IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

 Kayıt ol  Topluluk
Konu: Yaşamayı Unutmak Konu Cevaplama Paneli
Kullanıcı isminiz: Giriş yapmak için Buraya tıklayın
Boot Engelleme Sorusu
Başlık:
  
Mesajınız:
Başlık Sembolleri
Konunun başında Sembol kullanmak için aşağıdaki Listeden bir Sembol seçiniz:
 
   

Diğer Seçenekler
Diğer Seçenekler

Your browser doesn't have Flash, Silverlight or HTML5 support.


Değerlendirme
İsterseniz bu Konuyu buradan değerlendirebilirsiniz.

Konuya ait Cevaplar (Yeniler yukarda)
26 Mart 2010 10:31
Hayal
Yaşamayı Unutmak

Yaşamayı unutarak yaşıyoruz.. Gözlerimizin içine içine bakan hayatın neresindeyiz çok zaman? Size gözlerini (yerinden) oynatırcasına bakan bir çocuğa bakmadan bir adım atabilir misiniz! Kaç çocuk bakışı her an bir köşebaşından sana.
Her an kaç aşk bakışıyla bakar yaşamak sana.. Bunu bir söyleyen olmadı mı Allah aşkına? Nefeslerin söylemiştir de; duymamışsındır.Duymamışsındır; günün gecenin selamını..
Oldu mu şimdi!

İşin ne senin öyle koşturuyorsun da... Ne çocukların gözyaşını silmeye gücü yetiyor yaptığın işler ne de bir annenin feryadını dindirmeye...

"Yaşamak nedir?" diye sorduğun oldu mu kendiciğine? Bir daha bir daha yeniden kaç defa? Yoksa "sen" aldığın nefeslerin dallarda şen şakrak kuşların alnına sıvanan rüzgârların farkında falan değil misin?

Bir yalan bir inkar bir inat bir iftira için/de koşuyor olmayasın!

...ve ah ki... vah!

Gündelik işlerin...

Seni delik deşik eden manşetlerin şehvetinden başını çeviremeyişin hayra alâmet değil. Adalet de değil bu.
Sözlerini "geveze" ettiğin yetmediği gibi..

Bakışlarını da..

Adımlarını da..

Duyuşlarını da "geveze" etmişsin; iyi etmemişsin..

İstersen "bir bilene" sor..

Bir bileni bulman için de s/ana "kılavuz" gerek...

Öf... yordun beni!

Bu ne gürültü böyle! Kanser mi oldu âlem! Yalanla doğrular bu kadar karışmış mıydı? Ekmekler bu kadar tatsız olmamıştı belki..

Bu kadar suni/yapay/yapmacık/gayr-ı fıtrî... bir zamanın şahidi olmak da varmış! Varmış işte! Hayatımızın bunca rol; rolümüzün bunca hayat oluşu... Perdeli/nerdeli...
Ve en can alıcı yanlarımızın rendelene rendelene... Ve "yine" bir cümleyi bitir(e)meden... Hayatımızın cümlesini kur(a)madan çalarsa kapı/ma diye...

...korkuyor korkuyorum..

Bunlar bir karamsarlık fotoğrafı olsun diye değil; adını koymak adına...

Bir hayal olsa/ydı gördüklerim.. Bu nezaketsizliği hissizliği arsızlığı yarsızlığı bunca sahipleniş neyin nesi?!

İnsana nefes başı insanlık yaraşır.. Adım başına lazım şeylerin ne/ler olduğunu koynumuzda gezdiriyor muyuz?

Bize yaraşan şeylerin mi... yoksa nelerin yarışındayız?
Yoksa dem be dem ağlarız dem bu demin her an taptaze demlenmiş gelen mevsimlerin hayatın merhabasını duymaz isek... Her an: "Ne oluyoruz?!" diye yüreğimiz elimizde... patlayacak bombaların "patlamadan" ölüsü oluruz. En iyisi "yaşamayı" unutmadan yaşamak..

Kaldır başını! Bak gökyüzü bulutlar güneş yıldızlar..
Belki ihtiyacın var! Ha bitti bitecek bir hayatın var. Git bir çiçeği kokla! Pencerene gelen kumrulara buğdayın merhametin yok mu? "İnsan" olduğunu nerelerde hatırlıyorsun en çok? Bir çetele tut! Bir dânen var mı toprağına usulca bırakacağın? Ne bir besten var ne de ziyaret edeceğin bir hastan..

Öf... yoruyorsun beni ve kendini; haberin yok! Aynaya bak! Gözlerin yuvalarından çıkmış! Çok da malın mülkün var.
Dağıt da bunları hafifle!
Ellerini ve kalbini elden gözden geçir!
Hayatı kokla!
Sık sık çal kalbinin kapısını..

...Orda mı?

*Alıntı*



Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Var
Mesaj Yazma Yetkiniz Var
Eklenti Yükleme Yetkiniz Var
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı