesidir.] Abdurrahman İbnu Abdi’l-Kâri anlatıyor: “Ömer İbnu’l Hattab (radıyallahu anh) ile sabah namazından sonra tavaf ettik. Hz. Ömer tavafı tamamlayınca güneşe baktı ve (doğduğunu) göremedi. Devesine binip Zu-Tavâ nam mevkiye kadar geldi. Orada devesini durdurarak iki rek’ât (tavaf sünnetini) kıldı.” [Muvatta, Hacc 38, (1, 369)] İsmail İbnu Ümeyye (merhum) anlatıyor: “Zührî’ye, “Atâ: “Farz namaz, iki rek’âtlık tavaf namazının yerini de tutar” diyor, (ne dersiniz)?” dedim. Şu cevabı verdi: “Sünnete uymak daha iyidir. Resûlullah (aleyhisselâtu vesselâm) yedi şavtlık bir tavaf yaptı. Mutlaka onun için iki rek’atlık bir tavaf namazı kılmıştır.” [Buharî, Hacc 69] Hz. Cabir (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhisselâtu vesselâm), iki rek’atlık tavaf namazında iki ihlas suresini yani: Kul yâ eyyuhe’l-kâfirûn ve kul hüvallahü ehad sûrelerini okudu.” [Tirmizî, Hacc 43, (869)] Hz. Cabir (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhisselâtu vesselâm) Safa’dan indiği zaman normal yürürdü. Ayakları vadinin tabanına değince de koşardı. Koşması vadi tabanının bitimine kadar devam ederdi.” [Muvatta, Hacc 42, (1, 374); Nesâî, Hacc 178, (5, 243)] Yine Hz. Cabir (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhisselâtu vesselâm)’ı Mescid-i Haram’dan çıkıp Safa’ya yönelirken: “Allah’ın başladığı ile başlayalım deyip (Sa’y’e) Safa’dan başladığını gördüm.” [Muvatta, Hacc 42, (1, 374); Tirmizî, Hacc 38, (862); Nesâî, Hacc 163, (5/235). u manada Müslim’de de gelmiştir: Hacc 147, (1218). Keza Ebu Dâvud’da Menâsik 57, (1905); İbnu Mâce, Menâsik 84, (3074)] Rezîn Ebu Hüreyre (radıyallahu anh)’den naklen şu ilavede bulundu: “Resûlullah (aleyhisselâtu vesselâm), Safa’ya çıkınca oradan Beytullah’a baktı, ellerini kaldırıp dilediği şekilde Allah’ı zikretmeye koyuldu.” Safiyye Bintu Şeybe anlatıyor: “Bir kadın dedi ki: “Resûlullah (aleyhisselâtu vesselâm)’ı Safa ve Merve tepeleri arasındaki vadinin dibinde “Vadi ancak koşularak katedilir” diyerek yürürken gördüm.” [Nesâî, Hacc 177, (5, 242); İbnu Mâce, Menasik 43, (2987)] Zührî (merhum) anlatıyor: “İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ)’e sordular: “Sen Resûlullah (aleyhisselâtu vesselâm)’ı Safa ile Merve arasında remel yaparken (hızlı koşarken) gördün mü?” “Evet”, dedi. “İnsanlardan bir cemaatle birlikteydi. Hep birlikte koşuyorlardı. Ben onları onun koşuşuyla koşuyor gördüm.” [Nesâî, Hacc 175, (5, 242)]
__________________ Eğer "dokuz" CanLı oLsaydın biLe En fazLa "sekiz" kez kaçabiLirdin öLümden.. BiLki "yedi" düveLe suLtan oLsan dahi Yerin "aLtı" mekan oLacak sana En fazLa "beş" metre kumaş götürebileceksin Kapatacaksın "dört" açsanda gözünü.. Bu dünya "üç" günLük dünya , AzraiLin yanında "iki" kat oLup yaLvarsanda nafiLe ELbet "bir" gün öLeceksin İşte o gün herşey "sıfır"dan başLayacak..! | |
| ![]() |
Etiketler |
istilâm |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |