IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası

IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası (https://www.ircforumlari.net/)
-   Kişisel Gelişim (https://www.ircforumlari.net/kisisel-gelisim/)
-   -   Temsilde Canlılık - M. Ali Şengül (https://www.ircforumlari.net/kisisel-gelisim/424715-temsilde-canlilik-m-ali-sengul.html)

Ezgi 08 Kasım 2011 16:15

Temsilde Canlılık - M. Ali Şengül
 
M. Ali Şengül



[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Sahabe hayatını günümüzde yeniden ihyâ etme gayreti içinde çırpınan ruhlar, maddî-mânevî büyük fedakârlıklarla, kendilerini iman ve Kur'ân hizmetine adamışlardır. Asırlardır hasreti çekilen bu mefkûrenin temelleri; sürgünler, işkenceler, gözyaşları, dünya nimetlerinden mahrumiyet, fikir çileleri ve ızdıraplarla atılmıştır. Bu duygu ve düşüncenin gelecek nesillere aktarılması için düşünce ile aksiyon, ihlâs ile uhuvvet, sadakat ile fedakârlık iç içe yaşanmalı; teennî ve sabır ile hareket edilmeli ve bu hizmet dünya menfaatlerine âlet edilmemelidir. Bu yolda, gayz, kin ve nefretle kalb kırıp gönül yıkarak değil, şefkat, merhamet ve sevgiyle insanları kucaklayarak, tevazu ve mahviyet içinde yürünmelidir.

Hasbiler, davaları için yanardağlar gibi kükrerken, dâima müspet hareket içinde olurlar. Gittikleri ülkelerde hem milletimizin, hem de insanlığın geleceği adına sulh adacıkları kurma gayreti içinde bulunur, hayrü'l-halef nesiller yetiştirmek için koştururlar. Bu adanmış ruhların gâyesi, i'lâ-yı kelimetullah ve Allah'ın (celle celâlühü) rızasını kazanmaktır; her zaman da böyle olmalıdır. Bu yol, dünya zevki, makam derdi, şöhret arzusu, gurur-kibir zaafı, kin ve nefret hissiyle kirlenmemelidir.

Hz. Âdem'den (aleyhisselâm) insanlığın yüzakı Efendimiz'e (sallallahü aleyhi ve sellem) kadar gönderilen İlâhî mesajlar, orijinal hâliyle muhafaza edilememişti. Ancak, Allah'ın (celle celâlühü) en son mesajı Kur'ân-ı Mu'cizü'l-Beyan mu'cizevî şekilde günümüze kadar korunarak gelmiştir. İki dünyada saadet vesilesi, yanılmaz ve yanıltmaz bu İlâhî Mesaj'ı doğru anlamak, hayata taşımak ve temsil yoluyla bütün insanlığa ulaştırmak inananlara bir vecibedir.

Cenab-ı Hak acz ve zafımıza binaen, bunu kısmen bizlere lütfetmiştir. Fakat bazı arıza ve eksikliklerin telâfisi için, kudsîler dişlerini biraz sıkarlarsa, inşallah her türlü engeli aşacak, dinlerini dünyaya feda etmeyecek, örnek bir hayatla Sahabe ruhunu temsil edeceklerdir.

Onlar Allah (celle celâlühü) için birbirlerini sever, dava düşüncesine kilitlenir, dünyaya dalmaz, hiçbir şeye âlet olmaz, tebliğ ve temsilde kusur etmezlerse, Allah (celle celâlühü), başlattığı bu hizmeti devam ettirir. Öyleyse adım adım, nefes nefes bütün ömür dakikalarımızı bu iman ve Kur'ân hizmetine adamalı, basit şeylere takılıp kalmadan, bu kudsî mefkûreyi temsil etmeliyiz.

Mü'min, lisanını hakikate tercüman yapmalıdır. "Sevgi marifetin bağrında gelişir. İmanını marifetle geliştirmeyen, yol yorgunluğundan kurtulamaz. Marifetini aşk ve muhabbetle derinleştiremeyen bir mü'min, formalitelerin ağında can çekiştirir durur. Aşk ve muhabbetini, sevgiliye ulaşma yolunda kulluğa bağlayamayanlar, sadakatlerini ifade etmiş sayılmazlar."

"İnsanın kendini keşfetmesi lâzım. Nerede, hangi seviyede olduğunu bilmesi gerekir. Her insan davranışları ile kendi tabiatının rengini aksettirir. Bu yolda kendini biraz zorlamalı, sözü evirip çevirip Allah'ı (celle celâlühü) ve Rasulullah'ı, ümmühat (birinci derecede ehemmiyet arz eden, esas mevzu) dediğimiz meseleleri anlatmaya getirmelidir. Aksi hâlde insanın yollarda takılıp kalması kaçınılmazdır. Allah'ın (celle celâlühü) hoşnutluk ve rızası; her yerde ve her fırsatta Allah'ı (celle celâlühü) anlatmaktan sevdirmekten, O'nu müzakere etmekten geçer. Öyleyse gelin mukaddes bildiğimiz, hak olduğuna inanıp gönül verdiğimiz değerlerimizin muhafaza edilmesi adına sadakatimizi ve vefa duygumuzu bu yolda kullanmaya çalışalım." Bizim aslî görevimiz, bu gerçekleri anlatma olduğuna göre bu yolda temsilde kusur etmemeye çalışalım.

İnsanın en az gördüğü kendisidir. Onun için sık sık aynaya bakması gerekir. Bizim için âb-ı hayat olan Yüce Beyan'da Rabb'imiz, mealen "Siz başkasına değil kendi durumunuza bakın!", "...Beni anmakta gevşeklik göstermeyin!" (Taha, 42) ve "İşte onlar iman edip gönülleri Allah'ı (celle celâlühü) zikretmekle, O'nu anmakla huzur bulan kimselerdir. İyi bilin ki, gönüller ancak Allah'ı (celle celâlühü) anmakla huzur bulur." (Ra'd, 28) buyurmaktadır. O hâlde, gönüllerdeki iman esaslarını takviye ile işe başlamalı, meclislerimizi sohbet-i cânân ile canlandırmalı, Allah'ı (celle celâlühü) ve Resulullah'ı (sallallahü aleyhi ve sellem) içimizde yeniden bütün tazeliğiyle duymaya çalışmalı, buna vesile olmayan konulardan, yılandan çıyandan kaçar gibi uzak durmalıyız.

Her meclisimiz, Efendimiz'in (sallallahü aleyhi ve sellem) "Malâyani şeyleri terk etmesi, Müslüman'ın İslâmiyet'ine ait güzelliklerindendir." sözüyle mânâ ve kıymet kazanmalıdır. Kur'ân'ın ilk talebeleri, Rasulullah Efendimiz'in (sallallahu aleyhi ve sellem) rahle-i tedrisinde oturan o şerefli insanlar, sürekli Cenab-ı Hakk'ın huzurunda bulunma temkiniyle yaşamışlardır. Bu mevzuda biz de iradenin ve bulunduğumuz konumun hakkını vermeliyiz.


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 20:07.

Powered by vBulletin® Version 3.8.11
Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.
Search Engine Friendly URLs by vBSEO
Copyright ©2004 - 2025 IRCForumlari.Net Sparhawk