IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

 Kayıt ol  Topluluk
Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 04 Ocak 2013, 18:44   #1
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
İlahi Adalet - Yargının Siyasallaşma Günlüğü




AKP iktidarı, kendi yargısını biçimlendirme yoluna gitti. Kapalı kapılar ardında yüzlerce saati bulan toplantılarda, yargıdaki değişimin, dönüşümün temelleri atılmıştı. Anlaşılıyordu ki, yargıya kim sahip olursa hâkimiyet de ona geçecekti. Bu kitapta, demokrasi ileri götürülürken yargının siyasallaşma günlüğünde şu soruların yanıtları aranacak:

" Özel yetkileri alınan Zekeriya Öz, HSYK'ye hangi mesajı iletti?

" Zekeriya Öz'e hangi HSYK üyesinin makam arabası tahsis edildi?

" HSYK'nin "korsan listesi" nerede, nasıl hazırlandı? Listede kimler vardı?

" HSYK başkanvekilini "yağlı kurşun var" diyerek, kim tehdit etti?

" HSYK, Ergenekon soruşturmasını ne zaman "tehlike" olarak algıladı; nasıl izlemeye aldı?

" Ergenekon davasına bakan hâkime göre, dava kaç yılda bitecek?

" İstanbul başsavcısı, Ergenekon savcılarından neden ve nasıl yakındı?

" Ergenekon aramasına katılan polislerin avukatlığını yapan; Harp Akademileri'nden diploma alan; polise direnmekten hakkında dava açılan, türban eylemlerini organize eden, AKP'nin teşekkür mektubu gönderdiği HSYK üyeleri kimlerdi?

" HSYK başkanvekili bilgisayarının harddiskini neden söktü?

" Kâtibesiyle ilişkisi olan başsavcı ile eşini döven başsavcıyı sürgünden kim kurtardı?

" HSYK hangi kurumlara özel mektuplar kaleme aldı? Yazılan mektuplar neden gönderilmedi?

" Zekeriya Öz'ün sicil dosyasını kim, neden inceledi?

" HSYK'de neden dinleme cihazı arandı?

" Habur'daki çadır mahkemesi nasıl kuruldu?

" Başsavcılığa Ergenekon için hangi talimatlar verildi?

Yayın Evi : Cumhuriyet Kitap
Yazar : İlhan Taşcı

Sayfa Sayısı: 288
Politika-Siyaset







Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

'İlahi Adalet' geliyor


Yazar İlhan Taşcı'nın yeni kitabı, "Yargının Siyasallaşma Günlüğü – İlahi Adalet" Salı günü okurlarıyla buluşuyor. Taşcı'nın kitabı, okuyanları Türkiye’de yargının siyasallaşması sürecinde bilinmeyen, duyulmayan birçok olaya yüzleştirecek.


Cumhuriyet Kitapları'nca yayımlanan Maskesiz Soygun, Kulak Misafiri, Babam Sağolsun, Cüppeli Adalet kitapları ile tanınan yazar İlhan Taşcı'nın son kitabı, siyasallaşan yargının perde arkasını açığa çıkarıyor.

İşte 'İlahi Adalet'ten bazı bölümler:

Hangi olay üzerine Ankara'da Ergenekon zirvesi yapıldı? Zirvede neler yaşandı?

(...) Kuruldan, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin aranır... Operasyonun yürütüldüğü savcılığın başındaki Aykut Cengiz Engin, telefonda pek fazla bir şey söylemez, ama bir bilgiyi paylaşır:

“Ben ve Başsavcı Vekili Turan Çolakkadı Ankara’ya geleceğiz. Tüm ayrıntılarını o zaman görüşelim.”

Bir süre sonra da İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin ile özel yetkili başsavcı vekili Turan Çolakkadı Ankara’ya gelirler. Hava alanından doğruca, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’na geçerler.

Kurulun asıl üyelerinin tamamı HSYK’dedir. Başsavcı Engin ile Başsavcı Vekili Çolakkadı ve üyeler “gündem ve güncel” konulara ilişkin sohbet ederler bir süre. Daha sonra sohbete başkan vekilliğinin yemek odasında devam edilir. Gündemin odağında adı konulmaz ama İstanbul’daki Ergenekon soruşturmasındaki “aksaklıklar ve sorunlar” vardır.

Herkesin merak ettiği nasıl olup da yürütülmekte olan bir soruşturmada bu kadar sorun ve sıkıntı yaşandığıdır? Kamuoyunda kimi zaman tepki kimi zaman ise tartışmalara neden olan “aksaklıklar” nasıl olup da giderilememektedir? Yaşanan tüm olumsuzlukların kaynağı nedir ve nasıl çözülecektir?

Katibesiyle ilişkisi olan başsavcı ile eşini döven başsavcıyı sürgünden kim kurtardı?

(...) Bir de kamuoyunun tanımadığı, adını sanını duymadığı isimler vardı, rotasyona tabii tutulmak istenen. Bu kişiler bu çalışmanın konusu olmadığı ve haklarındaki suçlamalar da gözetildiğinde isimlerini yazmaya gerek yok. Ama yerlerinin değiştirilmesi zorunluluğu dile getirilen başsavcılardan kiminin emrindeki katibeyle ilişkisi vardı. Bir başsavcının yerinin değiştirilmek istenmesinin altında yatan neden ise “eşini dövmesiydi.”
Fakat krizin sürdüğü dönemde gelişen tablo; kişisel suçları nedeniyle yerleri değiştirilmek istenenlere dahi Adalet Bakanlığınca dokundurtulmamıştı...

HSYK'nin toplantı salonu dinlendi mi? Neden böcek araması yapıldı? Ne bulundu?

Yargıç üyelerin kararname taslağı üzerindeki çalışmaları ve yer yer kendi aralarında tartıştıkları konular ya bakanlık kanadından bertaraf edilecek bir “hamleyle” karşılaşıyor, ya da toplantıyı izleyen günlerdeki gazete ve televizyonlarda “haber” oluyordu! Oluyordu olmasına da nasıl oluyordu!

(...) Öyle ki, neredeyse Kurul üyelerinin aklından geçenler dışındaki her şey ortaya dökülmekteydi. Müzakerelerden biri sırasında HSYK Başkan Vekili Kadir Özbek, dinleme konusunu açtı: “Ya birileri Kurul salonunu dinliyorlar ya da olup biten her şeyi siz söylüyorsunuz!” Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Özbek'in sözlerine karşı,“Olur mu hiç öyle şey” der demesine de, verilen bir örnek üzerine sessiz kalır. “Nasıl oluyor da sizin daha dünkü görüşmede söylediğiniz yüzde 8’lik oran ifadesi bile bugünkü gazetede yer alabiliyor!”

Adalet Bakanı kendi penceresinden bunun mümkün olmadığını söyler ama Kurulun yargıç üyeleri, “güvenlik” birimlerinin istihbarat şubelerinden böcek araması için bir ekip isterler. Elbette gayri resmi olarak. Gerçi daha çağırırken bile akıllara “Ne olacak, ses kesildiğinde yenisi konulur” diye geçirilir. Neredeyse “emin” olunan bir konunun netleştirilmesi için yine de bir ekip istenir. Gelen ekip her yeri didik didik arar. Kutlamalar için gelen çiçek saksılarından tutun da masaların altına, odadaki televizyondan kalemliğe, kaloriferden şekerliğe kadar bakılır. Tam böcek yok denirken, üyelerden Ali Suat Ertosun’un makamında yapılan bir görüşmenin ortam dinleme kaydı internetten yayılır...

Zekeriya Öz'e hangi HSYK üyesinin makam arabası tahsis edildi?

(...)Aslında bu Ali Suat Ertosun’un ilk makam arabası serüveni de değildi. Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü döneminde 32 kişinin yaşamını yitirdiği Hayata Dönüş operasyonları nedeniyle sık sık tehdit alıyordu. Yargıtay üyeliğine seçildiği zaman, kendisine 1991 model, zırhlı, koyu mavi Ford Tanus marka makam aracı verilir. Aracın eski olması, sık sık arıza yapması nedeniyle değiştirilmesini ister, ancak bu isteği yerinde görülmez. 2008 yılında Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu üyeliğine seçilince bu araç yerine yenisi verilir.

Ertosun’dan alınan zırhlı araç ise, Ergenekon soruşturmasını yürüten özel yetkili savcı Zekeriya Öz’e tahsis edilir. Ancak “eski” olması nedeniyle Öz kullanmaz, araç Beşiktaş Adliyesi’nin garajına alınır. Savcı Öz’e ise Başbakan Tayyip Erdoğan’ın kullandığı zırhlı Mercedes verilir.



HSYK nasıl tehdit edildi

İlhan Taşcı'nın, yargının siyasallaşma sürecini anlattığı "Yargının Siyasallaşma Günlüğü-İlahi Adalet" adlı çalışmasında, bugüne kadar bilinmeyen, Ankara'da yapılan 1.5 saatlik Ergenekon zirvesi ve toplantının perde arkası ilk kez açıklanıyor. Kitapta, "hükümet ricasıyla" HSYK üyelerinin tehdit edilişi de ayrıntılı olarak irdeleniyor.

İlhan Taşçı

Cumhuriyet Ankara Büro- Maskesiz Soygun, Kulak Misafiri, Babam Sağ Olsun ve Cüppeli Adalet kitaplarının yazarı, muhabirimiz İlhan Taşcı’nın, yargının siyasallaşma sürecinin bilinmeyen yönlerini anlattığı “Yargının Siyasallaşma Günlüğü-İlahi Adalet” yarın okurla buluşuyor. Kitapta, bugüne kadar bilinmeyen, Ankara’da yapılan 1.5 saatlik Ergenekon zirvesi ve toplantının perde arkası ilk kez açıklanıyor.

HSYK üyelerinden Ali Suat Ertosun’un makam arabasının da 4 yıl boyunca Ergenekon savcılığını yapan Zekeriya Öz’e tahsis edildiğini ortaya çıkaran çalışmada, “hükümet ricasıyla” HSYK üyelerinin tehdit edilişi de ayrıntılı olarak irdeleniyor. Cumhuriyet Kitapları’dan yayımlanacak olan İlahi Adalet isimli çalışmayla, eski Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun dönemin İstanbul Başsavcısı Aykut Cengiz Engin’i arayarak Ergenekon soruşturması nedeniyle başkente çağırdığı, ardından da zirve yapıldığı ilk gez gün ışığına çıkıyor. Engin ile dönemin başsavcıvekili Turan Çolakkadı’nın da katılımıyla Ankara’da yapılan ve 1.5 saatlik zirvede yaşananlardan bir bölümü, kitapta şöyle aktarılıyor:

“...Hem İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin, hem de Başsavcı Vekili Turan Çolakkadı, ‘olayın kapsamı, sanık ve zanlı sayısındaki fazlalık’ gibi nedenlerden dolayı gecikmelerin yaşandığını, ‘bir şeyler yapılmaya çalışıldığı’ gibi genel geçer ifadelerle süreci anlatırlar. Her ne kadar bunu söyleseler de iki başsavcı da rahatsızlıklarını Kurul üyeleriyle paylaşırlar. Engin ve Çolakkadı, kendilerine haber verilmeden “operasyon yapılmasından” rahatsızdırlar. Kurulun kimi üyelerinde başsavcı ve başsavcı vekilinin olaya ve sürece hâkim olmadıkları izlenimi doğar. Adliyedeki asıl hâkimin bir başka savcı olduğunu düşünürler. Bu nedenle bir üye, İstanbul’dan gelen konuğa ‘Soruşturmanın patronu başsavcıdır. Her şeyi o kontrol eder. Patron sensin. Sorunu çözün’ der.”

İlahi Adalet’te anlatıldığına göre, dönemin İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin ile Başsavcı Vekili Turan Çolakkadı, Ergenekon savcılarından yakınırlar. Her iki yöneticinin de yakındığı ortak nokta “Ergenekon soruşturmasını yürüten savcıların kendilerini dinlememeleridir.”

Sızma önlemi: Korsan listeyi bizzat yazar

Hâkim ve savcı atamaları döneminde yoğun biçimde tartışılan “korsan kararname” sürecinin de anlatıldığı kitapta, korsan listenin bütün kurul üyelerinin ortaklaşa öneri ve çalışması sonucunda karalama kâğıdına döküldüğü, “dışarı” sızabileceği çekincesiyle de kâtibeye yazdırmak yerine, bilgisayar kullanan HSYK üyesi Ali Suat Ertosun tarafından bizzat temize çekilerek her üye için yazıcıdan çıktı alındığı, ilk “korsan kararname”nin savcılarla sınırlı olduğu, ikincisine ise savcılara ek olarak Ergenekon yargılamasını yapan hâkimlerin de eklendiği bilgisi veriliyor.

HSYK’de böcek araması

Hâkim ve savcı atamalarına ilişkin toplantılardaki tartışma ve önerilerin satır satır belli gazete ve televizyonlarda yer alması üzerine güvenlik birimlerinin istihbarat şubesinden istenen ekip tarafından HSYK’de “böcek” olarak nitelendirilen dinleme cihazlarının arandığı anlatılan çalışmada, “...Neredeyse “emin” olunan bir konunun netleştirilmesi için yine de bir ekip istenir. Gelen ekip her yeri didik didik arar. Kutlamalar için gelen çiçek saksılarından tutun da masaların altına, odadaki televizyondan kalemliğe, kaloriferden şekerliğe kadar bakılır. Tam böcek yok denirken, üyelerden Ali Suat Ertosun’un makamında yapılan bir görüşmenin ortam dinleme kaydı internetten yayılır...” bilgisi aktarılıyor.

Eski HSYK Başkanvekili Kadir Özbek’in yüz yüze tehdit edildiği gün yaşananlar da ilk kez kitapta anlatılırken o güne ilişkin özetle şu satırlar yer alıyor:

“Kadir Özbek bir yandan görüşmelerdeki gerilimin, bir yandan da siyasilerin Kurulu hedef tahtasına oturtmasına karşı giriştiği savaşımın yorgunluğunu atabilmek, biraz da nefes almak için hafta sonu eşiyle birlikte Tunus Caddesi’ndeki bir kafeye kahvaltıya gider. Henüz kahvesinden bir yudum almıştır ki Özbek, yanlarına oldukça yapılı, çenesi hayli öne çıkık, kelimeleri ağzında dilinden kurtarmaya çalışırmışçasına konuşan birisi ‘eski özel harekâtçı’ olduğunu belirttikten sonra, ‘Başkanım merhaba. Sizi tanıdım. Epeydir de takip ediyorum. Yaptığınız açıklamalar, söyledikleriniz, Türkiye’nin her yerinden duyuldu. Etkisi de oldu. Artık bu açıklamaları bırakın. Bu siyasetin, partilerin işi. Konuşmazsanız iyi olur. Bunun sonunda yağlı kurşun bile var’ der. Özbek ayakta bekleyen kişiye ikramda bulunmak ister, ama bu teklifi karşılık bulmaz. Uyarıda bulunan zat oradan ayrılır... Bir akşam televizyonda izlediği bir tartışma programının konukları arasında, kahvaltı yaparken yanlarına gelen kişiyi de görünce dikkat kesilir. Çünkü televizyonda konuşan kişi kendisine ‘Konuşmazsanız iyi olur! Yağlı kuruşunu bile var’ diyen kişidir...”

Kitaba göre, hâkim ve savcı kararname görüşmelerinin en gergin olduğu günlerde HSYK’ye gelen üst düzey bir bürokrat “hükümetin ricasıyla” randevu aldığını söyledikten sonra, Kadir Özbek’e “Senden tek istenen konuşmaman. Canın acıyabilir. Canını acıtma. Canının acımasını istemeyiz. Ama canını acıtırlar” der ve kuruldan ayrılır.

Ergenekon soruşturmasını 4 yıl boyunca yürüten savcı Zekeriya Öz’e Ergenekon soruşturmasına başlamasından bir süre sonra HSYK üyelerinden Ali Suat Ertosun’un makam arabasının tahsis edildiği de ilk kez kitapta açıklanıyor.

Başbakan’ın yardımcısı torpil istedi

HSYK üyelerinden hâkim ve savcı atamaları konusunda AKP Genel Başkan Yardımcısı Abdülkadir Aksu, TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Ahmet İyimaya, AKP Bayburt Milletvekili Ülkü Güney olmak üzere AKP milletvekili ve yöneticileri, çok sayıda üst düzey bürokrat, hatta gazetecilerin nasıl “ricacı” olduğu da kitapta anlatılıyor

__________________
Kırk yılda bir gibisin...
 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları reklam ver Benimmekan Mobil Sohbet
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Cani Kadına İlahi Adalet! Kralice Haber Arşivi 1 17 Haziran 2008 14:55