IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

 Kayıt ol  Topluluk
Konu: Fantastik Düş Kırıkları * Konu Cevaplama Paneli
Kullanıcı isminiz: Giriş yapmak için Buraya tıklayın
Boot Engelleme Sorusu
Başlık:
  
Mesajınız:
Başlık Sembolleri
Konunun başında Sembol kullanmak için aşağıdaki Listeden bir Sembol seçiniz:
 
   

Diğer Seçenekler
Diğer Seçenekler

Your browser doesn't have Flash, Silverlight or HTML5 support.


Değerlendirme
İsterseniz bu Konuyu buradan değerlendirebilirsiniz.

Konuya ait Cevaplar (Yeniler yukarda)
13 Ocak 2012 11:52
Düş
Fantastik Düş Kırıkları *

Gerçeğe düşüyorsa gölgeleri
Rüyalar da gerçek değil midir ki?

139 yıl önce uyandım uykulardan
Çocuk kahkahaları ve doğurgan odalara
Bölünmüş eski bir evden
Yükselen dumanlarla...

Üzerime tepelenen bu ölü toprakları
Ölünce gider mi ki?..

Hepsi geçer...
Her şey geçer...
Geçmenin geçerliliği
bile çok çabuk geçer

Beni bekleme zaman...
Gelmeyeceğim.

Aslında her bir anda
Aralanmış zincirlerden bir perde
Yarı hayat yarı ölüm bir arafa salar beni.
Bir ayağım sol yanda
Uçuşan kristallere takılır

Beni özleme zaman
Ardından gelirsem eğer
bir yanım öksüz kalır

Hayatın suratının bir tarafı hep buzdan
Üşümemiz de bundan
Üşütmemiz de bundan
Alıngan bir ufka döner ışıldayan yanını
Uzanan bütün elleri reddetmesi hep bundan

Gözleri yaşlanmış en çok kadının
Fersiz sokak lambaları gibi tozlanmış
Ağlamış ağlamış da
Yıkayamamış

Beni bekleme zaman
Hayat denen bu şımarık çağanın
Hiçbir nazını ve asla çekmeyeceğim.

Kırıklara basa basa yürüyoruz ve artık
Üç kere indirdiğimiz çizmelerden taşan kana
Kızıl karanfilleri koklar gibi
Eğilip eğilip de
ta ayaklarına kadar
Unutkanlıklarla dolu saydam kadehlerinden
Tek damla su bile içmeyeceğim

Beni bekleme zaman
Gelmeyeceğim

II

Sureti gökyüzünde
Taç yaprakları gibiydim
Bilseniz neler gördüm... nerelerde biçildim..
Köklerime indiğinde kanlı göz pınarlarım
Milyonlarca ölü çocuk sesini
Kendi sesimin her bir tutamıyla
bir ördüm

Bunlu bunsuz sorular tutuşturdum
bütün dal uçlarıma
Bir yabani adam gibi
traşsız ve biraz hayvan
Sonradan budadığım
dal uçlarıma..

Gökyüzü kızıl bir çanak
Gök yüzü kan potası
Kendi kökümde dindim
Sindim kendi köküme

Ölü toprağından olma dört duvar üzerime...
Hep üzerime...

Kıracak en ağır balyoz,
Duvara değil yüreğe
Hep en yüreğe...

Dizelerimin altında tozdan başka bir şey yok
Dizlerimin altın tozlarınıysa
Üfleyip gidiyorum

Yüzünü yüzüme çevir ey hayat
Senle konuşuyorum!

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Var
Mesaj Yazma Yetkiniz Var
Eklenti Yükleme Yetkiniz Var
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı