IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

 Kayıt ol  Topluluk
Konu: Yılmaz Özdil - Köşe Yazıları Konu Cevaplama Paneli
Kullanıcı isminiz: Giriş yapmak için Buraya tıklayın
Boot Engelleme Sorusu
Başlık:
  
Mesajınız:
Başlık Sembolleri
Konunun başında Sembol kullanmak için aşağıdaki Listeden bir Sembol seçiniz:
 
   

Diğer Seçenekler
Diğer Seçenekler

Your browser doesn't have Flash, Silverlight or HTML5 support.


Değerlendirme
İsterseniz bu Konuyu buradan değerlendirebilirsiniz.

Konuya ait Cevaplar (Yeniler yukarda)
23 Eylül 2010 10:41
SeytaninOrkestrasi
Cevap: Yılmaz Özdil - Köşe Yazıları

Türk kahvesi


Gazeteci için...

Cezvedir aslında gazete.


Ateş vardır altında hep.

Suyu ısınır.

*

Patates mesela...

Koy cezveye.

Sıcağı görünce, gevşer.

Gelemez hiç zora.

Salar kendini.

O sert, dayanıklı zannettiğin karakter gider, ezilen büzülen, vıcık vıcık bi şey haline gelir. Üzülürsün girdiği kılığa.

*

Veya, yumurta.

Kaynat cezveyi...

Patatesin zıddına tepki verir.

Şartlara direnir.

Ancak, o narin yapısıyla koruduğu içindeki canı öldürür, yüreğini katılaştırır, çatlar çoğu zaman hatta, imha eder kendini; yarı yolda çıkarıp alsan bile, hayata döndüremezsin artık onu.

*

Ya, kahve?

Bambaşkadır.

Şartlar değiştiğinde, şartların dayatmasına uyacağına, şartları değiştirir.

Ortama lezzet katar.

*

Türk kahvesidir Bekir Coşkun.

*

Sabah güne başlarken, ya da, akşam günün yorgunluğunu atarken yudumlamanız ondan.

*

Hazmetmenizi sağlar memleketi.

Zihin açar.

*

Onsuz basın, püreleşmiş patatesler, kalbi taşlaşmış yumurtalar, telvesi donmuş boş fincanlardan ibarettir.

*

Ve, siz hâlâ diyorsunuz ki:

“Köşesini almışlar elinden...”

Yanılıyorsunuz.

Keyfinizi elinizden aldılar aslında.

*

Hedef, o değildir çünkü.

O, aynı o.

Hedef sizsiniz.

Kaynak - [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
17 Eylül 2010 09:34
SeytaninOrkestrasi
Cevap: Yılmaz Özdil - Köşe Yazıları

Googoosh


Guguş...

İstanbul’da şakıdı dün.


*
İran’ın kızı o.
İran’a girmesi yasak.
*
Molla iktidarı, bırak şarkı söylemesini, şarkılarını bile yasaklayınca ayrılmıştı vatanından, özgürce kanat çırpabilmek için uçtu, gurbete kondu... Aslına bakarsanız, babası da Sovyet iktidarının baskıları nedeniyle Azerbaycan’dan ayrılıp, İran’a göçmüştü. Benzer kaderi, kızı da yaşadı. O nedenle, Ayrılık’ı ağlaya ağlaya söyler hep, Türkçe... Yüreğin yırtılır.
*
“Sanatçı” sıfatı altında binlerce insan var İran’da... İyi de, neden dünyada bi tek Guguş tanınıyor?
*
Çünkü, bu cesur kadın, şarkıcı değil, sanatçı... Sadece modern yaşamın temsilcisi değil, umudun sembolü aslında... İran özgürlüğüne kavuşursa, bunu Guguş’larına borçlu olacak.
*
Çünkü, iktidar yandaşı sanatçı olmaz. İster transatlantik ol, ister filika, iskeleden halatları koparıp attığın an başlar, sanat... Özüne, mantığına, ruhuna aykırıdır, bağımlı olmak.
*
Peki, seçmen değil midir sanatçı, herhangi bir partiye sempatisi olamaz mı?
*
Elbette olur. Hepsinin var. Gidelim İran’dan taa öbür tarafa, mesela Hollywood’a... Bush iktidardaydı; George Clooney, Scarlett Johansson, Ben Affleck, Brooke Shields, Sean Pean, Edward Norton, Jennifer Aniston, Ben Stiller, Will Smith gibi sanatçılar, açık açık direndi, sokaklara çıktılar Obama’ya oy istediler. Seçim oldu, Obama kazandı. Ama... Kazandığı günden sonra, ilaç için bir gün olsun, bu sanatçıları Obama’nın yanında gören var mı? Obama iktidar olduktan sonra, biri çıkıp da, icraatlarının ne kadar şahane olduğunu söylüyor mu?
*
Örneği yok.
İktidara karşı durmak başka şey, iktidara “iliştirilmek” başka şeydir çünkü.
*
Uzun lafın kısası...
*
Değil sokağın ismini filan, istersen sokağı komple ver... Öbür 12 Eylül’ün şarkıcısı Hasan Mutlucan’dı, bu 12 Eylül’ün şarkıcısı Sezen Aksu’dur. Hepimizin Sezeni’ydi, artık Ak’sudur.

Alıntı; [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
31 Ağustos 2010 10:35
SeytaninOrkestrasi
Cevap: Yılmaz Özdil - Köşe Yazıları

Suçlu ceset çıktı... Yakalanması için aranıyor!


Kırmızı et yiyenler delirerek öldü.


“Danadan...”
Beyaz ete dönenler gripten öldü.
“Kuştan, tavuktan...”
İyi de, vejetaryenler niye öldü?
“Keneden...”
¡
Yetkililerimizin hiç suçu yok!
¡
Bebeler kuvözde can verdi.
“Klimadan” dediler.
Üniversiteliler uykuda rahmetli.
“Kombiden” dediler.
¡
Uçağı göz göre göre düşürdüler.
“Radardan...”
Dandik trenle sürat, dokuz cenaze.
“Contadan...”
¡
(Suçlu conta kayıplara karıştı. Raylar tutuklandı. Şüpheli davranışları görülen cıvata ve somun gözaltına alındı. İngiliz anahtarı, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Lokomotif ameliyat edildi. Vagonlar ayakta tedavi gördü. Neticede, yetkililerin alayı yırttı!)
¡
Fabrika havaya uçtu.
“Kazandan...”
Doğalgaz borusunu patlattılar.
“Kepçeden...”
Kuran kursu çöktü.
“Tüpten...”
Çocuklar lağıma düşüp öldü.
“Rögardan.”
Duble yollar kan gölü.
“Mucurdan...”
¡
(Sakarya’da bi otomobil, hatalı sollama yaptı, yol kenarındaki ineğe çarptı, direksiyonu kıvırdı, sollamaya çalıştığı otomobile patlattı, arkadan gelen kamyonet de şarampole yuvarlandı, bir kişi öldü, üç kişi yaralandı, inek telef oldu. Dava üstüne dava açıldı, bilirkişi üstüne bilirkişi... İşin içinden çıkılamadı, devlet karar versin denildi, Adli Tıp’a başvuruldu. Adli Tıp uzuuun uzun inceledi. “İnek kusurlu” bulundu iyi mi... Herkes beraat etti!)
¡
Evlerimizi su basıyor.
“Yağmurdan...”
Rize’de 12 kişi daha gitti.
“Heyelandan...”
Otoyolun ortasında boğulduk.
“İntikamcı dereden...”
Metronun tavanını deldiler.
“Sondajdan...”
Denizotobüsüyle şilebe girdiler.
“Dalgadan...”
Karaköy İskelesi battı birader!
“Lodostan...”
¡
Taşeronun vicdanına terk ettiler, Zonguldak’ta 30 insanımızı diri diri toprağa gömdüler... 28’inin cesedini çıkardılar, sanırsın uzay boşluğunda kaybolan astronottur, ikisini üç aydır bulamadılar... Önce “kader” dediler, sonra baktılar “kader” tek başına günah keçisi olmaya yetmiyor, mecburen bilirkişi raporu hazırladılar. Ve, taaa üç ay sonra sorumluyu buldular.
¡
Meğer, cesedi bi türlü bulunamayan iki madenciden biri, aşçı yamağıymış, yemek pişirmek için madene soktuğu piknik tüpü ve kibrit yüzünden grizu patlamasına sebep olmuş.
¡
Yani?
Son sekiz senedir conta kombi filan yerine, ilk kez “sorumlu insan” tespit ettiler, o da, üç aydır bulamadıkları garibanın cesedi... Tutukluların hepsi anında tahliye tabii.
¡
Kedi nerede? Ağaca çıktı. Ağaç nerede? Balta kesti. Balta nerede? Suya düştü. Su nerede? İnek içti. İnek nerede? Dağa kaçtı? Dağ nerede? Yandı bitti kül oldu. Kül nerede? Hangi kül?

Kaynak - [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
28 Ağustos 2010 08:56
SeytaninOrkestrasi
Cevap: Yılmaz Özdil - Köşe Yazıları

Beni bende demen ben bende değilem


Benim milletim


Benim askerim
Benim polisim
Benim kaymakamım
Benim valim
Benim müsteşarım
Benim büyükelçim
Benim milletvekilim
Benim hükümetim
Benim meclisim
Benim adayım Abdullah Bey...
Benim devletim
¡
PKK’yla kim görüştü?
¡
İşte onu benim’semiyor...
¡
“Senin” devletin diyor!
¡
Hava güneşliyken, ben.
Hava bulutlanınca, sen.
Nasıl çıkacağız işin içinden?
¡
Yapıcı öneride bulunayım...
¡
Lütfen açın, Et Balık Kurumu’nun resmi internet sitesini, Sırbistan Sjenica Belediye Başkanı’nın yazdığı teşekkür mektubu var orada... “Muhterem Bekir Ulubaş beyefendi, Et Balık Kurumu Genel Müdürü” diye başlıyor... “Şahsınızın ve heyetinizin Sjenica’ya gelerek satışında sıkıntı çektiğimiz büyükbaş hayvanlarımızın alımı hususunda yapmış olduğu alım anlaşmasının halkımız açısından anlam ve önemi çok büyüktür... Sırbistan halkı adına, şahsınıza ve kurumunuza teşekkür eder, şükranlarımızı sunarız.”
¡
Yani?
Bizim Et Balık Kurumu Genel Müdürü, kalkıp Sırbistan’a gitmiş, adamların satışında sıkıntı çektiği büyükbaşların bize kakalanmasını sağlamış, e haliyle, şükranı hak etmiş.
¡
Halbuki, Et Balık Kurumu’nun, televizyonlarda canlı yayınlanan ihale şartnamesinde, hangi ülkelerden ithalat yapılacağı duyurulmuştu? ABD, Brezilya, Uruguay, Arjantin, Şili, Yeni Zelanda, Avustralya, İzlanda, Norveç, Estonya, Litvanya, Letonya, Macaristan.
¡
Var mı Sırbistan?
Yok.
¡
Sırbistan’ın satışında sıkıntı çektiği büyükbaşları, bizim haberimiz olmadan bize kakaladığını nereden öğreniyoruz? Sırbistan’ın teşekkür mektubundan.
¡
Dolayısıyla, ben kendi payıma Murat Karayılan’dan rica ediyorum... Arkadaş bi teşekkür mektubu yayınlayın da, ne yediğimizi bilmiyoruz, bari, milleti ayakta yiyeni bilelim!

Kaynak - [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
26 Ağustos 2010 10:46
SeytaninOrkestrasi
Cevap: Yılmaz Özdil - Köşe Yazıları

Başın öne eğilmesin “aldı”rma


Kim takar Yalova Kaymakamı’nı?

Hiç kimse.


Kim takar Yalova Valisi’ne?

AKP takar!

*

Kaşla göz arasında tek kişilik kararname çıkarıp görevden “aldı”lar...

*

Peki niye “aldı”lar?

*

Volvo jipi olan Ordu Valisi’ne bi tane de Mercedes S320 “aldı”lar... Mercedes’i, Volvo’su, Mitsubishi jipi Nissan Primera’sı olan Trabzon Valisi’ne, bi tane Volkswagen minibüs, bi tane Mercedes S350 “aldı”lar... Dümdüz şehir Konya’nın Land Cruiser jipi olan Valisi’ne, bi tane de BMW 735 “aldı”lar... Başbakan Erdoğan, Rize Valisi’ne Mercedes S350 “aldı”... Mercedes’i eskiyen Uşak Valisi’ne Mercedes S350 “aldı”lar... Mercedes S320’si ve Toyota jipi olan Bolu Valisi’ne Audi Q7 “aldı”lar... Kırklareli Valisi’ne Mercedes’i varken Audi Q7 ve Chevrolet “aldı”lar, sonra Vali’yi Aydın’a “aldı”lar, gıcır gıcır Mercedes’i varken 450 milyara yeni Mercedes “aldı”lar... Mercedes’i olan Tekirdağ Valisi’ne Toyota jip “aldı”lar... Gariban ahaliye buzdolabı kanepe dağıtan Tunceli Valisi’ne, Mercedes’i ve Hyundai jipi yetmedi, Volvo “aldı”lar... Mercedes’i eskiyen Isparta Valisi’ne, Isparta’nın prestiji sarsılıyor diye, Audi A8 “aldı”lar... Mercedes’i, Mercedes jipi, Nissan’ı olan Ardahan Valisi’ne bi tane Volvo jip “aldı”lar, bi tane de Audi A6 “aldı”lar.

*

Oğlu Cumhuriyet mitingine katıldığı için mimlenen Yalova Valisi’ni, “pahalı” perdeleri söktürüp, “ucuz”a perde taktırarak, devleti “zarar”a uğratmak suçuyla görevden “aldı”lar!

*

Danıştay “aldı”rma sen diyerek, görevine iade etti... Baktılar ki, Danıştay devletin iflas ettirilmesine “aldı”rış bile etmiyor, devleti kurtarmak için, merkeze “aldı”lar.

*

(TÜBİTAK’tan burs kazanan, İngiltere ve Belçika’da eğitim gören, The Victoria University of Manchester’da master, Çukurova Üniversitesi’nde doktora yapan, yönetim bilimi doçenti olan, Avrupa Konseyi Yerel Demokrasi Komitesi’nde Türkiye’yi temsil eden, başkanlığını yapan, Avrupa Konseyi Seçilmiş Uzmanlar Komitesi ve Uluslararası Odalar Birliği Yönetim Kurulu üyeliğini yürüten, Türk-Alman İş Konseyi Eşbaşkanı olan, İngilizce ve Fransızca bilen; Avrupa Topluluğu çevre politikası, Türk kamu yönetimi, çokuluslu şirketlerin yönetim organizasyonu hakkında kitapları bulunan biri... “Aldı”kları Yalova Valisi Yusuf Erbay.)

*

Cevabı adım gibi tahmin ettiğim halde, sordurdum... Yalova il olduğunda valiye tahsis edilen 96 model Mercedes’e biniyordu, bir senedir arızalı, garajda, yenisini “aldı”rmadı, il özel idaresi personelinin servis aracı olarak kiralanan Ford’u kullanıyordu.

Kaynak -[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
25 Ağustos 2010 12:58
SeytaninOrkestrasi
Cevap: Yılmaz Özdil - Köşe Yazıları

Şovsuz ibadet, ibadetten bile sayılmıyor artık!


AKP’li Esenler Belediyesi “İstanbul için rekor vakti” sloganıyla, “aynı anda iftar rekoru” kırıp, Guinness Rekorlar Kitabı’na girmek için, trafiği kesti, caddelere masa kurdu, 70 bin kişiyle “aynı anda iftar rekoru” kırdıklarını açıkladı... Guinness’in Türkiye temsilcisi profesör de, sonuçları İngiltere’ye göndereceğini, “rekor tasdiki”nin bir ay içinde yapılacağını söyledi.
*

Birincisi:

İstanbul’da o dakikada “aynı anda” en az 5 milyon kişi iftar açmadı mı birader? “Evinde” iftar açanların iftarı, “aynı anda” iftardan sayılmıyor mu? İftarımızın “aynı anda” iftar olması için, illa caddenin ortasına masa kurup, kameraları mı çağırmamız gerekiyor?

*

İkincisi:

Sokakta aynı anda iftar rekoruysa bu... Neden Esenler Belediyesi’yle sınırlı? Kutsal topraklar mıdır Esenler? Mesela, Üsküdar Belediyesi’yle sokakta açtıysak iftarı, başka bi anda mı açmış olduk?

*

Üçüncüsü:

Allah rızası için oruç tutarız, “sana inandım, sana güvendim, senin rızkınla orucumu açıyorum”
diyerek, Allah’ın kabul etmesi için dua ederiz... İftarımızın iftar kabul edilmesi için İngiltere’ye göndermek nerden çıktı kardeşim? Ya tasdiklemezse İngiliz?

*

Dördüncüsü:

Allah kabul etsin ama...

Guinness kabul etmez!

*

Çünkü, Guinness’in Türkiye temsilcisi olduğu söylenen profesör, Guinness’in temsilcisi memsilcisi filan değil... Kendi kendine gelin güvey... Hatta, “dünyanın en çok konferans veren profesörü benim” diye Guinness’e başvurdu, kendi başvurusu bile kabul edilmedi.

*

Guinness’in Türkiye temsilcisi yok. Sadece, Guinness Rekorlar Kitabı’nın Türkçe basımını yapan anlaşmalı yayınevi var. Zaten, temsilciye de gerek yok.

Guinness’e internet üzerinden başvuruluyor. Resmi internet sitesinde de, “söz konusu profesörün Guinness’le alakası yoktur, Guinness adına konuşma hakkı yoktur, onun üzerinden gelen başvuru şak diye reddedilir” uyarısı var!

*

Peki, Esenler Belediyesi internet üzerinden başvuru yapmış mı? Yapmış... Ama “İftar sadece İslam âlemini kapsar, tüm dünyayı kapsamaz, o nedenle iftar dünya rekoru denemenizi kabul edemeyiz, isterseniz, dünyanın en uzun masası rekoru deneyin” demişler... Ve, “çatal bıçak sayısı” gibi şartlar istemişler. Cevap gelmemiş... Bunun üzerine başvuru reddedilmiş.

*

Başvuru reddedildiği için, hakem göndermemişler... Guinness’in dünyanın hiçbir ülkesinde hakemi yok. Başvuru kabul edilirse, Londra’dan hakem gönderiyorlar.
Denemeyi izliyor, rapor tutuyor, sonra da Guinness’in merkezi tasdikliyor. Hakem makem göndermemişler...

*

E hal böyleyken...

Esenler’de kimdi hakem?

Lokantacılar Derneği Başkanı, bi tane doktor, bi de Esenler Müftüsü iyi mi!

*

Cümleten hayır’lı rekorlar.



Kaynak - [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
21 Ağustos 2010 09:07
SeytaninOrkestrasi
Cevap: Yılmaz Özdil - Köşe Yazıları

Anında görüntü!


“PKK itirafçısı” gazetelere konuştu, o albay 8 kişiyi öldürüp gömdü dedi, o albaya “anında” 8 defa müebbetle dava açıldı; PKK’yla çatışırken vurulup tekerlekli sandalyeye mahkûm olan onur madalyalı o albay, onuruna yediremedi, kendi canına kıydı...


“PKK itirafçısı” Kızıltepe’de öldürülen albayı aslında öbür albay öldürttü dedi, cinayetle suçlanan albaya “anında” 9 defa müebbet istendi... “PKK itirafçısı” kitabevine bombayı atanlar şunlar şunlardır dedi, şunlar şunlar denilen astsubaylar “anında” hapse tıkıldı... “PKK itirafçısı” o albay bizi koruyor dedi, o albay “anında” tutuklandı... “İtirafçı gizli tanık” her şey onun başının altından çıkıyor dedi, Başsavcı “anında” içeri atıldı... “İtirafçı gizli tanık” orgeneral darbe yapacak dedi, orgeneral “anında” sanık oldu... “İtirafçı gizli tanık” bunlar çete dedi, gazeteciler profesörler rektörler sendikacılar generaller doooğru Silivri’ye... Hava Kuvvetleri Komutanı’na “İtirafçı ol, kurtul” teklifi yapıldı... “PKK itirafçısı” Genelkurmay Başkanı’nın oğluyla kankayım, tayinlerde bize kıyak yapıyor dedi, vaaaayyy diye 9 sütuna manşet yapıldı, sonra aynı itirafçı çıkıp, yazılanların hepsi yalan dedi, tek sütun haber bile yapılmadı... “İtirafçı gizli tanık” mektup yazdı, bunlar aslında PKK’lı, amirallere suikast yapacaklar dedi, yarbay kendi kafasına sıktı, Karşıyaka Mezarlığı’na, teğmenler “anında” demir parmaklıkların arkasına, Hasdal Cezaevi’ne... “PKK itirafçısı” tuğgenerali bi asker öldürdü, öldüren askeri de bi başka asker öldürdü, neden öldürdüklerini öğrenemedim, araştırıyorum dedi, o dönemin bütün subayları “anında” sorguya alındı.
¡
“PKK elebaşısı” Murat Karayılan, “Öcalan’la konuştular, ateşkes ilan ettik. Aslında Öcalan aradan çekilmişti, karşı taraftan diyalog talebi gelince, önderimiz bir fırsat daha verdi” dedi.
¡
AKP “anında” açıklama yaptı.
“Külliyen yalan” dedi.
“Provokatör bu” dedi.

Kaynak - [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
20 Ağustos 2010 17:33
Luis
Cevap: Yılmaz Özdil - Köşe Yazıları

82 Anayasası kadar zorlayıcı, bağlayıcı ve kazuistik bir başka anayasa, başka bir ülkede yok. Bu anayasanın değişmesi şart evet, ama şahsen gündemdeki paket ile olmaması gerekiyor. Çünkü gündemdeki paket, birilerinin menfaati üzerine hazırlanmıştır. Ben 23-50 tek partili iktidar döneminin etkilerinin halen devam ettiğini düşünmüyorum çünkü 60 ve 82 anayasaları katıydı, kuralcıydı. Elbette devrimlerine ve inkılaplarına sahip çıktı, milliyetçiydi, koruyucu ve bütünleyiciydi. Ancak özgürlükler kısıtlanmıştı. Yılmaz Özdil'in de savunduğu düşünceler bunlar.
-
Hiç birşey eskisi gibi değil, sürekli değişim içindeyiz. Eskisi gibi olan tek şey, halen yatağa aç giren çocuklarımızın olması... üzücü...
20 Ağustos 2010 16:57
Noyan
Cevap: Yılmaz Özdil - Köşe Yazıları

Ben sana birşey söyliyim mi Penta? Bence tasnif dışı mesajlar bunlar. Çünkü geçenlerde youtube dan google'ın crack'ını indirip kurdum ama çalışmadı. Linkler kırık abicim. Bende bunu arıyordum. Paylaşım için teşekkürler. aeo aro mcx msn ok kib asl pls by :d
20 Ağustos 2010 16:54
Pentagram
Cevap: Yılmaz Özdil - Köşe Yazıları

Dersim'e felan girmek istemiyorum o gerçekten derin bir mevzu. Sabiha Gökçen bombaladı İsmet İnönü iktidardı felan Bayar cumhurbaşkandı vs vs. Geçmişe takılıp kalmayalım diyoruzda; biz işte bu yüzden kaybediyoruz be aslında Luis. Geçmişten bağımsız olduğumuz için, geçmişimizi sorgulamadığımız için, geçmişte yapılan hukuksuzlukların hesabını sormadığımız soramadığımız sordurtulmadığı için şuanda bu tartışmalar içerisindeyiz. Ne yani geçmişi konuşmayalım, geçmişe bakmayalım diye yapılan AÇIK OY GİZLİ TASNİF gibi bir saçmalığı ve demokrasiye vurulan darbeyi yok mu sayalım!? Adamlar resmen sandık başında bekleyip kimin nereye oy attığnın çeteresini tutup DPyi silmeye çalışmışlar. Bu değil midir faşistlik ya da şuanda eleştirdiğiniz iktidar partisinin yapmaya çalıştığı. O yüzden önce geçmişinizle yüzleşin yanlışlarımızı kabullenip ondan sonra bir başkasının yanlışına bence eleştiri yapalım. Kim ne derse desin açık bir şekilde bu ülkede bir dönem CHPnin tek parti rejimi hüküm sürmüştür ve halada onun etkileri devam etmektedir. Yapılan bütün düzenlemelr bu etkileri yok etmeye yöneliktir ve sanırım bu etkinin kaybolmasından rahatsız olan kesimler varki; herkesin bir açığı aranıp olur olmaz sebeplerden ötürü kişiler birbirine çamur atabiliyor. Yılmaz Özdil'in yazılarını bende takip ederim severim; o yönden bir sıkıntım yok. Ama bütün yanlışlarıda iktidar partisine yükleyip geçmişteki partileri aklamak bence daha büyük bir yanlış
Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
Bu Konuda 10 fazla Cevap bulunuyor. Bütün Cevapları görmek için buraya tıklayın.

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Var
Mesaj Yazma Yetkiniz Var
Eklenti Yükleme Yetkiniz Var
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı