IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası - Hz. Musa’nın Allah’ın rü’yetini talep etmesi, rüyetullahın mümkün olduğuna bir delil midir?

Rüyetullah ve Hz. Musa

وَلَمَّا جَٓاءَ مُوسٰى لِم۪يقَاتِنَا وَكَلَّمَهُ رَبُّهُۙ قَالَ رَبِّ اَرِن۪ٓى اَنْظُرْ اِلَيْكَۜ قَالَ لَنْ تَرٰين۪ى وَلٰكِنِ انْظُرْ اِلَى الْجَبَلِ فَاِنِ اسْتَقَرَّ مَكَانَهُ فَسَوْفَ تَرٰين۪ىۚ فَلَمَّا تَجَلّٰى رَبُّهُ لِلْجَبَلِ جَعَلَهُ دَكًّا وَخَرَّ مُوسٰى صَعِقًۚا

“Mûsâ, belirlediğimiz yere (Tûr’a) gelip Rabbi de ona konuşunca, ‘Rabbim! Bana (kendini) göster, sana bakayım.’ dedi. Allah da, ‘Beni katiyen göremezsin. Fakat (şu) dağa bak, eğer o yerinde durursa sen de beni görebilirsin.’ dedi. Rabbi, dağa tecelli edince onu darmadağın ediverdi. Mûsâ da baygın olarak yere düştü.” (A’raf, 7/143)

Hz. Musa’nın üstte ayette anlatılan rüyet talebi kıssası, Mutezile ve o tarzda düşünenler tarafından rüyetullahın olmayacağına delil olarak kullanılır. Bu meselede şu noktalara dikkat etmek gerekir:

- Hz. Musa’nın Allah’ın rü’yetini talep etmesi, rüyetullahın mümkün olduğuna bir delildir. Çünkü peygamberlerin olmayacak bir şeyi ve özellikle de Allah’ı bilmemeyi gerektiren bir durumu istemesi düşünülemez. Bundan dolayıdır ki Allah “beni katiyen göremezsin” dedi, “ben asla görülmem”, "bana asla bakamayacaksın" demedi.

- Bunda Allah’ı görmenin gören kimsede bazı şartları gerektirdiğine ve o vakitte Hz. Musa’da bu şartların henüz gerçekleşmediğine bir tembih vardır.

- Allah’ın rüyeti dağın yerinde durabilmesine bağlaması, zatında imkânsız olan bir durum değildir. Dağın yerinde durabilmesi mümkündür; mümküne bağlı olan şey de mümkündür. Eğer bu mümkün olmasaydı, Allah kendisinin gözükmesini mümkün bir şarta bağlamazdı.

- Hz. Musa Allah’ı dünyada görmek istemiştir. Allah’ı dünyada görmek farklı bir meseledir, ahirette görmek farklı bir meseledir. Hz. Musa’nın Allah’ı dünyada göremeyişi, ahirette görülemeyeceğinin delili olamaz.

- Allah’ın Hz. Musa’ya görülmeyeceğini haber vermesi, O’nu başka zaman göremeyeceğine, başkasının O’nu göremeyeceğine delâlet etmez. Rüyetullahın imkânsız olduğunu ve bunun mutlaka böyle olması gerektiğini söylemek, göz göre göre hakkı kabul etmemek, rü’yetin gerçeğini bilmemektir. (bk. Beydâvî, Envaru't-Tenzil ve Esraru't-Te'vil, I, 358-359)

(Alıntı)