IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

 Kayıt ol  Topluluk
Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 14 Mayıs 2012, 04:18   #1
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Osmanlıya Fetihlerle Gelen Sanat




Osmanlı maden sanatı diğer sanat dallarında olduğu gibi başlangıçta Selçuklu kültür mirasını devralır; bu nedenle imparatorluğun pek çok ülke ve ulusu birleştiren yapısına uygun bir yol çizerek çeşitli eğilimleri kaynaştıran bir pota olmuştur. Bilhassa Selçuklu maden sanatından tanıdığımız kakma tekniğinin 14. yüzyılda geniş şekilde uygulanmasıdönemin göze çarpan özelliğidir. Kakma tekniği daha sonraki yüzyıllarda Osmanlı maden ustalarınca bu denli yoğun biçimde uygulanmamıştır.

FETİHLERLE GELİŞEN SANAT

Osmanlıların bir dünya devleti olma yoluna girdikleri 15. yüzyıl özellikle İstanbul’un 1453’teki fethi diğer pek çok alanda olduğu gibi maden sanatında da bir dönüm noktasını oluşturur.

Özellikle altın ve gümüş madenleri açısından zengin Balkan topraklarının fethiyle Osmanlılar hem hammadde kaynaklarına hem de köklü bir geçmişe sahip maden sanatçılarına kavuşmuşlardır. Memlûk etkisi bu dönemin tipik bir eser grubundaaltıgen piramidal gövdeli kandillerinde görülür. Delik işi kabartma ve kazıma teknikleriyle işlenmiş rumî ve hatayîlerle bezenmiş bu kandillerin günümüze gelen örneklerinin sayıca çokluğu bunların 15. yüzyılın ikekşi yarısında bolca yapıldığını gösterir. Bu dönemin madeni eserleri arasında şamdanlar da önemli bir yer tutar.


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.





OSMANLI’NIN SANAT OKULU: EHLİ HİREF

Günümüze kalan Osmanlı madeni eserleri arasında Sultan II. Bayezid dönemine ait olanların fazlalığı dikkati çeker. II. Bayezid’in değerli eşya tutkusu tarihçiler tarafından israf olarak nitelendirilse de sanata olumlu etki yaptığı; yeni eserler yaratmak sanatçıların korunma ve teşvikinde itici bir güç oluşturduğu da bir gerçektir. Osmanlı sanatının her dalı için bir okul işlevi gören Ehli Hiref teşkilatı bu dönemde kurulur.


Bunlardan madeni eser yapanlar kazgancıyan; her türlü kuyumculuk ve altın işi yapanlar zergeran; altın kakmacılık ve süsleme yapanlar kûftgeran ve zernişan; kıymetli taşların yontulup yerleştirilmesinde çalışanlar hakkâk adı altında toplanmaktaydı. Ehli Hiref teşkilatındaki bu bölüklerin hepsi maden sanatı süsleme tekniğindeki çeşitlilikten ötürü rol almıştır.


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


DEĞERLİ TAŞLARIN GÖSTERİŞİ


Özellikle de Tebriz ve Mısır’ın fethi sonrası imparatorluğun çeşitli yerlerinden farklı gelenek ve sanat anlayışlarını İstanbul’a getiren ustaların çalışma ve işbirliği sonucu 16. yüzyılın ortalarında belirgin etkilerden arınan Osmanlı maden sanatı kendi özgün biçimini bulmuştur. Bu yüzyılda yapılan kazıma kabartma telkari delik işi savat kakma ve kaplama teknikleriyle süslü eserlerin üzerinde genellikle birkaç süsleme tekniği birden uygulanmıştır. Ancak bu dönemin genel karakterini en iyi yansıtan bölüm kuşkusuz murassa (değerli taşlarla süslü) madeni eserlerdir.


Bu dönemde büyük bir gelişme gösteren taş kakma tekniği ile madeni yüzeyler ve kılıç hançer kitap kapları yeşim paftalar doğal kristal hatta porselen üzerine değerli taş yerleştirmek moda olmuştur. 16. yüzyılın bu gösterişli biçimiyle tezat teşkil edecek sadece uyumlu oranları ve iyi işçilikleriyle göze çarpan sade örnekler de vardır. Gene bu döneme aitsadece bir madalyon kartuş veya köşebendin içinin süslendiği örnekler iki tezat üslup arasındaki orta çizgiyi oluşturur gibidir.


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.




DOĞANIN CANLILIĞI



17. yüzyıl süsleme motiflerinde 16. yüzyıl klasik biçimlerinin yanı sıra çiçekler de görülmeye başlanır. Batı etkisiyle ortaya çıkan bu motif Türk üslubunda işlenmiş çiçek motifleriyle kompoze edilmiştir. Dönemin çoğunlukla kazıma tekniğiyle bezenmiş bakır eserlerinde örgü frizleri hayat ağacı Mührü Süleyman balık gibi geleneksel motiflerin yanı sıra dönemin gümüş eşyasından tanıdığımız nar çiçekler lale gibi natüralist desenlere de rastlanır. 18. yüzyılın başında kısmen geleneksel kalıplara bağlı kaldığı görülen Osmanlı maden sanatı 17. yüzyılın natüralist üslubunu devam ettirir.



Batı’ya dönük form ve motif arayışlarının yanı sıra klasik geleneği sürdüren bir eğilim de vardır. Geç 18. yüzyıl ve 19. yüzyıl maden sanatı tümüyle Batı zevkini yansıtacak bir görünümdedir.


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.



TÜRK ROKOKOSU

16. ve 17. yüzyılın klasik Osmanlı biçim ve motifleri yerlerini Avrupa’dan ithal edilen Barok ve Rokoko form ve desenlerine bırakmıştır. Bu dönemde Batı ürünlerini taklit etmeye çalışan Osmanlı maden sanatının özellikle kazıma tekniğinde başarılı olduğu ve dönemin revaçta malzemesi olan kahve takımları ibrik tepsi maşrapa ayna gibi parçalarda iyi örnekler yarattığı görülmektedir. Osmanlı maden sanatının ‘Türk Rokokosu’ doğrultusunda yarattığı eserleri incelerken bir zevk değişimini de görürüz. Kakma eserlerde ve kuyumculukta klasik dönemin yakut zümrüt lâl gibi renkli taşlarının yerini yontulmuş elmas ekşi almakta; minecilik rağbet bulmaktadır. Ustalık isteyen ‘kalem işi’ kabartmanın yerini ‘kalıpla çakma’ almıştır.


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Hâlâ kullanılan çiçek kompozisyonları ise devrin modası gereği büyük fiyonklu girlandlı gösterişli sepetlerle bir arada yapılmaktadır. 19. yüzyıl Osmanlı dünyasının değişen siyasi ve ekonomik yapısı elbette Osmanlı sanatını da etkiler. Saraydaki Ehli Hiref teşkilatının giderek zayıflaması ve 19. yüzyılda tamamen ortadan kalkması mali sıkıntılar Osmanlı sanatındaki parlak evreleri sona erdirir.
Devletin giderek artan bir sıklıkta Hazine’deki altın gümüş hatta bakır eşyayı eritmek üzere Darphane’ye yollamasıeritilerek yeniden kullanılabilen madeni malzemeye dayalı Osmanlı maden sanatından günümüze kalan eserlerinkaynakların sözünü ettiği zenginliği yansıtamaması sonucunu doğurmuştur. Sadece çoğu türbe ve camilere vakfedildiği için elde kalan eserler ile Saray Hazinesi’nde korunabilen malzeme Osmanlı sanatının bu dalındaki üslup ve işçilik zenginliğini göstermektedir.


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

__________________
Exy..
 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları sohbet odaları Benimmekan Mobil Sohbet
Cevapla

Etiketler
fetihlerle, gelen, gravürlerle, imparatorluğu, minyatür, osmanlı, osmanlıya, sanat, ve, İmparatorluğu


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Osmanlı İmparatorluğu Son Dünya Düzeni Liaaa Tarih 0 21 Mart 2012 16:45
Minyatür ve Gravürlerle Osmanlı İmparatorluğu YapraK Tarih 1 17 Ocak 2010 20:41