IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

 Kayıt ol  Topluluk
Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 29 Mart 2009, 05:43   #1
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Yapıtsız Sanat




Yapıtsız Sanat

Bu arada bu sorun yalnızca görünüşte var olup sanat yapıtını tanımlarken basitçe yanlış ölçütün temel alınmasından kaynaklanabilir. Sanat yapıtının, temel bir tanım gibi görünen, güzel yapıt (bel artefact) olarak tanımlanması, gerçekten de itiraza yol açar. Sanat yapıtını böyle tanımlamak, güzelliğin evrensel nitelikte olduğunu ilan etmek anlamını taşır. Oysa hepimizin gözlemlediği gibi, zevklerin çeşitli olması, bu düşüncenin hiç bir anlam taşımadığını ortaya koyar. Böyle olunca da, o andan başlayarak, güzellik gibi çok görece bir ölçütün bir tanımlama ilkesi olarak alınması söz konusu olamaz. Bu düşüncenin yaygın olarak görecelik kazanmasının çok eskiye gitmediği, söz konusu düşünceye uzun süre baskın çıkan düşüncenin, güzelliğin evrenselliğini, zevklerin çeşitliliğini insanlar arasındaki farklara (kimi insanlar başkalarından iyi kötü daha duyarlı, daha bilgilidir) mal ederek kurtardığı doğrudur.
Hume, Kant ya da Hegel böylece, görecelik düşüncesine farklı açılardan aynı biçimde karşıdırlar. Ne var ki, güzelliğin evrenselliği kavramına karşı süregelen eleştiriler, bu kavramın ölçütsel niteliğine kesinlikle karşı çıkmakta, böylelikle de öngördüğü ölçütlerin geçerliliği hakkında kuşku uyandırmaktadır.
Bu eleştirilerin bir örneğini, Pierre Bourdieu 'nün, L'Amour de l'art (Sanat Aşkı] adlı kitabında yaptığı toplumbilimsel yorumda buluruz. Bourdieu söz konusu kavramda, egemenlerin sahip oldukları ayrıcalıkları korumak için, kendi saflarında olmayanların tümünü evrensellik adına dışlayarak zenginler üzerinde uyguladığı stratejilerden birini görür. Herkesin tanıyıp değerlendirebileceği güzellik, aslında keyfi bir koda gönderme yapmakta, bu beceriye sahip olmak da insanın kesin olarak tanımlanmış belirli gruplara ait olduğunu göstermektedir.
Üstelik, sanat yapıtını güzel yapıt olarak tanımlamak, bu tanımı her yöne taşırır gibi görünmektedir, çünkü basit nesnelere de sanat yapıtı adı verilebilmektedir (örneğin Duchamp 'ın ünlü ready-made 'lerine). Böyle olunca da sanat yapıtını tanımlamak için bir başka yol bulmak gerekmektedir.
Güzelliğe yapılan göndermenin ortaya çıkardığı zorluklardan kaçınmak ve terimin yaygın kullanımını haklı kılmak için, çözümlemeci geleneğe bağlı oldukları ileri sürülen bazı filozoflar, sanat yapıtı için, bir değer yargısına yol açan hiçbir ölçütü içermeyen bir tanımlama öneriyorlar. Örneğin Georges Dickie , "sanat yapıtı" için iki anlamın ayırt edilmesini öneriyor: her türlü değerlendirmeden bağımsız bir değerlendirici anlam , bir de sınıflandırıcı anlam .
Bu deyim bazı durumlarda, örneğin "bu tablo gerçek bir sanat yapıtı" (değerlendirici anlam), dediğimizde, övücü nitelikte olsa da, başka durumlarda (sınıflandırıcı anlam), söz konusu edilen şeyin basit olarak belirli bir nesne sınıfına ait olduğunu belirtiyor

Peki, nesnenin o sınıfa ait olduğunu belirleyen şey ne? Bu bizi, insan etkinliği sonucu ortaya çıkan bir ürünün, belirli bir sınıfa ait olduğunda, bir sanat yapıtı sayıldığı düşüncesine götürüyor: iyi ya da kötü olarak yargılansın, bir roman, bir şiir, bir resim, bir senfoni, bir şarkı, bu anlamda birer sanat yapıtıdır. Ne var ki gerçekte bu ölçüt yeterli olmaktan uzaktır, çünkü burada, bilinen hiçbir türe girmeyen nesneler yapıt olarak kabul edilmektedir. Dolayısıyla, tür çerçevesini aşıp sanatsal uzlaşma kavramına gönderme yapmak gerekiyor. Sanat yapıtını, sanat uygulayıcılarının ve sanat kuramcılarının tanıdığı ve kabul ettiği canlandırma biçimlerine gönderme yapan bir yapıt olarak tanımlayan kurumsal kuramın yaptığı, işte budur: "Bir sanat yapıtı, sınıflandırıcı anlamda, 1) bir güzel yapıt'tır, 2) bu güzel yapıt'a, belirli bir toplum kurumu adına (sanat dünyası) hareket eden bir ya da daha çok kişi, değerlendirilmeye aday bir nesne statüsü kazandırmıştır" (G. Dickie, agy., s. 22, aynı zamanda bkz. A. Danto, 23 no.lu metin).
Bu arada bu tanımlamaya birçok itiraz yapılmaktadır: önce, bir başka çözümlemeci filozof olan Richard Wollheim 'ın George Dickie'ye yanıt olarak işaret ettiği gibi, bir sanat yapıtını bir güzel sanat yapıtından ilk bakışta ayırt edebilmek göründüğü kadar kolay değildir (L'Art et ses objets, Essais additionnels, 1, [Sanat ve Nesneleri, Ek Denemeler, I] Fr. çev R. Crevier, Aubier, 1994, s. 148).

Bunun ardından ikinci eleştiri gelmektedir ki bu, birinci eleştiriyi pekiştirmektedir. Buna göre, sanat dünyasını temsil eden kişilerin sanat yapıtı statüsünü bir nesneye, bu nesnenin bazı özellikleri olduğunu kabul etmiyorlarsa, nasıl verdiklerini anlamak zordur: "Bir güzel yapıta sanat yapıtı statüsünün verilmesini sağlayan nedenlerin, güzel yapıtı sanat yapıtı yapan kesin nedenler olarak niçin düşünülmediği iyi anlaşılmıyor" (agy., s. 147).
Bu anlaşmazlık, göründüğünden daha temel özelliklidir, çünkü tanımlamanın yalnızca bir noktasını değil, tanımlama ile tanımladığı nesnenin niteliğini söz konusu etmektedir. Yapıtları yalnızca veri olarak alınmış bir dizgenin (kuruluşlar, temsil etme biçimleri) içinde yer alışlarıyla tanımlayan anlayış ile yapıtın gözler önüne serilmesi gereken içsel nitelikler taşıyan özgün bir nesne olduğunun da göz önüne alınması gerektiğini ileri süren anlayış karşı karşıya gelmektedir.

Bu çekişme, estetik düşünüş çerçevesini geniş ölçüde aşmakla birlikte, bu alanda özel bir niteliğe de bürünmektedir. Sanat olaylarını değerlendirebilmek için, gerçekten de yapıt kavramını ya ele almak ya da bir yana bırakmak gerekir: "sanat yapıtı" terimi değerlendirilemeyen nedenlerin dayattığı bir statüye gönderme yapıyorsa, bu kavramın bir yana bırakılması daha doğru olur.
Kuramcıların ve sanatçıların bir bölümünün seçimi budur. Bu durumda, yapıttan çok, örneğin "parça" dan söz edilecektir: "Sanat yapıtı basit olarak bir [sanatsalJ 'parçâ dır, sanat uygulamaları alanındaki uzlaşılarla özgüllük kazanmış bir kendiliktir' (Tımothy Binkley, "'piece' contre esthetique", Esthetigue et Poeti- que ["estetiğe karşı 'parça"', Estetik ve Poetika içindeJ, agy., s. 61).

Alıntı.

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları reklam ver Benimmekan Mobil Sohbet
Alt 29 Mart 2009, 05:44   #2
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Yapıtsız Sanat




Bitmişliği, bütünselliği, yetkinliği içeren yapıt kavramı, bu durumda basitçe, sanat konusunda oluşmuş, bugün geçerliliği kalmamış bazı uzlaşıların tarihsel ifadesi olarak anlaşılabilir.
Sanat böylelikle, ortaya koyduğu üründen olabildiğince özgür kılınmış olmakta, bundan böyle ortaya koyduğu ürünle tanımlanmadığı için, bir sınıra doğru, hiçbir şey gerçekleştirnıeme sınırına doğru gitme eğilimi göstermektedir: "Bir sanat yapıtının, üzerinde zorunlu olarak çalışma yapılmış bir şey olması gerekmez; sanat yapıtı her şeyden önce tasarlanmış bir şeydir. Bir sanatçı, ille de bir şeyler yapan kişi olmaktan çok, kendini, insanların beğenisine sunulmak üzere sanatsal 'parça'lar öneren bir kültür girişimine adayan kişidir.

Robert Barry bir gün, içinde hiçbir şeyin sergilenmediği bir sergi hazırladı: 'Aralık 1969'da Amsterdam'daki Art&Project galeri'sinde açacağım sergi iki hafta sürecek. Galeri sahiplerine, kapıya kilit vurup şu duyuruyu asmalarını söyledim: 'Galeri, sergi süresince kapalı kalacaktır' " (agy., s. 59). Bu önerinin ciddi ya da matrak olmasının bir önemi yok: Sanat, burada, birinin yaptığı bir duyuruyla kendisini üstü kapalı olarak sanatçı ilan etmesi, onu herkese takdim eden kuruluşun da bunun böyle olduğunu kabullenmesi olgusundan ibarettir. Böylece bu kuram, yalnızca hedeflediği şey yüzünden bile bizi zor durumda bırakıyor; sanatsal olarak nitelendirilen tüm olayları dikkate almak istiyor; bunu da başarıyor ama izleyiciyi, gözü önündeki "parça"yı değerlendirmesini sağlayacak her türlü olanaktan da yoksun bırakyor.
Gerçekten de bir "parça"nın iyi ya da kötü olduğunu neye dayanarak düşüneceğiz? Bunu yapabilmek için o "parça"nın hangi sanatsal uzlaşılara yanıt verdiğini bilmek gerekir kuşkusuz, ama bu uzlaşılar tanımlanamaz niteliktedir, çünkü sürekli değişim halindeki bir "sanat dünyası"nın ifade biçimleridir. Bu durumda risk, verdiği yargının kesinliği üzerinde uzlaşmaya varılmış bir kurum tarafından öyle olduğu kabul edilen her "parça"nın iyi olduğunu bize dayatan buyurucu bir kanıta baş eğmek ile "zevkler ve renkler" deyişinin öznel niteliğini dogma katına yükselterek bir uzlaşıyı olanaksız kılan anlık izlenimin ifadesi arasında gidip gelmektir.
Bu seçenek, bir yapıta yapılan temel göndermeyi ortadan kaldıran bir tanımlamanın sonucudur. Bundan kaçınmak için yeniden yapıta dönmek gerekir; bunu yaparken tüm zorluklar ortadan kaldırılmamış olsa da.

Alıntı.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 11 Ekim 2015, 02:59   #3
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Yapıtsız Sanat




yaprak hanım merhabalar tez konumda sizin yaplaştınız konu ile ilgili bilgiler var acaba kaynağınızı benimle yaplaşa bilirmisiniz

 
Alıntı ile Cevapla

Cevapla

Etiketler
sanat, yapitsiz, yapıtsız


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
İçel Sanat Kulübü M. İlhan A. Uğural Sanat Galerisi AftieL Sanat Galerileri 0 17 Eylül 2014 02:16
İçel Sanat Kulübü Teoman Ünüsan Sanat Galerisi Mersin AftieL Sanat Galerileri 0 17 Eylül 2014 02:15
AHMET NURAY SANAT GALERİSİ Sanatın beşiği Anadolu” diye adlandırdığı sanat turu ahmetnuray Kültür ve Sanat 0 11 Temmuz 2008 09:40
Ahmet Nuray Sanat Galerisi:Bugünkü sanat yarının arkeoloji’si ahmetnuray Kültür ve Sanat 0 11 Temmuz 2008 09:11
sanat galerisi, sanat atölyesi, pedagojik eğitim merkezi haline getiren Türk sanatçı ahmetnuray Serbest Kürsü 0 30 Haziran 2008 23:54