IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

 Kayıt ol  Topluluk
Konu: Bir Aşk Hikayesi / Sunay Akın Konu Cevaplama Paneli
Kullanıcı isminiz: Giriş yapmak için Buraya tıklayın
Boot Engelleme Sorusu
Başlık:
  
Mesajınız:
Başlık Sembolleri
Konunun başında Sembol kullanmak için aşağıdaki Listeden bir Sembol seçiniz:
 
   

Diğer Seçenekler
Diğer Seçenekler

Your browser doesn't have Flash, Silverlight or HTML5 support.


Değerlendirme
İsterseniz bu Konuyu buradan değerlendirebilirsiniz.

Konuya ait Cevaplar (Yeniler yukarda)
10 Mart 2022 09:26
Sarya
Cevap: Bir Aşk Hikayesi / Sunay Akın

Paylaşim için teşekkürler
20 Ekim 2010 21:53
Hesna
Bir Aşk Hikayesi / Sunay Akın

Heybeliada'daki Deniz Okulu'ndan mezun olan İsmail Türe, kendi gibi
Gelibolulu olan bir genç kıza kaptırır gönlünü. İki sevgili parmaklarına
nisan yüzüğü taksalar da, birbirlerini çok seyrek görmektedirler. İsmail
Türe denizaltıda muhabere subayı olarak görevlidir çünkü. Üsteğmenin aklına
harika bir fikir gelir; nişanlısına ışıklı mors alfabesini öğretecek,
Çanakkale'den geçiş yapacakları geceyi planlı olduğu için önceden bildirecek
ve böylelikle haberleşeceklerdir.

Boğazı yüzeyden geçmekte olan denizaltının kulesindeki denizciler sigara
içmekte, sohbet etmektedirler. Aralarından birinin heyecanlı olduğu her
halinden belli olmaktadır. Gelibolu kıyılarına geldiklerinde, karanlık
içindeki evlerden birinden bir el fenerinin yanıp söndüğü görülür:

"Seni seviyorum…"


Arkadaşları gülümseyerek İsmail Türe'ye bakarken, genç aşık

elindeki fenerle sevgilisine karşılık vermektedir…

Bu olaydan sonra iki sevgilinin aşkı düşmez olur denizaltıcıların
dillerinden. Herkes, haberleşmek için kurulan ışık yolunu konuşur.
Arkadaşları "Evlen artik su kızla da, buradan her geçişimizde selamlaşmayı
bırak artik" diye takılırlar İsmail Türe'ye. Denizaltının üstünün ve altının
bir olduğu yağmurlu günlerde bile, Çanakkale Boğazından geçilirken,
elindeki fenerle ask nöbeti tutan yakışıklı denizci gözünü bir an olsun
ayırmaz Gelibolu kıyılarından.

Yine bir gün, yirmi yedi yasındaki Üsteğmen, Çanakkale'den geçecekleri gün
ve saati, denizaltının uğradığı bir limandan haber verir nişanlısına. Ege
Denizi'nden Boğaz’a giriş yapacaklarını, en öndeki denizaltının kulesinde
olacağını bildirir. Genç kızın gözüne her zaman olduğu gibi, o gece de uyku
girmez. Büyük bir sabırla pencerenin önünde oturmakta ve gözünü hiç
kırpmadan denize bakmaktadır. Fenerine yeni pil almış olsa da, arada bir
yanıp yanmadığını kontrol eder yine de…

Birden, dev bir karartı belirir suyun üstünde. Güneyden gelen bir denizaltı,

penceresinin görüş sahasına girmiştir. Genç kız pencereyi açar ve gecenin
karanlığına uzattığı elleriyle feneri yakıp söndürür.

"Seni seviyorum…"


Kulede bulunan denizaltının komutanı Bahri Kunt işareti görünce gülümser:

"Hay Allah, bu kız denizaltıları şaşırdı. Nisanlısının denizaltısı bizim
önümüzdeydi…" Bir anlık tereddütten sonra Bir i n ci İnönü denizaltısının
komutanı Bahri Kunt, yanıt gönderilmezse genç kızın telaşlanacağını
düşünerek, karşılık verilmesini emreder. Yanındakilerin "Ne diyelim
komutanım?" diye sorması üzerine de şunları söyler:

"Ebediyete kadar…"


O gece Üsteğmen İsmail Türe'nin görev yaptığı Dumlupınar, Çanakkale

Boğazı’na giriş yapan ilk denizaltı olmuştur. Ama Gelibolu kıyılarına
gelmeden Nara Burnu açıklarında İsveç bandıralı "Naboland" adli gemi
tarafından çiğnenmekten kaçamamış ve yaralı bir balina gibi acı dolu sesler
çıkararak, Çanakkale'nin karanlık sularında kaybolmuştur. Her şey birkaç
dakika içinde gerçekleştiğinden, arkadan gelmekte olan Biri n c i İnönü
denizaltısı Dumlupınar’a çarpan geminin yanından habersizce geçerek,
Gelibolu'ya ulasan ilk denizaltı olur.

Genç kız, nisanlısından haber almanın huzuru içinde basını yastığa
koyduğunda, genç denizci çoktan dalmıştır "ebediyete kadar" sürecek olan
uykusuna!…



Sunay Akın

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Var
Mesaj Yazma Yetkiniz Var
Eklenti Yükleme Yetkiniz Var
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı