IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

 Kayıt ol  Topluluk
Konu: Mürekkep lekesi, kağıt kesiği dolu ellerim. Konu Cevaplama Paneli
Kullanıcı isminiz: Giriş yapmak için Buraya tıklayın
Boot Engelleme Sorusu
Başlık:
  
Mesajınız:
Başlık Sembolleri
Konunun başında Sembol kullanmak için aşağıdaki Listeden bir Sembol seçiniz:
 
   

Diğer Seçenekler
Diğer Seçenekler

Your browser doesn't have Flash, Silverlight or HTML5 support.


Değerlendirme
İsterseniz bu Konuyu buradan değerlendirebilirsiniz.

Konuya ait Cevaplar (Yeniler yukarda)
14 Mart 2016 15:54
Nava
Cevap: Mürekkep lekesi, kağıt kesiği dolu ellerim.

bir şey söylemek lazım ama, sanırım terör üzerine her şey söylendi. her şey konuşuldu.
hesap soracağız diye kükreyen maymunlar hepsi. açıklamalar. güvenlikler. politikalar. ulusal kükreyişler.
bıçak kemiğe dayandı derken, bıçağın dayanabileceği bir kemik kalmadı.
ölü sayıları, kimlikler, kaybolanlar, bizler. her etnik kökenden insan öldürüldü. yaşlı öldürüldü,
asker öldürüldü, sivil, çocuk, ana öldürüldü. ama hepsi masumdu.
ve çocuğa terörist diye yuhlattığınız gün sizde terör örgütü oldunuz. kravat takan katillerdiniz.
o zamanda dişimi sıktım. bugün de. siz de masumları öldürdünüz. ve kınanacak tek şey sizsiniz.
mide bulandırıcı açıklamalar. hiç utanmıyorsunuz. başka şeylerde biz yaptık demeyi çok iyi bilen sizler,
bunlarda ne olur bizim yüzümüzden diye utanın. ama hala olayın failleri. bulacağız edeceğiz.
ne diyelim başka, daha neremiz sızlasın neremiz acısın.
biz hangi meydanda patlayacağız, muammalı bir şekilde yaşıyoruz.
ve malesef hepimiz birbirimize düşmanız. o hale geldik. fikirlerimiz, tartışmalarımız.
sizden. bizden. onlardan.
evet, insan ırkından nefret ediyorum ve onlardan uzak duruyorum sözü felsefem olmaya devam edecek.
çünkü beş dakikayla ölmemişsin ve azraille alakası yok.
azrailde bile bir anda o kadar kişinin canını alabilecek vicdansızlık yoktur sanırım.
başımız sağ olsun desem başımız gövdemizden ayrılmış.
düşünelim desem beynimiz parçalanmış. bir olalım desek olamıyoruz.
her şeyin normale dönmesi çok tuhaf.
lanetlemekten başka bu konuda bireysel olarak yapılacak bir şey yok galiba.
okuyup öğrenip cahil kalmamak yapılacak en doğru şey sanırım, ancak o zaman herkes aynı fikirde olacak.
başka türlü mümkün değil. toplumsal olarak var ama bir araya gelsek nefretimizden nefes alamıyoruz.
ne diyeyim ki ya. utancımdan tamamen. bu halimizden. herkes bir şeyler biliyor.
ama olay tamamen dram ve çok acı şekilde ölmüşsün. umarım tekrarı yaşanmaz.
umarım ki biri daha öyle ölmez. parçalanmaz. başka bir şey istemiyoruz artık, yeter ki eve gidebilelim.
bunu sağlayın yeter duble yolların.
bir şehirden bir şehire gitmeyi iki saate indiren hızlı trenlerin. köprülerin. metroların...
girişlerinde bomba patladıktan sonra. bir şehirde evimize gidebilelim yeter.
bizi otobüs beklerken öldürtmeyin.
çocuklarımızı bomba patlar diye parklara götüremediğimiz bir ülke düşünemiyorum artık.
kalabalıktan kaçtığımız. sokakta tek kalmadığımız. kadın olmak zor, tecavüzler var çünkü.
o da şanslıysan. değilsen dolmuşta parçalanarak tecavüzler. çocuk olmak zor.
hatta adın ali ismailse kaçarken bile öldürürler. canselse tecavüzünden utanıp intihar edersin. sultanahmette ölürsün. eşek sırtında ölürsün.
halay çekerken ölürsün.
yani artık ölmemek çok zor.
her şey zor.
kırk beşine tecavüz edilirken artık erkek olmakta zor.
ama en çok insan olmak zor. en çok insan olmak.
ankara için ne diyeyim başka. çok dağıldım.
üzüntüden sinirden acıdan kinden her şeyden midem bulandı.
düşündükçe daha çok kızıyorum. üzülüyorum.
zaman farkıyla kurtulmuş ya da ölmüşsün. bu kadar kolay işte yaşamak.
otobüse binememişsin.
28 Ocak 2016 16:32
NarÇiçeği
Cevap: Mürekkep lekesi, kağıt kesiği dolu ellerim.

@[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] canımı korkuttummm
Zaten kedilere yavaş yavaş alışıyordum şimdi hepten gitti


Sevgiler kuzum...
bear):
13 Aralık 2015 19:17
NarÇiçeği
Cevap: Mürekkep lekesi, kağıt kesiği dolu ellerim.

Çiçek kardeşten pofudukçuğa selamlar. @[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] bear):

01 Aralık 2015 18:18
NarÇiçeği
Cevap: Mürekkep lekesi, kağıt kesiği dolu ellerim.

Orada bir adet keyifli bir bal görüyorum ben.
İyi akşamlar balım. @[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]





Adele - Hello

25 Kasım 2015 00:12
Türk
Cevap: Mürekkep lekesi, kağıt kesiği dolu ellerim.

Ben ona biriktirdiğim her şeyi sundum. Zamanı, kitaplardan süzdüklerimi, yazabildiğim ve yazabileceğim her şeyi. O ise günlük hayatın sıradan beklentilerine o kadar alıştırmıştı ki kendini, başka türlü bir sevme şekline ihtimal bile vermiyordu. Olmadı, olamazdı da. Benim yanımda uçmak için can atan bir kedi yavrusu gibi takıldı bir süre, uçabilmek için gereken arzu ve iyi niyete de sahipti aslında. Ama, kanatları yoktu.
24 Kasım 2015 19:33
Nava
Cevap: Mürekkep lekesi, kağıt kesiği dolu ellerim.

Canımı acıtanların, hiçbir şey olmamış gibi hayatlarına devam etmelerinden nefret ederim.

''Ben seni tanırım, tanırım o siyah beyaz yağmurlardan.
Bir küçük buluttan, düşerken öpersin beni yanağımdan.
Ben seni duyarım, duyarım o aydınlık sabahlardan.
Bir çocuk getirir seni, dinlerim o özlediğim şarkılardan.
Biz senle, aynı toprakta yetişen; ayrı dallarda yeşeren, aynı rüzgarda devrilen çiçekler gibiyiz.''



Merhaba güncem, merak ediyorum hayatım nasıl?
Çok şey değişti, çok sular aktı. Hayatımın bazı bölümlerini silmek istiyorum.
Bazen nefes almamak istiyorum, mutsuzluk? artık hissetmiyorum.
Mezun oldum ben, diplomalı ev kadınıyım artık.
İnsanlar ne çabuk değişebiliyor, geçen yıl bunu asla yapmaz diyorsun.
O asla yapmaz dediğin şeyi, bir bakıyorsun yapan o.
İzmir, sen bana ne iyi geliyorsun.
Sokaklarında hayat var, yaşanmışlık var.
Nefes almak var.
Gözlerim dolmuyor artık, nedense canımda yanmıyor.
Halamın dediği gibi, bir kere yaşadıktan sonra tekrar gibi gelir.
Ne de doğru, zaten en başta beklediğim sonucu yaşamak ne kadar acıtabilir ki?
Sana inanmayan insanla, nereye kadar?
inanmak güvenmek değil mi azizim?
güven olmadan ne olur ki?
insan niye tanıdığı insanı olduğu gibi sevemez ki?
neden değiştirmek ister?
neden o sevdiği insandan vazgeçer?
ne zaman küçüldük bu kadar?
seni seviyorumların havada uçuştuğu zamanlar vardı.
saçının teli kırılsa, kendi dert edineceği zamanlar.
ne zaman Allah belanı versinler, havada uçuşmaya karar verdi?

zaman, ne acımazsın.
24 Haziran 2015 13:22
Nava
Cevap: Mürekkep lekesi, kağıt kesiği dolu ellerim.





yani diyor ki, gelsen tam oluruz.*

ben baktım uzun zamandır yazmamışım, yazamamışım belki de yazmak istememişim hiçbir fikrim yok. Şöyle bir günlüğüme baktım da, Ankara'yı kazanmak için ne direnmişim be. Üniversiteyi ne kadar çok istemişim, o hâlde Denizli'nin belasını versin Allah. Bir hoca bu kadar sorunlu olamaz. (okulumun uzadığını bu vesileyle söyleyebilirim herhâlde.) İşin garibi kimse bana çalışmadın da yapamadın diyemiyor, hoca manyak. Sorun bizde değil onda çünkü. Çünkü ruh hastası olmak bunu gerektirir. Ömrüm boyunca unutmayacağım hocasın H.D

Neyse, derdini veren dermanını da verir demek istiyorum. İsyan ettikçe her şey daha kötüye gidiyor. Hadi onu geçtim de, bir şey kötüye gidince her şey niye kötüye gidiyor? Bunu kim çıkarmış arkadaş? Bu oyunu bozalım, bu işler böyle olmuyor çünkü.

insan bazen ne yapacağını bilemiyor, size de oluyor mu? seçim yapmak zorunda kalmak, bir şeylerde kararsız olmak ne kadar zormuş. Ben büyümek istemiyorum, büyüdükçe kirlenmesini geçtim zorlaşıyor be dünya. Daha okul telaşında olan ben, şimdi iş telaşı, daha önce yaz okulu telaşı, staj telaşı bilemiyorum. Ne yapmak istediğimi artık bende kestiremiyorum, kafam o kadar dolu ki, beynim kussun rahatlasın istiyorum. Hani mide de öyle oluyor ya, belki beyinde de işe yarar? kim bilir.

kime güveceksin? karar alırken kime güveneceksin? insan sadece kendini güvenince olmuyor, kime güveneceğini de bilmiyor. Deliriyor, belki sırf o yüzden deliliğe vuruyor herhalde.

pes etmek bana göre değil, bu hayatta hep savaştım, bazen yenildim. Yenilsem de pes etmedim hem demişler; ''savaş yenil, bir daha savaş, bir daha yenil. Hep yenil. ''
kafamın içinde susturamadığım sesler sussun istiyorum, huzurlu olmak istiyorum, huzur istiyorum. Amen.




kaybedilmiş davaların kadınıydım ben, kana batan bu kadehle dizlerimin üstüne çöküp ağlamaya aşinaydım ama bu farklıydı, bu sefer dibe vurmuştum, en dibe.
03 Kasım 2014 14:37
Melodram
Cevap: Mürekkep lekesi, kağıt kesiği dolu ellerim.

Anne, ben olmamışım beni bir daha doğur!
İçimden yağmurlar geçsin gölgende kurulanayım
Kandırıldığım ne varsa hepsi tedavülden kalksın
Anne, sen her şeyi bilirsin, İzmir bize çok mu uzak? diyor Ali Lidar.



-özledim tamam.
29 Ağustos 2014 23:07
Nava
Cevap: Mürekkep lekesi, kağıt kesiği dolu ellerim.

Ne Adamlar Sevdim Zaten Yoktular
Benim adım yok ya da adımı siz koyun, platonik deyiverin bana, ayrılık da olur
ya da yok yok hicran olsun adım.
Adım adım sökeyim etinizi etinizden, canınızı canınızdan.
Ya da siz karışmayın lütfen, ben kendi canımı acıtırım, siz uzak durun,
siz şu köşede şu iskemle üzerine oturun ve beyninizi - aşklarınızla.
Önce bir demlik gül içeceğim, kafamı bulmalıyım dikenlerden uzak toprakta.
Ya da bir demlik karanfil.
Bilirsiniz her kadının koltuk altı biraz çiçek kokar.
Ağızlarında gülemeyen adamlar dökülür ve sevemeyen adamlara ayak süreriz,
yol olsun diye mutfak tezgahına çilek, şarap dökeriz.
Hafta sonları kimseyi özlemem, bugün zaten salı. Bugün çok sevgili bir salı günü.
Bugün çok güzel sevgilimin sesini duyduğum bir gün.
Ama o başka bir tabakda beni göremeyecek.
O başka bir sandelyede başka bir yemek masasında. Hassiktir!-ben de bunu dedim.
O adam dediğim, bu adam, o adam, burası bir aşk.
Siyasi görüşümün bıyık terleteni ve sesine süreya şiirleri eken
ve beni bazı gül kenarlarında öpen adam.
Kan verişimi, kan döküşümü, regl sancılarımı seven adam,
tuğla taşına verilmiş yangın bir kor adı. Adı bazı hüzünlerden ödünç alınmıştır.
Allah'a inanır; cumartesi de beni özler. Cumartesiden anne yapar.
Bana inanır, bana bütün gece inanır, gündüzleri bana mum yakar, gül yakar,
dudak yakar. Bana bazı saatler, 'bugün gelmeyeceğim, bu seni özlememe engel değil' der. Der, desin. Bu bardaktaki son yudum sudur.
Bu içilir. Buna şükredilir. Bu dudak ıslatır, ciğer yangınına serpilmedir.
Onunla günde bir iki kere sevişiriz, onu günde yedi sekiz kere özlerim,
onu günde dört beş defa uyurum. O 'sevişelim mi' demez,
"ağzından öp toplamaya geldim" derim, o da soyar elmayı, kabuğu, beni.
Ben, bazen sevişmenin üslubunu yitiririm ağlarım, o gözlerime gül eker,
kuş öldürür boynuma.
O, benden başka kadınlarla mutlu değildir!
Bunu ben ona öğreteceğim, sabahları çay koymasını ve beni öpmesi gerektiğini de öğreteceğim.
O bana Allah 'tan bakar, gül görür. Ben ona yerden bakarım kuş görürüm, gül kuşu!
Gül uçuran, kanatlı siyah yelpaze.
Vakitlerimi karanfille keser, saç rengimi bilmeden devletin siyasetine tükürür.
Dişlerimi duyar, dilimi gıcırdatır. Dudağımı görür, burnumu öper.
Sırtımda çiçek kavmi yaratır. Acı çekmek gerekirse, çekeriz.
Yaraya sığınmak gerekirse, sığınırız. Aşk lazımsa sevişiriz.
Ne adamlar sevdim de gök ikliye ayrıldı.

GülsümDemir



biri beni anlatmışsa, tam da bugün.
benim bir şeyler söylememe gerek yok.
16 Ağustos 2014 21:49
Nava
Cevap: Mürekkep lekesi, kağıt kesiği dolu ellerim.

"seni benden ayıran her şey yalancıdır." diyor adam.
bunu sana söylemeye gücüm yok. kendi kendime tekrar edip duruyorum.
şiirler yazıyorum, şiirler okuyorum. kendine pay çıkart istiyorum bunlardan.
dön istiyorum, dönme istiyorum.
ne istediğimi bilmiyorum bi türlü.
başım ağrıyor iki minoset veriyorlar.
ağlıyorum, yüzümü yıkayıp öpüyorlar.
bi şarkı çalıyor, sen geldin sanıyorum.
neyim var neyim yok sırt çantama koyup dışarı çıkıyorum.
hiç olmuyorsun.
annesine küsmesine benziyorsun küçücük bi çocuğun.
akşama kadar oyuncaklarla oyalanıp, gece uyurken annesini birdenbire özlemesi gibi.
yanımda kadın telefonda konuştuğu adama fısıltıyla "seni çok seviyorum." diyor. ne çirkin!
ben yine her zaman olduğu gibi bağıra bağıra yazıyorum seni içime.
duymuyorsan, bu benim suçum mu?


içimden şehirler geçiyor gibi.
hiçbir şey yapasım yok bugünlerde.
evden çıkasım yok, odamdan çıkasım yok.
ne yapmak istediğim konusunda fikrim yok.
gidesim var, beni bu şehir boğuyor diyorum Arap Şükrü gibi.
sanırım ben ne istediğimi bilmiyorum.
bir gün bir adam bana demişti ki; umarım bundan sonra değişirsin.
keşke'li cümleleri sevmiyorum ben ama o keşkenin devamını buraya da yazmak istemiyorum.
gerçi ben artık geçmişten bahsetmek de istemiyorum.
tek isteğim biraz uzaklaşmak buralardan.
İstanbul olur, Muğla olur, Denizli olur.
Ali abi'nin dediği gibi ''Onun her şey de anısı var. İnan ki, şu geçen araba bile onu hatırlatıyor.''

İnsan hatırlamak istemediği şeyleri niye hatırlar ki?
Zihni niye oyun oynar ki insana?
Bilim adamlarına göre mutsuzluk bize beynimizin bir oyunuymuş.
Bir insan beynine de güvenemeyecekse, ne yapsın? )
Baş ağrılarım yine şiddetleniyor bu aralar.
insan 2-3 saatlik uykuyla hayatına nasıl devam eder, anlamam.

Ben artık sigaramı sadece bir kere yakıyorum, ondan öğrendiğim gibi.
hâlâ papatyalardan taç yapıyorum kendime.
yanmayacak diyenlere inat yaktığı sigaralardan içiyorum ben de.
Anne hanım hep der; susan birini yenemezsin kızım.
Ben seninle savaşmayı, bağırmanın nafile olduğunu idrak ettiğimde bıraktım.
Bu Konuda 10 fazla Cevap bulunuyor. Bütün Cevapları görmek için buraya tıklayın.

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Var
Mesaj Yazma Yetkiniz Var
Eklenti Yükleme Yetkiniz Var
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı