🔔 Çevrimdışı bildirim almak ister misiniz?
Bir konuya etiketlendiğinizde, özel mesaj aldığınızda, bir mesajınız alıntılandığında forumda olmasanız bile anlık bildirim almak için lütfen izni verin.
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Desantralizasyon
Bilindiği gibi ülke yönetiminde kamu kesiminin hem örgütsel hem de fonksiyonel yapılanmasında iki ilke vardır: merkezi ve yerel yönetim. Yerel yönetim dendiğinde ilk akla gelen özellikler birkaç başlık altında toplanabilir. Bu özellikler bir kamu kurumunu merkez yönetimin parçası olmaktan kurtarıp bir yerel yönetim birim haline getiren niteliklerdir. Bunlar özetle şöyle sıralanabilir. Bir yerel yönetimin organları seçimle iş başına gelir. Bunun yanında kendilerine ait bütçeleri vardır. Merkezi yönetimle aralarında organik bağları yoktur.
Merkeziyetçilik; bir topluluğun örgütlenmesinde merkez organın gerek yer yönünden gerek kişiler yönünden bütün kamu hizmet ve etkinlik yetkilerini kendinde toplayan sisteme verilen addır. Merkeziyetçilik, siyasal merkeziyet ve yönetsel merkeziyet olmak üzere ikiye ayrılır.
Siyasal merkeziyet üç kamu erkinin merkeziyet sistemine bağlı olmasıdır. Bu anlamda ulus devlet modellerinden olan üniter devlet, siyasal açıdan merkeziyetçidir. Yönetsel merkeziyetçilik ise yönetsel hizmetlerin merkezde toplanması ve bu hizmetlerin merkez ve merkezin hiyerarşisi içinde kuruluşlar tarafından yürütülmesidir. Yani yönetsel görev ve sorumluluğun tek merkezde toplanmasıdır. Bu sistemde yönetsel etkinlik sadece merkez organ tarafından ya da merkez organa sıradüzensel olarak bağlı kamu görevlileri tarafından yürütülür.
Küreselleşme ile birlikte yönetimde yerelleşme önem kazanmıştır. Küreselleşme, ulus devleti egemenliğini uluslar arası örgütlerle paylaşmaya zorlarken, diğer taraftan da merkezi yönetimi zayıflatarak yerel yönetimlere yetki devrine zorlamaktadır. Küreselleşme ile birlikte ulus-devlet felsefesinin temel taşı olan egemenlik, meşruiyet ve ulus gibi kavramlar tartışmaya açık hale gelmişlerdir. Devletin gittikçe küçülmesi, sınırlandırılması ve yeniden düzenlenmesi gündeme gelmiştir. Bütün bunlar devletin öneminin artmasına paralel olarak yaşanmaktadır.
Yerelleşme, hem bir hiyerarşik örgüt içerisinde üst kademeden alt kademeye “yetki devri”, hem merkezi yönetimden taşra yönetimine “yetki genişliği”, hem de merkezi yönetimden yerel yönetimlere “yetki göçerimi” olmak üzere üç türlü olarak görülen bir eğilimdir.