IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

 Kayıt ol  Topluluk
Konu: AHMET Konu Cevaplama Paneli
Kullanıcı isminiz: Giriş yapmak için Buraya tıklayın
Boot Engelleme Sorusu
Başlık:
  
Mesajınız:
Başlık Sembolleri
Konunun başında Sembol kullanmak için aşağıdaki Listeden bir Sembol seçiniz:
 
   

Diğer Seçenekler
Diğer Seçenekler

Your browser doesn't have Flash, Silverlight or HTML5 support.


Değerlendirme
İsterseniz bu Konuyu buradan değerlendirebilirsiniz.

Konuya ait Cevaplar (Yeniler yukarda)
11 Ocak 2023 14:55
HerakLes
AHMET

Deliler beni sever. Neden olduğunu, bilmiyorum. Belki de onlar, “yollarımızın ileride kesişeceğini” hissediyorlar da, ben bir şeyin farkında değilim.

Nedeni her neyse, bu böyle. Kabullendim. Kalabalığın içinde, onca insanın arasında gelip beni bulmalarına, şaşırmaz oldum. Ahmet’le ilk tanışmamızda da kendi kendime acı acı gülümsemiştim; normalde “beklenmeyen olay” diye anlatılacak bir durumun, bana çok sıradan gelmesine.

Deniz kenarında bir parkta, bankta tek başıma oturuyorum. Güneşli bir hava. Çocuklar koşturuyor, aileler piknik yapıyor, sevgililer el ele geziyor, “ölürseniz bizden değilsiniz” akımı tutkunları tempolu sağlıklı yaşam yürüyüşlerini yapıyorlar. Binlerce insan var.

Ben, o zamanki moda derdim ne idiyse onunla bunalıp, “böyle zamanlarda normal insanlar ne yapar?” diye düşünüp, “herhalde deniz kenarına inerler” şeklinde fikir yürüterek; sıkıntımı dağıtmaya gelmişim. Sıkıntı da benle gelmiş. Herhangi bir dağılma yok. Beraber denize karşı sigara dumanı üflüyoruz.

Gençten, kafası iki numara traşlı zayıf bir arkadaş; üzerinde güneşli hava için fazla kalın merserize bir kazakla, oturduğum banka yanaştı. Agresifleşecek enerjiyi bile toparlayamayacağımı bildiğimden, apartman çocuklarının hiçbir zaman işe yaramayan “göz göze gelmezsek, belki benden bir şey istemez” sistemiyle farkında değilmiş gibi yapıyorum.

“Abi merhaba” dedi. Sistem değiştirdim, dönüp gözlerinin tam içine baktım. Zayıflıktan küçücük kalmış kafasının içinde gözleri çakmak çakmak. Mahçup mahçup gülümsüyor.

“Merhaba kardeşim” dedim; bu fırsattan yararlanacağını bile bile.

“Biraz oturabilir miyim?” derken; oturdu.

Ben “düşüncelere dalmış gibi”, denize bakmaya başladım. Deliler arasında popüler olmak dışında bir özelliğim daha var. İnsanlar bana dertlerini anlatmayı seviyorlar. Her şeyi çözebilecek bir adam elektriği mi veriyorum, yoksa “ben üzüldüm, al biraz da sen üzül” diye paratoner muamelesi yapıp kendilerini mi rahatlatıyorlar, hiç anlamadım. Ama bu da şikayet etmenin anlamsız olduğu, değişmeyen kurallardan. Deliler, hayvanlar beni sever. İnsanlar bana dertlerini anlatır. Bununla mücadele etmek, yerçekimiyle tartışmak gibi bir şey. Sonunda yerçekimi kazanıyor.

Bankın diğer ucunda, elleri kucağında sessizce oturuyor. Arada bir de “ona bakar mıyım?” diye kafasını hızlıca bana çevirip, bakmadığımı görünce tekrar önüne döndürüyor. İçinde kaynayan, dışarı çıkmak isteyen bir hikaye var. Ben artık dinlememin kaçınılmaz olduğunun farkındayım. “Ne kadar sabredecek?” diye bekliyorum.

Çok da uzun sürmedi. Cesaretini topladı, ellerini kucağından kaldırmadan oturduğu yerde bana döndü.

“Abi, benim adım Ahmet.”

“Söyle Ahmet’im” dedim, “oldu olacak kırıldı nacak” hissiyatıyla.

“Abi beni uzaylılar kaçırdı” dedi.

“Seni de mi Ahmet?” diyecektim; alay ediyorum sanar diye yutkundum. Ahmet bilmiyor ki benim ilk uzaylılar tarafından kaçırılan tanışım kendisi değil. Dedim ya deliler sever beni.

“Geçmiş olsun Ahmet” dedim, onun yerine. Ahmet belli ki bu uzaylılar meselesini sohbet açmak için uygun görmüş. Beni şaşırtacağını biliyor ama kendisi o kadar önemli görmüyor. Daha doğrusu, daha acil sorunları var Ahmet’in.

“Sağol, şimdi iyiyim ama” dedi, hızlı hızlı. Ahmet, uzaylılar konusunu bir an önce kapatıp, asıl meseleye geçmek istiyor.

“Hangi takımlısın sen Ahmet?” dedim, belki biraz rahatlar da diyeceğini kolay der diye.

“Beşiktaşlıyım abi” dedi. Gözleri çakmak çakmak oldu yine.

“A…. k….. uzaylıları” dedim ağzımın içinden. Zaten ne olsa bizi bulur.

“Kimle kalıyorsun Ahmet sen, ailen buralarda mı oturuyor?” dedim.

“Kimsem yok benim, abi” dedi. Gözleri gölgelendi.

“Yok, tabii Ahmet” dedim içimden, “olsa benle ne işin var.”

Devam edecek…

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Var
Mesaj Yazma Yetkiniz Var
Eklenti Yükleme Yetkiniz Var
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı