IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

2Beğeni(ler)
  • 2 Post By Liaaa

Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 30 Mart 2012, 17:01   #1
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Azap Askerleri




Azaplar anadolu beyliklerinde, donanma hizmetinde kullanılan asker. osmanlı teşkilatında hafif yaya askeri. azab, arapça’da evli olmayan, bekâr erkek demektir.

İlk azab teşkilatını, aydınoğlu umur bey izmir’de kurdu. umur bey, latinlerle yaptığı çarpışmalarda, azab denilen donanma askerlerinden çok faydalandı. osmanlılarda ise, henüz yeniçeri ocağı kurulmadan önce, azab teşkilatı mevcuttu. azablar, anadolu’dan toplanmış dinç ve kuvvetli türk gençlerinden meydana geliyordu. bunlar; yaya, kale ve donanma azabları olmak üzere üç sınıftı.

Yaya azabları, harp vukuunda, ihtiyaca göre 20 veya 30 haneden bir kişi alınmak suretiyle toplanırdı. diğer haneler de, seçilen bu azabların masraf ve iaşelerini karşılamakla mükellef tutulurdu. askerden kaçmaması için, her azabın bir kefili vardı. kaçtığı takdirde masraf bu kişiden alınırdı. azablar, vergiden muaftılar. kara savaşlarında düşmanın ilk saldırısını karşılamak, azabların vazifesiydi. düşmanı ilk önce ok yağmuruna tutan azablar, göğüs göğüse harbe girdiklerinde, belli bir plan dahilinde iki yana açılırlar ve düşmanı topçu kuvvetleri ile karşı karşıya bırakırlardı. işte bu anda osmanlı topçusunun seri atışı sonunda, düşmana öldürücü darbe indirilmiş olurdu.

Azabların muharebe esnasında sayıları belirli olmayıp, düşmanın durumuna göre çok veya az olurdu. ankara muharebesinde ve istanbul’un fethinde 20.000 azab vardı.otlukbeli savaşında, anadolu azabları 20.000 ve rumeli azabları 10.000 kişiydi. azablar, kırmızı börk giyerlerdi. silahları ise ok, yay ve omuzda asılı pala ile kalkandan ibaretti. bazen da mızrak, yani kargı taşırlardı. yaya azabları, ilk dönemlerden 16. asır ortalarına kadar, savaşlarda büyük hizmet verdiler.

On beşinci asrın başlarında azablar, osmanlı bahriye teşkilatında da kullanılmaya başlandı. bahriye azabları kabiliyetlerine göre, kaptanlığa kadar yükselme imkânına sahiptiler. bunların yedi-sekiz tanesi bir bölük sayılır ve bölükbaşısına “reis” denilirdi. reisliğe ise “badhani” denilen yelkencilikten geçilirdi. reisten sonra odabaşı ve aşçıbaşı gelirdi. reis aynı zamanda gemi süvarisi olunca “vardiyan-başı” denilirdi. süvari olan reis, daha sonra kaptan olurdu. ayrıca bölüksüz reis sınıfı vardı. kıdemli yelkencilerin terfi sırası geldiğinde, boş bölükbaşılık bulunmazsa, bunlara bir rütbe olarak reislik, yer açılınca da bölüklü reislik verilirdi. deniz azabları arasında, 150 kadar bölüksüz reis bulunurdu. bahri azablarının bir kısmı tersanede, bir kısmı da gemilerde hizmet ederlerdi. gemilerde bulunanlara “azaban-ı donanma”, tersanedekilere de “azaban-ı tersane” denirdi. azabların, tersane yanında bir kışlaları vardı. bugün buraya, azapkapı denilmektedir.

Ayrıca, hudut kalelerinde yaya azablarından teşkil olunan bir azab birliği görev yapardı. kale içinde oturan bu askerlerin bir kısmı ulufeli (maaşlı), bir kısmı timarlıydı ve her kalede belli bir değişmez sayıda idiler. ulufeli azab lâyık görülürse, timarlı olurdu. azab teşkilatı, sultan ikinci mahmud han döneminde kaldırıldı.


alıntı



 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları sohbet odaları Benimmekan Mobil Sohbet
Alt 15 Mart 2013, 04:08   #2
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Azab - Azablar (Azap Askerleri)




Azab - Azablar (Azap Askerleri)


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

Azab veya azap Osmanlı devletinde çoğunlukla garnizon askeri olarak görev yapan bir askeri birim. Sözcüğün anlamı "bekar erkek"tir. Henüz evlenmemiş genç erkekler azab yazılabilirlerdi. Gönüllülerden oluşan yayalardır. Savaşta ordunun en önünde yer alırlardı. Azablar Osmanlı ordusunun Anadolu'daki yaya askerlerinin çoğunluğunu oluştururlardı ve yerleşim birimlerinin güvenliğinin sağlanması kalelerin savunulması gibi görevleri yerine getirirlerdi.

Azablar yükseliş döneminde Osmanlı seferlerinin değişmez bir parçasıydı. Meydan savaşlarındaki görevleri ordu merkezinin ön tarafında yeniçerilerin ilerisinde durmaktı. Hafif donanımlı olan azab askerleri düşman ordusunda Osmanlı merkezinin zayıf olduğu kanısını uyandırır ve bu durum padişahın tuğunun da bulunduğu merkeze doğru bir saldırı başlatılmasına yol açabilirdi. Beklenen bu saldırı gerçekleşirse azablar düşman birliklerine ok atarak ilerleyiş sırasında kayıp vermelerini ve özellikle düşman süvarisinin saf düzeninin bozulmasını sağlamaya çalışırlardı.

Düşmanla yakın temasa giren azab birliği geri çekilerek ya da kaçarak gerisindeki yeniçeriler ve topçu birliklerinin ateş açmaları için alan yaratmaya çalışırdı. Bu arada Osmanlı ordusunun kanatlarını oluşturan tımarlı sipahiler için merkeze yüklenen düşman ordusunu kanatlardan vurma fırsatı doğabilirdi. Azapları takip ederken safları daha da bozulan düşman ordusu tahkim edilmiş yeniçeri siperlerine ve onların arkasındaki daha ağır donanımlı daha iyi eğitilmiş profesyonel askerlere çarpardı.

Azab askerlerinin temel donanımı ok yay eğri kılıç ve savunma için bir kalkandan oluşurdu. Çoğunlukla zırh giymezlerdi bu da gerektiğinde daha hızlı geri çekilebilmelerini sağlardı. Bazı savaşlarda yeniçeriler gibi kazdıkları siperlerin içine süvariye karşı kazıklar yerleştirerek bunların arkasından ok atışı yaptıkları kaydedilmiştir. Kara ordusu dışında donanmada görevli deniz azapları da vardı.Aynı zamanda Osmanlı Ordusunda meydan savaşlarında en ön safta yer alan azab askerlerinin esas amaçları olan karşıdaki düşmanın elit birliklerini yorma görevleri sırasında hafif silahların kısa zamanda kullanılmaz duruma gelmesi ve ağır silahların kuşanmalarının aldığı zaman çoğu kez bulunamadığında tokat atmaya başlamaları ile askerler arasında yiğitliğin eriştiği son nokta olarak görülmeye başlanmış ve bunun üzerinde popülarite kazanmıştır. Sesi ile düşmanın üzerinde yarattığı psikolojik etki sebebiyle zamanla geliştirilmiştir. Bazı rivayetlere göre askerler çıplak elleriyle mermerler üzerinde tokat alıştırmaları yapmışlardır.Osmanlı tokadı burdan gelmektedir. Daha sonraları Delil aynı zamanda Deliler olarak adlarılan bir grup oluşturulmuştur.


 
Alıntı ile Cevapla

Cevapla

Etiketler
askerleri, azap


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Azap Myheart Şiir, Hikaye ve Güzel Sözler 0 18 Şubat 2011 20:39
Günahkar Genç ve Azap Melekleri MasteR06 İslamiyet 0 07 Kasım 2010 16:14
Azap Melekleri ve Günahkar Genç Lucifer İslamiyet 0 13 Eylül 2010 21:48