| |
|
| 26 Nisan 2010 13:33 | |
| Satuk | Buğday Sarısı Saçların Üç günlük hastahane serüveni Buğday sarısı saçlarında Baharın ışıklarıydı, yansıyan aynalara Adana'da Ceyhan'da güzelim baba ocağında. Sultanımdın geçmiş yaşamımda Tacımsın bugün hâlâ başımda Şimdi yıllar sonra buradayım, kapında Üç günlük ayrılığa zor dayanmaktayım Seni aramaya, seninle olmaya geldim... Birden kulaklarımda tanıdık bir ses çınladı Evet, o ses seninle koca dutun altında Tahtalı beşikte sallandığımızdaki Heyecan çığlıklarıydı Mutlu buluşmamızın başlangıcında, Hüzünlü ayrılıklarımızın sesiydi... Otuzbeş yıl ne çabuk da geçmişti, Geçmiyor şimdi üç beş gün, Beklerken kapıların önünde, Sensiz geçen her gün tükenmeyen vakitti Seninle yıllar önce karşılaştığımız, Ulu ağaç, koca dutun altıydı Aramızda bağ ağaca kazıdığımız yazıydı Hâlâ isimleriz duruyor mu bilinmez Herkes bizi ve aşkımızı unutmamış, Sevdamız yüreklerden hâlâ silinmez Seni beklerken, vakit nedense çabucak geçmez. Şu an hayallerimle başbaşa, Kuzucak köyünde ulu dutun dibinde Türlü çiçek açmış bahçe köşelerinde Her dalda, her buğday başağında saat çiçeklerinde Seni aramaktayım, ben odanın kapısındayım Ya sen nerdesin buğday sarısı saçlım Seni fesleğen kokusuyla, ahu dutu tadında Kapında bekliyorum... |
