🔔 Çevrimdışı bildirim almak ister misiniz?
Bir konuya etiketlendiğinizde, özel mesaj aldığınızda, bir mesajınız alıntılandığında forumda olmasanız bile anlık bildirim almak için lütfen izni verin.
O'na, yalnız O'na dönmek nelerden koparmıyor ki bizi? Kıbleye dönmek, O'nun delillerini gösterenlerden başka herşeye yüzçevirmektir. Peki, O'nu göstermeyen bir şey var mı ki şu kâinat yüzünde? Herşey hâl diliyle O'nu zikrederken, her zerre O'na tesbihfeşân iken, yüz çevireceğimiz ne kalır geriye? Hangi şey var ki O'ndan söz açmıyor bize? Hayır, O'nu göstermeyen bir şey yoktur. Olsa olsa O'nu gösterenleri görmeyen biri vardır. O'na yönelmek ise, herşeye O'nu görme niyetiyle bakmak demektir.
Ne ki, kendisini kendi başına buyruk bilen insan, eşyayı da kendi başına buyruk bilir. Eşyayı başkasını gösteren âyineler olmaktan çıkarır. Bu kör niyetle, kâinat dolusu aynalar kırılır; semâlar boyu güneşler ebediyen batırılır. İnsanın bakışı bir karadelik gibi, kâinattan nefsine gelen nurlu haberleri soğurup, herşeyi bir derin karanlığa itiverir. İşte O'nu göstermeyen tek şey, tek karanlık nokta, nefsimize takılmış enaniyetimizdir. Şu halde, Kâbe'ye yöneliş, O'nu göstermeyen ve başka herşeyin âyinesini paslandıran tek kara noktayı, yâni enaniyetimizi arkamıza atmayı gerektiriyor. Ve ancak kabını terkeden Kâbe'ye varır. Önünde o kara noktayı, yâni Kâbe'yi bulduğunda, arkanda mutlaka karanlık bir nokta, yani benliğin kalacak. Kabından çıktığın an Kâbeni bulacaksın.