IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

 Kayıt ol  Topluluk
Konu: Yiğit Bulut \ İstenmeyen yere zorla girmek! Konu Cevaplama Paneli
Kullanıcı isminiz: Giriş yapmak için Buraya tıklayın
Boot Engelleme Sorusu
Başlık:
  
Mesajınız:
Başlık Sembolleri
Konunun başında Sembol kullanmak için aşağıdaki Listeden bir Sembol seçiniz:
 
   

Diğer Seçenekler
Diğer Seçenekler

Your browser doesn't have Flash, Silverlight or HTML5 support.


Değerlendirme
İsterseniz bu Konuyu buradan değerlendirebilirsiniz.

Konuya ait Cevaplar (Yeniler yukarda)
13 Haziran 2010 18:19
Pentagram
Yiğit Bulut \ İstenmeyen yere zorla girmek!

13 Haziran 2010 Pazar, 11:45:49


BAŞBAKAN Erdoğan, Karadeniz Teknik Üniversitesi’nde konuştu ve “Avrupa Birliği’ni
eleştirdikten” sonra, anlayamadığım şu cümleyle bitirdi: “Eninde sonunda başaracağız!”

Sevgili dostlar, sizi istemiyorlar, siz de “istenmediğinizi” söylüyorsunuz, “Başka yol
buluruz” diyorsunuz, sonra da kalkıp “Biz istenmediğimiz yere zorlada olsa mutlaka gireceğiz, bu bizim için başarı” diyorsunuz. Ve en önemlisi, bu mantığı ortaya koyarak “dış politikada yaptığınız her türlü açılımı” ortada bırakıp başa dönüyorsunuz.

Bu noktada soralım; aslında Avrupa’ya en az benim kadar karşı olduğunu düşündüğüm Erdoğan, neden “böyle bir konuşma” yapmış olabilir? Sebebi gayet açık ve net: Başta basın olmak üzere iç kamuoyu, daha ne olduğunuanlamadan-anlamaya çalışmadan “kayıyoruz” yaygarası içinde öyle bir hava yarattılar ki, “Biz Avrupa’dan asla kopmak istemiyoruz” cümlesiyle başlayan bir konuşma zorunlu hale geldi.

Bu noktada eminim aklınıza şu soru gelecek: Siz endişe etmiyor musunuz?

İnanın yaşananlardan en küçük bir endişem bile yok. İnanın Türkiye kaymıyor, yerinde
duruyor, kendini buluyor. Yıllarca Avrupa’nın peşinde, Amerika’nın elinin altında olduk da ne oldu? Bir adım bile yol alamadığımız gibi, çevremizdeki potansiyeli de kayb ettik. İsrail’in “ayak bastığı” ağlam toprak, güvenilen ve sömürülen “kara parçası” olduk! Sevgili dostlarım, eğer bana inanıyorsanız, size kesin ve net olarak söylüyorum: Son
10 yılımı “Avrupa’nın ekonomik durumunu, geleceğini ve özellikle 2001 sonrası dünya düzenini” amuyla paylaşılmayan verileri de araştırıp sorgulayarak geçirdim ve defalarca yıllar öncesinden başlayarak sizlere aktardım. Geldiğim noktada çıkarımım çok açık: Avrupa Birliği “yeni dünya düzeninde yer almayacak” ve en önemlisi “böyle bir birlik” olmayacak!

Sonuç: Kamuoyunun etkisinde kalarak, koparılan yaygaraya uygun olarak “gittiğimiz yoldan asla dönmemeliyiz”! Doğru yoldayız, kaymıyoruz! Kendimiz olmamız için Amerika ve Avrupa’nın “bize tanımladığı” yolda değil “özümüze uygun, kendi açtığımız alanda” gitmeliyiz. Çıraklıkla, çömezlikle bir yere gelinmez!

Türk halkı topyekûn bir saldırı altında olduğunu anlamalı!

SON birkaç ayda onlarca şehit verdik. Konuyla ilgili, seçilmiş ve atanmışlar açıklama yaptılar: Suçlulara gereken ceza verilecektir! Kanları yerde kalmayacak! Terörle
mücadele devam edecek!.. Hep aynı yuvarlak laflar. 1984’ten 2009’a her olayda kullanılan, sonrasında “radikal ve kalıcı” değişikliğin asla olmadığı söylemler!
Onlarca ananın yüreği yandı, sonra Türkiye “işine gücüne” döndü. Televizyonlarda abuk sabuk kadın programları devam etti, yeni türeme şarkıcılar kendini göstermeye çalıştı, kimileri borsa, bazıları dolar derdine düştü. Siyaset kendi “kokuşukluğu”
içinde akmaya devam etti.

Sevgili dostlar, eksen kayması diye tempo tutanlara uymak yerine “olanı biteni anlamaya” çalışmalıyız. Bu noktada soralım; ülke olarak “üzerimizde” oynanan oyunları ne kadar fark ediyoruz? Bilinç ve algılama bütünlüğü müzene oldu? Askerlerimiz “katledilirken” bölgesel-etnik kimlikleri tanıyalım her şey çözülecek gibi “Avrupa ağızlı sözde aydınlarımızın” safsatalarının “bize nelere mal olduğunu” neden anlayamıyoruz? Daha acısı; ülkemize yönelik “dış destekli topyekûn bir saldırının her alanda ivmelendiğini” neden idrak edemiyoruz?

Sonuç: Türkiye “değişen dünya düzeninde değişen konumu ve yeni stratejisi” ile birçok “yerleşik dinamiği” rahatsız ediyor. Bu yapı içinde terörün artması, hatta
“topyekûn bir saldırının” başlaması gayet doğal! Türk halkı bunu anlamalı ve “topyekûn bir savunma-saldırıya” hazır olmalı.

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Var
Mesaj Yazma Yetkiniz Var
Eklenti Yükleme Yetkiniz Var
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı