IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

 Kayıt ol  Topluluk
Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 14 Nisan 2009, 16:05   #1
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Çok değerli metafizik




ÇOK DEĞERLİ METAFİZİK

Bu kuralları ve bu arada bilimlerin ve felsefenin durumunu kısaca kuşbakışı görmekle, çok değerli bir metafizik fıkrinin (ide) zamanımız için gerekliliği ortaya çıkmış oluyor. Bu öncelikle şu demektir ki, bir ve tek bir metafizik, tek doğrunun kendisinde olduğunu söyleyen bir metafızik değil; bir çok metafızikler vardır. Çok konumlu olmak metafıziğin doğası gereğidir. "Sadece tüm insanlar bir araya geldiklerinde doğayı tanırlar; sadece tüm insanlar bir arada iken hayat yaşanır." Goethe'nin bu sözü burada da geçerlidir. Böylece, metafizik tarihi de yanılgıların ortaya atılabildiği bir alan olarak değil, tersine, alternatif durumda ve birbirlerini karşılıklı olarak sınırlayan yorumların deneylenmesi olarak anlaşılmak zorundadır. Tek tek sistemler parça parça doğruluk içerirler. Ama bu parça parça doğrular, Hegel'in yaptığı gibi hiç de diyalektik doğruluğun halkaları olarak birbirlerine bağlanmak zorunda değildirler. Biz, olabilirliğe sahip alternatif metafiziklerin bir sistemine ulaşabilirsek sevinmeliyiz.
Bu yeni konumlamanın önemini tartabilmek için, bizim "Bilgi Kuramı" başlıklı yazımııda tek, iki ve çok değerli bilgi kuramları arasında yaptığımız ayırıma bakılabilir . Orada, tek, iki ve çok sayıda doğruluk değerlerinden sözedilmiştir. Buna uygun olarak, tek, iki ya da çok sayıda varlık değerlerine sahip, tek, iki ya da çok değerli metafıziklerden sözedilebilir. Tek değerli sistemler monistiktir, onlar bir varlığa inanırlar ve herşeyi tek bir ilke ya da töze dayandırmayı denerler. Sokrates öncesi fılozoflar, herşeyi bir tek tözden, su (Thales), hava (Anaximenes), ateş ya da "belirsiz", "sınırsız " (Anaximandros)dan türetirler. Tek değerli metafizikler ya sadece maddesel tözden (materyalistler) ya da sadece tinsel tözden (idealistler, Platon, Berkeley, Fichte, Hegel) ya da sadece özniteliklerinden ancak düşünme ve yer kaplamayı bildiğimiz mutlak bir tözden (Spinoza) çıkarlar.
İki değerli metafizikler dualisttirler, onlar ya iki töz kabul ederler (Descartes: düşünen ve yer kaplayan töz) ya da iki evren, yani görülür (mundus senbilis, görüngü ya da görüntüler evreni) ve görülenemez (mundus intelligibilis, sadece anlığa açık intellektüel evren ki, çoğu kez bundan Platon'un ideler devleti anlaşılır) evrenler. Buna karşılık çok değerli metafizikler pluralisttir. Ama bu, bizim geleneksel anlamda pluralist bir metafizikten, örneğin Leibniz'in monadlar çokluğuna dayalı monadolojisinden söz ettiğimiz anlamına da gelmiyor. Tam karşıtı, burada prensip olarak yeni bir adım atmak gerekiyor ve kuşkusuz ki, bir VARLIK, bir DEĞER, bir ANLAM arama konusundaki verimsiz denemelere ve bir EVREN inancına karşı olumsuz bir tavır takınılıyor. Ama öbür yandan, olumlu olarak da, kavranamaz büyüklükler, astronominin ele aldığı varlığın sonsuz tarzlarına ve herşeyden önce de bu varlığın, bu evrenin ve bu insanların bütünlüğüne yönelmiş yorumların sınırlılığına doğru kapılar ardına kadar açılmış olmaktadır. Öyle ki, insan, kendi gerçek ve olabilir evrenlerini yeniden yorumlamak zorundadır.
Özel bilimsel kalkış noktasından hareket edildiğinde metafızik olanaksızdır. O asla bir bilim olamaz. Onu bir bilim yapma yolundaki (Aristoteles'ten Kant'a ve Husserl'e kadarki) tüm çabalar sonuçsuz kalmıştır ve sonuçsuz kalmak zorundadır. Bu yüzden, bir çok bilim adamının kendi kalkış noktalarından hareketle metafıziği yadsımaları anlaşılabilir bir şeydir. Ama ne var ki, bu bilim adamları çoğu kez, kendi özel alanlarında metafiziksel, yani kendi bilimlerinin sınırlarını aşan sorunlar bulunduğunu ve kendilerinin bizzat bilinçli ya da bilinçsiz metafiziksel kabullere bağlı olduklarını unuturlar. Kuşkusuz metafizik asla "kesin bilim" olamayacaksa da, o daima insan tininin bir macera ve atılımı olarak ilgi çekici kalacaktır.
Çok değerlilik doğal olarak çok konumluluğu içerir. Çok konumluluk, bize göre tam da yaratılıştaki gizdir. Geçmişte kalan metafiziklerin varlık, evren, insan, anlam ve değerleri tek konuma dayandırması yanıltıcı olmuştur. İnsan potansiyel olarak çok konumludur ve bu, o ne kadar yaşıyorsa o kadar konuma sahip olması demektir. Amiel'in dediği gibi, "herşeyin tohumu kalptedir ve büyük kahramanlıklar gibi ,büyük suçluluklar da bize ait modifikasyonlardır". Bu potansiyalite Homeros, Sophokles, Dante, Shakespeare ve Goethe gibi büyük şairler tarafından yaşama geçirilir. Tinin zenginliğini yapan da budur. Ama bunun dışında bizler edimsel olarak tarihsel bir çok konumluluktan da pay alırız. Gökyüzünden düşmedik; tersine, belirli bir yaşamsal ilişkiler zincirinin ürünleriyiz. İçimizde çeşitli modifikasyonlar taşırız. Benliğimizin en derin yerinde herşeyin birbirine geçtiği bir şey yaşar. Kuşkusuz bundan bir ruhsal hareket anlaşılmamalıdır. Bizler sanki önceki varoluşumuzu anımsar gibiyizdir, tıpkı Buda gibi. Ama bizim yapıp-etmelerimiz kendi doğuştanlığımızın conditio sine qua etkisindedir ve doğuştan sahip olduğumuz bu şeyler giz dolu bir tarzda içimizde yaşarlar ve bizi bilinçsizce belirlerler. Öbür yandan, bizler, geleceğin özünün tohumunu da içimizde taşırız. İnsan, bir çok yaşamı tek bir yaşam içinde içsel olarak yaşayan en zengin varlık olduğu gibi, kendi içinde güçlere parçalanan ve bu güçlerin birbiriyle çatıştığı en yoksul varlıktır da.
Tanrının çok konumlu olması, onun tek olmaması demek değildir. Tersine o tek olarak şekilsizdir ve bu yüzden bir çok şekil ve iz içinde açımlanabilir: Bu nedenle bizler, kendi tanrı tasarımımızı tek doğru tasarım olduğunu ve bizim tanrımızın tek doğru-tanrı olduğunu savlayamayız. Bunun gibi, evren de tek konumlu değildir; tersine o, pek çok konum içinde kendini dışa vurur. Biz, astronominin bize gösterdiği evreni kendi dünyamızın ölçüleriyle nasıl ölçebiliriz? Yıldızlar ve nebulalar çeşitli küme duvumları (aggregat) içindedirler. Yani, evren aynı zamanda "çok yönlü algılanabilir" bir şeydir, o prensip olarak çok sayıda yoruma açıktır ve tek bir prensibe geri götürülemez. Bizim onun hakkında söyleyebileceğimiz şey, sübjektif ögelerle (betimler, işaretler, semboller, algılar, kavramlar) objektif veriilerin birlikte oynadıkları bir oyun üzerine söylenmiş sözlerdir. Çünkü, objektif veriler sübjektif olanı asla ortadan kaldıramazlar. Bu yüzdendir ki, objektif veriler zorunlu olarak çok yönlü bir sübjektif yorum içinde bize taşınırlar. Eskiler, evrenin çok yönlü olduğunu ve hiyerarşik bir derecelenme içinde bulunduğunu savlarlardı. Bu derecelenme maddeden tanrıya doğrudur. Ama Aristoteles'ten N. Hartmann'a kadar filozofların yapılabileceğine inandıkları böyle bir tablonun betimlemiş olduğu şey, çoğu kez, naif ve antropomorf kalmıştır ve karmaşık gerçeklik böyle basit bir tablo içinde tanınmak istenmiştir. Buna göre, metafiziğin göreli, real evrenin içinde kurulduğu bu dört yüzlü tabloyu betimlemek sayılmıştır, yani anorganik ve organik doğa ve psişik ve tinsel alanlar sıralanmış ve onların kategoryal yapısı ve dayandıkları ontolojik yasalar araştırılmıştır. (N. Hartmann). Burada, anorganik ve organik doğa ile psişik ve tinsel alanlar arasındaki sınırlar birbirlerine geçmiştir. Kuşkusuz böyle bir ontolojik tablo yapılabilir. Ama unutulmamalı ki, bizzat Hartmann için bile böyle bir tablo, derin bir anlayışı gerektiren varlık hakkında ancak bir şemadır.


Alıntı.

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları reklam ver Benimmekan Mobil Sohbet
Cevapla

Etiketler
cok, degerli, metafizik


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Metafizik PySSyCaT Felsefe 0 11 Kasım 2014 13:25
Metafizik -Metafizik Nedir - Metafizik Hakkında Bilgi PySSyCaT Sağlık Köşesi 0 25 Ekim 2014 22:04
Metafizik YapraK Felsefe 0 23 Mart 2009 23:36
Metafizik Nedir? YapraK Felsefe 0 21 Mart 2009 21:27