| |
|
| 15 Kasım 2010 19:50 | |
| Sametold | Anlamsızlığın Senfonisi. ~ Beklenmedik bir zaferle karşılaşmak gibi bir şey varlığını yaşamak… İçimde durmaksızın mutluluk fişekleri atılıyor. Herkesin bulunmaz diye iddia ettiği bir hazineyi Ummadığın bir anda, ummadığın bir yerde bulmak gibi… Hem imkânsızı başarmak, hem dünyevi zenginliğe ulaşmak gibi bir şey varlığın Kelimelerin, benzetmelerin, sıfatların, eylemlerin önünde eğildiği bir şey… “Yazılmaz, yaşanır” dediklerinden… Yalnızlığı bile dövebilecek bir süper kahraman, içimde uyandığın tutku… Uçabiliyor, şimşek hızında koşabiliyor, bedenimin her yerine anında ulaşabiliyor… Kanadı kırık bir martının uçması gibi bir şey… Karşı konulamaz bir isteğin beklendik bir sonucu o tutku… Kelimelerin, benzetmelerin, sıfatların, eylemlerin önünde eğildiği bir şey… “Yazılmaz, yaşanır” dediklerinden… Bir balıkçı gemisinin tipiye tutulması gibi bir şey, seni sevmek… Aşkının kalbimde oluşturduğu rüzgârla yol alıyorum. Dağı delmeden Ferhat sevgisine ulaşmak, Çöle düşmeden, serin serin Mecnun havasını solumak gibi. Ölmeden Romeo olmak gibi bir şey, seni sevmek… Kelimelerin, benzetmelerin, sıfatların, eylemlerin önünde eğildiği bir şey… “Yazılmaz, yaşanır” dediklerinden… İçimdeki dünyalara kıyamet kopartacak bir şey yokluğunun düşüncesi… Hücrelerimi sırattan geçirecek bir şey… Tüm dünyanın sallandığı bir deprem gibi… İçimdeki sen’leri, sensizliğin enkazında can çekiştirecek bir felaket yokluğunun… Kelimelerin, benzetmelerin, sıfatların, eylemlerin titreye titreye kaçtığı bir şey… “Yazılmasın, yaşanmasın” dediklerinden… ~ Fatih Emre ÖZTÜRK. |
