Arif Erdem Ocak: Hepimiz için hem duygusal hem de heyecanlı bir yeniden başlangıç olacak. Ben yurt dışındaki solo çalışmalarıma devam ederken pek çok ülkeden müzisyenlerle çalışma imkânım oldu. Hepsinden de büyük keyif aldım ama yine de ‘Seksendört’ ile ilk yola çıktığımız zamanki amatör ruhu hep özledim. Tek hedefimiz vardı; o da sadece müzik yapmak… Yol bizi nereye götürdüyse gittik. Şimdi aynı amatör ruhla, sadece birlikte yeniden müzik yapmak ve paylaşmak için yola çıkıyoruz.

İsmail Okan Özen: 20 seneye yakındır sahneye çıkıyorum ama bu heyecan başka bir heyecan…

Serter Karadeniz: Tekrar bir araya gelişimiz bizim için de çok sevindirici oldu. Tamamen üretime odaklı ve güzel bir sahne performansı hazırlamak adına kollarımızı sıvadık. Görsel olarak da sahnemizi geliştireceğimiz yeni bir döneme giriyoruz. Bu sebeple heyecanlıyız.

Arif Erdem Ocak: Çok soruldu bu soru bize ve biz hep kaçtık bu sorudan (Gülüyor.) Yurt dışında yaşayan bir arkadaşımızın İngilizce kelime oyunu ile ortaya attığı bir fikirdi; ‘***’n Dirt…’ Okunuşu; ‘Seksendört.’ O zamanlar İngilizce müzik yaptığımız için bu isim ve içinde sakladığı kelime oyunu hoşumuza gitti.

İsmail Okan Özen: Grubun kuruluş aşamasında ben aslında yoktum. 2004 itibariyle gruba dahil oldum. Grubu kuranlardan alalım cevabı (Gülüyor.)

Serter Karadeniz: ‘***’n Dirt’ten geliyor.

Arif Erdem Ocak: Aslında uzun zamandır hepimizin içinde olan ama herkesin kendi solo projeleri ve benim de yurt dışında olmam sebebiyle bir türlü ilk adımı atamadığımız bir plandı. Covid-19’da bu sürece sekte vurdu. Tuna’nın ve Serkan’ın Budapeşte ziyareti sırasında bir araya gelmemiz bu planı yeniden canlandırdı ve kısa süre sonra da hayata geçirdik.

İsmail Okan Özen: Elimizdeki değeri daha iyi anlamış olmak…

Serter Karadeniz: Hepimiz kendi projelerimize ağırlık vermiştik. Grup devam ederken rafa kaldırdığımız, fırsat bulamadığımız fikirleri hayata geçirdik. Hepimiz ‘Seksendört’ oluşumunu özlemişiz bu dönemde. ‘Haydi, devam edelim!’ dedik ve başladık.

Arif Erdem Ocak: Aslında grup olarak zorlu bir süreçten geçiyorduk. Benim ailevi durumlardan dolayı yurt dışına taşınmam, 10 yıllık bir müzikal birliktelikten sonra herkesin solo projelerine yoğunlaşmak istemesi bu süreci hızlandırdı.

İsmail Okan Özen: Hepimizin gerçekleştirmek istediği bazı farklı şeyler vardı. Olgun bir şekilde konuşup, ara verdik.

Serter Karadeniz: Çok uzun süredir beraberiz biz. Biraz rutine girmiştik aslında, üretim devam ediyordu ama aklımız kişisel olarak yapamadıklarımızda kaldı sanırım. Biraz onlara vakit ayırmak hepimize iyi gelecekti ve uyguladık.

Arif Erdem Ocak: Pandemi herkesi, özellikle de müzisyenlerin hayatını ve çalışmalarını etkiledi. Ben o dönemde Macaristan’da olduğum için kendimi şanslı hissediyorum. Dünyanın pek çok yerinde sosyal yaşam durmuşken, Macaristan’da dönem dönem konserlere izin verildi ve barlar yaz dönemlerinde açıldı. Konserlerin ve sosyal yasamın kısıtlandığı dönemlerde de stüdyoya kapanıp, yeni şarkılar yapma ve hem solo hem de yan projem ‘Nasip Kısmet’ ile albüm kaydetme şansım oldu. Tüm zorluklara rağmen bu süreci olabildiğince üretebilmek için kullandım.

İsmail Okan Özen: Herkes başka şeylerle uğraştı. Tabi çoğunluğu yine müzik ve sahneydi… Kayıt, mix ve aranje konusunda çalışmalar yaptım. 2021 itibariyle Emre Aydın ile çalışmaya başladım.

Serter Karadeniz: Pandemi en çok bizim sektörü etkileyen bir süreçti sanırım. Zor oldu bu üç yıl ama olması gerekti diye düşünüyorum. Daha sağlam, daha bilinçli bir şekilde tekrar bir aradayız artık.

Arif Erdem Ocak: Bu şarkıları uzun zaman önce grup üyeleri ile Budapeşte’de bir stüdyoda kaldığımız dönemde yapmıştık. Hepimizde o dönemin izleri büyüktür. Acısıyla, tatlısıyla üretken bir dönem geçirdik. Her gece stüdyoya kapanıp, müzik yaptık ve gün içinde orman içinde sadece bize ait olan yerde doğayla baş başa ve kedi komşularımızla yaşadık. Bu şarkılar o dönemin ürünleri…

İsmail Okan Özen: Müzisyen her şeyden ilham alabilir. Bu bir kuş sesi, bu bir sessizlik bile olabilir ama çoğunlukla yaşanmışlıklardır ilham kaynağı…

Serter Karadeniz: Aslında eskiden aldığımız ama uygulayamadığımız bir fikir bu üç şarkı. Yarım kalmıştı. Erdem ve ben gitar ve davul partlarını kaydetmiştik. Okan ve Tuna da geri kalan partisyonları tamamladı. Artık dinleyici ile buluşma zamanı geldi.

Arif Erdem Ocak: Bestelerimi yaparken ‘Seksendört’ tarzında olsun diye bir kaygı gütmeden yapıyorum ya da döneme, popüler olana ayak uydurma kaygısı… O zaman müzikten uzaklaşırsınız. Grubun diğer üyelerinin de böyle bir kaygı taşıdığını düşünmüyorum. Hepimiz yeniliğe açığız. Dinleyicimiz müziğimizde yeni şeyler bulacaktır.

İsmail Okan Özen: Müzik zoraki yapılan bir şey değildir. Bu dört kişi ne yaptıysa içinden gelerek yaptı şimdiye kadar ve bundan sonra da içinden gelerek bir şeyler yapmaya devam edecek.

Serter Karadeniz: Bizim kendimize ait bir sound’umuz var. Tabii ki yeni ve güncel şeyleri denemek istiyoruz. Muhtemelen bize ait olan tavrı ve tarzı koruyarak kendimizi geliştireceğiz.

Arif Erdem Ocak: Bizi de şaşırtan bir durum oldu bu. Pek çok bestemiz vardı ve bizim için bu şarkının diğerlerinden daha çok tutacağı gibi bir öngörümüz yoktu. Dediğim gibi; başarı, ‘Tutsun’ kaygısıyla yapılan eserden gelmez. O şarkı yaşanan bir aşk acısının ürünüydü, sanırım bu his dinleyiciye de geçti.

İsmail Okan Özen: Şarkının hikâyesini asıl yazarından dinlemek daha uygun olacaktır.

Serter Karadeniz: Bazı şarkıların dönemi olmuyor. Bu şarkıları da başarılı yapan durum da bu sanırım. Buna ulaşmış olmak hepimiz için gurur verici.

Arif Erdem Ocak: Sürprizsiz bir ‘Seksendört’ konseri düşünülemez.

İsmail Okan Özen: Sürpriz açıklanırsa sürprizliği kalmaz değil mi? Bir de grubun ilk kadrosuyla tekrar sahnelere dönmesi bence en büyük sürpriz…

Serter Karadeniz: En büyük sürpriz bence nasıl başladıysak, aynı şekilde seyircimizle buluşuyor olmamız. Tabii ki sürprizlerimizle beraber uzun zamandır istediğimiz bu konseri, ‘akıllardan çıkmayacak bir gece’ olarak hatırlamak ve hatırlatmak istiyoruz.

Arif Erdem Ocak: Yoğun bir hazırlık aşamasındayız. Kayıtlar ve provalar tüm hızıyla devam ediyor. Önce Türkiye ile başlayacağız. Sonra Avrupa’daki seyircimizle buluşma şansımız olacak.

İsmail Okan Özen: Turneler yavaş yavaş planlanıyor. Konserler belli oldukça zaten ‘Seksendört’ resmi sosyal medya hesaplarından yayınlanacaktır.

Serter Karadeniz: Yoğun ve stresli geçiyor ama değeceğine eminim. Önümüzde belirlediğimiz konserler var. Henüz açıklamasak da eli kulağında diyebilirim.

Arif Erdem Ocak: Müzik piyasası çok hızla değişen bir sektör. Sadece Türkiye’de değil, yurt dışında da müzik çalışmalarında odak teklilerde. Sanırım ikisi arasında dengeyi bulmak en iyisi olacaktır.

İsmail Okan Özen: Albüm yapmak kolay bir iş değil. Bu işin mutfağını bilmeyen insanlar ‘Hop, stüdyoya gir. Çal, kaydet, bitti, gitti.’ sanıyorlar ama bu böyle gelişmiyor. Uzun süren provalar, stüdyolarda harcanan aylar, kayıtlar, mix, mastering derken uzun soluklu bir süreç haline geliyor. Bu süreçte dinleyenleri konsersiz bırakmak durumunda kalıyorsunuz. Bakalım zaman bizlere neler gösterecek…

Serter Karadeniz: Bol bol üretip, devamlı bir şekilde şarkı çıkarmak istiyoruz. Single ya da maxi single, belki albüm… Nasıl yaparız kararlaştırmadık aslında. Biraz gelişine vuracağız gibi…

Arif Erdem Ocak: Benim çok geniş bir müzik yelpazem var, bunu beni tanıyan herkes bilir. Hiphop’tan caz’a, caz’dan elektronik müziğe kadar… Yurt dışında yaptığım çalışmalara da bu yansıyor.

İsmail Okan Özen: Hepimizin dinlediği şeyler farklı ama bu dört kişiden ‘Seksendört’ türü çıkıyor.

Serter Karadeniz: Ben genelde chill müzikler tercih ediyorum son dönemlerde. Fakat metal dinlediğim de oluyor. Bizim müziğimiz ise aslında dört farklı fikrin bir araya gelip, ortaya çıkardığı, herkesin elinin lezzetini içine kattığı bir durum diyebilirim ki bu bizi farklı yapan şey… O yüzden somut bir kelime ile tanımlayamıyorum.

Arif Erdem Ocak: Solo çalışmalarla bir müzisyen kendini tatmin edecek işler başarabilir. Ancak bir grup olarak yola çıkmanın, sahnede olmanın keyfi bambaşka…

İsmail Okan Özen: Dezavantaj olabilecek ya da sayılabilecek şeyleri çoktan geride bıraktığımızı düşünüyorum. Biz yeni bir grup değiliz. Her bireyin bir konuda farklı düşünceleri olması aslında büyük bir zenginlik ve bunu avantaja çeviriyoruz.

Serter Karadeniz: Fikir ayrılığına düştüğümüz zamanlar oluyor tabii ki. Bu kriz zamanlarında kişisel egoları bir kenara bırakıp, müziğin ve grubun yararına olan fikre odaklanmak gerekiyor. Yaşlar ilerledikçe bu fikir hepimize daha çok yerleşti. Bu bizim için güzel bir avantaj. Bunu avantaja çevirememek de dezavantaj diyebilirim (Gülüyor.)


Seksendört’ün gelecek planları neler?
Arif Erdem Ocak: Her şeyden önce, çok özlediğimiz dinleyicimizle yeniden buluşmayı ve hasret gidermeyi istiyoruz. Yeni şarkılarımız hali hazırda var ancak hala üreteceğimiz çok şeyler var. Ayrıca birlikte çalışmak istediğimiz isimler var. Sürprizler diyelim…

İsmail Okan Özen: Hem ses hem görsel olarak her zaman daha iyisini yapmaya çalışmak.

Serter Karadeniz: Gerek görsel gerekse işitsel olarak, bütünüyle içimize sinen, hem bizi hem dinleyicilerimiz tatmin eden bir şov hazırlamak istiyoruz. Önümüzde ki en büyük plan bu…

Arif Erdem Ocak: Uzun süredir beklenen anda bizimle birlikte olmalarını bekliyoruz.

İsmail Okan Özen: En az onlar kadar biz de heyecanlıyız. Önümüzdeki konserlerde hep beraber tepineceğiz!

Serter Karadeniz: En yakın konserimiz 28 Eylül’de Harbiye… Senelerdir istediğimiz bir konser olacak. Bir kutlama, bir araya gelme partisi gibi düşünebiliriz. Herkesi bekliyoruz. Birbirimize sarılıp, hep bir ağızdan şarkılar söyleyelim.


habertürk