11 Mayıs 2007 06:25 | |
UnyE | Cevap: ~ Ata Sözleri ~ * Zengine şekerden helva basarlar, fakire pekmez bile bulunmaz. * Zenginin yorganı kalın olur da, osuruğunun kokusu dışarı çıkmaz. * Zenginlik, yürüyüş; fakirlik ,dövüş öğretir. * Zaten sıska, ne yapsın muska. * Zayıf ata, kuyruğu yüktür. * Zemherinin, kışından, zamanenin ****undan sakın. * Zengin buldu, “mübarek ola”; fakir buldu, “nerden bula?”. * Zengine mal veren, denize su taşır. * Zenginin ayıbı, fukaranın hastalığı ortaya çıkmaz. * Zengini malı, fukaranın çocuğu kıymetlidir. * Zenginin gönlü oluncaya kadar, fukaranın canı çıkar. * Zenginin horozu bile yumurtlar. * Zengini malı, züğürdün çenesini yorar. * Zenginlik insan yürüyüş, fakirlik dövüş öğretir. * Zerdaliden düdük olmaz,adan al haberi. * Zurnacının karşısında limon yenmez. * Züğürt olup düşünmektense, uyuz olup kaşınmak yeğdir. KAYNAKÇA: - Folklör Ve Halk Edebiyatı ( Eflatun Cem Güney) - Atasözleri Ansiklopedisi ( Ragıp Soysal) ATASÖZLERİ SÖZLÜĞÜ – İlknur Levent |
11 Mayıs 2007 06:24 | |
UnyE | Cevap: ~ Ata Sözleri ~ * Üç gecelik ay’ı kim olsa görür. * Ürkütme kurbağayı, yiğit edersin. * Üstü açık yatarsan, altı batman kar yağar. * Üstünün ununu görüp de, değirmenci sanma. * Üvey ana ekmeği, demirden tokmağı. * Üzüm hırsızı güzün belli olur. * Üzümü yiyen başka, kütüğünün dibinde yatan başka V * Vakit gelir, tilkinin kuyruğu kendine yük olur. * Vurdun mu öldür, yedirdin mi doyur. * Veysel Karani’den yumurta esirgeyen, sansar karaniye tavuğunu kaptırır. * Vursan ölür, vurmasan ekmeğini elinden alır. * Yan gelip yatan da bir, k.çını yırtan da bir. * Yaz’a çıkardık danayı, beğenmez oldu anayı. * Yazın araması, kışın taraması olmasa, herkes manda besler. Y * Yağ bulamazken aşına, fesleğen takar başına. * Ye yağlıyı, iç suyu, donarsa donsun; ye tatlıyı, içme suyu, yanarsa yansın. * Yağmur yağsın da varsın kiremitçi ağlasın. * Yalan dokuzmuş, sekizi avcının torbasından çıkmış. * Yalan katmayınca lâf artmaz, hama katmayınca mal artmaz. * Yangını körükleyen sakalından tutuşur. * Yarım hekim candan eder, yarım imam dinden eder. * Yaya gözüyle at, bekâr gözüyle it alınmaz. * Yavaş tükürüğün, sakala zararı vardır. * Yaz diye yola çıkarken, kışı gözüne al. * Yedeği olan şey, çabuk kaybolur. * Yengece “Niçin yan yan gidiyorsun?” diye sormuşlar; “Serde kabadayılık var,” demiş. * Yiğitliğin dokuzu kaçmak, iri vurmak. * Yoldaşın iyiyse, Bağdat yakındır. * Yorgun eşeğin “çüş” canına minnet. * Yükü görünce kaçar, lopu(yemek) görünce ağzını açar. * Yüz verdik deliye, deli sıçtı halıya.. * Yük altında öküz bağıracağına, kağnı gıcırdamış. |
11 Mayıs 2007 06:23 | |
UnyE | Cevap: ~ Ata Sözleri ~ * Şaşkın ördek götün götün yüzer. * Şalgam , kazana girince et oldum sanır ; arap, ata binince bey oldum sanır. * Şehire bir hasta geldi: Derdi börek, virdi çörek. * Şişman incelinceye kadar zayıf koparmış. * Şahin için tuzak kursam, karga çıkar bahtıma. * Şaşkın ördek başını kor da kıçında suya dalar. T * Tahtadan çuvaldız; ne kaybeden üzülür, ne bulan sevinir. * Tatlı tatlı yemenin, acı acı o.urması olur. * Tavşanı tazı tutar, çalımı avcı satar. * Tahsil, cehaleti alır ama, eşeklik baki kalırmış. * Tazının topallığı, tavşanı görünceye kadardır. * Tembel badem yemek ister, kabuğunu soymaya üşenir. * Tilkiye, “Tavuk eti sever misin?” diye sormuşlar, “Adamın güleceğini getirmeyin.” demiş. * Tabut arayanın gözü yaşlı olur. * Tarlada darım yok ki, serçeyle kavgam olsun. * Taşı düşünce, yüzük de kıymetten düşer. * Tavuğum yumurtladı deme, kümese hırsız dadanır. * Tazısız ava çıkan, tavşansız eve gelir. * Toklu bizim olsun da, kuyruğunu yoklarız. * ”Tuna taştı,” demişler, “Çeviriverin eve” demiş. * Tarlasında çalışmadım, işine karışmadım. * Tas anma, evde kabak var. * Taş atacak zaman var, taş toplayacak aman var. * Tatlıya yakışmaz soğan, dayısını beğenmez yeğen. * Tavuk kaza özenirse, g.tü yırtılır. * Tek kürekle sandal sefasına çıkılmaz * Tepe mahsulünü yel alır, dere mahsulünü sel alır. * Terziye “göç” demişler, “iğnem yanımda” demiş.. * Tilki demiş ki: Kendim için demem ama, üzümsüz bağın kütüğü kurusun. * Tutamadığımız kuş azadımız olsun. U * Uyuyanın oturana, dokuz osuruk borcu var. * Unun yoksa bazlamaya, yağın yoksa gözlemeye özenme. * Ulu ağacın başından yel eksik olmaz. * Uludağ, heybe dolusu azıksız geçilmez. * Usta maymun kamçı istemez. * Uzunlarda hüner olsa, kavakta hıyar biter. * Uyuz eşeğe gümüş semer yakışmaz. * Ummadığın delikten tilki çıkar. * Urganda da ölüm, yorganda da. * Ustanın malını bir horoz götürür, keyfini bir katar çekemez. * Uygun tedbir, takdire kıç attırır. |
11 Mayıs 2007 06:23 | |
UnyE | Cevap: ~ Ata Sözleri ~ * Sabır ile koruk helva olur, dut yaprağı atlas. * Saç tava gelir hamur tükenir, insan tava gelir ömür tükenir. * Sağılan ineğin altına otururlar. * Sağmadı sütünü, kör inek koydu adını. * Sakla beni var iken, bulunayım san yok iken. * Saman pazarında cevahir satılmaz. * Sanatına hor bakan, boynuna torba takar. * Sana vereyim bir öğüt.Ununu kendi elinle öğüt. * Sarhoşun mektubu, meyhanede okunur. * Satılmadık ziftim olsun, Selânik’ten kel gelir. * Sekiz günlük ömür, dokuz günlük nafaka ister. * Senin gözün ayranda, benim gözüm Meryem’de. * Sıçan demiş ki:İnci dişlerime kıysam, demiri dişlerim. * Sirke ne kadar keskin olsa, kendi küpünü çatlatır. * Soydur çeker, b.ktur kokar. * Sakalı gür olan, köselere eğlence olur. * Sarı öküzün yanında duran, ya huyundan, ya tüyünden. * Sekiz olur, dokuz olur; tosun büyür, öküz olur. * Sen ağa, ben ağa; bu ineği kim sağa? * Sen pekmezi getir de, sinek Bağdat’tan gelir. * Sırtı kaşınan köpek, çobanın değneğine sürtünür. * Sivrisinek kavağın arkasına gizlenmiş; “Ne yapıyorsun?” diyenlere, “Kavak bana yaslanıyor.” Demiş. * Sen çakıya sap takıncaya kadar, hıyarın vakti geçti. * Serçeden korkan darı ekmez. *Sokak elin, pabuç emanet; gez babam gez. *Serçe küçük bir kuştur ama, zararını git çiftçiden sor. * Serçe filin kulağına konmuş da; “Acıttım mı?” demiş. * Sevilmeyenin sesi dangıldak, yürüyüşü zömbüldek gelir. * Sade pirinç serde olmaz, bal gerektir kazana; baba malı tez tükenir, meğer evlât kazana. * Sirkeyi, sarmısağı hesabeden paça içemez. * Sen bir garip çingenesin, nene gerek gümüş zurna! * Sultanahmet’te dilenir, Ayasofya’da sadaka verir. * Suç, iğde de var, yünde de var ; çıkrıkta da var, yünü eğiren kancıkta da var. * Sarı ineği gören, içi dolu yağ sanır. * Sakala itibar olsaydı, keçi peygamber olurdu. * Sakal ile kâmil olsaydı işi, keçiye danışırlardı her işi. * Samanlıkta yatar ama vezir rüyası görür. * Sarı samanın altından su yürütür, üstüne çıkar vaaz verir. * Senin aradığın kantar, Bursa’da kestane tartar. * Serçenin kantarı da kendine göredir. * Sıçanın boynuna çıngırak takınca, kısmeti kesilir. * Sırça köşkte oturan, komşularına taş atmaz. * Soğanın acısını yiyen bilmez, doğrayan bilir. * Söylemeyip kulunç olacağıma, söyleyip gülünç olayım. * Söyleme arsız olur, saklama arsız olur. |
11 Mayıs 2007 06:22 | |
UnyE | Cevap: ~ Ata Sözleri ~ * Öldüğüne bakmaz da, ceviz ağacından tabut ister. * Ölem desem ecel yok, kalkam desem mecal yok. * Ölümü bilmeyen, bayılmaya razı olmaz. * Öpmeye meramı yok, yanağın nerde diye sorar. * Öğe öğe öküz ettiler, boynuzunu dokuz ettiler. * Öd ağacı yanmayınca kokusu çıkmaz. * Öfke gelir, göz kararır; öfke gider, yüz kızarır. * Öküz yem yiyince, çifte gideceğini bilir. * Ölecek karga, kırılacak dala konar. * Ölme eşeğim yaz gelir; çayır, çimen tez gelir. * Ölüsü olan bir gün ağlar; delisi olan her gün ağlar. * Önümüz darı kavurur, arkamız harman savurur. * Öyle buğdayın böyle ekmeği olur. * Öksüz çocuğu dövmesi kolay, alçacık eşeğe binmesi kolay. P * Pamuk çuvalının ha altında kalmışsın , ha üstünde. * Parasız meyhaneye gidenin, okka çömleği başında patlar. * Pehlivana “tut” demişler, -Elimden gelse canını alacağım,” - demiş.· * Pabuç emanet, sokak elin; gez babam gez. * Papaza kızıp, oruç bozulmaz. * Para akıl öğretir, don yürüyüş. * Paranın gittiğine bakma, işinin bittiğine bak. * Para tutmakla birikir, yutmakla değil. * Pazardaki ete soğan doğranmaz. * Pişirdiği çoktur, hiç birinin aklı yoktur. R * Rençperin karnını yarmışlar, kırk tane “gelecek yıl “çıkmış * Pek kirlenme sabuna zarar, pek acıkma ekmeğe zarar. * Raftan sünger düşmüş, hanımın başını yarmış. * Rüya ile hülya olmasa, züğürtlerin canı çıkar. * Ramazanda borç alana, bayram çabuk gelir. * Rüzgâr kayadan ne alır! * Rüya ile hülya olmasa, züğürtlerin canı çıkar. * Rüya, boş gezenin sermayesidir. * Rüzgârına ardı yağış, sevincin ardı dövüş. |
11 Mayıs 2007 06:21 | |
UnyE | Cevap: ~ Ata Sözleri ~ * Lâkırdı bilmeyen hödükler, sönmüş ateşi körükler. * Leyleğin ayağını kesmişler, uçuvermiş; “ Acısını konduğun zaman duyarsın.” demişler. * Lâfla pilâv pişse, deniz kadar yağ benden. * Leyleği kuştan mı sayarsın; yazın gelir, kışın gider. * Leyleğin ömrü laklakla geçer. M * Mahallede biri ölür, herkes kendi ölüsüne ağlar. * Malını yiyip de ölmüş var mı, kes avrat soğanın birini. * Mekke’ye gitmişsin, misk sürünmedikten sonra neye yarar! * Minareyi yaptırmayan yerden bitmiş sanır. * Malın varsa, içinde bulun; gemin varsa kıçında bulun. * Mecliste elini, sofrada elini kısa tut. * Misafir ev sahibinin danasıdır, nereye bağlarsa orda durur. · *Meyhanecinin şahidi bozacıdır. * Misafir ev sahibinin danasıdır, nereye bağlarsan orda durur. * Müslüman mahallesinde salyangoz satılmaz. * Meyhanecinin yüzünü bayram topu güldürür. * Mangal başı- kış gününün lâle zarıdır. * Meyhaneci olur da şarap içmez mi! * Misafiri horoz olanın ambarında buğday olmaz. * Müflis aç kalınca, eski defterleri karıştırır. N * Nereye varsan, okka dört yüz dirhem. * Ne benden sana bazlama, ne senden bana gözleme * Nefesine güvenen borazancı başı olur. * Ne Şam’ın şekeri, ne arabın yüzü. * Ne verdin elime, ne çalayım yüzüne. * Ne yedim pancar, ne yüreğim sancar. * Ne zengine borçlu ol, ne züğürtten alacaklı. * Nisan yağar mayıs öğünür, mayıs yağar ambar öğünür. * Niyet etmiş yağmaya, kıyamette kalkmaya. * Namaza meyli olmayanın, kulağı ezanda olmaz. * Nefesine güvenen borazancıbaşı olur. *Nerde çalgı, orda kalgı.” O * On paralık fener, ancak bu kadar yanar. * Osuruklu g.te kepek ekmeği bahane. *O ayıp, bu ayıp; ne yapsın bizim Şuayp! * Oğlan aldı, oyuna gitti; çoban aldı, koyuna gitti. * Oğlan doğur, kız doğur;seleyi yine sen götür. * Oğlum olsun da meyhanede olsun; bir gün olmazsa, bir gün ayılır. * O hacı bu hacı; kim olacak boyacı? * Okumak bilmez, gözü defterdarlıkta. * Olgun kızılcık diş istemez. * Olsa ile bulsa, ikisi bir araya gelse; neler olur neler! * Omzuna bir çuval somun yükletsen, ardına düşecek bir köpek bulunmaz. * Osurukla boya boyansa, her yer fıstıki olurdu. * Oturduğu yer ahır eskisi, çağırdığı İstanbul türküsü. * Olsa ile bulsa’yı ekmişler, “hiç” çıkmış. |
11 Mayıs 2007 06:21 | |
UnyE | Cevap: ~ Ata Sözleri ~ * İki analı çocuk sütten, iki karılı adam bitten ölür. * İmama gelmişken nikahlar tazeleyelim. *İ nek ayağı buzağı öldürmez. * İniş aşağı kavga olmaz, atta duran var, duramayan var. * İnsan gün gelir dağı kaldırır, gün gelir darıyı kaldıramaz. * İşi işine denk olanın, götü dümbelek çalar. * İt takkeyi neylesin, dingilderken düşürür. * İki karılı, bitten; iki analı, sütten ölür. * İnsan sümbül kokusundan, eşek sidik kokusundan hoşlanır. * İmam yiyişli, muhtar duruşlu ol. * İşleyen(çalışan) eşeğin boynu boncuklu olur. * İt, kışı geçirir ama, gel de derisinden sor. * İnsanın çok olduğu yerde, akla sıkıntı olmaz. * İnsan şaşırınca, karısına “hala” der. * İp, ince yerinden kopar. * İt itle dalaşırken, koyunu kurt kapar. * İyi at yemini artırır, kötü at kamçısını. * İyini ekmeği gökyüzünde, kötünü ekmeği dizi dibinde. * İyi peynir ama, köpek tulumunda. K * Kalbur kadar evin, deliği kadar derdi vardır. * Kasap evinde her gün kurban bayramı. * Kazan nerede kaynarsa, maymun orada oynar. * Karanlıkta görülen iş, alaca olur. * Karaya sabun, ölüye öğüt kâr etmez. * Karga gül dalına konmakla bülbül olmaz. * Karıncanın hediyesi, çekirge ayağıdır. * Karıncaya tükürük göl gelir. * Karpuz kabuğuyla büyüyen eşeğin ölümü sudan olur. * Kazık yerini buldu, tokmağa ne hacet! * Kırk yıllık çingeneye, maşa yapması öğretilmez. * Kopacak kiriş, sesinden belli olur. * Körler mahallesinde ayna satılmaz. * Kendi hasırda, gözü Mısır’da * Kılavuzu horoz olan, kümeste geceler. * Kömürcünün evine giden, yüzü kara çıkar. * Köpeğin ahmağı, baklavadan pay umar. * Köre “Mum pahaya çıktı,” demişler, “O bizim harcımız değil,” demiş. * Kurdun adı “yedi”, yese de, yemese de. * Kaçan da “ Allah Allah “ der, kovalayan da. * Karga güvercin gibi yürümeye kalkışmış, kendi yürüyüşünü de unutmuş. * Karnımın penceresi yok ya; kuru ekmek yerim, kimseye eyvallah etmem. * Kavak uzaya uzaya göğe değmez ya; elbet gir gün belinden kırılır. * Kaymağı seven, mandayı yanında taşır. * Kayserili’ye eşek boyaması öğretilmez. * Kelle bizim olsa, gider Konya’da tıraş ettiririm. * Kestirme yoldan giden, çok dolaşır. * Kırlangıcın zararını biberciden sormalı. * Kuraklık günde köpekle şaka yaparsan, çamurlu günde elbisenin berbat eder. * Kurdun adı yaman çıkmış; tilki var, baş keser. * Kaçakçıdan iyi tütün kolcusu olur. * Kalendere “Kış geliyor.” Demişler; “Gelsin, ben titremeye hazırım.” Demiş. * Kalın incelinceye kadar, ince koparmış. * Kan kusana, altın leğenin faydası ne? * Kargaların kurduğu dernek; “kışşşş” deyince dağılır. * Katıra “Baban kim?” diye sormuşlar; “At dayım olur.” Demiş. * Kaz değilsin, ördek değilsin; paçana kadar suda ne gezersin! * Keçi kurttan kurtulunca, gergedan olur. * Kılavuzu karga olanın, burnu b.ktan çıkmaz. * Kelin yanında kabak anılmaz. * Kel kız, ablasının saçı ile öğünür. * Kedinin kanadı olsaydı, dünyada serçenin kökü kesilirdi. * Kocakarıya zülüf yakışmaz. * Kurtlar ihtiyarlayınca, köpeklerin maskarası olur. * Kürsü dibinde ağlar, davul önünde oynar. * Kadersiz köpek, kurban bayramından önce ölür. * Karganın gönlünden şahinlik geçer. * Katranı kaynatsan olur mu şeker, cinsine tükürdüğüm cinsine çeker. * Kaynana pamuk ipliği olup raftan düşse, gelinin başını yarar. * Kepenek altında er yatar, çul altında küheylan. * Komşu boncuğunu çalan, gece takınır. * Kötü komşu, insanı elek – tekne sahibi yapar. * Köpeğe gem vurma, kendini at sanır. * Kurt, eşek yediği dereye dokuz kere gider. * Küçük idi kıyamadım, büyük oldu, yenemedim. * Koyunun kuyruğu ne kadar büyük olursa olsun, ancak kendi k.çını örter. |
11 Mayıs 2007 06:20 | |
UnyE | Cevap: ~ Ata Sözleri ~ * Görmediğin oğlu olmuş; çekmiş, çükünü koparmış. * Güzel görünür, çirkin bürünür. * Gâvura kızıp da oruç bozulmaz. * Girmediği bir Gerede zindanı kalmış, onda da altı ay eğlenmiş. * Gönülsüz davara giden köpekten hayır gelmez. * G.t kısmetten çıkınca, uçkur kudretten kırılır. * Göz derya, seyir bedava. * Güzellik on, gerisi don. * Gâvura kızıp da oruç bozulmaz. * Gece şarap, gündüz kumar; bu haliyle cennet umar. * Gelinin güzelliği damadın harcıyladır. * Gevşek tükürüğün sakala zararı vardır. * Gitti ağalar, paşalar; kellere kaldı köşeler. * Gurbette öğünmek, hamamda türkü söylemeye benzer. * Güttüğümüz üç davar, ıslığımız dağlar aşar. * Gözü tanede olan kuşun ayağı tuzaktan kurtulmaz. * Gurbette taşa yaslanmayan , evdeki yastığın kıymetini bilmez. Gelinin güzelliği, damadın harcıyla. * Gümbürtüden korkan, kazancı dükkânına girmez. * Güzellik bir sivilceye, varlık bir kıvılcıma bakar. * Güzellik on, dokuzu don. H * Hem çıplak, hem poyraza karşı gider. * Her gün güzel giyenin, bayramda g.tü açık kalır. * Herkesin aklı bir olsa, sığırı güdecek çoban bulunmaz. * Herkes sepet örer ama, g.tünü geçiremez. * Her sakaldan bir tel, köseye sakal. * Hırsızlık bir ekmekten, kahpelik bir öpmekten başlar. * Her hıyarım var diyene, tuz alıp seğirtme. * Her aferin’e koşan tazının bacağı çabuk kırılır. * Hacı hacıyı Mekke’de bulur. * Hasta olan ölmez, eceli gelen ölür. * Horoz ölür, gözü çöplükte kalır. * Hac nasip olmayacak adamı, deve üstünde yılan sokarmış. * Hak yoluna vermeyiz bir mangır, şeytan yoluna gider tangır tangır. * Havlamasını bilmeyen köpek, sürüye kurt getirir. * Helvayı yapalım ama; üzüm bağda, bağ da dağda, hadi tavayı komşulardan buluruz da, iş unla yağda. * Herkese kendi osuruğu, ciğer kavurması gibi gelir. * Hanımın hısımı gelince, oklavalar şıkır şıkır; beyin hısımı gelince, dişler şıkır şıkır. * Hiç üzüm yoktur ki, g.tünde çöpü olmaya. * Hacı’ya “ Tesbih alır mısın?” demişler; “ Ha biz buraya niye geldik!” demiş. * Hak yardım ederse Abdi kuluna, kurt çoban olur koyununa. * Hem karnın tok olsun, hem börek tepsisi bütün .( Nasıl olur bu.). * Her eşek kendi makamıyla anırır. * Herifin sakalı tutuşmuş, o , “Dur, şu çubuğumu yakayım,” der. * Hesapsız kasabın masadı g.tüne girer. * Hoca doyduktan sonra kırk armut yemiş, “Onun da yeri başka .” demiş. * Hakaret muhayyerdir, sahibine iade olunur. * Hamamda türkü çağırması, gurbette öğünmesi kolaydır. * Hancının tavuğu, yolcu atının arpasıyla geçinir. * Harmana giren öküzün ağzına sepet geçirirler. * Helva helva demekle, ağız tatlanmaz. * Hem dizime oturur, hem sakalımı yolar. * Her düşen, kabahati pabucunda bulur. * Herkes kendi kazandığını kendisi yese, karnı ambar olur. * Hocam, güzel güzel okuyorsun ama hasta ölüyor. * Horozla yoldaş olanın menzili çöplüğe kadardır. * Horoz ölür, gözü çöplükte kalır. * İç dedilerse çeşmeyi de kurut demediler ya. *İ htiyar deme , genç deme; evde karın bulunsun. Arpa deme, buğday deme; evde unun bulunsun. Çalı deme, çırpı deme; evde odun bulunsun |
11 Mayıs 2007 06:20 | |
UnyE | Cevap: ~ Ata Sözleri ~ * Ekmeğin büyüğü, hamurun çoğundan olur. * Ebe çok olursa, cenin sakat doğar. * Eğri ağaca “yayım”, her gördüğüne “dayım” deme. * El ağlarsa gözünden, anam ağlarsa özünden. * Elekçiyi paşa yapmışlar, ille de “kasnak” demiş. * El elin eşeğini türkü çağırarak arar. * Ellere gözlük verir, kendi kamburunu görmez. * Erkeğe yar ölüsü, yorgan yenisidir. * Eşeği tımar eden, osuruğuna katlanır. * Ettiğin hayır, ürküttüğün kurbağaya değsin. * Eğer’le meğer’i evlendirmişler, “Keşke” adında çocukları olmuş. * El ağzına bakan, sel ağzına yuva yapar. * Eşeğe “Cilve yap.” demişler, tekme atmış. * Eşeği düğüne çağırmışlar; “Ya odun lâzımdır, ya su.” demiş. * Emanet eşeğin paldımı , yokuşta kopar. * Ekleme kuyruk, tez kopar. * Ekmeğini yalnız yiyen, yükünü kendi kaldırır. * Ektiğimiz nohut, leblebi oldu da, başımızda şakırdıyor. * Ehl-i keyfe zevk verir kahvenin kaynaması, eşeği baştan çıkarır sıpanın oynaması. * Eşeğe rakı içirmişler, çulunu bahşiş vermiş. * Eşeği kurt yemiş, sahibi “Düş olsaydı bari. “ demiş. * Eşeğin ölümü, köpeğe düğündür. * Eşek at olmaz,ciğeri et olmaz. * Evinde karın çirkin ise, Geçimin de bozuk ise, Ne işin var ölü evinde; Gir ağla, çık ağla. Evinde karın güzel ise, Geçimin de iyi ise, Ne işin var düğün evinde Gir oyna, çık oyna. * El içinde vasiyet ettik, ölmemek olmaz. * Eli hamur ovalar, gözü dana kovalar. * Elin öldürüverdiği yılan; kafasını kaldırır kaldırır, bakar. * El yumruğu yemeyen, kendi yumruğunu bozdoğan armudu sanır. * El yumruğu yemeyen kendi yumruğunu bozdoğan armudu sanır. * Erkek kocarsa koç olur,- karı kocarsa hiç olur. * Eski fener; kâh yanar kâh söner. * Eski zaman atlarına eski Osmanlılar binip gitmiş. * Eşeğine bakmaz da, Hasan Dağı’na oduna gider. * Evi süsü gösterir, ******yu düzgün gösterir. * Eğri cetvelden doğru çizgi çıkmaz. * Erkeğin kalbi enginar yaprağıdır, her katında bir kadın yatar. * Eskiye rağbet olsaydı, bit pazarına nur yağardı. * Ev sahibi kurnaz, pastırmayı ince ince doğrar; kurnaz misafir, ikişer – üçer yutar. * Eşek çamura düşünce, sahibinden yavuz kimse olmaz. F * Fare düşmekle deniz mundar olmaz. * Feleğin işleri, ayıya kaval çaldırır. * Fukaranın çocuğu, zenginin malı kıymetlidir. * Fırsat rüzgâra benzer; marifet, onu geçerken tutmaktır. * Fili güdenden sor, deveyi yedenden. * Fildişi tarak, seni başına göre değil, bırak. * Fakir dost çabuk unutulur. * Fareye rakı içirmişler; “Şu kediyi bana bir buluverin. “ demiş. * Fakirin buğdayı çavdar, ineği keçidir. * Fakir, zenginin malını hesabederken, bir kütük çıra yakmış. * Fukara canına güvenir, zengin malına. * Fukara canı için dua eder, zengin malı için. * Fırın düzen alır, hamur biter; ev düzen alır, ömür biter |
11 Mayıs 2007 06:19 | |
UnyE | Cevap: ~ Ata Sözleri ~ * Cami dururken mescitte namaz kılınmaz. * Canı yanan eşek, attan berk kaçar. * Can yediğini, ten giydiğini ister. * Cemal gider ama, kemal seninle kalır. * Cennete gitse fidan kırar, cehenneme gitse kazan devirir. * Canı yana eşek, atı geçer. * Canı kaymak isteyen, mandayı yanında taşır. * Cömert derler, maldan ederler; yiğit derler, candan ederler. Ç * Çoklukta (Kalabalıkta ) eşek kuyruğu kesme; kimi kısa der, kimi uzun. * Çobana verme kızı; ya koyun güttürür ya kuzu. * Çarşı iti, koyun beklemez. * Çağrılmayan yere, çörekçiyle börekçi gider. * Çanağına ne doğrarsan, kaşığına o çıkar. * Çıngıraklı deve kaybolmaz. * Çingene; erişemediği harmanı, zekâtına sayarmış. * Çirkin karı evi toplar, güzel karı düğün gezer. * Çok gezenin ayağına b.k bulaşır. * Çingeneye cellâtlık vermişler, önce babasının başını kesmiş. * Çingeneyi paşa yapmışlar, “Şu ağaçlardan ne güzel kasnak olur!” demiş. * Çavdar unundan baklava olmaz. * Çekirge ne ki budu ne olsun. * Çengi ölüsü çalgıyla kalkar. * Çıkacak can yorganda da çıkar urganda da. * Çiftçinin karnını açmışlar, kır tane “gelecek yıl” çıkmış. * Çocukla yoğurt yiyen, ağzına yüzüne bulaştırır. * Çubukken çıt demeyen, ağaçken küt demez. * Çürük baklanın kör alıcısı olur. D * Dadandı dayım köfteye, yine gelir haftaya. * Değirmencini evine hayırlı haber gelmez. * Değirmenden gelenden börek umarlar. * Değirmenin sesini işitiyoruz, ununu gördüğümüz yok. * Dilenciye hıyar vermişler, eğiri diye beğenmemiş. * Deliye osur demişler, sıçıvermiş. * Dervişe “Bağdat’ta pilâv var,” demişler;” Yalan değilse, ırak değil,” demiş. * Devede kalıp var ama, katarını bir eşek çeker. * Deve Kâbe’ye gitmekle hacı olmaz. * Deveye “Bir çömlek yapıver,” demişler, yedi kazan sütü devirmiş;“Çok şükür kazasız çıktım,” demiş. * Deveyi eşek yeder ama yükünü çekemez. * Dokuz bacanak, bir çavdar gölgesinde eğlenir. * Dolapta kurabiye var ama, senin ağzına göre değil. * Dövüş, seyirciye kolay gelir. * Dört paralık adamın, sekiz paralık keyfi olur. * Düşmanın sözü kayar geçer, dostun sözü koyar geçer. * Davetsiz misafir, mindersiz oturur. * Deveye “Kalk oyna.” demişler; bir çam, bir çardak devirmiş. * Dadıya dayanan, evlât yüzüne hasret kalır. * Dağdaki tavşana, evde tencere hazırlama. * Dalga boyu aşmış; ha bir karış, ha beş karış. * Dağda gezen ayıya rastlar, dayıya da. * Delinin getirdiği çalı üstünü kurutmaz. * Deveyle tepiş olmaz. * Doğru söyleyenin bir ayağı üzengide gerek. * Don ıslanmayınca balık tutulmaz. Dilencinin hakkından olandırıcı gelir. * Deliye bal tattırmışlar, çarşıda katran bırakmamış. * Değirmende doğan sıçan, gök gürültüsünden korkmaz. * Denizi yakamazsam, cızlatırım ya! * Dertsiz baş, bir tek bostan korkuluğunda bulunur. * Düşün deli gönül düşün; beygir mi alınır kışın, onun da parası peşin. * Devekuşu uçmaya gelince ayağını, yük taşımaya gelince kanadını gösterirmiş. * Deveyi düğüne çağırmışlar; -“Tabanım yırtık, oynayamam, dudağım yırtık, yırlayamam. “ demiş. · * Donsuzun gönlünden dokuz top bez geçer. * Dostu çok olanın postu çabuk eskir. * Düğüne ses, ölüme yas yakışır. * Deli deli akanı, bura bura tıkarlar. * Deveci ile konuşan, kapısını büyük yapmalı. * Dilenci bir tane olsa, şekerle beslenir. * Dilenciliğin payesi düşüktür ama geliri yüksektir. * Dinsiz, bektaşiye kızar da oruç yemeye yeltenir. * Dokuz at, bir kazığa bağlanmaz. * Dut kurusu ile yar sevilmez. * Dünyayı sel bassa, ördeğe vız gelir. * Düt demeye dudak gerek, kaşınmaya tırnak gerek. |
Bu Konuda 10 fazla Cevap bulunuyor. Bütün Cevapları görmek için buraya tıklayın. |