15 Ekim 2021, 20:53 | #1 | |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Güvercinler - Çocuk Hikayeleri Balkona ,ikindi serinliği düşünce, resim şovalyemi, yağlı boya çantamı, boyalarımı, bezir yağını tuvalimi, paletimi, boya yıkama kabımı, alıp ,daha önce, kafamda tasarladığım resmi yapmaya baş-lıyorum...Çocukluk yıllarına gidiyorum...Sabahları erkenden kalkıp, ahırda, gaz tenekesinden yaptığım yuvada, yatan biri süt beyaz, diğeri boynunda kahverengi halkalar olan ,iki güvercin canlanıyor gözlerimin önünde. Tuvale,ince uçlu bir kalemle iki güvercin resmi çiziyorum...Önce, siyah, beyaz ve mavi yağlı boya tüplerinden elimdeki palete bir miktar boya sıktıktan sonra, spatülle karıştırıp gaz tenekesinin rengine yakın, bir renk elde ede- rek, fırçayla kaba taslak boyuyorum...Sonra detayları üzerinde çalışacağım...! Tam o anda karşı apartmanın çatısına iki yabani güvercin konu- yor...Biri erkek, öbürü dişi...Erkek, boynundaki parlak renklerden, ve çalımından belli oluyor... Dişi daha zayıf ve erkeğe göre ...Erkek, gurul gurul sesler çıkararak, dişinin etrafında dönüp duru- yor...Yabani güvercinler, balkona pislediği için üst kattaki komşumuz pek hoşlanmıyor...Güvercin- ler, sevimli yaratıklar...Tekrar çalışmama dönüyorum, kurutucu vernikle "fizkiyativ" kuruttuğum astar boyanın üzerinden , artık esas renkleri koyabilirim...Üç numaralı fırçayla, gaz tenekesinin kenarlarını boyuyorum...Sıra, güver- cinlerin, kuluçka zamanı, ağzıyla yuvaya taşıdıkla- rı çöplere geliyor. Çok ince uçlu fırçamla, kahve- rengi, beyaz, ve siyah renlerin karışımından elde ettiğim bir renk tonunu alarak, çöp resmi yapıyor- um...Bu esnada, karşı evin balkonuna birkaç güver- cin konuyor, evin balkon kapısı kapalı, birkaç gündür yoklar, yukardaki komşu, kızının bir deli- kanlıyla kaçtığı için, memleketlerine gitmiş olabile- ceğini söylüyor bizim hanıma...Emekli olduğum için, eski daire arkadaşımın tavsiyesiyle resim yap- maya yeniden başladım...Orta Okul sıralarında , kara kalem ve sulu boya ile yaptığım birkaç natür- mont, ve peyzaş "manzara" resmi okulun tatil olmasından sonra, temsillerin yapıldığı salonda teşhir edildi...Kasabalı, değişik tarzda ve teknikte yapılan sulu boya ve kara kalem, çini mürekkebi ile yapılan resimlere ilgi gösterdi...En çok ta beğe- nilen , benim güvercinler adlı tablomdu....Hayal meyal hatırlıyorum...Gri bir gök yüzü, gök yüzün- de uçan güvercinler, ve bir atmacanın bir güver- cini, gökten hışımla inip, keskin tırnaklarıyla havaya kaldırması, sonra, dik ve sarp kayada, yuva yapan yavrularını altına alarak korumaya çalışan bir ana atmacanın, ağzına ve yavrularının ağzına kusması kasabanın Kaymakamının, ve Belediye reisinin ilgisini çekmişti...Resim öğretmenimize, "Sizi tebrik ederim hocam, çocukları çok iyi yetiştir- mişsin !" diye övgüler dizilmişti...Resim öğretme- nimiz de, bu ilgiden bayağı memnun olmuştu... Dalmışım, eşim bir tabağa kiraz koymuş getirdi... "Çalışırken yersin !" dedi..Karım, "eşim" benim hem hayat arkadaşım, hem resim yapmamda, beni eleş tirmede, yardımcım, hem de çocuklarımın annesi " Güvercinler tablomu beğendin mi ?" dedim. " Gaz tenekesi mi bu ?" dedi.."Bu nasıl teneke ! Cansız bir varlık ,ama onun da bir ruhu var ! Teneke olduğunu iyice belirtmemişsin, üzerinde daha çok çalışmalısın.!..Baştan savma yapıyorsun ressamlar bir resmi en az üç ayda bitiriyor, sen bir günde resim yapıyorsun...Boyalara verdiğin paraya yazık ! Çocukların rızkını , boştan şeylere harcıyorsun ...! Emekli maaşın ancak ay ortasına kadar gidiyor...Oğlan, bize yardım etmese ay sonunu zor getiririz ...!" "Haklısın...! Ama benim de kahvem yok içkim yok...Resim de yapmazsam, çıldırırım hanım ....! " Sen lisedeyken hikayeler yazardın ! Yine yaz...!" " Yazdığım hikayeleri kaç kişi okur hanım ! Herkes, bir spor toto diye tutturmuş, para her şeyin önüne çıkmış, ahlaksızlık almış yürümüş, para için partisini değiştiren, mesleğine ihanet eden adamlar var...Öbür yandan, kalitesiz diziler...." "Olsun...! Sen yine yaz...! Televizyonda bu dizi ler, millette bıkkınlık yaratacak, nasıl bir zamanlar bir haftada aşk ,cinsellik içeren film yapılıyor, millet açık hava sinemalarını dolduruyorsa, bu da gelip geçici bir fırtına, eminim insanlar yeniden roman, hikaye, okumaya devam edecek, internet televziyonun da sinemanın da papucunu dama atacak...!" Karım gidiyor. Tekrar, çalışmaya başlıyorum Çocukluk yılklarına dönüyorum yine...Kasabada her evin çatısında , ahırında, güvercin yuvası olurdu... Sabah pencereyi açınca, gök yüzünde takla atan bir çift güvercin görürdüm...Güvercin yetiştirme bazılarında bir hastalık halini alırdı...Pazar yerine köylüler, güvercin getirirdi satmaya...Heryerde güvercin, tavuk pisliğinden geçilmezdi...Pazar dağılınca, Belediye arazözü "sulama arabası" toz kakmasın diye yıkar...Sonra, Kör Tevfik bir elinde uzun saplı süpürge bir elinde, hayvan pislik lerini toplayan, önü açık, teneke, yerleri süpürür sonra tenekenin içine alır, ilerde duran çöp kamyo- nuna boşaltırdı... Kör Tevfik Belediyede işçiydi...Başında , Fransız askerlerinin giydiği gibi bir kasket, sırtında Belediye reisinin verdiği önü düğmeli kahve rengi ceket Pazar günleri, mahallenin delikanlılarıyla güvercin uçururlardı...Bu bir nevi güvercin yarıştırmasıydı... Eğitilen güvercinler, havaya atılır, kimin güvercini ustaysa, öbürünü kandırıp, peşinden sürükler, artık o güvercin kazananın olurdu...Hatta, güvercin yarışı, horoz yarışı gibi, bahisle oynanırdı...Bu yüzden delikanlılar, kızların dikkatini çekmek için kavga yaparlardı. Kızlar da, horoz yarışı gibi güvercin yarışlarına da seyirci olarak gelirdi... Fakat, güvercin yüzünden çıkan bir kavgada bir delikanlı, hasmı tarafından şişlenince, Belediye horoz ve güvercin yarışmasını yasaklamıştı... Güvercin yüzünden, Duvarcı Hüseyin, oğlunu evden kovmuştu. " Ş...oğlu ş...ben ellerin emrinde çalışıyım, sen sokaklarda sürt !" diye ağzına ne geldiyse söyleye- rek çarşının içinde kovalamış, esnaflar ,dükkanla rının önüne çıkarak kasıklarını tuta tuta gülmüşler, oğlan korkusundan bir daha eve gelmemiş, en son kasabadan biri onu, bir otobüste muavin olarak gördüğünü söylemişti... Güvercin merakı bende de vardı...Köyde Hacı amcamın verdiği bir çift güvercini ,babama göstermeden, ahırda, gaz tenekesinden bir yuva yapmış, yuvaya alışsın diye kanat uçlarını kesmiştim....Ama güvercinler eve alışıp, başka yerlere doğru uçup, gidince, peşinden birkaç güvercin getirince, sabah, babamın yattığı pence- renin önüne konup, "guuuk...guuuk !" diye kanat çırıp, ötmeye başlayınca , babamın tepesi atmıştı. " Eşek sıpası, aklın bir karış havada ! Senin yaşıtların, eve ekmek getririyor, Hancı H...oğlu omuzuna dört yıldızı takmış, çarşının içinde öyle bir gubarıyordu ki, yerin dibine geçtim...! "Babası "B....bey, senin oğlun hangi üniversiteyi gazandı ?" soracak diye , görünmeden dükkana girdim... O akşam bulgur plavinin içindeki etleri görünce göz yaşlarımı tutamadım...Annem, "Oğlum artık büyüdün, güvercinle oynama zamanın geçti !"dedi.. " Etimi yiyen doymasın, bokuma basan onmasın diye, beddua ettiklerini de biliyor musunuz ? Allah Baba, taş edecek sizi !" dedim... * * * * Tablomu tamamlamıştım...Apartmanların çatısına, balkonlara konan yabani güvercinlerin resmini yapmıştım...Artık, sağlığım elvermediği için, balkona çıkamıyordum, güneş beynimi kayna- tıyor, tansiyonum yükseliyordu... Akşam üzeri, güneş çekilince, küçük kilimi serip uzanıyordum, ve dalıp gidiyordum, çocukluk yıllarına.... | |
|
Etiketler |
güvercinler - çocuk hikayeleri |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Yanlız Çocuk - Çocuk Hikayeleri | Sarya | Öykü Masal ve Hikayeleri | 1 | 15 Ekim 2021 20:54 |
Kalbini Kuşlara Veren Çocuk - Çocuk Hikayeleri | Sarya | Öykü Masal ve Hikayeleri | 0 | 15 Ekim 2021 20:52 |
Çocuk Masalları - 8 Kuzu Ve Kurt - Çocuk Hikayeleri | PySSyCaT | Öykü Masal ve Hikayeleri | 0 | 30 Eylül 2016 21:58 |
Yanlız Çocuk - Çocuk Hikayeleri | Ecrin | Öykü Masal ve Hikayeleri | 0 | 16 Kasım 2015 03:19 |
Kalbini Kuşlara Veren Çocuk - Çocuk Hikayeleri | Ecrin | Öykü Masal ve Hikayeleri | 0 | 16 Kasım 2015 03:18 |