IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

 Kayıt ol  Topluluk
Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 27 Haziran 2012, 14:29   #1
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Sürgün - Mustafa Sezen




Her birimiz, profesyonel, tiyatro oyuncuları, dizi film yıldızları, filmlerin başrol oyuncuları. Bir tiyatro oyununun içerisindeyiz hepimiz. Bilerek tercih etmişiz bu oyunda bulunmayı ya da rastgele seçilen oyuncularız. Ama önemli olan bu oyuna kabul göstermişiz. Oyunun görevlerini yerine getirip, alışkanlıklarını benimseyip, bedenimizin bizi kavurduğu düşünme ihtiyacından çok uzaklaşmışız.

Kavramlardan haberdarız. Bizler, insanlar tarafından, insan ihtiyaçları, sosyal, coğrafik yaşam alanlarımızın getirisi olarak var ettiğimiz olgular bunlar. Uygulamada zayıfız. Kendimiz üzerinde etkimiz zayıf. Ancak anlıyorum. Önüne geçilemez zayıflığımızı anlıyorum. Ben de bu zayıflığın bir elçisiyim burada sizinle konuşurken.

Oynamak zorundayız. Başka tercih hakkı yok. Hayata anlamlar yüklemeli, anlamlarla kendimizi kandırıp, körü körüne inanacak derecesinde kandırdıktan sonra, hayatın anlamının olmayan bir anlam olduğunu öğrenmeli, kabullenmeli, tutunacak anlamlar ararken o eski anlamda takılı kalmalı ve düşüp, düşmemek arasında anlamsız bir yerde bulunmalıyız. Oynamaya devam etmek durumundayız -Bu durum artık yapmak zorunda bulundurulduğumuz, var ettiğimiz sistemin vazgeçilmez bir unsuru- ya da yaşadığımız gerçekte, aslında tiyatroda bir oyuncu olduğumuzu görerek gölgelerimizi seyrederken seyircilerin o son alkışıyla koskoca perdenin inip de hayatın bütün gerçeklerini yalanlamasını, kıpkırmızı perdeler arkasında, aslında gerçek sandığımız hayallerimizin kıpkırmızı kanlara bulanmasını, pespembe bulutların ışıklar kapandığında kapkararışını, hayatlarımıza getirdiği yağmurları anlamalı, o bulutlara dokunduğumuzda dokusunu hissetmeli, kâğıttan hayallerin gerçekliğiyle karşılaşmalıyız. Sahne arkasında onca makyajı silerken fondöten kokuları arasında gerçek yüzlerle tanışmalı, duvarda asılı duran onca maskeyi görerek, gerçeklerin hayaline varmalı, bu rüyadan uyanmalıyız. Ama sonunda bunun da aynı sahnede başka bir oyun, başka bir hayal olduğunu anlamalıyız. Bu varoluş içinde oyunun herhangi köşesine dâhil olmak durumundayız. Elimizi yüzümüze götürüp maskemizin varlığını hissettiğimizde. Aslında ait olamadığımız o dünyaya çoktan ait olduğumuzun farkındalığını olgunlukla karşılamalıyız. Yüzümüzden buram buram gelen fondöten kokularına aldırmamalı, koşarak bir ayna bulup, bir yandan maskemizi var gücümüzle fırlatıp, fondötenlerimizi silerken, bir yandan da aynaya baktığımızda yüzümüzü tanımadığımıza şahit olduğumuz o an şaşırmamalıyız. Oyundayız, oynamak zorundayız.



Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları reklam ver Benimmekan Mobil Sohbet
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Esad'a Lüks Sürgün! Rhytia Haber Arşivi 0 30 Mayıs 2012 18:28
Sürgün Yüreğim Afrodit Şiir, Hikaye ve Güzel Sözler 0 03 Ocak 2012 00:36
Mustafa Kamal nasıl ''Mustafa Kemal'' oldu basketci Haber Arşivi 0 15 Kasım 2010 09:17
Sürgündeki ilk 300 yıl - sürgün hayatı YapraK Musevilik 0 28 Mart 2009 21:12