IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

 Kayıt ol  Topluluk
Konu: Düştük / Kırıldık / Dağıldık / Oysa biz hep bir'dik Konu Cevaplama Paneli
Kullanıcı isminiz: Giriş yapmak için Buraya tıklayın
Boot Engelleme Sorusu
Başlık:
  
Mesajınız:
Başlık Sembolleri
Konunun başında Sembol kullanmak için aşağıdaki Listeden bir Sembol seçiniz:
 
   

Diğer Seçenekler
Diğer Seçenekler

Your browser doesn't have Flash, Silverlight or HTML5 support.


Değerlendirme
İsterseniz bu Konuyu buradan değerlendirebilirsiniz.

Konuya ait Cevaplar (Yeniler yukarda)
18 Haziran 2012 17:24
BuYuCu
Düştük / Kırıldık / Dağıldık / Oysa biz hep bir'dik


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Düştük / Kırıldık / Dağıldık / Oysa biz hep bir’dik.. Şimdilerde evden işe giderken tertemiz bir yalnızlığını giyiniyorum üzerime. İki oda bir salona sığdırdığım bir umut gökyüzünün altında nüfussuzluğuma isyan ediyorum. Kirpiklerimden birikmiş bulutlara sırlarımı verdikçe eriyor içimdekiler. Yavaş yavaş bükülüyorum cocukluğuma. Yeni bir umut yolculuğuna hazır olmayan bu yüreğe yine kefen örmekte ellerim. Oysa ben sadece susmayı bilirim. Yapabildiğim en iyi şeyin gitmek olduğunun farkında olsam da kendi içimden kovulmak öyle ağır ki..Kanatlarım kırık / düşlerim ise düştü kollarımdan


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Önce düştüm dudaklardan / el oldum tanıdık bildiğim duraklarda



Dilsizim ve bi o kadar adressiz. Gidiyorum karanlığın izdüşümüne saf tutarak. Hesabım bitti / şimdi infazımı beklemekteyim. Dudaklarımı ısırarak isyan ettiğim yetimliğime bir de öksüzlüğüm eklendi. Artık ayaklarım beni aynı yere götürmüyor. Sığındığım yerlerden tek tek kovulan ben, şimdi el oldum tanıdık bildiğim yerlerde. Gözlerimin nemi kurumadan yüreğimin adreslerine denk geliyor bulutlar. Soyadımı taşıyan cümlelerden kovulan yüzümü bulamıyorum eski yerinde. Ya ben uzaklardayım ya da biz “ biz “ olmaktan imtina etmekteyiz galiba. Susuyorum bilmediklerime susarak. Boyun büküyorum benden bihaber parçalara ağlamaklı gözyaşlarımı deste yaparak. Elimde dört kişilik bir fotoğraf ve düşündüklerim. En büyük parça babamdı; bizi ayakta tutan bizi biz yapan.. En büyük parçamızı, canımız kaybettik sonra da gayri ictimalarımız hep bir eksikti. Babamız olmadan sanki o varmışcasına yaşayacak, savaşacaktık..Ama olmadı..Bölündük ilk önce sonra da düştük..Eksildik birer birer. Tesbih tanelerine mi özendik yoksa..Biz bir hayattık dört parçaya ayrılmış..Şimdi el olduk birbirimize..Oysa biz hep bir’dik..Şimdi her birimiz ayrı saflara düştük. Bir kere düşmüşken içimizdeki canlar kırılmaz mı ?



Kırıkları toplamaya çalıştım / daha çok kırıldık kendi içimizde..



Ben bu savaşı kaybetmeyecektim. Düştük diye dağılmayacaktık. Kırıklarımızı sarıp yeniden ayağa kalkacaktık. Bensiz kurulan sofralara ses çıkarmadım. Bana biçilmiş tüm sıfatlara razı oldum. Susmam istendi sustum, konuş denildi bana verilen tüm sufleleri söyledim dilimi ısırarak. Bile bile gelen fırtınaya rağmen kırıklarımıza kendimi bastım. her şeyimi benden olmayanlara ayırdım kendimi / isteklerimi öteledim. Acaba sorunlar benden mi kaynaklanıyor diye eksik tuttum içimdekileri. Bilmediğim yüzlere selam vermeye başladım ilk önce. Yaralarımıza merhem diye kendimi basacakken, gölgesini bile hatırlamadığım yerlerden topladım parçalarımızı. Akşam üstleri yalnızlığa alıştım önce. Ve bir gece bensiz toplanan umutların yabancı gözlerde yeşerdiğini gördüm bir sokak bankında. Bir yanda canımın canı, bir yanda canımın diğer yarısı ve de yabancısı olduğum gözler..Bir ben eksiktim..Gözyaşıma tuz bastım o an..Tutuldum / uzadım eksikliğime..Ben kırıklarıma bir umut ararken, kırıklarım kırıklarına çoktan yamayı vurmuş..Meğer bir ben fazlaymış cümlelere..Ayıklandım biz’den / kırıklarımdan düştüm az önce..Dağılmayı bekliyorum aynalara gözlerimin nemi miras bırakarak…



Düştük / Kırıldık / Dağıldık / Oysa biz hep bir’dik..



Şimdilerde evden işe giderken tertemiz bir yalnızlığını giyiniyorum üzerime. İki oda bir salona sığdırdığım bir umut gökyüzünün altında nüfussuzluğuma isyan ediyorum. Kirpiklerimden birikmiş bulutlara sırlarımı verdikçe eriyor içimdekiler. Yavaş yavaş bükülüyorum cocukluğuma. Yeni bir umut yolculuğuna hazır olmayan bu yüreğe yine kefen örmekte ellerim. Oysa ben sadece susmayı bilirim. Yapabildiğim en iyi şeyin gitmek olduğunun farkında olsam da kendi içimden kovulmak öyle ağır ki..Kanatlarım kırık / düşlerim ise düştü kollarımdan.



Sevinebilirsin artık hüzün…



Zafer senindir. Önce bizi bana düşürdün sonra da kırdın bizi..Merak etme yakında da dağılırız biz. Sen kalbini ferah tut..Dudak payımda bir hayat vardı..Al o da sana feda olsun...Bana dair ne varsa ele geçir. Kazandıklarımdan da feragat ediyorum..Düştüğümü kabul ediyor, kırıklarımı sana bırakıyor ve dağınıklığımı ilan ediyorum. Ama tek bir şartım var..



Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Yüreğimdeki gül’e sakın dokunma…


Gözlerimdeki yeşeren ............. dalından koparma..

Dudak kenarımdaki umuduma hüzün bulaştırma…
Ne olur sevdama yalnızlığı yakıştırma..



Ey her nefesi ölüm kokan hüzün ;



Beni sevdamdan ayırma….



Çünkü düştüğümde sadece “ o “ ellerimden tuttu..



Kırıklarıma sadece “ o “ dokundu…



Dağınıklığımda bana sadece “ o “ umut oldu…



Ey hayat…



Bana ölümleri müjdele ama

Sakın sevdama / .........../ umuduma dokunma….
Dokunma diyorum…
Dokunma

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Var
Mesaj Yazma Yetkiniz Var
Eklenti Yükleme Yetkiniz Var
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı