IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

 Kayıt ol  Topluluk
Konu: RİZE’DE DOĞUM ve SONRASI İLE İLGİLİ ADETLER Konu Cevaplama Paneli
Kullanıcı isminiz: Giriş yapmak için Buraya tıklayın
Boot Engelleme Sorusu
Başlık:
  
Mesajınız:
Başlık Sembolleri
Konunun başında Sembol kullanmak için aşağıdaki Listeden bir Sembol seçiniz:
 
   

Diğer Seçenekler
Diğer Seçenekler

Your browser doesn't have Flash, Silverlight or HTML5 support.


Değerlendirme
İsterseniz bu Konuyu buradan değerlendirebilirsiniz.

Konuya ait Cevaplar (Yeniler yukarda)
13 Eylül 2016 10:58
PySSyCaT
RİZE’DE DOĞUM ve SONRASI İLE İLGİLİ ADETLER

Evlililiğin ilk devrelerinde gelinin gebe kalması istenirdi.
Gebe kalmaması vaziyetinde telaş düşülür, hata varsa bunun gelinden kaynaklandığı düşünülürdü.
Gebe kalınması için okutma dahil her çareye müracaat edilirdi.
Birkaç yıl içinde şayet gelin gebe kalmazsa, anlaşılarak ya boşatılır, veyahut üzerine kuma alınırdı.
Şayet hamil kalmışsa, oturmasına, kalkmasına, yemesine, içmesine kadar dikkat edilir, aynı zamanda bir çok batıl yöntem de uygulanırdı.

Doğum zamanı köy ebesi çağrılırdı. Bebeğin çıpa’sını (göbek bağı) ebesi veya iyi huylu birisinin kesmesi istenirdi.
İlk doğan sebinin erkek olması istenirdi. Şimdi de öyle ya.
Çocuk doğar doğmaz sağ kulağına ezan ve sol kulağına kamet okunurdu.
Doğum yapan anne kırk gün lohusa kalırdı.
Çocuğa ekseriyetle büyüklerin ismi verilirdi. Daha çok can veren nine, dede veya yakın tarihte can vermiş birinin ismi verilmesi hali hazırda devam etmektedir.
Çocuk kısa bir müddet kundakta kalır. Sonra beşiğe alınırdı.
Nazarlanmasın diye çocuk uzun müddet yabancılara gösterilmezdi. Gösterileceği zaman nazarlık takılır, yüzüne kara sürülürdü.
Anne sütü olduğu sürece emzirilir. Sütten kesildikten sonra inek sütü verilirdi.
Anne sütü yoksa, ilk zamanlarda, süt anne aranırdı. Yakın etraftan herkes çocuğu emzirir ona süt anne olurdu. Süt annelik yaygın bir uygulama olup yer yer hala devam etmektedir.
Süt çocuk, süt kardeşi ve ondan sonra doğacak çocuklarla “süt aşağı akar” diye izdivaç ettirilmezdi.
Kız ergenlik dönemine kadar çember, daha sonra da keşan bağlardı.
Erkek çocuklar ergenlik dönemine kadar mendil, yağluk, daha sonra da başlık ve abaniye bağlardı.
Doğumdan sonra kızın annesi tarafından peşuk alayı yapılırdı. Alay erkek evinde olurdu. Alaya kızın ailesi ve yakınları katılırdı. Çocuk kız ise kırmızı, erkek ise mavi beşik armağanedilirdi. Bu olay sadece ilk çocuk için yapılırdı. Diğer çocuklar bu beşikle büyütülürdü.
Alaya katılanlar eşya ve armağan veririlerdi. Kundağa konulmuş paralar ise çocuğu yıkayan ebeye armağan edilirdi. Ebeler çoğu kez bu parayı almaz çocuğa bırakırdı.



aLinti..

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Var
Mesaj Yazma Yetkiniz Var
Eklenti Yükleme Yetkiniz Var
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı