![]() |
Osmanlı Türkçesi Sözlüğü ‘N nâ (F.) [ نا ] olumsuzluk eki. na’l (A.) [ نعل ] nal. na’lbend (A.-F.) [ نعلبند ] nalbant. na’lbur (A.-F.) [ نعلبر ] nalbur. na’lçe (A.-F.) [ نعلچه ] nalça. na’nâ’ (A.) [ نعناع ] nane. na’re (A.) [ نعره ] nara, haykırma. na’ş (A.) [ نعش ] naaş, cenaze. na’t (A.) [ 1 ] نعت.övme. 2.Hz. Muhammed’i övücü şiir. nââşnâ (F.) [ نا آشنا ] yabancı. naat (A.) [ 1 ] نعت.övme. 2.Hz. Muhammed’i övücü şiir. nâb (F.) [ ناب ] saf, halis, katışıksız. nâbecâ (F.) [ نابجا ] yersiz. nâbehre (F.) [ 1 ] نابهره.nasipsiz. 2.soysuz. nâbekâr (F.) [ 1 ] نابکار.hayırsız. 2.işe yaramaz. nâbîna (F.) [ نابينا ] kör. nâbûd (F.) [ 1 ] نابود.yok. 2.yokluk. 3.perişan. nabz (A.) [ نبض ] nabız. nabzgîr (A.-F.) [ نبض گير ] nabza göre şerbet veren. nâcî (A.) [ ناجی ] kurtulan. nâcins (F.-A.) [ ناجنس ] soysuz, cinsi bozuk. nâçâr (F.) [ 1 ] ناچار.çaresiz, sorunda. 2.ister istemez. nâçîz (F.) [ ناچيز ] değersiz, önemsiz. nâdân (F.) [ 1 ] نادان.cahil. 2.hödük. nâdânlık (F.-T.) 1.cahillik. 2.hödüklük. nâdî (A.) [ نادی ] seslenen, çağıran. nâdim (A.) [ نادم ] pişman. nâdim etmek pişman etmek. nâdim olmak pişman olmak. nâdir (A.) [ نادر ] az bulunur. nâdirât (A.) [ نادرات ] az bulunur şeyler. nâdire (A.) [ نادره ] az bulunur. nâdiren (A.) [ نادرا ] nadir olarak. nâehl (F.-A.) [ ناأهل ] ehil olmayan, ehliyetli olmayan. nâf (F.) [ ناف ] göbek. nafaka (A.) [ نفقه ] geçim parası. nâfe (F.) [ 1 ] نافه.ceylanın göbeğinden çıkan misk. 2.sevgilinin saçı. nâfercâm (F.) [ نافرجام ] sonu iyi olmayan, yararsız. nâfıa (A.) [ نافعه ] bayındırlık işleri. nâfıa müdüriyeti bayındırlık müdürlüğü. nâfıa nâzırı bayındırlık bakanı. nâfıa nezareti bayındırlık bakanlığı. |
| Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 23:45. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.11
Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.
Search Engine Friendly URLs by vBSEO
Copyright ©2004 - 2025 IRCForumlari.Net Sparhawk