IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

 Kayıt ol  Topluluk
Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 21 Şubat 2018, 00:40   #1
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Yunan Mitolojisinde Adı Geçen Krallar




Krallar

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Agamemnon: Pelops soyundan Atreus'un oğlu, Mykenai/Miken (Argos) kralı. Klytaimestra ile evlendi. Agamemnon’un kardeşi Menelaos da, Klytaimestra'nın kardeşi Helena’yı almıştı. Helena, Troya’ya kaçırılınca, Troya’ya karşı açılan savaşta Agamemnon, Yunan ordularına başkomutan oldu. Ordu ve donanmanın hareket için toplandığı Aulis’te avlanırken, Agamemnon, Artemis’in kutsal hayvanlarından bir dişi geyiği ölürdü. Buna kızan tanrıça rüzgar estirmez oldu. Kahin Kalkhas, Agamemnon’un, günahının kefareti olarak, kendi kızı İphigeneia’yı kurban etmedikçe donanmanın yola çıkamayacağını haber verdi. Kızını kurban etmek gibi zor bir işe karar vermekten yana Agamemnon'un bu tereddüdünü, Euripides, lphigeneia Aulis’te tragediasma konu yapar. Yüce kral, bu dramda, kararsızlık içinde bocalayan bir zavallı olarak gösterilir.

Troya önlerinde Agamemnon, Homeros’un İlyada’da anlattı*ğı gibi, Akhilleus ile kavgalıdır. Agamemnon, gözde cariyesi Khryseis’i babasına geri vermeye razı olmamıştı. Ama gözde kızın bir Apollon rahibi olan babası Apollon’a yalvarmış, Apollon da Yunanlıların başına bir veba salgını musallat etmiştir. Bu durum karşısında Agamemnon, gözdesi Khryseis’i geri vermek zorunda kalır. Onun yerine de Aklıilleus’un gözdesi Briseis’i alır. Sevdiği Briseis’in elinden alınması üzerine içerlenen Akhilleus savaştan çekilir ve Yunanlıları kaderlerine terk eder. Agamemnon savaşa başlar. Ordu bozguna uğrayınca cesareti kırılır, savaştan vazgeçmek ister. Odysseus ile Diomedes, onun bu kararma engel olurlar. Sonunda Akhilleus’un savaşa yeniden katılmasıyla harbin kaderi değişir.

Troya'nın alınmasından sonra zaferi kazanmış Agamemnon yurduna döner. Ama orada Thyestes'in oğlu Aigisthos, karısı Klytaimestra'yi baştan çıkarmış, Klytaimestra kocasını öldürmeye karar vermiştir. Agamemnon yıkanırken Klytaimestra kocasının üzerine bir ağ atar. Kendini koruyamayan Agamemnon’u balta ile öldürür. Agamemnon’un kızı Elektra, Agamemnon’un biricik oğlu kendi erkek kardeşi Orestes’i kurtarmaya muvaffak olur. Orestes’i uzaklara kaçırıp intikam almaya büyütür. Yurduna dönen Agamemnon’un bu acıklı kaderi, Aiskhylos ile Seneca’nın Agememnon tragedyalarına konu olmuştur.

Laomedon: Troya kralı, Priamos'un babası. Zeus’un bir ölümlü yanında bir yıl çalışmaya mahkum ettiği Apollon ile Poseidon, Laomedon’a Troya surlarını yaptılar. Laomedon, onları mükafatlandırmaktan kaçınınca Poseidon, bir deniz canavan yolladı. Laomedon’un, kızı Hesione’yi bu canavara kurban etmesi gerekiyordu. Herakles, Zeus’un, vaktiyle Ganymedes’i kaçırdığı zaman, Laomedon’un babası Tros’a hediye ettiği atları kendisine vermeleri şartıyla, canavarı öldürdü, Hesione’yi kurtardı. Ama Laomedon atları da vermeyince Herakles, şehri tahrip etti. Hesione, Herakles’in yoldaşlarından Telamon ile evlendirildi.

Priamos: Laomedon’un oğlu, Troya'nın son ve bahtsız kralı. 50 oğlu, 50 de kızı vardı; çocuklarının en meşhurları: Hektor, Paris, Kassandra, Polyksena. llyada destanında Priamos, kocamış halim selim bir hükümdar olarak tasvir edilir; 24. bölümde Akhilleus’u kendine acındırır, Akhilleus da bol hediyeler karşılığı Hektor’un ölüsünü babası Priamos’a verir. Homeros destanı dışında kalan bir efsanede şehir alınınca Priamos’un, Zeus sunağında Neoptolemos tarafından zalimce öldürülüşü anlatılır.

Lykos: Zeus ile Antiope'nin oğulları, ikiz kardeşler. Thebai kralı Lykos, Antiope’yi köle olarak, zalim karısı Dirke'ye verdi. Issız bir yere bırakılan ikizler, Kithairon da*ğında büyütüldüler. Yapılan kötülüklere dayanamayıp kaçan anneleri, büyümüş çocuklarını bu dağda buldu. Oğlanlar, Thebai’ye döndüler. Lykos’u öldürüp Dirke’yi kudurmuş bir boğanın boynuzlarına bağladılar, hayvanı salıverdiler. Dirke parçalandı, cezasını buldu. İki kardeş, Thebai şehrini tahkim ettiler: Amphion, Hermes’in kendisine hediye ettiği Lyra’yı çalıyor, çıkardığı tatlı nağmelerden şevke gelen taşlar, kendiliklerinden üst üste dizilerek duvar oluyorlardı. Amphion ile Niobe evlendi.

Oidipus: Thebai efsanesinin kahramanı. Bu efsaneyi Attika’lı şairler meşhur ettiler (Sophokles: Kral Oidipus, Oidipus Kolonos’ta, Antigone. Aiskhylos’un daha eski olan trilogiasmdan yalnız son kısım, «Thebai'ye karşı yediler» bize kadar gelmiştir). Thebai kralı Laios'a Delphoi kahinleri, erkek çocuğu olmamasını, olursa o çocuğun eliyle öldürüleceğini hatırlatmışlardı. Ama karısı lokaste, Laios’a bir oğlan doğurdu. Çocuğu, ayaklarını delerek Kithairon dağına bıraktılar. Çocuğu, dağda çobanlar buldular, ona Oidipus (şiş ayaklı) adını taktılar, alıp Korinthos’a getirdiler. Kral Polybos, onu kendi oğlu gibi büyüttü. Oidipus büyüyünce kendi soyu sopu üzerine şüpheye düştü. Delphoi tapınağına başvurdu, kahin ona babasını öldürüp annesiyle evleneceğini bildirdi. Bu korkunç kaderden kaçınmak için, Oidipus, babası bildiği kral Polybos’un yurdu Korinthos’a dönmedi, Thebai yoluna saptı. Phokis’te bir üç yol ağzında, Delphoi’ye gitmekte olan asıl babası Laios'la karşılaştı.

Yol verme me*selesi yüzünden aralarında kavga çıktı. Oidipus, Laios’u öldürdü. Onun kim olduğunu bilmiyordu. Thebai önlerine varınca Sphinks adlı canavarın sorduğu bilmeceyi çözdü. Şehri canavardan kurtardı. Mükafat olarak Oidipus'u Thebai’ye kral yaptılar, kraliçe lokaste’yi de Oidipus’a verdiler. Oidipus, kendi öz annesiyle evlendiğini bilmiyordu. Annesinden Eteokles, Polyneikes adlarında iki oğlu, Antigone ve Ismene adlarında iki kızı oldu. İşlenen bu günah yüzünden şehirde bir veba salgını baş gösterdi. Delphoi tapınağına kurtuluş çaresini sordular. Kahinlerden, Laios'un katilinin cezalandırılması gerektiği cevabı alındı. Kahin Teiresias durumu açıkladı. Oidipus’un araştırmaları da Teiresias’ın dediklerinin doğruluğunu ortaya koyunca İokaste kendini astı. Oidipus kahrından gözlerini kör etti. OğullaRI, babalarını kovdular, o da saltanat kavgasında birbirinizi öldüresiniz diye onlara beddua etti (“Thebai’ya karşı yediler); sonra da kızı Antigone ile birlikte yollara düştü, dilene dilene sonunda Attika’daki Kolonos şehrine vardı, orada barındı, orada öldü.

Kodros: Atina kralı. Bir efsaneye göre Delphoi kahininin, Atinalılar krallarını öldürmezlerse Sparlalılar Atinayı alacaklar demesi üzerine Kadros, kılık değiştirip Spartalıların çadırlarına girdi. Bir kavga çıkardı, öldürüldü. Ölümünden sonra tahta oğlu Medon geçti; başka söylentilere göre krallık yok oldu.

Midas: Phrygia kralı. Dionysos ona: "Dile benden ne dilersen?" demiş, Midas da: "Dokunduğum her şey altın olsun!" cevabını vermişti. Dilediği oldu. Ama ne bir şey yiyebiliyor ne bir şey içebiliyor, çünkü ağzına ne götürse altın oluyordu. Tanrı Dionysos, Paktolos ırmağında (Sart çayı) yıkanmasını söyleyerek, sonunda Midas’ı bu işkenceli nimetten kurtardı. O gün bugün Paktolos ırmağından altın akar.

Midas, günün birinde Apollon ile Pan arasındaki bir musiki yarışında Apollon'un kazanmasını haksız bulduğu için, Apollon Midas'ın kulaklarını eşek kulağı yaptı. Midas, bu ayıbı gizlemeye çalışıyordu. Ama berberi sırrın farkına vardı; ağzından kaçırmamak için kendini çok zorladı. İçini yakıp kavuran sırdan kurtulamayacağını anlayınca biraz ferahlamak için toprağa bir çukur kazdı. Midas’ın kulakları eşek kulağı diye fısıldayıp çukuru tekrar kapadı. Çukurun açıldığı yerde sazlar bitti. Rüzgâr, sazları kımıldattıkça fısıldanmış sözler sağa sola yayıldılar. Midas'ın sırrı böylece duyulmuş oldu.

Nestor: Yunanistan’da Elis bölgesinde bir kaledir Pylos. Herakles, buranın kralı Nestor’un on bir kardeşini öldürmüş, Neleus oğullarından yalnız Nestor sağ kalmıştı. Troya savaşına katıldığında Nestor artık çok yaşlanmıştı. Anlatmasını pek sevdiği gençlik günlerindeki gücünden yoksun olduğu halde, bilgeliği, dürüstlüğü, güzel konuşmasıyla, Yunanlılar ona pek çok sevgi, saygı gösterdiler.

Lykurgos: Dionvsos'a karşı gelen Thrakia kralı. Dionysos kültünü memleketine sokmak istemediği için, tanrı onu delirterek cezalandırdı: Lykurgos, düşman olduğu asma kütüklerini parçalıyorum zannıyla kendi öz oğlunu öldürdü. Aiskhylos, kaybolmuş bir tetralogyasında bu efsaneyi işlemişti.

Rhesos: Troyalılara yardıma gelen Thrakia kralı. Diomedes ile Odysseus, onu gece uyurken bastırdılar; kendisini, savaşçılarını öldürüp beyaz atlarını kaçırdılar. (llyada X)

Tantalos: Küçük Asya’da Sipylos (Manisa dağı) eteklerinde yaşamış güçlü bir kral. "Pelops ile Niobe’nin babası. Tanrılar onu kendilerine sofra arkadaşı yapmışlardı. Ama Tantalos, Nektar ile Ambrosia çaldığı gibi boşboğazlık edip sofra konuşmalarını yeryüzündeki ahbaplarına anlattı. Tanrılar ona misafir geldikleri vakit, tanrıların her şeyi bilip bilmediklerini anlamak istedi, oğlu Pelops'u kesti, yemek diye tanrıların önüne koydu. Tantalos, bu küstahlığından ötürü ağır bir cezaya çarptırıldı: Homeros’un anlattığına göre (Odysseia II. 582-592) Tantalos, Yeraltı Ülkesi’nde bir gölde, sular çenesi hizasında, ayaktadır; başının üstünde yemişli dallar sarkar. Ama Tantalos, burada ebedi açlığa, susuzluğa mahkumdur: çünkü ne zaman yemişlere uzanmak istese dallar geri çekilir, ne zaman su içmeye eğilse sular yok olur. Bir başka efsaneye göre, Tantalos yenecek içecek bir sürü nimetle çevrilidir de, başının üzerinde her an düşme tehlikesi gösteren bir kaya yüzünden bunlardan faydalanamaz, hep aç susuzdur. (Bu kısım Yeraltı Dünyası başlığında da mevcuttur.)

Lykomedes: Skyros adası kralı.

Admetos: Thessalia'da Pherai şehri kralı.

Kinyras: İlk Kıbrıs kralı; kendi kızı Myrrha’dan Adonis adında bir oğlu oldu.

Pygmalion: Kıbrıs kralı Pygmalion, fildişinden, kendi yaptığı bir genç kız heykeline aşık oldu. Aphrodite, kralın yalvarışlarını kabul ederek, heykele can verdi.

Minos: Girit kralı. İyi kanunlar yaptığı, memleketi iyi yö*nettiği için çok övülen adaleti dolayısıyla Yeraltı ülkesinde ölü*ler hakimi oldu. Minos ve kardeşi Rhadamanthys, Zeus ile Europa'nın oğullandır. Minos’un çocuklarından Androgeos, Ariadne ve Phaidra’nın da mitologyada rol aldıkları görülür. Homeros sonrası edebiyat, özellikle Attika tragedyaları, Minos'a kötü kral damgası vururlar: Minos’un karısı Pasiphae, anormal bir aşkla bir boğaya vurulmuş, yarı boğa, yarı insan Minotauros adında bir canavar doğurmuştu. Sanatkar Daidalos, bu canavarı bin dehlizli karışık bir yapı olan Labyrinthos’a kapattı. Androgeos, Attika’da öldü*rülünce Minos, intikam savaşına girişti. Atinalıları yedisi erkek, yedisi kız, senede kurtulmalık olarak, on dört genç vermeye zorladı; bu gençler Minotauros’a yediriliyordu. Theuses, canavarı öldürerek bu işin arkasını aldı. Bir başka savaşta Minos, Megara (Skylla)yı ele geçirdi. Sonra bir savaş filosuyla, kaçak Daidalosun teslimini istemeye Sicilya’ya gitti. Kral Kokalos, Minos'u gö*rünüşte güler yüzle karşıladı, ama yıkanırken kaynar suda öldür*dü. Minos'un efsanesinde, Girit’te vaktiyle kurulmuş güçlü bir krallığın hatırası, tarihi bir öz bulunduğunda şüphe yoktur. Minos, aslında Rhadamanthys gibi bir tanrı değil, bir insandır.

Alkathos: Pelops ile Hippodameia’nın oğlu. Kithairon aslanını öldürmesine mükafat olarak, Megara kralı Megareus, ona kızını ve tahtını verdi. Alkathoos, Apollon’un yardımıyle Megara surlarını yeniden yaptı.

Thoas: Euripides’in İphigeneia Tauris’te tragedyasında Taurislilerin kralı. (Mitologyada Dionysos ile Ariadne'nin oğlu ve Hypsiple’nin babası bir ikinci Thoas daha vardır ki, bu, Lemnos kralıdır.)

Adrastos: Kahin Amphiaraos onu yurdu Argos’tan sürdü. Adrastos, Sikyon’a kaçlı, orada kral oldu. Sonra Amphiaraos'la barıştı, kız kardeşi Eriphyle’yi Amphiaraos’a verdi. Argos’a döndü. Sonraki serüvenleri: Thebai'ye karşı yediler'dir.

Odysseus: Homeros’un ikinci destanı Odysseia’nın kurnaz kahramanı. Latinlerde adı Ulixes (Ullisses)’tir. 24 bö*lüm olan Odysseia destanı, Odysseus’un Troya dönüşünü anlatır. İlyada’da olduğu gibi, bu destanda da olaylar oluş sırasına göre anlatılmaz. Yani Odysseus’un yurdundan uzakta serüvenlerle geçirdiği yirmi yılın hikayesinde kronolojik sıra gözetilmez. Destan, nymphe Kalypso’nun Ogygia adasında alıkoyduğu Odysseus’un durumunu kısaca bildirdikten sonra, İthaka’da olup bitenlerin hikayesine geçer. (bölüm I-IV) Odysseus’un sadık karısı Penelope, sırnaşık taliplerden kendini güçlükle koruyarak, kocasının dönmesini beklemektedir. Oğlu Telemakhos büyümüş, kendi başına hareket edecek duruma gelmiştir: Babasını aramak için yolculuğa çıkar. Destanın beşinci bölümünde Odysseus, Kalypso’nun yanından ayrılır, yine denizlere açılır, gemisi kazaya uğrar, Phaiak’lar ülkesine düşer. 6-12. bölümlerde Odysseus’un, Phaiak’lar kralının şirin kızı Nausikaa ile karşılaşması, kral Alkinoos'un sarayında dostça karşılanıp ağırlanması anlatılır. Homeros, Odysseus’un daha önce başından geçenleri burada sıralar; Odysseus bütün serüvenlerini kral Alkinoos’a nakleder. 13-24. bölümlerde Odysseus’un yurdu İthaka’ya ulaşması, sadık karısına kavuşarak karısının taliplerini öldürüşü yer alır.

Alıntı

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları sohbet odaları Benimmekan Mobil Sohbet
Cevapla

Etiketler
krallar, mitoloji, yunan mitolojisi


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Hektor-Yunan Mitolojisinde Savaşçı PySSyCaT Felsefe 0 21 Şubat 2016 20:46
Agememnon-Yunan mitolojisinde Miken Kralı PySSyCaT Felsefe 0 21 Şubat 2016 20:10
Yunan Mitolojisinde Cinler Elysian Felsefe 0 03 Nisan 2014 15:02
Yunan Mitolojisinde Tanrısal Varlıklar Amelia Felsefe 0 19 Şubat 2014 19:10
Yunan Mitolojisinde Tanrı Ve Tanrıça İsimleri Sevda Felsefe 0 17 Mart 2013 01:36