17 Aralık 2011, 18:43 | #1 | |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Gerçek durup düşünüyorum “ne yapıyorum?” diye. İç motivasyonum kalmasa, yaptıklarımın gerçekten bir işe yaramadığını düşünsem, kıymet bilen birilerinin olmadığını görsem, tüm bu güncel sorunların arasında kalkıp da hakikaten oyun incelemek, ----- incelemek gibi uç ve göreceli olarak saçma bir işi yapmazdım. Dünya dengelerinin bir bir nasıl “birilerinin” eliyle değiştiğini izlememiz, hem de ülkemiz üzerinde birilerinin oynadığı oyunlar (hatta artık oyun oynamıyor halay çekiliyor göstere göstere) aklı başında hiçbir insan evladı tarafından görmezden gelinemez. Artık bir iki gazete haricinde gazetelere göz bile atamıyorum, köşe yazarlarının kendi benlikleri dışında yazılar yazmalarına, gündemi, halkın çok çok uzaklarından görmelerine veya görmek zorunda bırakılmalarına tahammül edemiyorum çünkü. Sosyo ekonomik düzenimiz bozuldukça daha da sessizleşiyor toplum, aksini yapmak yerine. Cihan Demirci’nin bir kitabı, “Dünyanın en tepkisiz toplumuna, en derim tepkilerimle...” diye başlıyordu, kitap eskice olsa da yıllar içerisinde iletişimin artmasına, teknolojinin gelişmesine, insanların bilinçlenmesine inat bu tepkisizlik, sessizlik ve açıkça boş vermişlik, Atatürk’ün “Türk milleti çalışkandır, Türk milleti zekidir!” sözlerini aklıma getiriyor, daha çok üzülüyorum. Kendi bağlarımızın bize unutturulmaya çalışıldığı bir zaman dilimindeyiz maalesef. Bu öncelikle dil ile oluyor, gündeme yabancı kalmakla gelişiyor ve tarihini unutmakla pekişiyor maalesef. Şu Çılgın Türkler kitabından bahis açıp da gaz cümleler kurmaya çalışmayacağım, işe yaramayacağını biliyorum çünkü. Gün bulup gün yiyen bir toplum olma yolunda hızla ilerlerken daha geçen ay bu tarihte, yani 19 Ekim’de şehit verdiğimiz onlarca askerimize ağlayıp, bu haftayı “vicdani ret” denen kavramla geçirdik, bedelli askerliğin çıkmasına sevindik!.. Televizyon dizilerinin uşağı haline getirilmiş, kafası çalışmayan, çalışmadıkça da mutlu olan bir toplum olma yolunda hızla ilerliyoruz. Bunu ben demiyorum araştırmalar diyor. Onları destekler nitelikte de rating belgeleri var elbette. Ateş düştüğü yeri yakıyor, biraz empati yapsak da ateşin bir defa da bizim içimize düştüğünü düşünsek düşünebildiğimiz ölçüde, belki o zaman canı yananlarla birlikte gözümüzü biraz açabilmeyi deneriz. Belki o zaman depremde hayatını kaybedenlere “Oh olsun!” demekten alıkoyabiliriz kendimizi. Hani üst tarafta birileri demiştim ya, onlar sayesinde gündem de değişiyor, olanları unutuyoruz, unuttuklarımızı da hatırlamıyoruz. Bu sayede belki de kendimizi iyi hissediyoruz ama bilmiyoruz ki şimdi hissettiğimiz iyi hal, kendimize, ailemize ve temelde ülkemize yaptığımız en büyük kötülük. Unuttukça ölüyoruz, unuttukça köleleşiyoruz, unuttukça insanlıktan çıkıyoruz farkında bir türlü olamasak da. Gerçekle yüzleşmekten hep kaçıyoruz, bundan hep korkuyoruz, belki korktuğumuzu bile bilmiyoruz bu şuursuzluk havuzunda kulaç atarken. Sanmayın ki hepimiz dert üstü murat üstü insanlarız, bir şeye kafa takmıyoruz, bir şeyler için çabalamıyoruz, ülke gerçeklerine alabildiğine yabancıyız, tek derdimiz oyunlara yazdığımız yazılar/verdiğimiz puanlar, sanmayın ki bizler oyun oynayan geri zekâlı robotlarız... Biz de insanız, becerebildiğimiz kadar, insanlığımızı unutmadığımız, ülkemizin durumuna üzüldüğümüz ölçüde. | |
|
Etiketler |
gercek |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Bu kız gerçek mi? | Süslü | Esrarengiz Olaylar | 17 | 22 Nisan 2010 17:17 |
Argo Kelimelerin Gerçek AnlanmalarıArgo Kelimelerin Gerçek Anlanmaları | Süslü | Genel Paylaşım | 0 | 26 Ekim 2008 20:01 |
Bu gerçek UFO! | Lin | Haber Arşivi | 4 | 18 Eylül 2008 14:34 |