IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

 Kayıt ol  Topluluk
Konu: Geçmişe takıldıkça düşüyorum... Konu Cevaplama Paneli
Kullanıcı isminiz: Giriş yapmak için Buraya tıklayın
Boot Engelleme Sorusu
Başlık:
  
Mesajınız:
Başlık Sembolleri
Konunun başında Sembol kullanmak için aşağıdaki Listeden bir Sembol seçiniz:
 
   

Diğer Seçenekler
Diğer Seçenekler

Your browser doesn't have Flash, Silverlight or HTML5 support.


Değerlendirme
İsterseniz bu Konuyu buradan değerlendirebilirsiniz.

Konuya ait Cevaplar (Yeniler yukarda)
17 Kasım 2012 18:14
Zen
Geçmişe takıldıkça düşüyorum...

Geçmişe takılıp kalınca ne olur? Hayatımıza yeni niyetlerimizi, dileklerimizi sokamayız. Geçmişi düşünmek bize önce şimdiyi sonraya geleceği kaybettirir.


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Ne oluyor bana,
Yok mu ellerimden tutan?
Güle oynaya merdivenleri çıkarken birden bire ne oldu?
Bir anda tepetaklak yuvarlandım.
Düşüyorum.

Yaşadığım olayların karşısında duruşum değişti,
Olanı düşünüyorum, geçmişe kanca attım.
İleriye gitmeye çalıştıkça geri çekiliyorum.
Olaylara verdiğim anlamlar değişiyor.
Düşüyorum.

Geçmişe takılınca neler olur?

Bazı zamanlar vardır hayatımızda her şey yolunda giderken birden bire olan bir olay karşısında duygularımızın esiri oluruz.

Ya geçmişte olan bir olaya takılmışızdır ya da olan karşısında kendimizi hissettiğimiz durumdan memnun değilizdir.
Kendi değerimizi başkalarından gelen onaylamayla yorumlamaya çalıştıkça, duymak istediğimiz kelimeler hep bize uzak kalır.

Bir kızgınlık, öfke bulutu içinde kalırız. Sonra başlar bedensel rahatsızlıklar: Baş ağrıları, isteksizlik hali, iştahsızlık ya da tam tersi oburluk.

Kendimize zarar vermeye başlarız, öfkelendikçe bitkinleşir ve halsizleşiriz. Daha da ileri gidersek hastalanır, kendinizi ateşler içinde yatakta buluruz.

Olan nedir derseniz; olan sizin egonuzun peşine katılmanız ve özünüzden uzaklaşmanızdır. Düşüncelerinize daldıkça derine sizi negatif duygularınıza çeken düşüncelerle karşılaşırsınız.

Bir bakarsınız yıllar önce olmuş bir olayın hesaplaşmasını yapıyorsunuz.

İçinizde hala bir kızgınlık hissedip, olmuş olana direniyorsunuz. Olanı kabullenmek yerine sürekli keşkeleri düşünüp, o zaman size bu olayda hizmet edenlerle tekrar tekrar bu konuları konuşup o an alamadığınız cevapları almaya çalışıyorsunuz. Kendinize o an veremediğiniz tepkiler için kızıp, karşınızdaki kişileri duymak istediklerini söylemeleri için zorluyorsunuz.

Peki bütün bunlar olurken siz neredesiniz?
Ben söyleyeyim: Geçmişte.

Peki geçmişe takılmışken neyi kaçırıyorsunuz?
Ben sizin yerinize cevap vereyim: Şimdiyi.

Peki Şimdiyi yaşayamadığınızda ne oluyor?
Yeni yaratımlardan uzaklaşıyorsunuz. Hayatınıza yeni niyetlerinizi, dileklerinizi sokamıyorsunuz. Geçmişi düşünmek size önce şimdiyi sonraya geleceğinizi kaybettiriyor.

Oysaki hayatta hepimiz bir tiyatro sahnesinde oyun oynuyoruz. Her sahnede farklı rol arkadaşlarımız oluyor. Oyun performansımız her an aynı olmuyor. Ama bizim yazdığımız senaryoda biz istersek başrol, istersek figüran olarak yolumuza devam ediyoruz.

Oyunun devam etmesi için bizim yapmamız gereken geçmiş sahnelere takılmak yerine, yeni sahnelerde rol almamız ve anda kalıp oyuna devam etmektir.

Biz anda kaldıkça özümüzle hayat enerjimizle bir oluruz.

Yeni yaratımlar yapacak gücümüz olur. Evrenle bir olup akarız.

Sizi geçmişe çeken ağırlıklarınızdan kurtulmanız ve sevgiyle olanı kabul edip, şimdide mutluluğu yakalamanız dileğiyle,


Saba Deniz
Yaşam Koçu

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Var
Mesaj Yazma Yetkiniz Var
Eklenti Yükleme Yetkiniz Var
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı