IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

Konu: Kattığın Anlam Kadarsın – Sakın Vazgeçme! Konu Cevaplama Paneli
Kullanıcı isminiz: Giriş yapmak için Buraya tıklayın
Boot Engelleme Sorusu
Başlık:
  
Mesajınız:
Başlık Sembolleri
Konunun başında Sembol kullanmak için aşağıdaki Listeden bir Sembol seçiniz:
 
   

Diğer Seçenekler
Diğer Seçenekler

Your browser doesn't have Flash, Silverlight or HTML5 support.


Değerlendirme
İsterseniz bu Konuyu buradan değerlendirebilirsiniz.

Konuya ait Cevaplar (Yeniler yukarda)
17 Şubat 2018 15:26
Sanem
Kattığın Anlam Kadarsın – Sakın Vazgeçme!

Henüz tüm detayları ve boyutlarını tam olarak keşfedemediğimiz ve sürekli büyüyen evrende, dünya adlı bir gezegende yaşıyoruz. Milyarlarca yıl önce başlayan değişim ve dönüşümü, kendimizle beraber etrafımızı da değiştirerek ve dönüştürerek devam ettiriyoruz. Bilerek ve isteyerek yaşadığımız çevreye zarar veriyoruz.
Salt kendi rahatımız, genişlemesini istediğimiz konfor alanımız, bitip tükenmek bilmeyen istek ve arzularımız nedeniyle daha fazla tüketiyor, yok ediyor ve hatta kimi canlı türlerinin neslini geri dönülmeyecek şekilde sona erdiriyoruz.
Çekirge sürüleri gibi doğal olan her şeyi, önce kesin bir biçimde işgal ediyor sonra da yok ediyoruz. Üstelik tüm bunları yapan, doğanın bir parçası olan insan… Peki bu yoğun şekilde karşıdan alan ve sürekli tüketen yaşam biçimi aslında ideal olan mıdır?
Değilse ideal olan yaşam nasıl olmalıdır? Başka bir açıdan soracak olursak, doğada başlayıp doğada sona eren hayatın kavramsal çerçevesi ve anlamı nedir?


Sadece ihtiyacından fazlasını tüketmek ve kalıcı olarak yok etmek midir?

Kesinlikle değildir!
İdeal olan yaşam pozitiftir. Yıkıcı değil yapıcıdır. Yapı taşı sevgidir. Üreterek, top yekûn yok etmeden, insanların hem kendi aralarında hem de dünyayı paylaştıkları diğer canlılara karşı, diğerlerinin yaşam hakkı ve özgürlük alanına saygıyı, birbirine karşı ise koşulsuz sevgiyi sağlayan mekanizmadır.
İdeal yaşam böyle ifade edilebilir…
Diğer taraftan rasyonel ve basit bir hesap yapacak olursak durum şu:
Ortalama 70 yıl yaşıyoruz.
Yarısı uykuda geçiyor.
Kalan 35 yılın 5’i çocukluk.
5’i yaşlılık.
Kaldı 25.
15 yıl çalışma.
Kaldı 10.
Tuvalet, banyo 5 sene.
Geriye kaldı 5 yıl…
Düşünen bir varlık olmamızdan ve elbette geri kalan 5 yıldan hareketle adına yaşam denilen bu kısa sürenin (ki evrendeki zaman göz önüne alındığında 70 senelik ömür yaklaşık olarak bir göz açıp kapama süresine tekabül ediyor) bütünsel olarak hakkını vermek gerekiyor. Ancak yaşamın hakkını verme meselesinden önce çözümlenmesi gereken çok önemli sorular var.
  • Biz öz benlik olarak onun neresindeyiz?
  • Bu bakış açısı ile ben ve benim hayatım ne demek?
  • Hayatının nasıl olmasını istiyorsun, bunun için hangi kararları veriyor ve pratiğe dönüştürüyorsun?
  • Hayatın anlamı nedir?
Hayatın anlamı, senin ona ne şekilde ve nasıl anlam kattığındır. Sen ise kattığın anlam kadarsın! Asıl olan senin yaşam sürende yarattığın manadır… Evren senin aklın ve kalbindir, istediğin yere kadar gidebileceğin… Sadece an var… Ötesi yok… Öncesi yok… Sonrası yok… Tekrarı yok… Çok geç olmadan kurtar kendini!

Sakın Vazgeçme...


alıntı

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Var
Mesaj Yazma Yetkiniz Var
Eklenti Yükleme Yetkiniz Var
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı