🔔 Çevrimdışı bildirim almak ister misiniz?
Bir konuya etiketlendiğinizde, özel mesaj aldığınızda, bir mesajınız alıntılandığında forumda olmasanız bile anlık bildirim almak için lütfen izni verin.
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Gündem Oyunu
Bilmiyorum başka ülkelerde var mı, böylesi gündem bolluğu. Maşallah ülkemizde öylesine gündem bolluğu var ki bir dönemin Brezilya pembe dizilerinden daha çok entrikayı da barındıran heyecan verici ve merak uyandırıcı cinsten. Hem halkımız da alışmış bu duruma. Hele 80’leden sonra televizyon toplumu oluşumuz ya artık gündemlerimiz çoktan mahalle sınırlarımızı aşmış durumda. Dizi, sinema, magazin, spor, siyaset olanca cazibesiyle merak ve hayal dünyamızı sarhoş edecek kıvamına kavuştu sonunda.
En tehlikeli senaryolara sahip gündemler bile göz yaşlarımız arasında bizi teselli edebiliyor. Ağlatan gündemlerimiz bizi memnun edebiliyor gerçekten. Öyle ya “bir derdim var, uğruna gözyaşı dökebildiğim. Ne mutlu bana.” Aslında yaşamımızı bir oyun haline getirmişiz ve bu oyun hoşumuza da gitmiyor değil. Acısı ve tatlısıyla hayatı hissediyoruz, kendimizden olmasa da. Ve herkes memnun hayatından: Kurgulayan da, oynayan da oynatan da izleyen de.
Marmara Depremi, 28 Şubat, 2001 krizi, Avrupa Birliği, Irak Savaşı, Kıbrıs, Anayasa, parti kapatma davası, küresel kriz, Ergenekon, PKK olayı ve şu günlerde Demokratik açılım. Her birinin üzerinde haftalarca, aylarca ve bazen yıllarca durduk. Güldük, ağladık, düşündük, bekledik, sinirlendik vesaire. Ama hiç boş kalmadık ona şükür.
Hatta şu günlerde iç içe geçmiş gündemlerimiz var. Ergenekon, küresel kriz ve demokratik açılım. Belki de birbirine açılan kapıları var. Ergenekon davası halkımız için bulunmaz bir lütuf. Her türlü entrikayı kurgulayabileceğimiz kadar geniş havuzlu bir gündem. Kahve köşelerinde bir dedektif edasındaki şüphecilikle aslında uzmanlara ışık tutabilecek tespitlerin yapılmadığını kim söyleyebilir? Her akşam haber programları artık ev sohbetlerimizin konu merkezleri, “acaba yarın ne olacak” merakı bizi yaşama bağlayan sebep adeta.
Bazen olur ki bir gündem olanca cazibesiyle hayatımıza girer ki, sanırız yüzyıl geçse bu gündem bitmez. Fakat özümsemiyoruz hiçbir gündemi, hatta çok uzarsa sıkılıyoruz bi de. Uzun dizilerin reyting sıkıntıları gibi. Yeni gündemlerin ardında hatırlamak bile ciddi hafıza gayreti gerektiriyor bazen. Gündemlerin bizdeki versiyonunda medya ve siyaset önemli rol oynuyor. Medya topluma hizmet etmekten çok ilgi çekmenin telaşında gündemler üretiyor. Hatta toplumun bastırılmış duygularını okşayan tefrişatı toplumla arasında bir bağ oluşturuyor. Şehvet, bireyselcilik, kişisel bağımsızlık ve zenginlik hayali bastırılmış duygulardan bir kaçı mesela. Toplum medyanın anlayışını kendinden bilmese de duygularını ödüllendirmeyi cazip görebiliyor. Medya da bu zaafı bildiği için rahat. Hatta bu zaaflardan oluşturduğu güçle ülke yönetiminde önemli bir güç haline gelebilmiş durumda. Üstelik gücünün de farkında. Ama gücün ne amaçla kullanıldığı konusunda ???. Siyasi gündemlerimiz ise bir dönem medya odaklı karşımıza çıkmaktaydı. Medyanın deşifre ettiği gündemler siyasilerinizin konularını belirliyordu. Bazen de dış odaklı gelişmelerin ülkemizdeki itaatkâr gündemleri konuşulurdu. Fakat son dönemlerde bu konuda enteresan gelişmeler var. Son yıllarda ülke gündemini ekseriya belirleyen iktidar partisi. Sebep ve netice olumlu yada olumsuz ama gündem belirleyen iktidar partisi oluyor. Belki de bu özelliğiyle toplumu peşinden sürüklemeyi başarıyor. Nihayetinde halkımız gündem üretim merkezlerine karşı farklı bir ilgisi var.
Medya ve muhalif partiler sürekli iktidar partisinin oluşturduğu gündemin tarafı yada karşıtı olarak değerlendirmeler yaparak kendini görmekten memnun duruyorlar. Aslına bakılırsa halk da iktidar da bundan memnun.
Ama bana kalırsa memleketimin ideal mertebesi, gündemleri milletin belirlediği bir gelecekte saklıdır. Belli mi olur bir gün gerçekten bu ülkeyi millet yönetir. Biraz daha öteye gidelim; belki da dünyayı…