IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 27 Mart 2012, 15:21   #1
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Örtünme Kültürü




Tarih dönemleri boyunca örtü/örtünme, insanoglundaki yaratilistaki uyumla birlikte ilahi hikmetten çok seyler tasidigi halde, bir çok yorumlarin üretildigi simge olgu haline gelmistir. Farkli toplumlarda farkli anlamlar yüklenilen bu olgunun tartismasi daha ilk insanin yaratilisiyla baslar. Bir ilahi misyon geregi yaratilan Hz. Adem ve esi ile bu yaratilisi / misyonu daha ilk basta kabullenmeyerek bu otoriteyi tanimayan seytan bu tartismanin ilk taraftari olarak karsimiza çikar. Biri iffetin biri iffetsizligin sembolu olan bu iki tarafin tartismasi ve çekismesine çaglar boyu sahit olmamizin yaninda günümüzde de bu iki tarafin çekismesini çok hararetli bir sekilde yasiyor ve sahid oluyoruz.

Arastirmamizin amaci ; daha ilk insanin yaratilisiyla baslayan tartismanin , geçmis dinler ve toplumlar nezdine ne sekilde tasindigidir. Ayni sekilde toplumlarda hakim olan anlayisin hangi dogrultuda oldugunu, toplumlarin asil yapisal özelliklerinde iffetin mi yoksa iffetsizligin mi hakim oldugunu ortaya çikarmak bu çalismamizin amaçlari arasindadir.

Örtünme Ahlak Iliskisi :

Toplumsal anlamda ahlak ; insanlar arasi iliskilerde temel esasi teskil eden bir olgudur. Bir toplumda birbirleriyle iliski içersinde olan fertlerin uymasi gereken asgari ortak bir özellik vardir. Iste örtü ve örtünme toplumsal ve ahlaki kurallardan olan ve yazilimda ( fitratta) varolan haya duygusunun harekete geçmesiyle gösterilen ani isaret etmektedir. Bu insanin yaratilisiyla birlikte, seytanla Hz. Adem arasinda vuku bulan çiplak kalma ve örtünme olayini yalnizca cennete özgü bir vakia olmaktan çikarip tüm insanlik boyunca süren bir mücadele haline sokar. Ayni sekilde örtünme olayi fitri bir olaydir. Bundan dolayi Hz. Adem ile esi çiplaklikla beraber ayni zamanda, o ana kadar hissetmedikleri bir duyguyu hissederek bir sekilde örtünmeye baslamislardi. Böylece beseri iliskilere haya duygusu o andan itibaren hakim olmaya basladi. Haya toplumsal yasamin ilk kurali haline gelmis oldu. Insanla baslayan ve insanin imtiyazi haline gelen örtünme ; Kur’ an’in üzerinde durdugu bir konudur. Insana takvali ve iffetli olmayi ögütleyen Kur’an, bu amaçla kadin ve erkege örtünmeyi emretmektedir. Bununla beraber toplumsal iffeti korumak amaciyla temel sart olarak, örtünmeyi emreden Kur’an , bunun yaninda hal ve hareketlere de dikkat edilmesi gerektigini vurgular. Bu amaçla özellikle kadin üzerinde yogunlasan Kur’an ; kadina cahili bir takim adetleri (örnegin kiritarak yürümesini) terk etmesi gerektigi üzerinde durur.

Örtünme Kültür Iliskisi :

Örtünme yaklasik olarak insanlik tarihiyle yasit ve dünya çapinda yayginliga sahip insani bir özelliktir. Ferdin toplumsal özelligiyle alakali olan bu özellik psikoloji, ahlak, din, hukuk gibi yönlerden degisik bakis açisiyla incleme konusudur.

Kültür, toplumun dünya ile ilgili olarak sahip oldugu bütün bireysel ve toplumsal degerleri apsayan gelenek ve göreneklerin bütünüdür. Her toplum, varolusuyla ilgili anlayis ve degerlerine bagli olarak kilik-kiyafet vb. Seylerde özel bir tarza sahiptir.

Kilik-kiyafetle kültür arasinda sIkI bir iliski vardir. Çünkü toplumlarin giysileri o toplumlarin kültürel özelliklerinden ve dünya görüslerinden, geleneklerinden kaynaklanmaktadir. Ayni sekilde insanin kilik kiyafeti onun dünya için uygun gördügü anlama ve kendisi için tasarladigi alinyazisina, mutlulugunun nelerde olduguna bagli olarak degisebilmektedir.

Giysilerin, toplumlarin deger yargilarina göre degisiklik gösterdigi, arastirmalar sonucunda ortaya çikan bir gerçektir. Bu konuda bir degerler çatismasi içersinde olan dogu ve bati toplumlarinin giysilerindeki farklilik, bunu dogrulamaktadir. Batinin etkisi altinda olmayan toplumlarin (Hindistan, Pakistan, Afganistan, Yemen Iran... gibi) giysilerine baktigimizda hepsinin giysilerinin uzun, genis ve vücuda yapisik olmayan, genellikle örtülü olduklarini görmekteyiz.

Diger taraftan insana olan yaklasimlarindaki farkliliktan dolayi bati kültürü etkisi altinda sekillenmis kültürlerdeki giysilerin, mevsimden mevsime degisen, ortak özelligi dar ve kisa olduklari görülmektedir.

Karsilastirmali olarak bu iki görüsü detayli olarak inceledigimizde, insan için tasarlanan bu iki görünümün, insana bakis açilarindaki farkliliklardan kaynaklandigini ögrenebiliriz. Ifrat ve tefrit noktasinda olan bu iki görüsün birincisi ; insani (özelde kadini) kapilar ardina hapseden yasamini dört duvarla sinirlayan bir mantik çerçevesinde tesekkül ederken, digeri ise ; insana özgürlüklerini (sözde) teslim ettigini zanneden, fakat insani sadece madde oldugu için önemseyen bir anlayis çerçevesinde sekillenmektedir.

Sonuçta ; insani ( özelde kadini) korumayi hedef edinen bu bakis açilarindan birincisi ; hedefine ulasmakla beraber insani toplumdan tecrid ederken, diger bakis açisi ; dogal süreç içersinde insani ; "harcanan insan " konumuna düsürmüstür.

Toplumlarda Tesettür :

Örtünmenin toplumlar nezdinde ortaya çikisi ve benimsenmesi konusunda kesin bilgiler olmamakla beraber, toplumlarin yasayislari bizlere birtakim ipuçlari verebilecek konumdadir. Daha önce de söyledigimiz gibi, toplumlarin yasayis tarzlari, deger yargilarinin sonucu sekillenmektedir. Ayni sekilde örtünme olgusu da bu deger yargilarinin etkisiyle degisiklik gösteren unsurlardan birisidir.

En eski medeniyetlerden Yunan medeniyetinde, ilk devirlerde, kadina herhangi bir deger verilmemekte iken zamanla aydinlanmanin etkisiyle bu anlayis degismistir. Kadina biçilen misyon hususunda çok büyük degisikliklerin yapilmamasina ragmen kadin sadece evinin islerinde söz sahibi olabilmistir. Dolayisiyla kadinin sahip oldugu en degerli varligi iffeti olmustur. Öyleki durum takdir edilecek konuma bile gelmistir. Nitekim varlikli ailelerde ‘hicap’ denilen örtü yaygin haldeydi.

Romalilar, özellikle kadinlari ve genel anlamda gençleri aile açisindan sıkı kurallarla bagli kiliyordu. Iffetli olmak romalilar açisindan saygi ile degerlendirilirdi. Onlara göre iffetli olabilme serefli olabilmenin ölçüsüydü. Kadinin toplumda bir sayginliga hak kazanabilmesi de Roma toplumunda ancak o kadinin ailede anne olmasina bagliydi.

Kadinin iffetli olusunun sembolu olarak örtünün algilandigina iliskin hukuk belgelerine Asurlular döneminde rastlanmaktadır. Onlara göre iffetli kadinlari digerlerinden ayiran en önemli özellik basörtüsüdür. Daha da ilginç olan, eskiçag uygarliklari ( Hitit, Süryani, Iran med.) üzerinde yapilan çalismalarda kadinlarin basörtüsü kullandiklari ve topuklarina kadar inen kapali giysiler giyindikleri tesbit edilmistir.

Emsallerini daha da çogaltabilecegimiz bu tür örnekler, örtünme konusunda toplumlarda hakim olan anlayisin iffeti korumaya ve sosyal ahlaki ikame ettirmeye yönelik oldugunu açikça göstermektedir.

Dinlerde Tessettür :

Islamda örtünme örtünme konusunda ortaya konan ölçülerin yaninda, yasayan ilahi dinlerde örtünmeyi emreden ve çiplakligi yasaklayan az da olsa bir takim bilgilere ( delillere ) rastlamak mümkündür. Bu dogrultuda ilahi dinlerde örtünme konusundaki bu bilgiler ( deliller ) eski medeniyetlerde oldugu gibi ilahi dinlerde de yerlestirilmeye çalisilan olgunun, iffet olgusu oldugunu görebiliriz. Farkli bir boyut olarak bir takim yaptirimlari da beraberinde getiren bu bilgileri agirlikli olarak bu dinlerin seramoni geleneginde görmekteyiz.

Hristiyan toplumunda basörtüsü, asirlar boyu bir kadinin evli oldugunun bir sembolu olarak degerlendirilir. Ayni sekilde hristiyan kadinlarin kliseye girerken baslarini örtmeleri, Allah’a karsi duyulan bir sayginin ifadesi olarak algilanmaktadir. Onlara göre örtü, Allah’a siginmanin, ondan af ve merhamet dilemenin bir isaretidir. Ayni sekilde hristiyan bilgin Tertulian, örtünmenin fitri temellerine insanlarin dikkatini çekerek örtünmenin zinaya karsi bir kalkan görevini gördügünü ifade eder.

Yasayan dinlerden yahudilikte ( Tevrat’ta ) örtünmeyi emreden çiplakligi yeren bölümler vardir. ( Tekvin 24 / 64,65) ( Es’ iya 3 / 16,17 ) yahudiler için örtünme namusun sembolüdür. Örnegin basini örtmeden sokaga çikan bir kadinin kocasi mehir ödemeden onu bosama yetkisine sahiptir.

Islamda Hicab Felsefesi :



Diger ideoloji ve dinlerden farkli olarak islam örtünme olgusuna farkli bir anlam kazandirmaya çalisir. Ifrat ve tefrit noktasindaki görüslerin ortasini bularak, örtünmede temel esasin, ferdin ( özelde kadinin ) sahip oldugu degerlerin korunarak, kendini topulmda en güzel bir sekilde ifade etmesi olarak görür. Bunu yaparken de ne çok özgürlükçü, ne de ferdingörevlerini ihmal ederek mahrumiyetçi bir metod izler.

Islamda hicap, hem örtünmek, hem de perde ve engel anlaminda kullanilir. Daha çok perde anlamina gelen hicap, örtünmenin vesilesidir. Islamin örtünmeye getirdigi bu tanimlama sekli, kadinin toplumsal iliskilerine yönelik bir tanimlamadir. Bu tanimlama kadina toplumsal iliskilerinde takinmasi gereken bir kimlige yönelik bir tanimlamadir. Bu tanimlama kadina toplumsal iliskilerinde bir güvenlik seridi olusturulmasi açisindan son derece önemlidir. Yoksa birilerinin iddia ettigi gibi, islam kadini bir perdenin arkasina hapsetmemistir. Aksine islam’da hicap, kadinin sosyal katiliminin bir göstergesi olarak kabul edilir.

Islami ögretide kadinin toplumsal kimligi gelistirilip, koruma haklari teminat altina alinmistir. Kur’an’da cinsel ayrim yapilmaksizin toplumsallasma süreci insan fitratina yerlestirilmistir. Bu anlamda toplumsal iliskilerin boyutlarini da belirleyen islam, örtünme konusunda asgari sartin " Gadd-i basar " ( kadin ve erkegin bakilmasi yasak olan seylere bakmamalari ) oldugu ifade edilmektedir. Ayrica kadinlara bu emrin yaninda erkeklerden farkli olarak, harfiyyen uymalari gereken hususlari ifade edilmistir.

Kur’an’da mahrem olanlarin birbirlerine bakmamalarini ve örtülmesi gereken yerleri örtmeleri birçok ayette zikredilmektedir. Bir müslüman kimligin giyim tarzini belirleyen bu ayetlerin genelinde islenen tema " iffetli olmak " esasina dayanmaktadir. Özellikle de kadinlar için apayri bir önem kazanan bu ayetlerde, kadinin örtünmesi ; özgür ve iffetli olmasi, toplumda iffetli olarak taninip zarar görmemesi, esaslarina dayandirilmaktadir. Ayni sekilde özgür olmanin ve taciz edilmemenin getirdigi özgürlük, bu sekilde hicapla özdeslestirilmekte, bu anlamda hicap kadin özgürlügünün bir sembolu haline gelmektedir.

Sebep-sonuç iliskisi düzleminde düsünlüdgünde, kadin, asil kimliginin korunarak kadin için bir örtünme gelenegi olusturan islami anlayis, kadin için temelde özgür ve iffetli olmayi öngörürken, bunlarinsonucu olarak kadin için bir çok imkan saglamistir.

Bunlardan en önemlisi, kadina ruhsal rahatligi getirmistir. Bunun yaninda kadin için öngörülen özgür çerçeve dahilinde aile baglarinin saglamlastirilmasi ve saglikli bir toplum yapisinin olusturulmasi, kadina saygi göstermenin ve degerini gözetmenin tek sarti haline getirmistir.

Tesettür ve Bati Kültürü :

Avrupa’da Fransiz Devrimi’nden sonra Bati toplumunda kadinin durumunu iyilestirmek amaçli bir takim yenilikler yapildi. Böylelikle kadin, cariye ve köle olmaktan çikarildi. Fakat bütün bunlarin yaninda kadinler artik gerek çevre, gerek düsünce ve gerekse sosyal iliskilerini bu ölçülere göre tanzim etmeye basladi. Sosyal hayat alaninda bir takim sIkIntilari da beraberinde getiren bu yasayis tarzi, medeni hayat alaninda erkegin yapabildigi islerin kadin tarafindan da yapilabilirlliligi savunlmaya baslandi. Iste kadini gafletin içersine sokan bu düsünce sistemi, kadinin asli ve fitri görevlerini ihmal etmesine ve sözde özgürlügü savunan bu sistem kadinin zamanla kendine yapay ve sahte kimlikler edinmesine neden olur.

Bati’da kadinlarin asirlardir mücadele ettigi halde sahip olamadigi insan-kadin kimligi müslüman kadinin dogasinda mevcut olan bir kimliktir. Tarih boyunca hiçbir dönemde kadin, Bati uygarliginin simdiki zamanda oldugu kadar çok boyutlu bir sömürüye ve dejenerasyona ugratilmamistir ve hiçbir tarih kesitinde kadinlarin kendi istekleriyle ve adeta birbirleriyle yarisircasina köle, fuhus sermayesi ve tüketim araci oluslarina tanik olunamamistir.

Bati toplumunda kadinin en büyük sorununun bir meta haline getirilmesi oldugu Finlandiyali sosyolog Sari Nare tarafindan teyid edilmektedir. Nare, ayni konusmasinda kapitalist kültürün meta haline getirilen kadini kontrol altinda tuttugunu, islam’in ise örtünme emriyle kadini bu durumdan kurtardigini belirtmektedir. Ayni gerçege dikkat çeken sosyolog Nilüfer GÖLE ise Bati toplumundaki gelisim ve demokrasinin, mahremiyetin bozulmasi esasina kurulu oldugunu, islami hareketin, gerek kadini iffetini korumaya, gerekse modern yasayisa karsi koyma açisindan Bati’nin karsinida oldugunu Islami hareketin en görünür ve en ayirt edici özelliginin basörtüsü oldugunu vurgulamaktadir.

Iste kendini hayatin her alaninda hissettiren modernizmin baskisi altinda olan müslüman kadin, kendi kimligini benimsemis bir fert olarak toplumda varligini sürdürmelidir. Özellikle günümüzde dine saldirmak maksadiyla basörtüsüne yönelik her saldiriya karsi mücadele azminin ve direnis kültürünün diri tutulmasi, canalici bir ehemmiyet tasimaktadir. Yaratilisla baslayan bu mücadelenin sadece basörtüsü mücadelesi degil, tevhid mücadelesi olarak algilanmasi, her müslüman ferdin üzerinde durmasi gereken önemli bir husustur.

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları sohbet odaları Benimmekan Mobil Sohbet
Cevapla

Etiketler
kültürü, Örtünme


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Siirt Kültürü Ecrin Güneydoğu Anadolu Bölgesi 1 06 Eylül 2011 00:45
Örtünme Kalemzede İslamiyet 0 10 Ağustos 2011 01:31
Örtünme Tecrübem Kalemzede İslamiyet 0 24 Temmuz 2011 02:24